İZMİR, () - MUĞLA'da beyin ölümü gerçekleşen 48 yaşındaki kuaför Meftun Söymen'in bağış karaciğeri İstanbul'da yaşayan 42 yaşındaki Serkan Biçer'e, İzmir'de nakledilirken, hayatında Muğla'nın önemli rolü olduğu ortaya çıktı. Ebru Biçer, "Eşim İzmir doğumlu ama kütüğü Muğla. Üniversiteyi bu ilde okudu, ilk işine burada girdi, biz de Muğla'da tanışıp evlendik. Bağışın da Muğla'dan çıkması çok anlamlı. Muğla bir kez daha yaşamımızdaki dönüm noktalarından biri oldu" dedi.
Hafta sonunda Muğla'da beyin kanaması geçiren Meftun Söymen, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne kaldırıldı. Söymen tüm çabalara karşın kurtarılamadı, 13 Mayıs Salı günü beyin ölümü gerçekleşti. Acılı ailesi, nakil bekleyen hastalara can aşısı olması için Söymen'in organlarını bağışladı. Söymen'in organlarının nakledileceği uygun alıcıların bulunması için Sağlık Bakanlığı ile iletişime geçildi. İzmir ve İstanbul'da uygun hastalar belirlendi. Bunun üzerine Söymen'in organlarını almak için bu iki kentten ekipler Muğla'ya geldi. Söymen'in karaciğeri İzmir Kent Hastanesi'ne, böbrekleri İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne, kalbi İstanbul'da bulunan Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile akciğeri Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü.
HAYATLARINDA MUĞLA'NIN YERİ AYRI
Söymen'in karaciğeri İzmir Kent Hastanesi'nde, Doç. Dr. Murat Kılıç başkanlığındaki ekip tarafından İstanbul'da yaşayan bir çocuk babası Serkan Biçer'e nakledildi. Biçer, başarıyla geçen naklin ardından yoğun bakım servisine alınırken, eşinin ameliyata giderken organ bağışı yapan aileye teşekkür ettiğini vurgulayan Ebru Biçer şunları söyledi:
"Eşimin rahatsızlığı 2009'da başladı. O zaman İzmir'deydik. Primer Sklerozan Kolanjit tanısı bir ay süren tetkiklerden sonra konuldu. Sürekli yorgunluk, halsizlik, uyuma şikayetleri vardı. İki yıl önce İstanbul'a taşındık, eşim özel bir şirkette yönetici. İş dönüşü mutlaka bir iki saat uyuyup dinlenmek zorundaydı. Atak dönemlerinde trombositi çok düşüyor, bu onu daha da halsiz bırakıyordu. Eşimin hastalandığında hamileydim. Şimdi 5 yaşında olan oğlumuz Ata babasıyla oynamak istiyor. Ancak eşimin dalağının patlama riski yüzünden oğlumuzu, oynarken babasına çarpmaması için uyarıyorduk. Eşim baba olmanın keyfini bile çıkaramamıştı."
HAYATLARINDA MUĞLA'NIN YERİ AYRI
Ebru Biçer, bağış organın Muğla'dan gelmesinin kendileri için farklı anlamı olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"İstanbul'a taşındıktan sonra doktorumuzu değiştirmemiştik. İlaç tedavisi sürüyor, diyetine dikkat ediyordu. Sorun yaşadığımızda İzmir'e gidip geldik. Nakil, eşimi bu hastalıktan kurtaracaktı. Çünkü hastalık her şeyi, iş, sosyal yaşamını çok etkiliyordu. Neredeyse iki yıldır hafta sonları dışarı çıkmıyoruz. Ona evde yorulmayacağı bir düzen kurmuştuk. Kara sarı olmuştu, son dönemlerde fotoğraf bile çektirmiyordu. İzmir Kent Hastanesi'nde kadavra listesindeydik. Aradılar, Muğla'dan bağış organ çıktığını bildirip, nakil için çağırdılar. Muğla'nın yaşamımızda yeri ayrıydı. Bizi hem sevindirdi, hem de çok şaşırttı. Eşimin hayatının dönüm noktalarında hep Muğla olmuştu. Eşim İzmir'de doğmuş ama kütüğü Muğla'da. Muğla Üniversitesi'nde işletme okudu. İlk işine bu kentte girdi. Biz de Muğla'da tanıştık, evlendik. Hayatını kurtaran bağış da Muğla'dan geldi. Artık Muğla bizim için çok daha önemli, anlamlı. Eşim ameliyata giderken tüm organlarını bağışlayacağını söyledi, 'Bağış yapanlardan Allah razı olsun' dedi. Ben de acılı aileye baş sağlığı, eşime organıyla hayat verene de rahmet diliyorum. Bizim için yeni bir hayat başlıyor, heyecanla o günleri bekliyoruz."

(AÖ/COŞ) (FOTOĞRAFLI)