Canan Karatay, "Vücutta kan şekerini hızla artıran ve kilo aldıran yüksek glisemik indeksli gıdalardan uzak durulması gerekir. Ben senelerden beri 'yüksek glisemik indeksler kanser yapar' diye söylüyorum." dedi.

Prof. Dr. Karatay, Kanser Haftasıdolayısıyla yaptığı açıklamada, insan vücudunun çok akıllı olduğunu, doğanın da onu korumak için programlandığını söyledi.

Her yaşta ortaya çıkabilen hastalıkların temelinde beslenme yanlışlıklarının yattığını ifade eden Karatay, aşırı şeker ve ekmek tüketimi ile hareketsizliğin bu hastalıkları tetiklediğini belirtti.

Karatay, birçok hastalığın ana rahminden itibaren başladığına, bilinenin aksine genetik olmadığına dikkati çekerek, doğru beslenme ile tansiyon, kalp krizi, felç, şeker hastalığı, kanser, alzaymır, unutkanlık, depresyon ve çeşitli ağrıların önüne geçebileceğini kaydetti.

Modern tıp ilerlerken kanser türlerinin arttığını dile getiren Karatay, bu hastalığın görülmesinde ailesel ve çevresel faktörlerin ön plana çıktığını dile getirerek, "Çünkü anne ve babamızda ne görüyorsak, onu yapıyoruz. Annemiz su böreği yapıyor. Onu öğreniyoruz. Babamız çok güzel pilav yiyor. Onu örnek alıyoruz. Babamız kola içiyor, onu içiyoruz. Babamız sigara içiyor. Yani ailesel ama genetik değil. Aile görgüsü meselesi. Gayet güzel Anadolu lafı var. 'Armut altına düşüyor.'" dedi.

Canan Karatay, paketli endüstriyel gıdaların tüketilmesi sonucunda yıllar içinde hastalıkların arttığını bildirdi.

Vücutta kan şekerini hızla artıran ve kilo aldırdığı bilinen yüksek glisemik indeksli gıdalardan uzak durulması gerektiğini tavsiye eden Karatay, "Ben senelerden beri 'yüksek glisemik indeksli besinler kanser yapar' diye söylüyorum." değerlendirmesini yaptı.

Karatay, yapılan bir araştırmada dünyada 100 yaşın üstündeki bazı insanların yaşam biçimi ve kan değerlerinin incelendiğini, bunların insülin değerlerinin beşten aşağı çıktığını ifade etti.

Vücutta yağları depo eden trigliseritin ürettiği bazı enzim ve hormonların kansere davetiye çıkardığını belirten Karatay, "Bunları yükseltenler de her zaman 'ne yeyip ne içeceğiz?' diye söylediğimiz zaman yapmayın dediklerimiz. Her türlü şekerler, tatlılar, tam buğday veya kepek, her türlü ekmek, tüm unlu gıdalar, nişastalar, tüm şekerli içecekler, kola ile taze sıkılmış veya kutuya girmiş meyve suları, pirinç pilavı, patates, makarna, enerji çubukları ve içecekler." ifadelerini kullandı.

Karatay, öğrencilik yıllarında bazı kanser türlerine rastlanmadığını, sadece bilgi amaçlı öğrendiklerini söyledi. Günümüzde ise birçok kanser türünün ortaya çıktığına dikkati çeken Karatay, "Şimdi kime sorsan 'pankreas kanseri, meme kanseri, karaciğer kanseri, troid kanseriyim 'diyor." diye konuştu.

Günde iki öğün yemek

Dünya tıp tarihine damga vuran İbn-i Sina'nın bir kitabında günde iki öğünün sağlıklı olduğunu açıkladığını dile getiren Karatay, sık yemenin de insülin direncini artırdığı için hastalığa sebep olabildiğini belirtti.

Vücuttaki insülin değerinin yüksek olduğu durumlarda kontrolsüz hücre yapımına başlandığını dile getiren Karatay, hiperplazinin (aşırı büyüme) kanserin ön maddesi olduğunu söyledi:

Karatay, hareket etmek koşuluyla doğal yiyeceklerin tüketilmesi gerektiğini dile getirerek, "Pakete girmiş hiçbir şey hakiki besin değil. Vücut onu hakiki besin olarak görmüyor. Onun için hastalanıyoruz. Ama o paketler allanıyor, pullanıyor, reklamlarla bütün çocuklar onlara düşkün oluyor." değerlendirmesinde bulundu.

Canan Karatay, bazı endüstriyel trans yağlarının da kansere yol açabildiğini söyledi.

Kaya tuzunun vücutta hastalıklarla mücadele için çok önemli bir besin olduğunun altını çizen Karatay, "Vücudunuza doğal kaya tuzu girsin. Tansiyonunuz düşer, kalp krizini ve hastalıkları da önlerseniz. Bağışıklık sisteminiz güçlenir." şeklinde konuştu.