Türkiye’nin en büyük aşiretlerinden Mutki aşiretinin lideri, işadamı Muhsin Bayrak bu hafta Patron Katı’nın konuğu oldu. 500 bin kişiden oluşan ve 250 yıldır bölgede yaşayan bu büyük ailenin başında bulunan Muhsin Bayrak ile iş hayatını, aşiretinin kurumsallaşma çalışmalarını ve en önemlisi doğuda yaşanan terörü konuştuk. Bitlis’te onlarca köyün ağasıydı babası... 1990’lı yıllarda doğuda yaşanan terör sebebiyle köylerinden göç etmek zorunda bırakıldı. 12 kişi stationwagon bir arabanın içinde üst üste geldiği İstanbul’da inşaatlarda bile çalıştı. İşleri iyi gitti o dönemde. Kendi binalarını yaptılar ailece. İnşaat, otomotiv, matbaa, enerji derken bugün AB Grup Holding’in çatısı altında 10’dan fazla şirket bulunuyor. Bayrak’ın hikayesini ve terörün hayatına etkilerini kendi ağzından dinledik: 
ZORUNLU GÖÇ ETTİK

“1975 yılında Bitlis’in merkeze bağlı Mutki bölgesinde Direktaşı köyünde doğdum. Ailemiz Türkiye’nin en büyük aşiretlerinin başında geliyor. Mutki aşireti diye geçer adımız. Bende bu aşiretin başında yer alıyorum. 500 binden fazla nüfusumuz var. Türkiye’nin her yerine yayılmış durumdayız. 250 yıldır bu ailenin başındayız. Bitlis’ten İstanbul’a geliş hikayemiz oldukça dramatik oldu. 1990’lı yıllarda bölgede terör iyice arttı. Yaşımı büyütüp askere gittim. Geldikten sonra şehirlerarası otobüslerimiz vardı, onları sattık. Teröründe artmasıyla bizim oralarda topraklarımız para etmemeye başladı. Cepten yeme dönemine girdik. Ardından terör sebebiyle köyümüzden göç etmek zorunda kaldık. İstanbul’a 12 nüfus bir stationwagon arabanın içinde üstüste geldik. Geri kalan nüfusumuz da eşyalarımızla birlikte kamyon kasasının içinde geldi. İstanbul bizim için kapalı kutuydu. Burada inşaatlarda çalıştık. Düşünün ağa çocuğusunuz kaç tane köyünüz var, ülkende zorunlu bir göçe mecbur bırakılıyorsun. İlk inşaatımızı Gaziosmanpaşa’da yaptık. Sonra devamı geldi. 1999 yılına kadar ciddi iş yaptık. Oto  
Doğu’daki aşiret kültürünü hepimiz biliriz. Feodal bir yapısı vardır. Ben o feodal yapıyı yıktım. Ben değil biz dedim. Eğitimin gelişmesine odaklandım. Ekonominin gelişmesine odaklandım. Biz gençlerimize sahip çıkmazsak terör örgütü gelip onlara sahip çıkıp kullanır. Türkiye’deki gençlerin hepsi pırıl pırıl. Eğitimleri için onlara destek oldum. Akrabalarımın da desteğiyle bugün büyük bir şirket haline geldik.
-  Doğu’nun en büyük işadamlarından birisiniz. Bölgedeki terör olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu vatan, bu devlet bu ülke bizimdir. 1990’lardan sonra bu ülkede biz doğulu ya da Kürt olduğumuz için dışlanmadık. AK Parti’nin gelmesiyle 1990’lardaki karanlık yıllar bertaraf edildi. Barış Süreci mesela çok kıymetli bir olaydı.. Bunların kıymetini bilmediler. PKK’nın bölgede destekçisi, halk adına söylüyorum, yüzde 5 bile değil. Örgüte katılanların birçoğu mecbur bırakılmış. Biz sorunun çözümünden yanayız. Biz işadamıyız. Ben devletimizin her zaman güçlü olmasından yanayım. Devlet her zaman 18 yaşında olmak zorundadır.

Muhsin Bayrak’ın Bitlis Mutki bölgesindeki ilk doğduğu ev...  
Diğeri ise Güneşli’de yapılan AB Yaşam evleri (sağda)
ÖRGÜT KÜRTLER’İN HAKKINI SAVUNMUYOR DERDİ BAŞKA...

- Türkiye üzerinde oynayan oyunu nasıl görüyorsunuz?
Bu örgüt artık bu şiddetten vazgeçmesi gerekiyor. Biz Türkiye bayrağı altında kardeş bir toplumuz. Kürtler’in yüzde 95’i bölünmeyi istemiyor. PKK kürtlerin hakkını savunmuyor. Dış güçlerin kirli oyunlarına gelmekten doğu halkının vazgeçmesi gerekiyor. Örgütün en büyük destekçisi Türkiye’nin büyümesini istemeyen dış güçler.
BEN SERVETİMİ HİBE ETMEYE HAZIRIM

- Nasıl çözülecek?
Çözüm sürecine yeniden dönülebilir. Örgüt silahları betona gömmeli. Doğu ve Güneydoğu’daki kanaat önderleri bu işe el atmalı. Ne gerekiyorsa ben yapmaya hazırım. Ben servetimi bile hibe etmeye razıyım. Yeter ki bizim ülkemiz huzura kavuşsun. Bu vatan hepimizin, paranın pulun hiçbir kıymeti yok. Hadi git Suriye’nin hepsi senindir şimdi, git paranı orada ye... Nerede yiyeceksin. Vatanı olmayan ne namusuna, ne dinine ne kendine sahip çıkabilir.
EVİMİN ALTINA BOMBA DÖŞEYEREK KİMİN HAKKINI SAVUNUYORSUN

-  Örgütün eylemler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Devlet Kürtler’i kucaklayacak ve yanına alacak, biz süper bir güç olacağız. Herkesin gözü bu ülkede. Biz birbirimizi yemekten vazgeçmeliyiz. Sen kimin hakkını savunuyorsun. Barikatlar kuruyorsun. Bomba döşüyorsun benim evimin altında. Biz böyle bir hak savunma istemiyoruz. Gidiyorsun benim oğlum, kardeşim asker onu öldürüyorsun. Benim akrabalarımın yol yapımında kullandıkları tüm iş makinelerini yaktılar. Neden... Köylere yol yapıyor bu adam. Devlet yatırım yapıyor, onlar gidip yağmalıyor. Hastaneler, havalimanları, barajlar yapılıyor bunlara saldırılıyor. Bunlar oradaki insanlar için yapılıyor.
BİR MİLLETVEKİLİ O CENAZEYE GİTMEMELİ

- Terörist cenazesine giden HDP milletvekili...?
Canlı bombanın cenazesine bir milletvekilinin gitmesi doğru değil. Evet doğuda böyle bir gelenek var. Ama yolunu değiştireceksin gerekirse. Türkiye’nin kalbine bomba koymuş birinin cenazesine bir siyasi aktör gitmemeli.
ÇÖZÜM SÜRECİNİN KIYMETİNİ BİLEMEDİLER

- Çözüm Süreci’ne nasıl bakıyorsunuz?
Çözüm Süreci Cumhuriyet’ten bu yana Türkiye’ye verilen en büyük şans ve en büyük nimetti. Recep Tayyip Erdoğan bu ülke için büyük bir şans. Bu işin mimarıdır. Umarım en kısa zamanda yeninden eskisi gibi aynı sürece dönülecek. Bu ülkede yaşayan herkesin barışa ihtiyacı var. Siyaset yolu açık, herkes kendini ifade edebiliyor. Böyle özgür bir ülkede yaşıyoruz. Kürt gençleri kandırılıyor.
DIŞ GÜÇLERİN OYUNUNA GELMEMELİYİZ

- HDP ve PKK ne istiyor?
Örgüt veya HDP ne istediğini bilmiyor. Sistem içinde güçlenin. Siyaset yolu da açık. Sizin çocuklarınız poliste olabiliyor, başbakanda. Anayasa’da bir ayrım yok. Biz Suriye’deki Kürtler gibi değiliz ki, oradakilerin kimlikleri yok. Okuyup doktor olabiliyor ama kimliği olmadığı için mesleğini yapamıyor. Rojova denilen yerde 6-7 milyon kürdün kimliği yok. Türkiye’de öyle birşey yok ki...