TEKİRDAĞ’ın Çorlu İlçesi’nde Fesih ve Güllühan Yanar çiftinin 2012 yılında doğan kız bebeğinin kalbindeki delik nedeniyle hayatını kaybetmesinin ardından geçen Temmuz ayında dünyaya gelen ikinci bebekleri de 119 günlükken akciğer yetmezliğinden öldü. İki yılda doğup ölen iki bebeğe de İrem adını veren Yanar ailesi, çocukların ölümünden tedaviyi yapan doktoru sorumlu tutarak davacı oldu. Savcılık geçen yıl dünyaya gelen minik İrem’in mezarını açarak bebeğin kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderdi.
Çorlu’da inşaat işçisi 30 yaşındaki Fesih ile ev kadını eşi 28 yaşındaki Güllühan Yanar, 2 yıl içerisinde İrem adını verdiklerini iki bebeklerinin de hayatını kaybetmesinin acısını yaşadı. Güllühan Yanar, 2012 yılının Nisan ayında Çorlu Devlet Hastanesinde bir kız bebek dünyaya getirdi. Ailenin İrem adını verdiği bebeğin kalbinde delik olduğu tespit edilerek tedavi altına alındı. Devlet Hastanesi’nde çocuk yoğun bakım ünitesi olmadığı için İrem bebek özel bir hastaneye sevk edildi. Burada 10 gün süren yoğun bakım tedavisinin ardından evine gönderilen bebek, 4 gün sonra hayatını kaybetti. Bunun üzerine aile 2012 yılının Temmuz ayında Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na özel hastanede görevli Dr. S.Y. hakkında suç duyurusunda bulundu.
YİNE İREM ADINI VERDİLER
Fesih ve eşi Güllühan Yanar çiftinin ikinci bebeği ise 28 Temmuz 2013 tarihinde Çorlu Devlet Hastanesi’nde dünyaya geldi. Kız bebeklerine yine İrem adını veren Yanar ailesi bu kez kızlarının akciğer yetmezliği rahatsızlığı olduğunu öğrendi. Çorlu Devlet Hastanesinde çocuk yoğun bakım ünitesi bulunmadığı için ikinci İrem bebek, başka bir özel hastaneye sevk edildi. Hastanenin yoğun bakım ünitesinde 2 ay süren tedavisinin ardından taburcu edilerek evine gönderilen İrem bebek, 4 gün sonra yeniden rahatsızlanınca ailesi tarafından bu kez İstanbul Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesine götürüldü. Burada tedavisi süren İrem bebek geçen 24 Kasım günü hayatını kaybetti. Yanar çifti ikinci bebeklerinin de ölümüyle sarsıldı.
SAVCILIĞA İKİNCİ SUÇ DUYURUSU
Aile, ikinci bebeğin ölümünden de ilk kızın ölümü üzerine şikayetçi oldukları özel hastanede görevli Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. S.Y. hakında bir kez daha 6 Aralık tarihinde Çorlu Cumhuriyet Savcılığı’nda suç duyurusunda bulundu. Şikayet üzerine soruşturma başlatan savcılık, dün ikinci İrem bebeğin mezarı açarak kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için cesedini İstanbul Adli Tıp kurumuna gönderdi. İrem adını verdikleri iki bebeğin de ölümünden sonra psikolojik olarak çok yıprandıklarını ifade eden baba Fesih Yanar, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Benim kızım ilk kızım İrem Yanar, 2012 yılının Nisan ayında Çorlu Devlet Hastanesinde dünyaya geldi. Ancak burada yoğun bakım olmadığı için hemen bizi özel bir hastaneye sevk ettiler. Burada doktor S.Y., tarafından 10 gün süren bir tedavinin ardından kalbinin delik olduğunu belirtildi. Bize dört tane iğne vererek eve gönderdi. Aradan dört gün geçti, sabah kalktığımda çocuğum beşiğinde vefat etmişti. Hemen doktoru aradım ve ‘çocuğun hayatı tehlikesi yoktu, çocuk öldü’ dedim sonrada şikayetçi oldum.
AYNI DOKTOR OLDUĞU İÇİN BAŞKA YERE SEVKİNİ İSTEDİM
Bunun davası devam ederken 28 Temmuz 2013 tarihinde adını yine İrem verdiğimiz kızımız Çorlu Devlet Hastanesinde dünyaya geldi. Ancak burada solunum yetmezliği teşhisi konmasıyla yoğun bakıma yatması gerektiği belirtildi. Çorlu Devlet Hastanesinde yoğun bakım olmadığı için bizi başka bir özel hastaneye sevk ettiler. Burada S.Y.’nin görev yaptığını biliyordum, ben bunu kabul etmedim. Benim ‘onunla süren bir davam var beni oraya sevk etmeyin İstanbul’a sevk edin’ dedim. ‘Her yerde yoğun bakım dolu olduğu için oraya sevk etmek zorundayız’ dediler. Bunun üzerine hastaneye gittik. Burada 2 ay 10 gün tedavi altında kaldık.”
“ŞİKAYETİNİ GERİ AL DEDİ”
İkinci bebeğinin tedavisi sırasında ilk kızımın ölümü nedeniyle yaptığım şikayet üzerine doktora savcılıktan çağrı kağıdı geldiğini ifade eden Fesih Yanar, “Doktor onu şikayet ettiğimden haberi yoktu. Biz hastanedeyken doktora Savcılıktan çağrı kağıdı geldi. Bu sırada beni üç kez aradı. Bana ‘gel birlikte savcılığa giderek şikayetini geri al’ dedi. Eşim kabul etmediği için geri almadım. Aradan dört gün geçmesiyle doktor yoğun bakımda olan çocuğumun durumunun iyi olduğunu belirterek bizi özel odaya alarak hastaneden taburcu etti. 21 Ekim 2013 tarihinde benim çocuğum gece yarısı kusarak morardı nefes alıp veremedi. Hemen özel bir taksiyle tekrar aynı hastaneye geldim. Burada doktoru cep telefonundan aradım. Telefonu eşi açtı bana ‘sen utanmıyor musun eşimi arıyorsun. Hem şikayetini geri almıyorsun hem de benim çocuğumu kurtar diyorsun’ diye tepki gösterdi. Kendi imkanlarımla İstanbul Bezmialem Fakültesine götürdüm. Burada tedavimiz başladı. 35 gün tedavi gördük. Buradaki tedavinin ardından taburcu olduk. Eve geldiğimizde çocuk rahatsızlanmasıyla hayatını kaybetti. Ben de hem doktor S.Y.’den ve Bezmialem Tıp Fakültesi hastanesinden davacı oldum. Kızım mezarı açıldı, incelenmesi için İstanbul’a gönderildi” diye konuştu.

MY(LK/AAA)(FOTOĞRAFLI)