Erdoğan'ın Davos'taki 'One Minute' tepkisiyle gerilen ve İsrail'in Mavi Marmara saldırıyla kopma noktasına gelen Türkiye - İsrail ilişkilerinde yeni bir döneme girildi. 

İki ülke ilişkilerinde hareketli bir hafta geride kaldı. Diplomatik heyetler Cenevre'de buluşurken, ABD'deki 51 büyük Yahudikuruluşunun çatı örgütü olan 'Başkanlar Konferansı' Ankara'ya geldi.

NETANYAHU'YA YAKIN BİR İSİM

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ziyaret eden 35 kişilik heyette, İsrail Başbakanı Netanyahu'ya yakınlığıyla bilinen Malcolm Hoenlein de vardı. Malcolm, ilişkilerde bazı sebeplerden dolayı iki ülkenin önemli bir zamandan geçtiğini ve bunun bir fırsat olduğunu söyledi. Malcolm ilişkilerini önemini 'DAEŞ ve PKK gibi çok sayıda sorun var, ama bu sorunların varlığı da işbirlirliğini daha acil hale getiriyor.' sözleriyle anlattı.

ERDOĞAN'IN 8 MADDESİ

Başkanlar Konferası'nın yaptığı açıklamada ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan, heyetle yaptığı görüşmede 8 maddelik bir 'Gazze planı' paylaştı. İlişkilerin düzelmesine adına önem teşkil eden bu maddeleri, Hürriyet gazetesinden Cansu Çamlıbel, Malcoml Hoenlein'e sordu.

İşte o sorular ve Hoenlein'in cevapları...

Kurumunuzun internet sitesine bu ziyaretle ilgili koyduğunuz kısa açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 8 maddeden oluşan önceliklerini sizinle paylaştığını belirtmişsiniz. Nedir o 8 madde?

Kendisinin konuşmasında ağırlıklı konu Gazze için yapılabileceklerdi. Gazze’nin ekonomik durumunun iyileştirilmesine dair güçlü vurgular yaptı ki biz de İsrail devleti de bu görüşü paylaşıyor zaten. Özellikle inşaat malzemelerinin geçişlerine ilişkin beklentileri dile getirdiler. Zaten her gün İsrail’den Gazze’ye 800–900 kamyon malzeme götürüyor. O anlamda bir abluka yok yani. Ancak kısıtlamalar tamamen terörizm tehdidinin sonucu. Gazze’yi yöneten teröre başvurmaktan kaçınmayan Hamas rejimi nihayetinde. Sayın Erdoğan da farklı başlıklarda terörle ilgili kaygılarını dile getirdi. Sonuçta terörizm Ortadoğu’da genel bir sorun.

Sayın Cumhurbaşkanı önerdiği adımları içeren bir plan sundu. Eminim bu plan, şu anda Türk ve İsrailli diplomatlar arasında süren görüşmelerde tartışılacaktır.

GAZZE ABLUKASI KALKACAK MI?

Erdoğan’ın önerdiği planın spesifik olarak Gazze’ye ablukanın kaldırılmasıyla ilgili olduğunu tahmin ediyorum. Doğru mu?

Bu ele aldığımız temel konulardan biriydi ama başka konular da konuştuk. Heyetimizde Türk Yahudi cemaatinden konuklar da vardı. Dolayısıyla Türkiye’nin iç politikasını ilgilendiren bazı konuları da ele aldık. Cumhurbaşkanı Erdoğan Yahudi karşıtlığını ve İslamofobi’yi güçlü bir şekilde kınadı. Suriye’ye ilişkin birtakım kaygılarını dile getirdi. Dolayısıyla pek çok konu konuştuk aslında. Plan ise büyük ölçüde Gazze’ye enerji götürmeyi hedefleyen bazı somut önerilerle ilgili. Gazze’ye götürülecek malların içeriğine dair sorumluluk ve o malların sadece amacına uygun kullanılacağına dair garantiler içeriyor ki bugüne kadar durum böyle değildi.

İki ülke arasındaki diplomatik görüşmelerden sızan bilgilere göre Türkiye Türk gemilerinin Gazze’ye gidişine izin verilmesini de talep ediyor. Erdoğan’ın paketindeki önerilerden biri de bu mu?

Tam olarak bu şekilde söylemedi. Bazı kişilere ve enerji kaynaklarının geçişine izin verilmesinden bahsetti.

'GÜVEN OLURSA BU KONULAR TARTIŞILIR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi önerilerini içeren planı sizinle paylaştığı günlerde Cenevre’de Türk ve İsrailli diplomatlar görüştü. Paralel bir çabanın söz konusu olduğu anlaşılıyor. Sizce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önerisi normalizasyonun bir parçası olarak İsrail tarafından kabul edilebilecek bir öneri mi?

Ben bütün bunların tartışılabileceğini düşünüyorum. Elbette her kim olumlu bir katkı sunmak isterse genel resme bakıp neler olabilir neler olamaz tartışılabilir. Biz terörizm üretenlerle birlikte çalışmak istemiyoruz. Ama bir yandan da İsrail’in insanların yaşam koşullarının düzeltilmesinden yana olduğunu göstermek istiyoruz. İsrail’in çekilmesinden sonra orada demokratik ve özgür bir toplum kurulmasına yönelik fırsatın kullanılması yerine insanların Hamas rejimine maruz kalmış olmasından üzüntü duyuyoruz. Dolayısıyla da sorunuza yanıtım evet. Bana kalırsa bütün bu konular tartışılabilir. Güven oluştukça ve diplomatik ilişkiler de ilerledikçe daha fazla adım için temel atılması mümkün olacaktır.