Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, YÖK Yönetim Kurulu üyeleri ve üniversite rektörlerine hitap etti. Erdoğan, "Devlet çarkı biraz ağır işler bu çark dönmeye başladığında da hiçbir örgütün, terörün, algı operasyonlarının bu çark karşısında durmasına imkan yoktur. Hiçbir terör örgütü duramaz. Bu sözlerimin de altını çiziyorum. Çözüm sürecinde açılan eller malesef karşılığını bulmadı. Çatışmaları başlatan, çözümü bitiren terör örgütü ve onun uzantısı olan siyasi partidir. Terör örgütünün silahları bırakmasının dışında görüşülecek müzakere edilecek bir şey yoktur" ifadelerini kullandı.

TERÖRÜ KINAMAYANLAR...

Terörü mertçe kınamayanların milletle sorunu olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bu ülkede şehitler tepesi hiç boş kalmadı. Öyle görünüyor ki boş da kalmayacak. Milletimize başsağlığı diliyorum. Milletimizi Anadolu'dan sökmeye çalışanlar hep hezimete uğradı, yine öyle olacak. Yöntemde ve söylemde anlaşamıyor olabiliriz ama hedefte ortak olmalıyız. Terör örgütünün saldırılarını açıkça ve mertçe kınamayanların bu milletle sorunu vardır" diye konuştu.

"ERDOĞAN KAYBETSİN DE NE OLURSA OLSUN..."

- "Erdoğan kaybetsin de ne olursa olsun" diye bir akıl tutulması yaşıyorlar. Bunu açıkça görüyorum. Türkiye PKK, DHKP-C, DEAŞ ve Paralel tehtidiyle mücadele edersen küçük hesaplar peşinde koşanları şiddetle kınıyorum. 1 Kasım'da milletimiz inanıyorum ki bütün bu olanların hesabını birilerine soracaktır.

ÇARK BİR DÖNMEYE BAŞLARSA...

Devlet çarkı biraz ağır işler bu çark dönmeye başladığında da hiçbir örgütün, terörün, algı operasyonlarının bu çark karşısında durmasına imkan yoktur. Hiçbir terör örgütü duramaz. Bu sözlerimin de altını çiziyorum.

- Çözüm sürecinde açılan eller malesef karşılığını bulmadı. Çatışmaları başlatan, çözümü bitiren terör örgütü ve onun uzantısı olan siyasi partidir. Terör örgütünün silahları bırakmasının dışında görüşülecek müzakere edilecek bir şey yoktur.

ELİNDE MOLOTOF OLAN MİLLETİMİZİN BUĞZUNU...

Bu acıların yaşanmasını, annelerin, babaların, eşlerin, çocukların, kardeşlerin, sevenlerin gözyaşlarını engellemek için gerçekten çok uğraştık, çok mücadele verdik ve vermeye devam edeceğiz. Fakat terör örgütü yeniden silaha, şiddete, baskıya, kan dökme yoluna başvurarak bizim arzu ettiğimiz çözüm yolunu kapattı. Geldiğimiz noktada artık elinde silahı, molotofu, yüzünde maskesi olan herkes hukukun ve güvenlik güçlerimizin mukabelesini, milletimizin buğzunu ziyadesiyle hak ediyor demektir.

- Elinde molotof varsa bu bir silahtır, dolayısıyla güvenlik güçlerimize silah kullanma yetkisini verir, bu yasanın gereğidir. Bu saatten sonra devletin ve milletin razı olabileceği tek çözüm, terör örgütünün tüm faaliyetlerine son verip, silahlarını bırakmasıdır. Terör örgütünün silahları ya devlete teslim edilecek ya da üzerine beton dökülüp bir daha kullanılmaz hale getirilecektir. Artık bunun dışında konuşulacak, görüşülecek, tartışılacak hiçbir şey yoktur. Silahların gömülmesi, terörün durması, ülkenin yeniden huzur iklimine kavuşması konusunda somut adım atacak olan terör örgütüdür.

- Ülkemizi, milletimizi bu zor durumdan, gereken her yolu ve yöntemi kullanarak çıkaracağız. Yetkiyi aldığımız milletimize karşı hesap verme sorumluluğumuz bunu gerektiriyor. Bu mücadelede de en büyük güç kaynağımız bizatihi milletimizin kendisidir, milletimizin desteğidir, milletimizin hayır duasıdır. Milletimizin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetlerimizle, polisimizle, jandarmamızla, istihbaratımızla, köy korucularımızla çok daha sıkı bir koordinasyon, çok daha sıkı bir işbirliği içerisinde yürütülen mücadelenin başarıya ulaşacağından kimsenin şüphesi olmasın. Biz bu ülkeyi, bu devleti sokakta bulmadık. Milletin geleceğini üç beş teröriste, üç beş ihanet çetesi mensubuna, üç beş işbirlikçiye terk etmedik, etmeyeceğiz.