Başbakan Ahmet Davutoğlu ve CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün saat 18:00 de başlayan görüşme tam 4 saat 20 dakika sürdü. Davutoğlu-Kılıçdaroğlu buluşmasından net bir karar çıkmadı, ancak liderlerin perşembe ya da cuma günü tekrar buluşacağı açıklandı.

Yenişafak Yazarı Abdulkadir Selvi, dünkkü görüşmede anlaşmaya varılamayan 7 madde ile uzlaşılan konuları kaleme aldı.

Abdulkadir Selvi'nin yazısı şöyle;

Başbakan Davutoğlu ile CHP lideri Kılıçdaroğlu, koalisyon görüşmeleri için masaya oturduklarında önlerinde bir liste duruyordu.

Liderlerden önce bir araya gelen AK Parti ve CHP heyetlerinin hazırladığı bir listeydi bu.
AK Parti ile CHP heyetlerinin üzerinde anlaşma sağlayamadığı başlıklar yer alıyordu.
Öncelikli olarak kurulacak koalisyon hükümetinin niteliği konusunda ayrı düşünüyor AK Parti ile CHP.

AK Parti, reform hükümetinin kurulmasını isterken, CHP bir restorasyon hükümetinden yana.

Neyin restorasyonu! 13 yıllık AK Parti iktidarında uygulanan politikaların restorasyonu.
İsterseniz önce iki partinin temel görüş ayrılıklarının yer aldığı listenin tamamını verelim sonra dünkü liderler buluşması eşliğinde değerlendirmelere geçelim.

1-Hükümetin niteliği

CHP, restorasyon hükümeti kurulmasını istiyor.13 yıllık AK Parti iktidarında uygulanan politikaların restorasyona ihtiyacı olduğuna inanıyor.

AK Parti ise reform hükümeti istiyor. İki zıt tabanı bir araya getiren koalisyon hükümeti hem nitelik hem de nicelik olarak geniş bir sosyal tabana oturacağı için, büyük reformlara imza atabilir.

AK Parti, CHP'nin, ”Restorasyon hükümeti” önerisini, ”13 yıllık kazanımların kaybı” olarak görüyor.

2-Hükümetin süresi

CHP, 4 yıllık güçlü bir hükümetin kurulmasından yana. CHP lideri Kılıçdaroğlu ile yaptığımız sohbette, ”Hükümetin birinci olarak yüksek profilli bir hükümet olması gerekir İkinci olarak 4 yıllık bir süre için kurulması lazım” demişti.

AK Parti ise hükümetin görev süresi için, “ucu açık olsun” diyor. Koalisyon kurulup icraatlara başlamadan nasıl devam edeceği bilinemeyeceği için, hükümetin sürecinin ucu açık tutulmasından yana. Geçmişte büyük umutlarla kurulan ANAYOL'un 1 yaşını bile doldurmadan nasıl yıkıldığını, Çiller ile Yılmaz'ın nasıl saç saça baş başa kavga ettiğini biliyoruz.

3-Milli iradeye yüklenen anlam

AK Parti; mlli iradenin tecelli ettiği merci Meclis'tir. Aynı zamanda milli iradenin yönetildiği yer de TBMM'dir. Seçimlerde Meclis iradesi nasıl tecelli ettiyse ona göre hükümet kurulur. O nedenle devletin politik öncelikleri de milli iradeye göre belirlenmelidir.

CHP ise devleti önceleyen bir yaklaşım içinde. AK Parti ile CHP heyetleri arasındaki canlı tartışmaların biri bu konuda yaşanıyor. CHP, bürokratik devlet düzlemine kadar geliyor. Devlet diye bir olgu var. Dış politikadan eğitime kadar tüm tercihler devlete göre belirlenmelidir görüşünde.

4-Dış politika

En çok tartışmalı geçen başlıklardan birisini dış politika oluşturuyor. Hatta CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik'le AK Partililer arasında bir gerilim yaşanıyor. Tahmin edileceği üzerine Mısır'daki darbe ve Suriye konusu tartışmaların odağında yer alıyor. “Mısır'daki darbenin yanında mı duracağız, yoksa karşısında mı?” soruları soruluyor.

CHP, laik dış politikayı savunuyor.

AK Parti ise dış politika eksenine milli iradeyi yerleştiriyor. Dış politika tercihlerinin milli iradeye göre yapılmasını ve seçilmiş demokratik yönetimlerin esas alınmasını istiyor.

5-Cumhurbaşkanlığı seçimi

Cumhurbaşkanı'nın yetkileri değil, seçim sistemi üzerinde görüş ayrılığı yaşanıyor.
AK Parti, Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesini demokrasi için büyük bir kazanım olarak görüyor ve devam ettirilmesini istiyor.
 Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle Meclis'in üzerinde jetlerin uçurulduğu, Meclis'in askerlerce ablukaya alındığı, uğruna muhtıraların verilip, ihtilallerin yapıldığı bir konu Cumhurbaşkanlığı seçimi. Son olarak 367 kararına ve 27 Nisan e-muhtırasına maruz kalan AK Parti, Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi konusunu referanduma götürerek demokrasiye büyük bir katkı sağladı. AK Parti, milletin doğrudan söz sahibi olduğu bu sistemi demokrasi açısından bir güvence olarak görüyor. O nedenle muhafaza edilmesinde ısrarlı.

CHP ise eskiden olduğu gibi Cumhurbaşkanı'nın TBMM tarafından seçilmesinden yana. CHP, başından beri Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesine karşı. Halk seçtiği taktirde muhafazakar bir Cumhurbaşkanı'nın olacağı, CHP adayının seçilemeyeceği görüşünde. O nedenle eski sistemi getirmek istiyor.

6-Eğitim

Tahmin edileceği gibi iki parti arasındaki temel ayrılık noktalarından birini, eğitim konusu oluşturuyor. AK Parti; 28 Şubat'ın kesintisiz eğitimine son veren ve okullara Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimiz'in hayatının ders olarak okutulduğu, 4 artı 4 artı 4 kesintili eğitimden taviz verme niyetinde değil. 28 Şubat'ın İmam Hatip liselerinin orta kısımlarını ortadan kaldıran ve hafızlık eğitimine darbe vuran kesintisiz eğitim uygulamasını tasfiye eden bu konuyu varlık ya da yokluk nedeni olarak görüyor.

CHP ise seçim beyannamesinde de açıkladığı gibi, 1 artı 8 artı 4'lü eğitim sistemine geçilmesini istiyor. Bu sistemin 28 Şubat'ın kesintisiz eğitim uygulamasını çağrıştırdığı, hatta ondan daha ağır olduğu ve İmam Hatiplerin orta kısmını ortadan kaldıracağı yönündeki eleştirilere ise girmemeye çalışıyor. “Biz İmam Hatip düşmanı değiliz” demekle yetiniyorlar.

7- Mecburi din dersi

CHP, zorunlu olan Din Kültürü ve Ahlak dersinin seçmeli olmasını istiyor.
AK Parti ise Din Kültürü ve Ahlak dersinin din dersi değil, kültür dersi olduğu görüşünde, bu nedenle mecburi olmasından yana.

Bu iki maddeye dikkat etmenizi isterim. Çünkü muhtemelen bu koalisyon kurulamayacak ve bu iki madde seçim meydanlarında, neden bu koalisyonun kurulamamasının gerekçesi olarak anlatılacak.

AK Parti ve CHP heyetleri 10 başlık halinde çalışmıştı. Yukarıda anlaşılamayan hususları sıraladım. Demek ki, ekonomi, çözüm süreci ve Alevilik ile Anayasa konusunda bu denli derin görüş ayrılıkları yaşanmamış.