ANTALYA'da 11'incisi düzenlenen Üroonkoloji Kongresi'nde böbrek ve mesane kanserlerinin en önemli etkeni sigara olarak gösterildi. Bir araştırmada Ege Bölgesi'ndeki tarım işçilerinin kimyasal ilaç kullanımları nedeniyle mesaneye yakalandıkları ve sigaradan sonra en önemli ikinci etken olduğunun belirlendiği açıklandı.
Türk üroonkoloji alanındaki en büyük mesleki ve bilimsel platform 11'inci Üroonkoloji Kongresi, 6- 10 Kasım tarihleri arasında Antalya'daki Cornelia Diamond Otel'de yapılıyor. Üroonkoloji Derneği tarafından düzenlenen kongrede, Türkiye'den 75, ABD ve Avrupa'dan 15'e yakın davetli yabancı konuşmacı yeni gelişmeleri katılımcılarla paylaşıyor. 21 oturum, 2 kurs ve 6 uydu sempozyumunun yapıldığı kongrede, 204 poster, 52 sözel ve 28 video bildiri sunumu yer alıyor. Kongreye ilişkin dernek yöneticisi bilim adamları bugün basın toplantısıyla böbrek, mesane ve prostat kanserlere ilişkin bilgi verdi.
"BÖBREK KANSERİNE KARŞI SİGARADAN UZAK DURUN"
Üroonkoloji Derneği Başkanı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Çağ Çal, böbrek kanserine 2000'li yıllarda yüzde 35 oranında erken teşhis konulurken, ultrasonun yaygınlaşmasıyla bugün bu oranın yüzde 1980'lere yükseldiğini söyledi. Her yıl yaklaşık 10 bin kişiden birinin böbrek kanserine yakalandığı ve 30 bin kişiden birinin öldüğünü belirten Prof.Dr. Çal, böbrek kanserlerinin çoğunlukla kimyasalların ya da dış etkenlerin etkisiyle meydana geldiği ve bunlar arasında ilk sırada sigara kullanımının böbrek kanseri riskini yüzde 40 oranında arttırdığını söyledi. Prof. Çal, herkese sigaradan uzak bir hayat gerektiği uyarısında bulundu. Böbrek kanserinde en önemli erken teşhisin idrarda kan görünmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Çağ Çal, idrarında kan görünmesi halinde mutlaka hekime gidilmesi gerektiğini dile getirdi.
MESANEDE EN ÖNEMLİ ETKEN SİGARA VE TARIMSAL İLAÇLAR
Mesane, diğer adıyla idrar kesesi kanseriyle ilgili en önemli etkenlerin başında sigara, ikincisinin de tarım işçiliği olduğunu belirten Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Talha Müezzinoğlu, Ege Bölgesi'nde yürüttüğü bir çalışmada tarımsal alanlarda kullanılan kimyasal ilaçların tarım işçilerinde mesane kanseri riskini yükselttiğini ve bu bölgede çok sık rastlandığını söyledi.
İdrar kesesi kanserinde de ilk bulgunun böbrekte olduğu gibi idrardan kan gelmesi olduğuna işaret eden Prof. Dr. Talha Müezzinoğlu, "İdrarında en ufak kan gören birisi mutlaka üroloji hekimine gitmelidir. Diğer kanser türlerinde belki de erken tanı idrar kanserindeki kadar önemli değildir ama gözden kaçırıldığında çok büyük problem, organın alınmasına ve yaşamın sonlandırılmasına kadar bir aşamaya gidiyor. En önemli konu sigaradır ve artık ayrılma zamanınız gelmiştir sigaradan" dedi.
ERKEKLERDE EN ÇOK PROSTAT KANSERİ GÖRÜLÜYOR
Prostat kanserinin erkeklerin korkulu rüyası olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Sinan Sözen, prostat kanserinin iyi huylu ve kötü huylu olmak üzere iki türü olduğu söyledi. İyi huylu prostat kanserinin idrar yapmayı zorlaştırdığını ve yaşam kalitesini bozduğunu kaydeden Prof.Dr. Sözen, kötü huylu prostat kanserinin ise dünyada erkeklerde en sık görülen kanser türü olduğunu ve ölümlerde de akciğer kanserinden sonra ikinci sırada olduğunu açıkladı.
CİNSEL HAYAT BİTMEZ AMA ETKİLENİR
Erkeklerin prostat kanserine ilişkin muayeneden korktuğunu ve 'Başka yolu yok mu?' diye sorduklarına işaret eden Prof.Dr. Sözen, "Tedavinin yarattığı komplikasyonlar cinsel hayat ve idrar kaçırma sorunları oluşturabiliyor. Erkeğin bu tedavide mutlaka cinsel hayatının olumsuz etkileneceğini bilmesi lazım. Ama yüzde yüz biter diye bir şey yok ancak belirli yan etki görülüyor" dedi.
GENÇ ERKEKLERİN KORKULU RÜYASI TESTİS KANSERİ
Genç erkeklerin korkulu rüyası ve en çok görülen kanser türünün testis kanseri olduğunu anlatan İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği'nden Dr. Gökhan Toktaş, ne yazık ki farkında da olunmadığını söyledi. Belki de tıbbın en yüz güldüren kanser türü olduğunu belirten Dr. Toktaş, şunları söyledi:
"Erken teşhiste yüzde 98 oranında başarıyla tedavi edilmektedir. Nezle, grip gibi basit hastalıklar için bile yüzde 98 verilememektedir. Toplumumuzda neden farkındalık yok, biraz da kapalı toplum olduğumuzdan. Aslında tanısı çok zor değil, ürolojik organlar içinde muayenesi en kolay çünkü vücudun dışında. Testis gayet rahatlıkla tedavi edilebilmekte ve testisin de ağrısız olarak sertlik, şişme hisseden doktora başvurmalı. Fakat bizim toplumumuzda bir takım kapalı düşüncelerden dolayı pek kendi kendini muayene etme alışkanlığı yoktur. En azından banyo yaparken elleriyle muayene ederek doktora başvurabilirler."
ERKEKLER ARABAYI DAHA ÇOK SEVİYOR
Toplantıya ve 11'inci Üroonkoloji Kongresi'ne başkanlık eden Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Levent Türkeri ise erkeklerin hastaneye gitmeyi pek sevmediklerini ve pek çoğunun hanımlarının zoruyla giderek hastalıklarından haberdar olduğunu söyledi. Prof. Dr. Türkeri, “Erkekler kendileri hastaneye gitmeyi sevmiyor ama arabalarını sanayiye götürmeyi çok seviyorlar" dedi.