CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Türkiye'de sosyal devlete, demokrasiye ihtiyaç olduğunu belirterek, "Biz halkın telefonunu değil, sözünü dinleyeceğiz. Yokluğu değil, varlığı paylaşacağız" dedi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi'nce düzenlenen 'Halkın Gündemi' konulu konferansın konuğu, CHP Milletvekili Mustafa Balbay oldu. Cam Piramit'teki toplantıya Antalyalılar yoğun ilgi gösterdi. Salona Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Mustafa Akaydın ile birlikte gelen Mustafa Balbay'a kır çiçekleri verildi, yoğun sevgi gösterisinde bulunuldu.
SLOGANLARLA KARŞILANDI
'Her yer Taksim her yer direniş', 'Her yer rüşvet her yer yolsuzluk' sloganlarının atıldığı salondakilere seslenen Mustafa Balbay, "Biz salonlara sığmayacak kadar büyüdük, onlar ayakkabı kutusuna sığacak kadar küçüldüler" dedi. Silivri'deki hapis günlerinde Antalyalıların da kendisini yalnız bırakmadığını belirten ve teşekkür eden Mustafa Balbay, "Güneş Antalya'da sadece gökyüzünde doğmaz, Antalyalıların kalpleri ve beyinlerinde de doğar" dedi.
MAHPUSLUK GÜNLERİNİ ANLATTI
5 Aralık günü Anayasa Mahkemesi'nin 'Mustafa Balbay haklıdır' diye oybirliği kararı vermesi sonrası özgürlük olasılığı yükseldiği dönemi anlatan Balbay, "Mahpusluk günlerinde kendime 'Balbay yarın çıkabilirsin hazır ol, uzun yıllar yatabilirsin ona da hazır ol. Ama sen tahliye beklentini düşük, moralini hep yüksek tut.' dedim. 5 Aralık'tan sonraki günlerde özgürlük olasılığı öne çıkınca hücrede kendimle söyleşirken, havalandırmada sporumu yaparken sordum, 'Balbay çıkınca kapıda Türkiye'ye ne diyeceksin?' Birincisi 'Yaşasın özgürlük, herkes özgür olsun' deyip kepenkleri indirmekti, ama bu bana yakışır mıydı, hayır. İkincisi 'Ben girdim, ben çıktım onlar girecek. Bu kanın hesabı sorulacak' diye sert bir söylemle çıkış yapmaktı. Bu söylemle tabiki yüreği yanmış birçok kardeşimizin sesi de yükselirdi, karşıtlık sesimiz yükselirdi ama çoğalamazdık" diye konuştu.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'A GÖNDERME
Balbay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üçüncüsü, bu mağduriyeti anlatmak ama bununla yaşamamak, bizden sonraki kuşakların daha güzel bir Türkiye'de yaşaması için gelecek biriktirdiğimiz Türkiye'ye haykırmak. Ben üçüncüyü seçtim. Elbette içerisi kolay bir yer değil. Ama ben uzun uzun mağduriyet edebiyatı yapmayacağım. 4 ay yatıp 14 yıl anlatıyor, 4.5 yıl yatan ne kadar anlatır hesabı size bırakıyorum. Ama ben mağduriyet edebiyatı yapmayacağım, memleket edebiyatı yapacağım. Sizlerle bu memleketi konuşacağım daha çok. İçeride en çok ben gelecek biriktirdim. O geleceğe var mısınız?"
TOPLUMLA UZLAŞMA
Önümüzdeki üç seçimin önemine değinen Mustafa Balbay, "Artık bize gerekli olan iktidardır, onun dışında her yer dardır. Ben bütün partilerle uzlaşmak istemiyorum, özümü koruyarak toplumun her kesimiyle uzlaşmak istiyorum. Bunu başardığımız gün, toplumun olabildiğince geniş kesimlerini kendi içimize, yelpazemize alabildiğimiz gün iktidar daha yakın. Hem Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalılara borcumuzu ödeyeceğiz, hem de Atatürk'ün Türkiye'sini 21'nci yüzyıla taşımanın başlangıcını gerçekleştireceğiz" diye konuştu.
'HIRSIZ VAR' SLOGANI
Toplantıyı salon mitingine benzeten Balbay, bir dinleyicinin 'Hırsız var' sloganına üç kez 'Duymadım' diye karşılık verip tüm salona tekrarlattırdı. Balbay, şu örneği de anlattı:
"Anadolu'da biri tarımla biri ticaretle geçinen, aralarında yüksek bir dağın olduğu iki kasaba varmış. Tarımla geçinenler yaz boyu çalışıp hasadını topladıktan sonra dağı aşıp ticaretle geçinen kasabaya gidip satışını yapıp, alışverişi, çeyizini alıp dönermiş. 60-70 kişilik bir kafile yine gitmiş ve dönüşte dağın başında soyulmuşlar. Süklüm püklüm kasabaya gelmişler. Girişte sormuşlar 'ne oldu' diye, 'soyulduk' diye yanıt vermişler. 'Nasıl oldu?', 'Biz 60 kişi yalnızdık, onlar üç kişi beraberdi. Direne direne kazanacağız."
DAVUTOĞLU'NUN ADIYLA DALGA GEÇTİ
AK Parti'ye yönelik fedakarlığı eşit paylaştıklarını belirten Balbay, şöyle konuştu:
"Fedası size, karlılığı kendilerine. Dün haberleri izlerken utandım. Cenevre'de Uluslararası Barış Konferansı düzenleniyor ve Türkiye'nin düş işleri, pardon Dişişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu muydu, sayın avut, Davutoğlu Türkiye'nin uluslararası itibarı bu kadar düşmüşken, bana dedi ki 'Sayın Balbay bir seviye düşüklüğü yarattı' dedi. Halbuki benimki sadece harf düşüklüğüydü. Uluslararası alanda artık Türkiye kimle ne iş yaptığı belli olmayan, TIR'ların içinde ne olduğu belli olmayan, efsane TIR'lar, mitolojik TIR'lar onların hepsi. Türkiye'yi böyle bir ülke haline getirdiler. Bu ülkeyi böyle bir belirsizliğe teslim etmeyeceğiz. Buna inanın."
CHP'YE SLOGAN
Türkiye'de iktidar partilerinin özünde umut ürettiklerine dikkat çeken Balbay, "Bir iktidarın yolsuzluğunu, yanlışlarını dile getirmek yetmez. O zaman küçük bir değişiklik yaparlar 'A partimiz gül gibi oldu' derler. Umutla halkın en çok istediği şeyi biriktirip halkımıza sunmalıyız. Hepimiz çalışalım en güzel sloganı bulalım, ama ben de bu konuda kafa yoruyorum" dedi.
SOSYAL DEMOKRAT MERKEZ PARTİSİ
Türkiye'de sosyal devlete, demokrasiye ihtiyaç olduğunu aktaran Mustafa Balbay, şöyle devam etti:
"O zaman biz sosyal demokrat merkez partisi olacağız. Sosyal demokrat özümüzü kaybetmeden. Biz halkın telefonunu değil, sözünü dinleyeceğiz. Yokluğu değil, varlığı paylaşacağız. Önümüzdeki dönem Türkiye'nin hem komşularıyla, hem içeride barışık, tıpkı Atatürk dönemindeki gibi bir ülke haline dönüştüreceğiz. Atatürk'ün üç mirası var, akıl, değişim ve bilim. CHP'nin çözüm önerileri üretmesi, ben ne kadar çok şey bilirsem bileyim, çözüm önerilerim ne kadar çok olursa olsun anlattıklarım sizin anladığınız kadardır, toplumun anladığı kadardır. O yüzden son 43 gün 11 il dolaştım 58 konuşma yaptım."
'MAKARNAYI AKP İCAT ETTİ SANIYORLAR'
Bir Orta Anadolu şehrinde, varoşlardaki insanların makarnayı AK Parti'nin icat ettiğini düşündüklerini anlatan Balbay, şöyle devam etti:
“Bunu birebir insanlardan dinledim, ne halkımızı aşağılamak, ne karamsarlık için paylaşıyorum. Halkımızın gerçeği bu. Neden ben bu toprakların çocuğuyum, kendi yaptığımız erişte vardı ve belli ki o insanlar hep o erişteyi biliyordu ve ilk defa makarnayı gördü. Topluma anlatabildiğimiz kadar varız, bildiğimiz kadar değil. Bu çok önemli bir gerçek. Çünkü toplumun geldiği nokta, Türkiye'nin sürüklendiği yeri bilerek siyaset üreteceğiz ve toplumun her kesimine dokunacağız."
İÇERDEKİLER SERBEST BIRAKILMALI
Silivri, Hasdal gibi çeşitli cezaevlerinde Ergenekon, Balyoz gibi davlardan dolayı tutuklu yatanlara ilişkin af söylemlerini değerlendiren Balbay, "Toplum vicdanında kabul görmemiş davalar nedeniyle içeride yatan herkesin serbest bırakılması gerekiyor. Bunu bazıları yanlış yerlere çekiyor. Yapılacak yeniden yargılama kokmuş aşın tabağını değiştirmeye benzer ve bunun bir anlamı olmaz, ben bunu görüyorum. Her şeyden önce içeridekilerin özgürlüklerini sağlamak bizim boynumuzun borcu olmalıdır. Şu anki seyir de yakın gelecekte kapıların açılacağını ve onların özgür kalacağını gösteriyor. Biz biraz daha direnirsek özgür kalacaklarını düşünüyorum" diye konuştu.