ZONGULDAK’ın Ereğli İlçesi’nde partisinin aday tanıtım toplantısında konuşan DSP Genel Başkanı Masum Türker, "Yolsuzluk ve rüşvet yalnız bakan evlerine, bakan çocuklarına uzanmıyor. Bu işin bir numarası, ele başısı Başbakan'ın ta kendisidir" dedi.
İlçe ve belde belediye başkan adaylarının tanıtımı için Ereğli İlçesi’ne gelen Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, ilk olarak Gülüç Beldesi'ndeki parti binasının açılışını gerçekleştirdi. Partililerle sohbet eden Türker, ilçe ve belde belediye başkan adaylarını partililere tanıttıktan sonra yaptığı konuşmada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'büyük rüşvet' operasyonuyla ilgili yaptığı açıklamaları eleştirdi. Polislerin yolsuzlukları ortaya çıkardığını ve Başbakan’ın paniklediğini ifade eden Türker, şöyle konuştu:
"Bakın yolsuzluk ve rüşvet yalnız bakan evlerine bakan çocuklarına uzanmıyor. Bu işin bir numarası, ele başısı Başbakan'ın ta kendisidir. Onun ve çocuklarına uzanıyor. Bunu kim söylüyor. Verdiği ifade de Fatih belediye başkanı Başbakan'ın oğlunun adını söyleyerek 'O aradı. Talimat verdi' diyor. Dikkat edin, 'Talep etti' demiyor, 'Talimat verdi' diyor. Biz de bu imarları verdik diyor. Başbakan neden panik ve telaş içerisinde? Bir insan devleti yönetiyorsa o devlette ki hırsızlığın o devlette ki yolsuzluğun ortaya çıkmasından memnun olur, ortaya çıkartanlara ödül verir. Ama başbakan tam tersini yaptı. Bakanları ile birlikte O yolsuzluğu hırsızlığı ortaya çıkartanları görevden aldı."
Polislerin görevden alınmasını eleştiren Türker, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çıkan belgeleri karartmak için iki tane laf kullandı. Birinci laf 'Çete işi' dedi. İkincisi de 'Hükümete karşı komplo' dedi. Bir kere çete varsa, çete devlette kurulmuşsa 11 yıldır bu insanları göreve getiren de bunların da yeterli olup olmadığına kara veren sensin. Niye bunlara çete diyorsun. İki komplo diyorsun. Sana niye komplo kursunlar. Bunları tayin eden terfi ettiren sensin. Hatta 2 bin polis şu anda Danıştay kapısında kendilerine terfi verilmediği için hak iddia ediyorlar. Alamıyorlar. O Polisler kendi düşüncelerinde olmadıkları için. Atatürkçü düşünceden, toplumsal düşünceden yana oldukları için onları terfi ettirmiyor. Buna karşılık istediklerini terfi ettirip bugün Müdür düzeyine getiriliyor."