MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, 17 Aralık’ta yapılan ve 2 bakanın çocuğunun da tutuklandığı 'rüşvet ve yolsuzluk' operasyonuyla ilgili, "Askerleri delil karartmasın diye tutukladınız 5 sene içerde tuttunuz. Şimdi İçişleri Bakanı'nın delil karatması söz konusu olmaz mı?" dedi. Bakanların anında görevden alınması gerektiğini söyleyen Halaçoğlu, "Yarın bunların hepsi yüce divanlıktır. Ya ülkeyi terk edip kaçacaklar. Ya yüce divana çıkacaklar" dedi.
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Kayseri'de partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Halaçoğlu, yolsuzluk iddialarına adı karışanların görevden alınması gerekirken, Başbakan’ın farklı yol izleyerek operasyonu yapanları görevden aldığını söyledi. Halaçoğlu, şöyle devam etti:
"Başbakan bu durumu ortaya çıkaran kişileri görevden aldı, sürgün etti. Bu şekliyle kamuoyunu tatmin etmeniz mümkün değil. Ergenekon döneminde askerleri delil karatmasının önüne geçmek için tutukladınız, 5 sene içerde tuttunuz. Bu durumda İçişleri Bakanı'nın delil karatması söz konusu olmaz mı? Anında görevden almanız gerekemez miydi? Polisi görevden alan aynı bakan. Buna nasıl 'Temiz eller', nasıl 'Yetim hakkını yedirmiyorum' diyebilirsiniz. Mümkün değil" diye konuştu.
ÖCALAN TBMM’YE GİREBİLİR
Hükümetin yeni bir demokratikleşme paketini Meclis'e sunduğunu ancak henüz genel kurula gelmediğini belirten Halaçoğlu, şunları söyledi:
"Paketteki en önemli maddelerden biri PKK ile masaya oturduklarında bir takım demokratikleşme adı altında ödün verilmesiyle bağlantılı maddeler. Bunun başında terör gruplarına üye olmuş olsalar da, terörist olsalar da, mahkum olsalar bile mahkumiyetleri sona erdikten sonra siyaset yapabilecek, meclise girebilecekler. Bu, Yüksek Seçim Kurulu’nda milletvekilinin taşıması gereken şartların dışında bir olay. Yüz kızartıcı suçlar vatana ihanet, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup olmama, terör gruplarına girip girmeme, belli bir yıl hapiste yatıp yatmama gibi şartları taşıma hüküm var. Bu hükümlere uyan ancak milletvekili adayı olabilir. Ancak bu yasalda teröristler siyasi partiye üyeleri olabilecek, siyaset yapabilecek. TBMM’ye teröristleri sokabileceksiniz bu yasayla, Abdullah Öcalan, önümüzdeki günlerde serbest bırakılacak olursa siyasete girer, TBMM’ye girebilir. Yasak bile getirseler en azından bir siyasi partinin genel başkanı olarak siyaset yapabilir."
Gazetecilerin, AK Parti Milletvekili ve Başbakan'ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın yaşananları "Kumpas" olarak değerlendiren köşe yazısının hatırlatılması üzerine Halaçoğlu, şunları söyledi:
"Onlara günaydın demek istiyorum. Bugüne kadar birlikte oldukları, her şeyi birlikte yaptıkları cemaatten bahsediyor sanırım. Şu anki yolsuzlukların temelinde de bu kumpasın yattığını iddia ediyorlar. İşin içine ABD ve İsrail’i de katarak. Bunların hiçbiri yapılan namussuzluluğu, kirli işleri ortadan kaldırmaz. Kim tezgah düzenlerse düzenlesin, malzeme veren insanınız varsa önce bunu önlemeniz lazım. Günaydın diyorum yeniden. Kumpas düzenleyerek Engin Alan beyefendi hapiste yatıyorsa, bugün o kumpasın ikinci ayağı da kendileridir. Askere kumpas düzenleyerek şerefli Türk ordusunun subaylarını, Kuzey Irak’a girip PKK ile mücadele edenleri, Türkiye’de teröristlerle mücadele edenleri hapse atmışlarsa Engin Alan paşa gibi. Bu kumpasın içinde doğrudan doğruya kendileri de vardır. Çünkü aynı konuda Başbakanın defalarca beyanı olmuştur. Yalçın beyin aklı yeni başına gelmiş ki kumpastan bahsediyor. Ordunun şerefli subaylarını PKK ile mücadele etiği için içeri alanlar bugün kumpastan bahsederken hala 40 bin kişinin bebek katiliyle görüşüp masaya oturuyorlar, hala Kandil'le görüşüyorlar. Enteresandır; bebek katili, yapılan bu görüşmelerin kanunsuz olduğunu söylüyor. Ama hükümet kanunuz olduğunu söylemiyor. Anayasal suç işleniyor. Teröristle masaya oturamaz hükümet. Bunların istekleri çerçevesinde PKK’ya taviz veremez. Anayasaya en büyük aykırılığı Diyarbakır belediyesi yapmıştır. Belediye binasına Kürtçe yazı yazmıştır. Bu suçtur. Çünkü Anayasa’ya göre resmi dilimiz Türkçe'dir. Bunu ihlal eden kişiye yaptırım uygulamıyor, dava açmıyor engellemiyorsanız, suçlusunuz. Yarın bunların hepsi yüce divanlıktır. Yaptıkları her şey yüce divanlık. Ya ülkeyi terk edip kaçacaklar ya yüce divana çıkacaklar. Kurtuluş yolları yok bunların."
Halaçoğlu, "Gecekonduda oturan Başbakan dünyanın en zengin başbakanları arasında yer alacak. Nerden aldın? Niye başkaları yapamıyor da sen çok mu iyi biliyorsun işini. Niye araştırma yapan polisleri engelliyorsun. 'Amirlere danışmadan operasyon yapamazsınız' diye yönetmeliği değiştiriyorsun. Bugün 'Kumpas vardır' diye yazmakla kurtulamaz kimse. 11 senedir engellemeyen kişinin aklı şimdi mi başına geldi. O zaman bugüne kadar yaptıkları tüm icraatlar, şaibenin altından nasıl kalkacaklar."