ANKARA () - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde istifa etmesi gerektiğini yenileyen Kılıçdaroğlu, "Yalan söylemekten vazgeç birinci kural. İkinci kural, yüreğin yetiyorsa, eşit koşullarda Ekmeleddin Bey'le yarışa gir. Başbakanlıktan istifa etmiyorsun, eşit koşullardan gitmiyorsun. Fırsat eşitliği diye bir kavram var" dedi. Kılıçdaroğlu, "Ama Erdoğan şöyle bir ters köşe yapabilirdi, Rıza Zarrab'ı cumhurbaşkanı adayı, Arınç'ı da genel sekreter gösterebilirdi. Neden Arınç sekreter olsun? Ağlayacak bir adama, arada bir ağlayacak bir adama ihtiyaç var" dedi. Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı makamı bir siyasi liderin makamı değildir. Siyasi partiler tartışırlar, eleştirirler. Ama cumhurbaşkanlığı makamı böyle bir makam değildir. Yüce bir makamdır, 76 milyonu kucaklayan bir makamdır" dedi.

Zeytin üreticilerine destek vermeye devam edeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Yeni bir yasa getiriyorlar. 25 dönümden az olan zeytin alanları sanayiye açılacak, taş ocakları yapılacakmış. Birilerine peşkeş çekmek için. Bütün zeytin üreticilerini yanındayız. Parlamento'da elimizden geleni yapacağız. AKP'nin çoğunluğu var. Üreticilerin unutmaması gereken onların haklarını kim savunuyor? Oylarını ona göre kullansınlar. Kapalı kapılar ardında dümen çevirmeye devam ediyorlar. Onlardan birisi de şimdi cumhurbaşkanı adayı oldu. Zeytin üreticilerinin onu unutmaması lazım" diye konuştu.

"ÖLDÜR TALİMATINI VERİYOR CUMHURBAŞKANI ADAYI"

Ethem Sarısülük davasına değinen Kılıçdaroğlu, "Allah'ın yarattığı, en değerli varlığı silah çekip öldürüyorsunuz. Öldür talimatını veriyor cumhurbaşkanı adayı. "Ne yapacaksınız" diyor. "Elbette silah çekip öldüreceksiniz" diyor. Bu tablo dün değişti tutuklama kararı verildi" dedi.

"ORTADA YOLSUZLUK SORUŞTURMASI HARAMZADELER VAR"

17 Aralık yolsuzluk operasyonları ile ilgili olarak Kılıçdaroğlu,"Ortada darbe yoktu. Yolsuzlukla mücadele vardı. Sanki o gece düğmeye basılmış gibi kamuoyunda o havayı yarattılar. Olayın başlangıcı 12 Şubat 2007'ye dayanıyor. Edirne Kapıkule Gümrük Kapısı'nda bir TIR yakalanıyor, içinde 202 kilo eroin. Büyük paraların döndüğü anlaşılıyor, dinleme kararı alınıyor. Arkasından olaylar çözülüyor. Kimin kimlerle ilişkili olduğu ortaya çıkıyor. Zaman zaman bu medyada yer aldı. Kara paranın nasıl aklandığı, Kapalıçarşı'daki döviz bürosunun buna nasıl kaynaklık yaptığı ortaya çıktı. Arkasından Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Recep Tayyip Erdoğan'ın önüne üç sayfalık bir rapor koydu. Altın işi dahil, kendi bakanlarının Rıza Zarrab'la olan ilişkilerini anlattı. Bunlar duyurulursa hükümetin çok zor durumda kalacağı da ifade edildi. Ortada darbe falan yok. Ortada yolsuzluk soruşturması var. Haramzadeler var. Ortaya çıktı diye bundan rahatsızlık duyanlar var" ifadelerine yer verdi.

"MİT 18 NİSAN'DA ÖNÜNE RAPOR KOYUYOR"

Kılıçdaroğlu, "MİT 18 Nisan'da önüne rapor koyuyor. Ve sen aylarca sesini çıkartmıyorsun. Aylarca bu bakanlar ne yapıyor diye çıkıp düşünceni bile dile getirmiyorsun. "Hassas kaynaktan derlenen istihbari bilgilerde, Kapalıçarşı'da altın işi yapan Rıza Zarraf, Zafer Çağlayan ve İçişleri Bakanı Muammer Güler ile yakın ilişkide olup, kardeşi Muhammet Zarraf'ın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı alması için bazı girişimlerde bulunuyorlar" Yani rüşvet veriyorlar. Vatandaşlık almak için" diye konuştu.

"RIZA ZARRAB'IN HAMİSİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN"

Kılıçdaroğlu, "Rıza Zarraf'ın Zafer Çağlayan ve Muammer Güler ile mevcut ilişkinin ortaya çıkması halinde, söz konusu hususların hükümet aleyhine kullanabileceği ifade edilmiştir" Rıza Zarrab böyle bir adam, hamisi kim? Recep Tayyip Erdoğan. Hırsızlığa hamilik yapan adama cumhurbaşkanı adayı olduğu zaman oy verecek misiniz? Elinizi vicdanınıza koyup sandığa gideceksiniz. Şimdi bu adam çıkmış ben cumhurbaşkanı adayıyım diyor. Dünyaya güldüreceğiz kendimizi" açıklamasında bulundu.

"1,5 TON ALTININ TESLİM EDİLECEĞİ ADRES BEYLİKDÜZÜ-İSTANBUL"

Kılıçdaroğlu, "Size bir hikaye anlatacağım. 1 Ocak 2013. Gana'dan bir uçak kalkıyor. Sabiha Gökçen'e inmesi gerekiyor inmiyor. Atatürk Havalimanı'na iniyor. Bir kargo uçağı. Gümrük memurları soruyorlar ne var uçakta? Aynen okuyorum "1,5 ton doğal taş var" diyorlar. Tabi memurlar şaşırıyor. Türkiye'de dağ taş var. Neden Türkiye'ye gelsin diyorlar. Gidip bakıyorlar. Bir bakıyorlar içinde doğal taş değil, 1,5 ton altın var. Doğal altın. Gümrük memuru hemen gider mühürler. Neden şüpheleniyorlar? Şunun için, açıyorlar kargo uçağını. Bakıyorlar adrese. Adresi aynen okuyorum: "Güzelyurt Mahallesi Yıldırım Beyazıt Caddesi Delta Apartmanı, a2 blok, no: 22 Beylikdüzü-İstanbul" Düşünüyor memurlar, bir şey var burada diyorlar. Açıyorlar, 1,5 ton altın çıkıyor. Doğal olarak mühürlüyorlar. Kaçakçılık var diyorlar" ifadelerine yer verdi.

"GÖZÜNÜ SEVDİĞİM TEOMAN"

Kılıçdaroğlu, "4 Ocak 2013. Uzun tartışmalar. Araya Rıza Zarrab, bakanlar, müsteşarlar giriyor. Olayı örtmeye çalışıyorlar. 8 Ocak 2013 malın cinsini değiştiriyorlar. Bu altındır diyorlar. Yeni faturalar ibraz ediyorlar. Araya bu kez Dışişleri Bakanlığı giriyor. Ne oluyor arkadaşlar diyor. 10 Ocak 2013, Rıza Zarrab diyor ki gümrük müdürü bize yardımcı oluyor, nasıl uçağı dışarı çıkarabiliriz. Rıza Zarrab'la yapılan bir telefon konuşması var. diyor ki "Rüşvet ver kurtar, gümrük dediğin nedir? " onun söylediği şu: "Teoman'a neler yaptım. Ne vaatler. Adam ben memuriyeti yakmam" diyor. Gözünü sevdiğim Teoman, hepimizin onuru olan Teoman. Rüşvet veriyorlar almam diyor. Haram yemem diyor. Recep Tayyip Erdoğan haram da yese ben haram yemem diyor. Bu kadar açık" diye konuştu.

"TEOMAN'A NE OLDU?"

Kılıçdaroğlu, "Diyeceksiniz ki bu Teoman'a ne oldu? Atatürk Havalimanı'ndan alındı, Gaziantep GAP Bölge Müdürlüğü'ne tayini çıkarıldı. Yani sürüldü. Şimdi ben Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren saygı değer yurttaşlarıma sesleniyorum: Sizler çok iyi niyetlerle tercihlerinizi yaptınız" dedi.

"ALLAH'I DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ GİBİ DÜŞÜNÜN"

Kılıçdaroğlu, "Ramazan ayındayız. Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Allah'ı düşündüğünüz gibi düşünün, rüşvet yemeyen bir adamı süren bir Başbakan'a oy verecek misiniz vermeyecek misiniz?" dedi.

"RÜŞVET YEMEYEN BİR MEMURU SÜREN BİR ADAMI, SİZ SANDIKTA SÜRMELİSİNİZ"

Kılıçdaroğlu, "Eğer siz vicdan olarak ben rahatım diyorsanız, bana Müslümanlık onların anladığı gibi diyorsanız, kul hakkı yemenin en büyük günah olduğunu düşünüyorsanız, rüşvet yemeyen bir memuru süren bir adamı, siz sandıkta sürmeniz lazım. Sizin eliniz mahkum" dedi.

"AHLAK FUKARASI BİR ADAM NASIL DERİZ Kİ GEL SEN CUMHURBAŞKANLIĞI KOLTUĞUNA OTUR"

Kılıçdaroğlu, "Dünyanın hiçbir demokrasisinde böyle garip bir olay yok. Rüşvete direnen adam sürülüyor, rüşvet yiyen ödüllendiriliyor. Süren adam cumhurbaşkanı adayı oluyor. Kimsin sen ya? Ahlak fukarası bir adamla karşı karşıyayız. Beni üzen nokta da budur. Ahlaksızlığı ödüllendiren bir kişiye nasıl deriz ki gel sen cumhurbaşkanlığı koltuğuna otur. Bunun hesabını verdi mi? Vermedi. Ben ona soru sordum. Arkadaş dedim, senin bakanın koluna 700 milyarlık saati darbeciler mi taktı? Tık yok. Sen oğluna telefon etti. Oğlum paraları sıfırlayın diye. Darbeciler mi telkin etti? Senin çocuğunun bakanların çocuklarının evine boy boy kasaları darbeciler mi koydu? Utanmadan özür dileyerek bu lafı kullanmamak zorundayım. Utanmadan ben cumhurbaşkanı adayım diyor. Bu en büyük hakarettir. Böyle bir şey olamaz. Gider hesabını verirsin ondan sonra gelirsin itiraz etmeyiz. Ama hesabını vermeyip kaçacaksın, yargıyı baskı altına alacaksın sonra diyeceksin ki 'ben cumhurbaşkanı adayı olacağım" diye konuştu.

"HAYATİ YAZICI SORUŞTURMA AÇMAK ZORUNDA KALIYOR"

Kılıçdaroğlu, "Olay 10 Ocak 2013'te kalmıştı. 15 Şubat 2013. Hayati Yazıcı soruşturma açmak zorunda kalıyor. Olay medyaya yansıyor. Ve müfettiş devreye giriyor. 18 Mart 2013 tarihli rapordan bazı cümleler okuyorum. "Gana'dan düzenlenen belgelerin gelişi güzel yazıldığı ve gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkmıştır. Külçe altınların Gana'dan kaçak olarak, yasa dışı yurtdışına çıkarıldığı sonucuna varılmıştır. Altınların, Zencani ve şirketlerinin ilgisi olduğu açık bir şekilde göstermektedir. Kısmen ve tamamen Türkiye'ye sokulmak istendiği ortadadır" ifadelerine yer verdi.

"292 KG ALTININ NEREYE GİTTİĞİ BELLİ DEĞİL"

Kılıçdaroğlu, "Devletin müfettişinin yazdığı rapor 16 Şubat, bir gün sonra. Gümrükçüler bir bakıyorlar, 1,5 ton altından 292 kilo altın eksik, evet. Değeri 14 milyon 600 bin dolar. Nereye gittiği belli değil. 17 Ocak 2013. Uçak Dubai'ye gidiyor. Her şeyi ayarlıyorlar, her şey tamam. Uçağı kapatıyorlar, 292 kilo altını birileri götürüyor, tamam diyorlar sen de gidebilirsin artık. Gümrük bakanına arkadaşlarımız soru soruyorlar. Diyor ki bu uçak, siz diyorsunuz ki transitti, neden buraya geldi diyor. 'Efendim yakıt ikmali için geldi' diyor. Hayatımda duyduğum en saçma şeylerden birisi. Neden yalan? Beylikdüzü'ne teslim edilecekti ne transiti? Sandığın üzerinde adres yazılıydı" açıklamasında bulundu.

"GANA'DAN, İSTANBUL'A MESAFE 7354 KİLOMETRE DİREKT DUBAİ'YE GİTSE 2992 KİLOMETRE"

Kılıçdaroğlu, "Arkadaşlarımız güzel bir hesap yapmışlar. Gana'dan, İstanbul'a mesafe 7354 kilometre. Gelecek ki yakıt ikmali yapsın. Direkt Dubai'ye gitse 2992 kilometre. Üstelik buraya gelip yakıt ikmali yapacak, fazladan yaptığı kilometre 10346 kilometre. Yalan söylüyorlar. Milletin aklıyla dalga geçiyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Uçak ikmali yakıt ikmali yapacaksın, gideceğin yerden uzak yere gideceksin ki yakıt ikmali yapasın. Ve idari soruşturma açıldı. Memurlar hakkında soruşturma. Savcı soruşturma açıyor. O soruşturmada valilik diyor ki izin vermiyorum. Soruşturmaya gerek yoktur. Savcı da tamam diyor dosyayı kapatıyor. Ethem Sarısülük dosyasıyla açtım bu dosyayla kapattım. Ama bu dosyayı takip edeceğiz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı için bu dosyayı takip edeceğiz. Rüşvet yiyenlere meydan bırakmayacağız. Haksızlık yapanlara meydanı bırakmayacağız. Eğer kul hakkı yemek en büyük günahsa, o hakkı yiyenlerden hesabını mutlaka soracağız" ifadelerine yer verdi.

"İĞNEDEN İPLİĞE HESABI SORULUR BİR GÜN" DİYE BİR ŞİİRİ HATIRLATTI"

Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı adayları belirlenmeden önce, ziyaret ettiğim partilerden birisi Saadet Partisi'ydi. Olay yolsuzluğa gelince, "iğneden ipliğe hesabı sorulur bir gün" diye bir şiiri hatırlattı. Şiirin bir dörtlüğü, şöyle diyor Karacaoğlan, "Bu dünyada ademoğluyum dersin, helali haramı durmayı yersin, yeme el malını er geç verirsin, iğneden ipliğe sorulur bir gün" dedi.

"ŞİMDİ BEN BU ŞİİRİ OKUYAN SAYIN KAMALAK'A DA SÖYLÜYORUM"

Kılıçdaroğlu, "Şimdi ben bu şiiri okuyan Sayın Kamalak'a da söylüyorum. Ne güzel şiir. Kul hakkı yiyenden sorulur diyor Karacaoğlan. O adamlardan birisi şimdi cumhurbaşkanı adayı, sen de sandığa gideceksin. Senin partililerin de sandığa gidecek. Bu şiiri eminim içinden okuyup sandığa öyle gidecektir. Buna da yürekten inandığımı ifade etmek isterim. Bakanlar tabi 700 milyarlık saati alır rüşvet olarak, haram parayla hacca gider rüşvet olarak. Sistem böyle kurulmuş. Ama devletin çarkları da artık işlemiyor. Geçen Salı günü, grup toplantımız var. AKP'nin de grup toplantısı bir başka yerdeydi 1 saat 50 dakika sürdü. TRT dört kanaldan, dört kanaldan tamamını verdi. E sıra geldi CHP'ninkine, bizimki ne kadar verilmiş olabilir? Sıfır"

"TRT AHLAK YOKSULU İNSANLARIN OTURDUĞU VE YÖNETTİĞİ YERDİR"

TRT'yi sert bir dille eleştirmeye devam eden Kılıçdaroğlu, "TRT kanunun beşinci maddesi, yayın ilkeleri. Kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için, yeterli yayın yapmak, tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin grubun çıkar çevresinin inanç veya düşüncenin menfaatlerine alet olmamak. Tam tamına 180 derece ters düşüyor. Çiftlik diyeceğim ama çiftliği de geçti bunlar. Bu kadar rezilliği bir demokrasi kaldıramaz. Ahlak yoksulu insanların oturduğu ve yönettiği yerdir orası. Kimin parasıyla? Benim paramla, sizin paranızla. TRT böyle bir kuruluş" ifadelerini kullandı.

"CHP GRUBUNDA KAVGA ÇIKSAYDI 24 SAAT VERİRDİ"

Kılıçdaroğlu, "İki saat yayın vereceksin dört kanaldan, CHP'ye gelince bir saniye bile vermeyeceksin. Ne zaman verirdi? CHP grubunda kavga çıksaydı 24 saat verirdi" dedi.

"ADALET VE KALKINMA PARTİSİ'NİN 311 VEKİLİ SİZLER KAPIKULU DEĞİLSİNİZ"

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinen Kılıçdaroğlu, "Buradan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 311 vekiline seslenmek isterim. Sizler kapıkulu değilsiniz. Sizin önünüze boş kağıdı verdiler imzaladınız. O nedenle Erdoğan sizi tuzluğa benzetiyordu zaten. İçinizden biri çıkıp biz tuzluk değiliz diyemediniz. Boş kağıda gidip imza attınız, kimin cumhurbaşkanı olacağını bilmeden" diye konuştu.

"RIZA ZARRAB'I CUMHURBAŞKANI ADAYI, ARINÇ'I DA GENEL SEKRETER GÖSTEREBİLİRDİ"

Kılıçdaroğlu, "Ama Erdoğan şöyle bir ters köşe yapabilirdi, Rıza Zarrab'ı cumhurbaşkanı adayı, Arınç'ı da genel sekreter gösterebilirdi. Neden Arınç sekreter olsun? Ağlayacak bir adama, arada bir ağlayacak bir adama ihtiyaç var" dedi.

"CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI BİR SİYASİ LİDERİN MAKAMI DEĞİLDİR"

Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanlığı makamı bir siyasi liderin makamı değildir. Siyasi partiler tartışırlar, eleştirirler. Ama cumhurbaşkanlığı makamı böyle bir makam değildir. Yüce bir makamdır, 76 milyonu kucaklayan bir makamdır. O nedenle oraya oturacak kişinin ilmi irfanı doğru olmak zorundadır. Hepimizi temsil edecek yetenekte birisi olmak zorundadır. Devlete sahip çıkacak, devlet adamı kimliğini taşıyacak birisi olması gerekir" açıklamasında bulundu.

"CUMHURBAŞKANLARININ SORUMLULUĞU YOKTUR TARAFSIZ OLMAK ZORUNDADIRLAR"

Kılıçdaroğlu, "İhsanoğlu, göreceksiniz Türkiye cumhuriyetini hem batıda hem doğuda temsil edecektir. Erdoğan şimdi ona bir şey diyemiyor. Erdoğan, oraya çıkacağım siyaset yapacağım diyor. Cumhurbaşkanlığı makamı siyaset yapılacak yer değil. Cumhurbaşkanlarının sorumluluğu yoktur, onlar, o makama oturacaklar tarafsız olmak zorundadırlar. Diyor ki ben tarafsız olmayacağım. Öyle anlaşılıyor ki yemin etmeyecek. Tarafsızlık metni var. Ne üzerine edecek? Namusum ve şerefim üzerine diye yemin edecek. Ben şimdi merak ediyorum. Tarafsız olmak, bütün siyasal partilere eşit mesafede olmak demektir. Ama sen öyle değilsin. Sonra ne diyor, diyor ki “Ben havalimanı inşaatını da yol ihalelerini de takip edeceğim" diyor. 76 milyon yurttaşıma sesleniyorum. Yaşı ne olursa olsun. Bir cumhurbaşkanı yol inşaatı ihalelerini niye takip eder? Takip edeceğim diyor. Ben senin nasıl malı götürdüğünü çok iyi biliyorum. Sen bu konularda beceriklisin. İhaleleri takip edeceğim diyor" ifadelerine yer verdi.

"ALNINDAKİ KİRLERİ TEMİZLEMEDEN SEN O MAKAMA NASIL OTURACAKSIN?"

Kılıçdaroğlu, "Sen kupon arazileri de takip ediyorsun. Sen yürütmenin başısın, ben onu da çok iyi biliyorum. Malı nasıl yürüttüğünü onu da biliyorum. Kul hakkı yediğini de çok iyi biliyorum. Şimdi sen bir haramzadesin kusura bakma. Cumhurbaşkanı adayının temiz olması lazım temiz. Cam gibi olması lazım cam. Senin neren temiz? Alnındaki kirleri temizlemeden sen o makama nasıl oturacaksın?" dedi.

"EVİ YOK ARAMIZDA PARA TOPLAYIP BİR EV ALALIM BARİ ADAM GARİBAN"

Kılıçdaroğlu, "Mal varlığını vermiş. Evi yok, aramızda para toplayıp bir ev alalım bari adam gariban bir adam. Ben merak ediyorum gerçekten, bir sürü yerde villaları var bu adamın, Çatalca'daki Urla'daki Kısıklı'daki villalar. Ve Şehrizar konutlarından alınan villalar. Kimin üstüne bunlar? Bakın, alın teriyle kazanılan bir mal dolayısıyla insanlar utanmazlar. Çıkarlar milletin önüne, bunun her kuruşunda benim alın terim var derler. Gizliyor saklıyor. Haram paraya nasıl diyecek ben alın teri ile kazandım" diye konuştu.

"DESE Kİ 'TEMİZ BİR ADAM DEĞİL' KENDİSİNİ TARİF ETMİŞ OLACAK"

Kılıçdaroğlu, "Demiyor muydu, ben yırtık ayakkabıyla siyasete girdim. Dünyanın en zengin başbakanlarından birisin sen şimdi. Milletin içinde bulunduğu duruma bak, beyefendinin durumuna bak. Sık sık söylerim, çatacak bir şey bulamadı dedim. Ekmel Bey'e, geçenlerde dilini tutamamış 'monşer' demiş. Ne diyecek merak ediyordum. Dese ki temiz bir adam değil, kendisini tarif etmiş olacak, cahil dese kendisini tarif etmiş olacak. Adam 57 ülkeyi yönetmiş, sen bir ülkeyi bile yönetemedin, soyup soğana çevirdin" açıklamasında bulundu.

"SEN KORUMA ORDUSU OLMADAKİ GİDİP KAHVEYE OTURABİLİYOR MUSUN?"

Kılıçdaroğlu, "O halkın arasına inen birisi, halkla beraber yürüyen birisi. Temiz yürekli bir adam. Sen koruma ordusu olmadaki gidip kahveye oturabiliyor musun? Göreceksiniz Ekmeleddin Bey gidecek oturacak her yurttaşı kucaklayacak" dedi.

"YALANCIDAN CUMHURBAŞKANI ADAYI DA OLMAZ"

Kılıçdaroğlu, "Yalancıdan başbakan olmaz. Vallahi billahi olmaz. Yalancıdan cumhurbaşkanı adayı da olmaz. Gene gitmiş dilini tutamamış. Hayatımda gördüğüm en büyük yalanlardan birisi. Gidiyor Samsun'a miting yapıyor. 10 Kasım'da Mustafa Kemal hayata gözlerini yumdu. Bir yıl sonra askerler meclisi kuşattılar, ya İnönü'yü seçersiniz ya TBMM'yi kapatırız dediler" diye konuştu.

"ASKER VAR BANDO MIZIKA İÇİN VAR"

Kılıçdaroğlu, "Yalanın bu kadarına pes ya. Arkadaşlarım incelediler. Yahu kim gidip Meclis'i sardı? Bakın arkadaşlar 11 Kasım 1938. Celal Bayar'ın başkanlığında CHP grubu toplanıyor. Bayar'ın yaptığı konuşma “oylarınızı serbestçe vereceksiniz. Herkes istediğini yazsın. En çok oy alan aday gösterilecekö İsmet İnönü'ye 322 oy çıkıyor. Sonra TBMM genel kurulunda oylama yapılıyor 399 vekil katılıyor, 348 oy birliğiyle İnönü cumhurbaşkanı seçiliyor. Asker yok mu? Yok dersen yalan söylemiş oluruz. Asker var ama bando mızıka çalan asker var. O kadar" ifadelerini kullandı.

"DEDEM SARIKAMIŞ'TA ŞEHİT OLMUŞTU" DEMİŞTİ O DA YALAN"

Kılıçdaroğlu, "Dedem Sarıkamış'ta şehit olmuştu demişti. Bir baktık askeri kaynaklara, o da yalan. Dünyanın en büyük yalancısı, bu kadar yalan söyleyen ikinci bir adam daha önce görmedim. Şimdi kalkmış ben cumhurbaşkanlığına aday olacağım diyor. Bunu yapabilmek için önce mal varlığının hesabını vereceksin. Aklanacaksın, temizleneceksin. Çocuklarınla beraber eşinin mal varlığını açıklayacaksın. Helalse korkmayacaksın, haramsa zaten açıklayamazsın. Biz herkes zengin olsun istiyoruz. Herkesin ekonomik gücü iyi olsun istiyoruz. Ama alın teriyle kazanılan mal varlığı, çalarak değil, milleti soyarak değil" açıklamasında bulundu.

"YÜREĞİN YETİYORSA, EŞİT KOŞULLARDA EKMELEDDİN BEY'LE YARIŞA GİR"

Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde istifa etmesi gerektiğini yenileyen Kılıçdaroğlu, "Yalan söylemekten vazgeç birinci kural. İkinci kural, yüreğin yetiyorsa, eşit koşullarda Ekmeleddin Bey'le yarışa gir. Başbakanlıktan istifa etmiyorsun, eşit koşullardan gitmiyorsun. Fırsat eşitliği diye bir kavram var. demokrasilerin inançların özüdür. Siz buna inanmıyorsunuz. Fırsat eşitliği ekonomide olur, eğitimde olur, sosyal yaşamda olur, politikada olur. Hep beraber mücadele edeceğiz. Tatil, yaz, kış demeyeceğiz. Oyumuzun teslimini yapacağız. Sandığa gidip konuşacaksın" diye konuştu.