ULUDAĞ Üniversitesi (UÜ) Radyasyon Onkolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Lütfi Özkan, Türkiye'de kanser hastalarının ışın tedavisi için gereğinden fazla ileri teknoloji cihazlar alındığını öne sürdü. Prof.Dr. Özkan, "Birçok hasta tedaviye ulaşamazken, kanser hastalarının yüzde 10’luk kısmını tedavi edebilecek son teknoloji cihazlarla tüm hastalar tedavi edilmeye çalışılır hale geldi. Türkiye’de aslında, 500 bin nüfusta 1 cihaz, 1 milyon nüfusa ise, bir merkez kurulması gerekiyor. Ama yüksek fiyatlarda ve az sayıda alınan cihazlarla fazla hasta tedavi edilemiyor. İşlevsel olmayan bu cihazlar bir çok kanser hastasının radyo terapiye ulaşmasını engelliyor" dedi.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte her gün yeni tedavi yöntemleri ve cihazlar gündeme gelirken UÜ Radyasyon Onkolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Lütfi Özkan, sağlık sektör ve kanser tedavilerinde uygulanan radyo terapi alanındaki teknoloji kullanımını değerlendirdi. Türkiye’de yeni çıkan teknolojilerin fonksiyonuna ve faydalarına yeteri kadar bakılmadan hastalara reklam yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Lütfi Özkan, herkesin yararlanabileceği teknolojilerin daha yaygın olması gerektiğini vurguladı. Bilgisayar teknolojileri ile birlikte ışın tedavisinin de hızla geliştiğini ve daha güvenli hale geldiğine dikkat çeken Prof.Dr. Özkan, bilinçsiz teknoloji kullanımının burada da yayıldığını anlattı. Teknoloji transferlerinin pahalı olduğunu ifade eden Prof.Dr. Özkan, şöyle dedi:
"Türkiye’nin önemli bir bölümünde ışın tedavisi hizmeti yetersiz. Hastalar büyük şehirlere gelmek zorunda. Ülkemizde yaklaşık 120 radyo terapi merkezi var. Bunların yarısı 3-4 şehirde toplanmış durumda. Tüm hastaların tedaviye ulaşabilmesi için 500 bin nüfusta bir cihaz ve bir milyon nüfusa bir merkez kurulması gerekiyor. Çünkü sürdürülebilir radyoterapi hizmeti için en az iki cihaza gereksinim vardır. Bu merkezlerde en son çıkan cihazların olmasına gerek yok. Ucuz, işlevsel ve daha çok hasta popülasyonuna hizmet sunabilecek cihazlar kullanılabilir."
DAHA FAZLA PARAYA GEREKSİZ TEDAVİ
Türkiye’de özel ve kamu hastanelerinin ileri teknoloji ışın cihazları alarak hastalara reklam yaptığını dile getiren Prof.Dr. Özkan, 'Uzay bıçağı’ diye adlandırılan yeni ışın tedavisinin tüm kanserlerde kullanılmamasına rağmen uygulandığına dikkat çekti. Beyinde oluşan damar anomalililerinde, küçük tümörlerinde kullanılabilen ‘uzay bıçağı’ tedavisinin büyük tümörlerde kullanılamadığını kaydeden UÜ. Radyasyon Onkolojisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Lütfi Özkan, şöyle konuştu:
"Büyük tümörlerde normal bir ışın cihazının verdiği tedaviye ek olarak bir katkı sağlamıyor. Reklamlara güvenen hastalar, büyük bir tümörü olmasına rağmen uzay bıçağı ile tedavi olmaya çalışıyor. Daha yüksek miktarlar ödeyerek gereksiz bir tedavi kullanıyorlar. Birçok hasta tedaviye ulaşamazken kanser hastalarının yüzde 10’luk kısmını tedavi edebilecek son teknoloji cihazlarla tüm hastalar tedavi edilmeye çalışılır hale geldi. Hastaların önemli bir bölümü haftada 5 gün ve ortalama 30-35 gün ışın tedavisi alması gerekiyor ve büyük şehirlere gelerek aylarca evinden uzakta kalıyor. Hem maddi hem de manevi açıdan zor duruma düşüyor. Oysaki ucuz fonksiyonel cihazların arttırılması ile hastalar evlerinden tedaviye gelip gidebilirler."
PAHALI CİHAZLARLA DAHA AZ HASTA TEDAVİ OLUYOR
Türkiye’nin sağlık sektöründe ileri teknoloji kullanma oranının İngiltere’den fazla olduğunun altını çizen Prof.Dr. Lütfi Özkan şunları söyledi:
"Türkiye’deki kanser hastalarının yüzde 80’ini tedavi edebilecek cihazların ortalama ücreti 1 ile 2,5 milyon Euro arasında. Yüksek teknolojideki cihazları ise 6 milyon Euro’ya çıkabiliyor. Bu cihazların tedavi maliyetleri de yüksek oluyor. Ayrıca bu cihazlarla günde 15 hastadan fazlasını tedavi edemezsiniz. Normal ışın cihazları ile 15 dakika da bir hastayı tedaviye alabilirken bu cihazlarla 1-1.5 saatte bir hastayı tedavi edebilirsiniz."
Prof.Dr. Özkan, sağlık sektöründe kaynakların akıllı harcanabilmesi için konunun uzmanlarından ve Uzmanlık Derneklerinden görüş almanın daha doğru olacağını ekledi.