Davutoğlu, "Bu çerçevede bugünlerde bir sanatçının bana doğru  dönüp 'zalim' gibi bir ifade kullanması üzerine döndüm, gönül aynama baktım. 'Acaba' dedim, 'benim yüzümde benim gönlümde zulme bulaşmış bir insanın herhangi bir küçük lekesi var mı' diye. Emin olun muhasebe ettim. Biliyorsunuz bir sanatçı  'zalim' diye dönüp bize hitap ederek bir ithamda bulundu. Sonra bir iç muhasebe yaptım" dedi.
 
Sanatçıyı muhasebe yapmaya davet eden Başbakan Davutoğlu, şunları  söyledi:
 
"Hiç konuşmadan zulümle itham ettiği bu kişiyi iyi anlamak istiyorsa, lütfen Somalili başı okşanmış çocukların yanına gitsin, hiç kimsenin gitmediği Arakan'da evleri yanıp çıplak ayaklarla bataklıkların içerisinde doluşan insanlarla kucaklaşan bir kişi olarak onlara sorsun bizi? Gazze'de bombalar altında mazlum Filistin halkı ile o bombalar için 'burayı bir an önce terk edin' dendiğinde eşimle birlikte orada katledilen bir genç kızın başında ailesiyle birlikte yürek yüreğe verdiğimiz anı düşünsün? İnsanların saf saf Suriye'den gelip mülteci olarak ülkemize sığındığında iftarlarımızı onlarla birlikte açıp, onların ruhunu onların ızdırabını birlikte paylaşan bir kişi olarak aynaya tekrar tekrar baktım. Sonra Rabbime hamd ettim. Dünyada bizim zulmümüzü, hiç böyle bir zulmü görmemiş olan, bize zulmü yakıştırmayacak o kadar çok insan vardı ki, bizim  adaletimize, vicdanımıza, merhametimize şahitlik edecek o kadar çok insan vardı  ki... Bir gün son nefesimize verdiğimizde arkamızdan belki milyonlarca insan  'Elhamdülillah ki Türkiye'de bu dönemde bu insanlar yaşıyordu da biz  evsiz  barksız, aşsız kalmadık' diyecek o kadar çok insan vardı ki... Hamd ettim  Allah'a. Bizim elimizde tek bir masumun bırakın kanı, gözyaşı dahi yoktur.
 
O SANATÇIYA SESLENİYORUM
 
Ama birileri, birilerine gözyaşı döktürmek isterse, birileri İsrail'in veya Esad rejiminin yaptığı gibi mazlumlara zulmetmek isterse, birileri bugün PKK terör örgütünün yaptığı gibi bu halka zulüm etmek isterse onun karşısında da  sessiz kalacak kadar güçten, Allah'ın ve milletin bize lütfettiği bu iktidar gücünden nasipsiz değiliz. O sanatçıya sesleniyorum. Gelsin eğer bir zulüm görmek istiyorsa, Dışkapı Hastanesi'nde bir kaç gün önce ziyaret ettiğim 8 yaşındaki  Sait'in gözlerinin içine baksın. Babası ve küçük kızkardeşi Ecrin, şehit olarak  kaybetmiş olan Sait'in gözündeki o hüznü, yüzünün yarısı yanmış olan ama dudaklarında hiç eksilmeyen o tebessüme baksın, sonra eşini ve bir çocuğunu kaybedip, diğer çoğunun yanında bulunamayıp, başka bir hastanede yatan annesi Meryem'i ziyaret etsin ve Diyarbakır Çınar'da katledilen bu çocukların arkasında  hangi zalimlerin olduğunu düşünsün, ondan sonra zalim kavramını kime kullanabilecekse o zaman kullansın? Bizim merhametimize ve vicdanımıza milletimiz  ve tarihte şahittir."