Oysa uzmanlar, kulak çınlamasının anevrizmadan,  beyin tümörlerine hipertansiyondan, beslenme bozukluğuna hatta depresyona kadar pek çok hastalığın habercisi olabileceğini söylüyor.  

Çinko, B12 ve magnezyum gibi  vitamin ve minerallerin kulak çınlamasına neden olabileceğini söyleyen uzmanlar, uzun süren ve sık yaşanan kulak çınlamasının ciddiye alınması gerektiğinin altını çiziyor.

Uzmanlar,şu uyarılarda bulunuyor:  

Kulak çınlaması altta yatan bir sebep olup olmadığı tespit edilemediği sürece tehlike sinyali olarak kabul edilmelidir.
 
Çınlama dış ortamda ses kaynağı olmadan ses algılanmasıdır.  Kulak çınlaması bir hastalıktan ziyade bir belirtidir.
 
 Bazı olgularda altta yatan hastalığı erken teşhis etmede önemli rol oynar. Çoğu kez bir kulak hastalığı gibi düşünülse de altta yatan birçok kulak dışı hastalığın belirtisi de olabilir. 
 
"ÇİNKO VE B12 EKSİKLİĞİ ÇINLAMA YAPIYOR"  

Bunların başında damar sorunları gelir. Hipertansiyon ve damar sertliğinde, kulak çınlamalarına rastlayabiliyoruz. Yaşla birlikte artan damar sertliği, özellikle yüksek kolesterolün damarlarda yarattığı birikim iç kulak kanlanmasını bozarak çınlama yapabilir.
 
 Yine yüksek tansiyonu artıracak stres,  alkol, kafein ve sigara iç kulağın bozulmasına ve çınlamaya sebep olur. Bunun dışında orta kulak ile ilgili bazı hastalıklarda kulak çınlamaları görülebilir. Hatta bazı iç kulak ve beyne giden kulak sinirlerine ait tümörlerde de yani bir çeşit beyin tümörü diyeceğimiz tümörlerde ve anevrizmada kulak çınlamasını ilk belirti olarak görebiliyoruz.
 
Beslenme bozukluğu yani çinko, magnezyum, B12 vitamini eksikliği de kulak çınlamasının nedeni olabilir. 
 
"ASOSYALLİK KULAK ÇINLAMASINI ARTIRIYOR" 

Migren, epilepsi, stres veya azalmış sosyal faaliyetler, anksiyete ve depresyon çınlamanın daha fazla algılanmasına neden olur. Bazı  ilaç ve antibiyotikler de çınlamaya yol açabilir.  
 
Bazı durumlarda çınlama işitsel halüsinasyonlarla karıştırılabilir. Ancak işitsel halüsinasyonlar genellikle psikiyatrik hastalıklarda görülen bir durumdur ve konuşma sesleri, müzik sesi gibi daha anlamlı ve karmaşık seslerdir. Çınlama, hastalar tarafından çınlama, uğultu, vızıltı ve buhar sesi şeklinde ifade edilen anlamsız seslerdir.
 
"HAFTADA EN AZ BİR KEZ 5 DAKİKA ÇINLIYORSA DİKKAT!"  

Yüksek gürültü sonrasında birkaç dakika süren geçici çınlama normal kabul edilir.  Ancak en az 5 dakika süren ve haftada bir kez olan çınlama ise patolojik olarak kabul edilir.

 
Nedeni kesin ortaya konamayan ve 6 aydan daha uzun süren çınlama kronik olarak kabul edilir. Sadece hasta tarafından algılanan çınlamaya subjektif çınlama; hasta ve muayene edenin de duyabildiği çınlamaya objektif çınlama denir. Objektif çınlama veya solunumla beraber hissedilebilir.
 
"ÇINLAMA YAŞLA BİRLİKTE ARTIYOR" 

Kulak çınlamasının toplumda görülme sıklığı yüzde 15’tir. Çocuklarda çok nadir görülür. Yaşla birlikte artış eğilimi gösterir. Çınlama erkek ve kadınlarda eşit oranda görülür ancak kadınlarda daha da şiddetli algılanmaktadır.
 
Çınlama nedeni ile tedavi arayışı içinde olan hastaların yüzde 80’i 40 yaş üzerindedir. Tedaviden önce altında yatan nedenlerin tespit edilmesi önemlidir. Altında patolojik bir sorun yoksa magnezyum; Çinko gibi mineraller, B vitaminleri, akupunktur gibi tedaviler uygulanabilir. 
 
"ALKOL VE KAFEİNİ AZALTIN" 

Altında patolojik bir neden yoksa yüksek gürültüden korunmak, stresten uzak durmak, yeterli miktarda uyumak,  alkol, sigara ve kafein alımını azaltmak, sessiz ortamdan kaçınmak çınlamayı ortadan kaldırabilir.
 
Sürekli arka fon sesi olan ortam yaratmak, çınlamadan ilgiyi uzaklaştıracak aktivitelerle meşgul olmak da çınlamayı daha az hissetmenizi sağlar. Kas gevşetici egzersizler gergin stresli olan çınlama hastalarında faydalıdır