AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yasin Aktay, AK Parti MYK toplantısında terörle mücadele gündeminin masaya yatırıldığını ve bu sürecin toplumsal yan etkilerinin nasıl telafi edilebileceğinin konuşulduğunu söyledi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında yapılan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında bir açıklama yapan Parti Sözcüsü Yasin Aktay, Şırnak ve Van’da şehit olan polis ve askerlere rahmet dileyerek konuşmasına başladı. Aktay, “Terörle mücadele Türkiye’nin önündeki en önemli gündem maddesi. İnşallah bu gündemi, terörü Türkiye’nin gündeminden çıkartmaya azmettik. Bugün ele alınan konularda her zaman olduğu gibi önümüzdeki dönemlerde terörle mücadele ederken, terörle mücadelenin toplumsal yan etkilerini nasıl telafi edebileceğimize dair görüşlere yer verdik” dedi.
“KORKARIM ONLARIN ÜMİTLENEBİLECEKLERİ AK PARTİ İÇİNDE HERHANGİ BİR ÇATLAK İHTİMALİ YOK”
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en hızlı güvenoyu almış bir hükümetin kuruluşuna tanıklık edildiğinin altını çizen Yasin Aktay, sürece ilişkin bilgi verdikten sonra Hükümet programının oylaması sırasında AK Parti’nin 1 fire verdiği yönündeki iddialara ilişkin, “AK Parti grubu bütün üyeleri ile birlikte TBMM çatısı altında hazır bulundu ve ‘evet’ oyu verdi. Bazı basın yayın organlarında çıkan bir habere dikkat çekmek istiyorum, nasıl bir hevesin peşinde olduklarını göstermesi açısından ilginç bir durum oluşturmuştur. Bir milletvekilimiz, Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun izinliydi, önemli bir uluslararası toplantıya katılması gerekiyordu. Orada bulunması grubumuzun izni ile oldu. Birilerinin böyle bir fire ihtimalinden nasıl bir medet ummuş olduklarını görmek açısından manidar bir durum oluşturmuştur. Korkarım onların ümitlenebilecekleri AK Parti içinde herhangi bir çatlak ihtimali yok.” diye konuştu.
“ÇOK ŞEHİTLER VERMEKTEYİZ, ÖBÜR TARAFTA TERÖR ÖRGÜTÜNE CİDDİ ZAYİATLAR VERDİRİLİYOR”
Parti teşkilatının Ramazan ayı hazırlıklarının toplantıda konuşulduğunu kaydeden Yasin Aktay, bilhassa terörle mücadele verilen bölgede yapılabilecek çalışmaların değerlendirildiğini kaydetti. Aktay, “Terörle mücadele Türkiye’nin önemli bir mücadelesi. Bunun yol açabileceği bir takım kırılganlıklar, tahribatlar hepimizin gözü önünde cereyan ediyor. Çok şehitler vermekteyiz, öbür tarafta terör örgütüne ciddi zayiatlar verdiriliyor. Terörle mücadele şehirlerde yürütülmek, bu şehirler tahrip edilmekte. Esnafın ekonomik faaliyeti durma noktasına gelmektedir. Terörle mücadelenin yürütüldüğü yerlerde insanların ekonomik ve sosyal hayatları ciddi bir şekilde etkilenmektedir. Toplum olarak biz bir bütünüz. Türkiye’yi bir bütün olarak tutmak, toplumsal beden bütünlüğünü en sağlıklı şekilde yürütme noktasında sorumluluk sahibiyiz. Bu sorumluluklar çerçevesinde orada yürütülecek bir takım çalışmalar var. Ramazan ayının ikliminden de etkilenerek” şeklinde konuştu.
Aktay, TBMM takviminin belirlenmesi hususunda bazı çalışmalar yaptıklarını kaydederek, Ramazan ayında Meclis faaliyetlerinin nasıl yürütüleceği konusunun masaya yatırıldığının altını çizdi.
“BU BENİM İÇİN DE SÜRPRİZ OLDU”
Yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularına cevap veren Yasin Aktay, Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısının Parti Sözcüsü olarak görev yaptığı, neden böyle bir değişikliğin neden yapıldığı konusundaki soruya, “O bir zorunluluk değil. Bize bir görev veriliyor, bizde itiraz etmeden kabul ediyoruz. Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Cevdet Yılmaz, parti yönetimi içinde. Tanıtım ve medya işi yeterince yoğun. Bu konudaki taktir Sayın Genel Başkanımızın. Bu benim için de sürpriz oldu” ifadeleri ile cevap verdi.
Anayasa çalışmaları konusunda görevlendirmelerin yeniden yapılacağını kaydeden Aktay, bu konuda henüz kararlaştırılmış bir organizasyon olmadığını belirtti.
“13 YAŞ VE ÜZERİ BİNLERCE ÇOCUK TERÖR ÖRGÜTÜ SAFLARINDA ADETA REHİN OLARAK TUTULMAKTADIR, SAHAYA SÜRÜLMEKTE”
Terörle mücadelenin toplumsal yan etkilerinin nasıl bertaraf edileceğinin sorulması üzerine Aktay, “Terörle mücadele uzunca yaşadığımız bir çözüm sürecinin akabinde karar vermek zorunda kaldığımız bir süreç. Aslında bu da bir tür çözüm süreci, çözümümüz bu yani. Bizim Kürtlerle ilgili sorunu, ülkemizin Kürtlerle ilgili sorunu konusunda AK Parti hükümetleri elinden gelen her şeyin en iyisini yapmaya çalıştı. Uzun süren bir çözüm sürecinin akabinde ne yazık ki terör örgütü bu süreci suistimal etti. Bunun neticesinde bugün hükümet başka bir sürece geçmek zorunda kalmıştır aslında. Terörle mücadeleyi başka bir zemine geçirmek durumunda kaldık. Daha önceden çözüm sürecinde önemli tecrübe elde ettik. Bu çözüm süreci kat edilmemiş olsaydı, o süreç yaşanmamış olsaydı bu gün terörle mücadelede bu kadar başarılı olunmazdık. Çünkü çözüm sürecinde samimiyetimizi Kürt halkı çok net bir şekilde gördü, kendimizi iyi anlatma fırsatı bulduğumuzu düşünüyoruz. Bundan sonra büyük bir operasyon yapıldığı zaman bunun yan etkilerini hesaba katmak zorunda kalıyorsunuz. Şuanda terörle mücadelede karşımızda 7 düvel tarafından desteklenen gözünü kan bürümüş, Kürt halkına zerre kadar saygısı olmayan bir örgüt var. Bu örgüt kendi amaçlarını gerçekleştirebilmek için şehirleri tahrip etmektedir, çocuk yaşta insanları dağa kaldırmaktadır. Bugün çocuk haklarını savunan bir takım kuruluşların yeterince ilgilenmedikleri bir husustur bu. 13 yaş ve üzeri binlerce çocuk terör örgütü saflarında adeta rehin olarak tutulmaktadır, sahaya sürülmekte ve hayatları üzerinden, gelecekleri üzerinden pervasızca bir terör faaliyeti yürütülmektedir, çocukların geleceği karartılmaktadır. Bu çocukları nasıl kurtarabiliriz, bu da bizim ele almamız gereken bir sorun. Terör örgütü şimdiye kadar önemli mazeret kullanıyordu, önemli bir argüman kullanıyordu bölge halkına karşı. ‘Kürtler inkar ediliyordu, Kürtler baskı altında’ ama bugün öyle bir ortamın olmadığını bölge halkı en canlı şahidi. Bugün öyle bir argümanı yok, çocukları kandıracak bir zemin yok ama bu oluşan boşluk içinde bunu kullandı. Operasyonların yol açtığı bir takım komplikasyonlar, özellikle tahrip edilen şehirlerin onarılması yönünde bir takım çalışmalara ihtiyaç var. Evleri yıkılan insanların evlerinin yapılanması, ekonomik durumu bozulan insanlar, göç etmek zorunda kalan insanlar var. Göç ettikleri yerlerde barınma ihtiyaçlarının karşılanması yönünde bir takım ihtiyaçlar tespit edildi. Uzun vadede bunların rehabilitasyonu, saldırılara, şiddet olaylarına maruz kalan gerek çocukların gerek diğer insanların rehabilitasyonu yönünde çok kapsamlı bir takım çalışmalara ihtiyaç var. Şu anda mecbur kalmış olduğumuz, neredeyse 10 aydır devam etmekte olan büyük bir operasyonun yan etkilerini gidermek yönünde, güçlü bir toplum, güçlü bir millet, güçlü bir devlet olma yolunda kendi milletimizle, insanımızla kucaklaşma yönünde bir toplumsal restorasyon sürecini yaşayacağız” şeklinde konuştu.