MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özcan Yeniçeri, RTÜK'ün, operasyon yayınlarında kutu ve para görüntüleri veren televizyonlara ceza verdiğini söyleyen Yeniçeri, HSYK için de RTÜK modeli düşünüldüğünü söyledi. Yeniçeri, "HSYK'ya RTÜK modeli önerilmesinin nedeni, AKP'nin ihtiyaçlarına uygun HSYK meydana getirmektir. Eğer anayasa değişikliğini AKP gerçekleştirebilirse, HSYK'da çoğunluğu ele geçirecek olan AKP'li bürokratlar kurula tam egemen olacaklardır. Bu defa da HSYK resmen yolsuzluk ve rüşvete karışan iktidar yanlılarını koruma kuruluna döndürülmüş olacaktır. RTÜK'te gerçekleştirilen AKP formatlı işlemlerin aynısı bu defa da HSYK'da gerçekleştirilecektir. Vatandaş "hırsız var" diye bağırıyor. Hükümet "Darbe var. Mağdurum yetişin" diyerek vatandaşın sesini kesmeye çalışıyor" dedi. "SINIRSIZ, SÜRESİZ, KURALSIZ VE SANSÜRSÜZ BİR SAVAŞ"

İktidar yanlısı gazete ve televizyonlar ile iktidarın inlerine gireceğini söylediği televizyon ve gazeteler arasındaki mücadele gittikçe tehlike bir hal alıyor" diyen Yeniçeri, bu durumun başta adalet ve yargı olmak üzere bütün kurumlara zarar verdiğini söyledi. Yeniçeri, "Saflar giderek keskinleşiyor. Yenilir yutulur türden olmayan iddialar birbirini kovalıyor. Operasyonlara, karşı operasyonları; dinlemelere, karşı dinlemeleri; fişlemelere, karşı fişlemeleri; iddialar, karşı iddiaları dile getiriyor. Sınırsız, süresiz, kuralsız ve sansürsüz bir savaş ve karşı koyuş yaşanıyor. Açıktan açığa yürütülen mücadelede tez var, antitez var. Sentez yok. Görevden alınanların yerine alelacele yapılan atamalar, stratejik görevlerdeki bürokratların tasfiyesi devlet yönetiminde ciddi açıklar oluşturmaktadır. Devletin adli, idari ve güvenlik yönünden verdiği açıklardan başta terör örgütü olmak üzere bir takım istihbarat servisleri ciddi biçimde yararlanacaktır" şeklinde konuştu. "AKP SANKİ AŞİRET DEVLETİNİ YÖNETİYOR"

AK Parti iktidarının operasyonunun ardından yargıya yönelik operasyon başlattığını ve bunun hukuki bir facia halini aldığını söyleyen Yeniçeri, "AKP takındığı tavırla sanki Türkiye Cumhuriyeti Devletini değil bir aşiret devletini yönetiyor. İktidar attığı adımlarla yasaları ve Anayasayı AKP'nin ihtiyaçlarına uygun hale getirmeye ve başlatılan soruşturmaları etkisiz kılmaya çalışmaktadır. Rüşvet ve yolsuzluğu iktidar mücadelesi için görmezlikten gelmek rüşvet ve yolsuzluğu desteklemektir. İktidarın güç odaklarıyla olan mücadelesini öne çıkararak yolsuzluk ve rüşvet çarkına dolaylı olarak katkı sunmak ahlak dışıdır. Rüşvet ve yolsuzluk yapanlarla değil de rüşvet ve yolsuzluğu ortaya çıkaranlarla mücadele etmek doğrudan bu suça ortak olmaktır" dedi. "İKTİDAR HSYK'YI DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞMAKTADIR"

HSYK düzenlemesiyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Yeniçeri, "İktidar var gücüyle hem yürütülmekte olan yolsuzluk ve rüşvet davasını etkilemek, hem de ortaya çıkması muhtemel rüşvet ve yolsuzluk olgusunun önünü kesmek için HSYK'yı değiştirmeye çalışmaktadır. Böylece iktidar yanlısı odakların yaptığı rüşvet ve yolsuzlukların ortaya çıkması hem fiilen hem de hukuken engellenmektedir. Deniz Feneri davasında olduğu gibi zanlılar ya da failler değil savcılar cezalandırılmaktadır" dedi. "RTÜK BUGÜN ADETA RECEP TAYYİP ÜST KURULU GİBİ ÇALIŞIYOR"

RTÜK'ün, operasyon yayınlarında kutu ve para görüntüleri veren televizyonlara ceza verdiğini söyleyen Yeniçeri, HSYK için de RTÜK modeli düşünüldüğünü söyledi. "RTÜK bugün adeta Recep Tayyip Üst Kurulu gibi çalışıyor" diyen Yeniçeri, sözlerini şöyle sürdürdü: "HSYK'ya RTÜK modeli önerilmesinin nedeni, AKP'nin ihtiyaçlarına uygun HSYK meydana getirmektir. Eğer anayasa değişikliğini AKP gerçekleştirebilirse, HSYK'da çoğunluğu ele geçirecek olan AKP'li bürokratlar kurula tam egemen olacaklardır. Bu defa da HSYK resmen yolsuzluk ve rüşvete karışan iktidar yanlılarını koruma kuruluna döndürülmüş olacaktır. RTÜK'te gerçekleştirilen AKP formatlı işlemlerin aynısı bu defa da HSYK'da gerçekleştirilecektir." "DAVUL BİZİM BOYNUMUZDA TOKMAK BAŞKASININ ELİNDE" DESİN

Hükümet tarafından dile getirilen darbe, derin devlet, paralel devlet, çete sözlerini de eleştiren Yeniçeri, "Bir hükümet düşünün ki, iktidarının on ikinci yılında "Davul bizim boynumuzda tokmak başkasının elinde" desin. Bu söylemler tam bir skandaldır. AKP iktidarı bu yaygarayla aslında on bir yıldır iktidarda olmasına karşın ülkeyi yönetemediğini itirafı etmiş olmaktadır. On bir yıldır hikmet-i hükümet gibi davranan bir iktidarın mağdur ve mazlum rolüne soyunması hiç de inandırıcı değildir. İktidarlarının "ustalık dönemi"nde bile çaresizlik, gaflet, şikâyet ve saflık içinde olan bir iktidarın halka dönüp yakınmaya hakkı yoktur. Onbir yıldır resmen iktidarda olup da fiilen iktidarda olamadığını söyleyenlerin bir dönem daha halktan destek istemelerinin mantıki temeli ise hiç yoktur" diye konuştu. VATANDAŞ, "HIRSIZ VAR" DİYE BAĞIRIYOR HÜKÜMET, "DARBE VAR MAĞDURUM YETİŞİN"

Adalet Bakanına bağlı kurulların, yandaş hâkimler ve savcılarla yargıyı tamamen denetim altına almaya çalıştığını öne süren Yeniçeri, şunları söyledi: "Başbakan Erdoğan, rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu yolsuzluk kılıfıyla darbe hamlesi olarak niteliyor. Aslında Tayyip Erdoğan'ın yaptığı darbe çığırtkanlığıyla yolsuzluk ve rüşveti kapatmaktır. Ortada onca rüşvet ve yolsuzluk varken bunun üzerine gidilmemesi, yolsuzluk yaptığı iddia edilenleri, Başbakan Erdoğan'ın hayır sahipleri, saf, dürüst sıfatlarıyla tanımlaması bununu kanıtıdır. Sayın Başbakan, o kadar çok rüşvet ve yolsuzlukla suçlananlara itimat ediyordu da, neden dört bakanını görevden aldığını açıklaması gerekiyor. Bir de dört buçuk milyon doların ayakkabı kutularında ne aradığını bilimsel ve rasyonel bir biçimde ortaya koyması gerekiyor. Vatandaş, "Hırsız var" diye bağırıyor. Hükümet, "Darbe var. Mağdurum yetişin" diyerek vatandaşın sesini kesmeye çalışıyor." (MV/FK)