Bir televizyon programına katılan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığına devredilmesinin ardından, son günlerde basında yer alan bazı iddiaları değerlendiren Akdağ, bazı basın yayın organlarınca dezenformasyon yapıldığını söyledi.
Operasyonlarda yaralanan bir askerin Gülhane Eğitim Araştırma Hastanesi'ne getirilmediği ve bölge hastanesinde tedavisinin yaptırıldığına yönelik iddiaların kasıtlı olarak bazı basın yayın kuruluşlarının haberlerinde yer aldığını ifade eden Akdağ, bu konuda ilgili yerlere gerekli tekziplerin gönderildiğini kaydetti.
"ŞEHİDİN GÜLHANE'YE GETİRİLMESİYLE İLGİLİ BİR BAŞVURU YOK"
Akdağ, iddialarda yer alan askerin Cerablus'ta yaralandığını, ağır yanıkları bulunduğunu ve ilk müdahalesi yapıldıktan sonra bölgede gelişmiş yanık merkezi bulunan Adana Uygulama Eğitim Araştırma Hastanesine götürüldüğünü ve orada şehit olduğunu anlattı. Askerin, söz konusu merkezde, tüm gün uzmanlarca takip edildiğini belirten Akdağ, "Gülhane Hastanemizde tek bir yanık merkezimiz var. Bana verilen bilgi, iyi bir yanık merkezi ama 24 saat uzman hekim nöbetçisi bulundurulmuyordu. Şehidimizin, Gülhane'ye getirilmesiyle ilgili bir başvuru da yok. Nakliyle ilgili problemler var ve bulunduğu yerde de tedavisi mükemmel şekilde yapılabiliyordu." açıklamasını yaptı.
Akdağ, haberin doğru olmadığının altını çizerek, "Yalan bir haber ve kasıtlı bir haber." diye konuştu.
FETÖ soruşturmalarına değinen Akdağ, "Gülhane'nin içinde maalesef, geçmişte birçok bunlara bulaşmış adam var. Bunlar tabii rahat durmuyor. Bunlar meseleden rahatsız oldular. Çünkü bunlar Gülhane'den uzaklaştırıldı." değerlendirmesinde bulundu. Akdağ, şöyle devam etti:
"Silahlı Kuvvetlerin 'rol bir' ve 'rol iki' diye tabir edilen alanlarda doktora ve sağlık personeline ihtiyacı var, kıtalarda, ön cephelerde, gemilerde. Bunlar konuşuldu. Bu ihtiyaç duyulan doktorlar, Silahlı Kuvvetlerde bırakıldı. Bundan sonrası nasıl gelişebilir? Silahlı Kuvvetler ihtiyacı olduğu kadar, rol 1 ve rol 2 ön cephelerde askeri hekimi, başından itibaren bu üniversitede yetiştirmeye devam edebilir, bu tamamen onların talebiyle alakalı. Buna üniversite hazır. Bunun dışında yetişmiş olan doktorlarla sözleşme yapabilir.
"SİSTEM DEVAM EDERSE ŞEHİT SAYISINDA ARTIŞ OLACAK"
Mesela, Gülhane Askeri Tıp Akademisinin komutanı olan kişi, şu anda da Silahlı Kuvvetlerde Sağlık Komutanlığını devam ettiriyor ki bu kişi uzun yıllar sivilde doktor olarak çalıştıktan sonra, Sağlık Bakanlığında genel müdürlükte çalışıp görev yaptıktan sonra asker olmuş ve generalliğe kadar yükselmiş bir kimse. Sivilden gelmiş, dikkat edin. Komutanlığa kadar yükselmesi için iyi bir asker olması lazım. Silahlı Kuvvetlerin bu husustaki prensiplerini biliyoruz. Gerçekten de tanıdığım kadarıyla çok iyi bir asker, dört dörtlük bir asker, iyi bir hoca. Dolayısıyla, Sağlık Bakanlığı'nda çalıştıktan sonra sivilden giderek komutanlığa kadar yükselebiliyorsa, bu iş oluyor demektir. Komutan yetişince, arkadan gelen nasıl yetişmezmiş?"
"Sistem devam ederse, şehit sayısında artış olacak" iddialarına ilişkin soruya Akdağ, "Bunlar ayıp. Bunları söyleyenler, çirkin bir davranış içerisindeler." yanıtını verdi.
"BUNU EMİNİM Kİ FETÖ/PDY ÖRGÜTÜ YAPIYOR"
Sistematik bir yanlış bilgilendirme, toplumun kafasını karıştırma amacı olduğunu söyleyen Akdağ, "Bunu da eminim ki FETÖ/PDY örgütü yapıyor. Birinci derecede bunlar yapıyor. Bunların birileriyle münasebetleri var. Dolayısıyla, bu münasebetlerini de en iyi biçimde kendilerine göre kullanacakları bir alan seçtiler ama bence yanlış bir alan seçtiler." diye konuştu.
"Savaş cerrahisi eğitiminin GATA'nın dışında verilmediği, bu ihtiyacın karşılanmaması halinde ciddi sıkıntılar yaşanacağına" ilişkin emekli askerlerin açıklamalarının hatırlatılması üzerine Akdağ, şunları söyledi:
"TÜRK TOPLUMUNU BUNLARA KARŞI DİKKATLİ OLMAYA DAVET EDİYORUM"
"Genel bir şey söyleyeyim. Emekli bazı subayların, Silahlı Kuvvetler mensuplarının, böyle kerameti kendilerinden menkul çıkıp Türk toplumuna ahkam kesmeleri, her şeyi biliyormuş gibi konuşmalarına geçmişte alışkındık, bir süredir seslerini kesmişlerdi, şimdi bir daha bu faaliyetin başladığını görüyorum ben. Başka alanlarda da bunu yapacaklar, bakın söyleyeyim size. Bütün toplumu, Türk milletini buna karşı dikkatli olmaya da ben davet ediyorum. Bu hususta, biz de gerekenleri yaparız. Bir alışkanlık var işte. Her şeyi onlar biliyor zaten. Onlar konuştuğu zaman, uzmanlar konuşmuş oluyor falan."
Harp cerrahisine ilişkin de açıklama yapan Akdağ, Türkiye genelinde harp cerrahisi alanında uzmanlık cerrahisi eğitimi alan 6 kişi olduğunu aktardı. Askeri psikiyatri alanında ise bir kişinin eğitim aldığını belirten Akdağ, "Ben buradan çok açık olarak ifade ediyorum; Silahlı Kuvvetlerimizin ne kadar ihtiyacı varsa, biz bu eğitimleri yine veririz. Başka yan dal ihtiyaçları, başka uzmanlık ihtiyaçları varsa, bu uzmanlık eğitimleri de mevcut üniversitede mükemmel bir biçimde verilir. Burada hiçbir sorun yok ki" ifadesini kullandı.
"EMEKLİ GENERAL STATÜSÜNE UYGUN HİZMET ALACAK"
Askeri hastanelerin devriyle hastanenin sivillere açılmasının amaçlanmadığını, zaten Gülhane'nin geçmişte sivillere belli bir kontenjan açarak tedavilerini yaptığını hatırlatan Akdağ, "Çünkü, orada boşluk oluyor, atıl kapasite ortaya çıkıyor. 'Neden, açmayayım' dediler ve kendileri açtılar o gün için." diye konuştu.
Akdağ, tüm askerlerin, şehit ailelerinin, gazilerin ve yakınlarının bu hastanelerden öncelikli hizmet alacağının da altını çizerek, "Görecekler ki onlar dün belli bir hizmeti belli bir kalitede alıyordu, bugün ve yarın bu hizmeti çok daha kaliteli biçimde alacaklar. Biz onları, başımızın üstünde gezdireceğiz." dedi.
Medya kuruluşlarının söz konusu hastanelerle ilgili "FETÖ yapılanması" şeklinde haberler yaptığını anımsatan Akdağ, "Biz de bunu temizlemeye çalışıyoruz, temizlemeyelim mi? Her taraftan bunlar temizlenirken Silahlı Kuvvetlerin içindeki hastaneler temizlenmesin mi?" diye sordu.
Askeri hastanelere yönelik FETÖ temizliğinin yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine ise Akdağ, "İşin bu kısmını Milli Savunma Bakanlığımız yapacak. Bize Milli Savunma Bakanlığımız, 'Şu hekimlerle çalışmaya devam edebilirsiniz' dediler ve bize bir liste verdiler. Biz onları aldık eksik personel varsa yerini diğer hekimlerle doldurduk. Açık söyleyim, bir insan Silahlı Kuvvetlere uzun yıllar hizmet etmiş, orada general olmuş. Bu askeri hastanelere gittiği zaman kendi statüsüne uygun farklı bir karşılama ve hizmet alıyor. Bunların hepsini yapmaya devam edeceğiz." dedi.
"MİLLETE HİZMET DEDİKLERİ ŞEY ZULÜMDÜ"
Akdağ, FETÖ ile bağlantısı olan sağlık kuruluşu çalışanlarının tespiti için Sosyal Güvenlik Kurumu ile çalıştıklarını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"FETÖ ile bağlantısı kesinleşmiş sağlık kuruluşları varsa bir kararname ile bunlar yine kamunun malı haline getirilecek. Çünkü bunları milletin parasıyla yaptılar. Türkçemizde çok manası olan kelimeleri de maalesef kullanmaktan imtina eder hale geldik, bir çizgi öbürüne paralelse, paralel demekten bizi imtina eder hale getirdiler. 'Himmet' diye milletten paraları topladılar. Himmet güzel bir kelime. 'Birisine yardımcı olmak, destek olmak' anlamlarına gelir. 'Bunlar himmet' dediler, aldılar, millete zulüm için, millete ihanet için kullandılar.
'Millete hizmet' dediler, millete hizmet dedikleri şey zulümdü. Bu kavramları da dejenere ettiler. Bu anlamda topladıkları paralarla oluşturdukları hastaneler, sağlık kuruluşları kamunun malı haline getirilecek. Biz de orada milletimize hizmet etmeye devam edeceğiz."
Askeri hastanelerle ilgili yapılacak çok çalışma olduğuna değinen Akdağ, bu hastanelerin bir kısmının teknolojinin çok uzağında kaldığına dikkati çekti. Eski adı Haydarpaşa olan şimdiki adıyla Sultan Abdülhamid Eğitim Hastanesinde 10 kişilik yatakların birbirine yapıştığı koğuşların bulunduğunu aktaran Bakan Akdağ, bunların hepsinin düzeleceğini söyledi.
Sağlık Bakanı Akdağ, "Bizim hükümet olarak başta Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve bizler Sağlık Bakanlığı olarak, bizim gönlümüz bu ülke için mücadele eden Silahlı Kuvvetlerin her bir üyesiyle beraber çarpıyor. Onların ağır yaralanması, hasta olması tırnaklarına bir halel gelse biz onları başımızın üzerinde taşırız" dedi.