Sebile ÇETİN- Mehmet İNAN/BURSA, () - BURSA’da İl Sağlık Müdürlüğü tarafından düzenlenen 'İslam Dini ve Organ Bağışı' paneline, Türkiye'nin 5'inci yüz nakillisi Recep Sert, Türkiye'nin 7'nci yüz nakillisi Recep Kaya ve Türkiye’nin ilk çift kol nakillisi Cihan Topal da katıldı. Recep Sert'in nişanlısı Esma Yıldız ile birlikte katıldığı panelde konuşan Cihan Topal, kızının elinden tutup parka götürme hayalini gerçekleştirdiği için mutlu olduğunu söyledi.
Bursa İl Sağlık Müdürlüğü tarafından İl Müftülüğü ve Bursa Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile organ bağışı konusunda din görevlilerini bilgilendirmek için 'İslam Dini ve Organ Bağışı' konulu panel düzenlendi. Panele Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Abdülkadir Karlık, İl Sağlık Müdürü Özcan Akan, İl Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Ay, Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Koordinatörü Nilgün Keçecioğlu, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde yüz nakli yapılan Recep Sert ve Recep Kaya, kol nakli yapılan Cihan Topal, diğer nakil olan hastalar ve bağış yapan aileler katıldı.
Bursa’nın İnegöl İlçesi’nde yaşayan Recep Sert, tedavisi sürerken Akdeniz Üniversitesi’ne kardeşinin böbrek nakli için geldiği sırada tanışıp nişanlandığı Esma Aykul ile birlikte katıldı. Kameraların kendilerine dönmesinden rahatsız olan çift, bir süre ayrı koltuklarda oturdu.
'HER YIL 3 BİN 500- 4 BİN KİŞİ EKLENİYOR'
Panelde konuşan İl Sağlık Müdürü Özcan Akan, organ bağışının Türkiye’de yeterli düzeyde olmadığını belirterek, 2013 yılında 22 bin 873 hastanın organ nakli olmayı beklerken sadece 4 bin 294’ünün organ nakli olabildiğini kaydetti. Nakil olan hastaların 976’sının kadavradan yapılabildiğini ifade eden Akan, 2013 yılında yaklaşık 2 bin kişinin organ beklerken hayatını kaybettiğini vurguladı. 2014 yılı itibariyle bekleme listelerinde 28 bin 269 kişinin nakil beklediğine dikkat çeken Akan, her yıl bekleme listesine 3 bin 500, 4 bin kişinin eklendiğini ifade etti. Bağış oranının Avrupa ülkelerinde bir milyon nüfus başına 25 ile 35 arasında olduğunu dile getiren Akan, Türkiye’de 5.4 olduğunu kaydetti.
'BAŞKA BİR İNSANA İHTİYAÇ DUYULAN TEK TEDAVİ NAKİL'
Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Koordinatörü Nilgün Keçecioğlu da organ nakli yolculuğunun Antalya’da 30 yıl önce başladığını ifade ederek, "Daha çok hastamızı kurtarmak için çabaladık. Son yıllarda yüz ve kol nakilleriyle gündeme geldik. Biz Antalya’da bu yolculuğa çıktığımızda sadece sağlık çalışanları değildik. Tek başımıza yapmamız mümkün değil. Sadece başka bir insana ihtiyaç duyulan tek tedavi şekli organ nakli. Bunun için toplumun içine girdik. Özellikle din görevlileri ile tek tek iletişim içinde olup topluma ulaşmaya çalıştık. Bir insanın başka bir insana hayat verebilmesi, parçasını bağışlaması tamamen maneviyatı ile ilgilidir. Para ile değeri ölçülemez. Çözüm bizim içimizde. Yüz ve kol nakilleri hayati önem taşıyan nakiller değil ama her bireyin yaşam kalitesini arttırma ihtiyacı var. Sosyal hayata karışma, muhtaç olmadan yaşama, insanlarla bir arada olabilmeye ihtiyacı var" diye konuştu.
'TEK İSTEĞİM KIZIMIN ELİNDEN TUTUP PARKA GÖTÜRMEK'
İlk çift kol nakli olan Cihan Topal, "2008 yılında geçirdiğim iş kazasının ardından tek isteğim kızımın elinden tutup parka götürmekti. Çok şükür ki bu gün kızımla elinden tutup parkada götürebiliyorum. Alışverişe de gidebiliyoruz. Arabamızı kullanıyoruz. Ben bunu bağışçı sayesinde yapabiliyorum. Ama son dönemde kol nakilleri yapılmıyor. Verici olmadığı sürece yapılamaz. Umudumuz var. Halkımızı bilinçlendirmek gerekli. Bu tür panelle organ bağışının artacağına inanıyoruz" diye konuştu. 
Türkiye’nin 5’inci yüz nakillisi Recep Sert ise yaşadığı olayın ardından sosyal yaşamının kalmadığını fakat yüz naklini ilk duyduğunda "Acaba mı?" dediğini belirterek, "Başvurunun ardından nakil bana çıktı. Hayatım değişti. Herkesi organ nakline bekliyorum" dedi. 
Türkiye’nin 7’nci yüz nakli olan Kırklarelili Recep Kaya ise, ameliyatın ardından artık iyileşmeye başladığını söyleyerek, bu tür nakillerin artık kabul görmesi gerektiğini ve sisteme girmesini istedi.
Konuşmaların ardandan panelde Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem Taşkapılıoğlu, İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Cemal Ata Bozoklar, UÜ. İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Kaya, beyin ölümü, aile görüşmeleri, İslam dini ve organ nakli konusunda bilgi verdi. UÜ. Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem Taşkapılıoğlu, beyin ölümünün nasıl gerçekleştiğini anlatarak, beyin ölümünün dünyada geri dönüşünün mümkün olmadığını belirtti.
'BAĞIŞ YAPILMADAN GÖMÜLEN BİR KİŞİ, 4 KİŞİYİ DAHA GÖMÜYOR'
İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Cemal Ata Bozoklar ise insanın ölümü bilmesi ile idrak etmesinin farklı olduğunu ifade ederek, bu yüzden beyin ölümü gerçekleşen kişinin yakınlarından organ bağışı istendiğinde ters tepki alındığını vurguladı. Beyin ölümünün tam ve kesin ölüm olduğunun altını çizen Bozoklar, "Kalbi duran insan tekrar hayata döndürülebilir. Yeter ki beyni çalışsın. Ama beyin ölümü son nefes anıdır. Son nefes beyin sapının öldüğü andır" dedi. Ailelerin ‘dinen caiz değil’ diyerek bağıştan sıyrıldığını dile getiren Bozoklar, organı alınmadan gömülen herkesin 4 kişiyi daha gömdüğünü unutmamasını istedi.
'ORGANI YÖNLENDİREN BAĞLI OLDUĞU RUHTUR'
UÜ. İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Kaya, organ ve doku naklinin 1950’li yıllarda beri tartışılmaya başladığı için Kur’an-ı Kerim’de ya da Hz. Muhammed’in hadislerinde bunun yer almasının beklenmemesi gerektiğini söyledi. Farklı konular için söylenenlerin yorumlanabileceğini ifade eden Kaya şunları söyledi: “Ebu Hanife bir kural geliştirmiş. Kişinin canına mal olacak tasarrufları hukuken geçersizdir. Fakat bedeni üzerindeki tasarruflarında hukuken geçerlidir. Kolunuz kangren olduğunda mecburen kestireceksiniz. Ama ötenazi canınıza mal olacak bir şey bu yüzden karşı çıkılıyor. Organ nakli ile ilgili bir çok tartışma var. Ama organı yönlendiren bağlı olduğu ruhtur. Asıl icraat organı yönlendiren hareket kabiliyeti veren ruha aittir. Organ nakli zaruridir, tedavi olarak görülmeli. Bu yüzden caizdir. Kişilerin bedeni üzerinde tasarruf hakki vardır. Ölüme din adamı değil tabipler karar vermeli. Bu bizim konumuz değil.Bizi ilgilendiren ölüm gerçekleşmeden nakil yapılmamasıdır. Suiistimal olmaması, insan bedeninin ticari meta haline getirilmemesi, tedavi için zaruri olması durumunda kadavradan nakiller gerçekleştirilebilir."

FOTOĞRAFLI