Hakime TORUN / İstanbul, () - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te kadın gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, "Seçim öncesi kasetlerle ilgili seçmen tavrını değiştirmiyor. Seçim öncesi olsaydı farklı olurdu. Öte yandan, bu son seçimde AK Parti 2 milyon oy kaybetti. Bütün bunlara rağmen çok düşük gördük ama bir kayıp var. Bilal Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerini topluyor, talimat veriyor. Bilal Erdoğan uzman, daire başkanı da değil. Talimat veriyor, kız-erkek aynı yerde okuyamayacak diye pek çok talimat... Bunların bir çoğu zaten gerçekleşti. Milli Eğitim Bakanlığı, adı üstünde Milli Eğitim. Ama bu görevi TÜRGEV'in üyesi Bilal Erdoğan üstlenmiş durumda. Bu çok acı" diye konuştu.

"KESİN İMAN YOKTUR"

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın operasyonların yapıldığı gün, yolsuzlukla ilgili fetvayı değiştirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Yalan ile iman bir arada olmaz. Kesin iman yoktur. Ben buna inanıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı, operasyonların yapıldığı gün, yolsuzlukla ilgili fetvayı değiştirdi. 'Konuşmayın o gün camilerde bunu' dedi. Nasıl olabilir? Bağışıklık mı kazandırıyorsunuz belli bir alana?" açıklamasında bulundu.

"AKP'Lİ VİCDAN AZABI ÇEKEN ÇOK MİLLETVEKİLİ BİLİYORUM"

Kılıçdaroğlu, "Parlamento'da şu an görev yapan Adalet ve Kalkınma Partisi içerisinde olayları gözleyen ama vicdan azabı çeken çok milletvekili biliyorum. Özel sohbetlerde bu dile getiriliyor" dedi.

"AKP'NİN OYLARINI DİNDARLIKLA ALDIĞINA İNANMIYORUM"

Kılıçdaroğlu, "Adalet ve Kalkınma Partisi'nin oylarını, dindarlıkla alındığına inanmıyorum" dedi.

"TÜRKİYE'DE HIZLI BİR GETTOLAŞMA VAR"

Kılıçdaroğlu, şöyle davam etti:

"Türkiye'de hızlı bir gettolaşma var. Herkes kendi kanalını izliyor. Herkes kendi liderinin sözlerini izliyor. Karşı taraf ne söylüyor, bunu pek izlemiyor. Türkiye ruhen ayrıştı. Bunu ayrıştıran da üzgünüm ama Recep Tayyip Erdoğan. Biz o kadar ayrıştık ki birbirimizi dinlemeye tahammül edemiyoruz. Mahallelerimiz bile ayrıştı. Biz AK Parti tabanına elbette gidiyoruz ama Türkiye'nin her tarafında ayrışmayı görüyorsunuz. Kitlenin sorgulama gücü kaybolmuşsa, liderinin sözünden başkasını kabul etmiyorsa, sizin oraya nüfuz etmeniz zor oluyor. Erdoğan çıkıp bir şey söylüyor, kitlesi yüzde 100 doğru kabul ediyor. Bir kitle var ki, yüzde 25-35, bu kitle hayatta hiç sorgulamıyor" açıklamasında bulundu.

"ÜNİVERSİTELER DE MEDRESELERE DÖNDÜ"

Üniversitelerin medreselere döndüğünü belirten Kılıçdaroğlu, "Sorgulayıcı bir eğitim vermiyoruz, üniversiteler de medreselere döndü. Koskoca Türkiye eğitimde İran'ın gerisinde kaldı. Bu durum benim içimi burkuyor. Bilim İslamiyet'in ilk yıllarında gelişti. Avrupa karanlıktı, İslam dünyası aydınlıktı. Sonra İslam dünyasındaki bilgiler Avrupa'ya geçince, biz geriledik. Bizim dinimiz okumakla başlıyor. Ne demek, hayatı sorgulamaktır. Düşünmek demektir" dedi.

"4+4+4 SİSTEMİ MEB ŞURASI'NDA HİÇ GÖRÜŞÜLMEDİ"

Kılıçdaroğlu, "Eğitim sistemiyle halkın kültür düzeyini yükseltmeye çalışırsınız. Bir siyaset kurumunun her söylediğini doğru kabul eden bir anlayış ortaya çıkar. Örneğin, 4+4+4 sistemi geldi. Hazırlayanların hiçbiri eğitimci değil, MEB Şurası'nda hiç görüşülmedi. Anadolu Liseleri ve İmam-Hatip'lerle ilgili milletvekillerimiz bulunduğu illerde öğrencileri zorla şuraya buraya göndereceksiniz gibi bir davranışın doğru olmadığını ifade ediyorlar. Yakından takip ediyoruz" diye konuştu.

"BİLAL ERDOĞAN MİLLİ EĞİTİM YETKİLİLERİNİ TOPLUYOR, TALİMAT VERİYOR"

Kılıçdaroğlu, "Seçim öncesi kasetlerle ilgili seçmen tavrını değiştirmiyor. Seçim öncesi olsaydı, farklı olurdu. Öte yandan bu son seçimde AK Parti 2 milyon oy kaybetti. Bütün bunlara rağmen çok düşük gördük, ama bir kayıp var. Bilal Erdoğan, MEB yetkililerini topluyor, talimat veriyor. Bilal Erdoğan uzman, daire başkanı da değil. Talimat veriyor, kız-erkek aynı yerde okuyamayacak diye pek çok talimat. Bunların birçoğu zaten gerçekleşti. Milli Eğitim Bakanlığı, adı üstünde Milli Eğitim. Ama bu görevi TÜRGEV'in üyesi Bilal Erdoğan üstlenmiş durumda. Bu çok acı. Ne eğitimcilerden, ne üniversitelerde, ne de bakanlıklarda bir tepki var mı? Bu tapelerin görüntüleri de var. Eskileri gibi bu görüntüler de yüzde 100 doğru. Hiçbirisi montaj değil" açıklamasında bulundu.

"AHLAK VE ERDEM KONUSUNDA BEN İLAHİYATÇILARIN KONUŞMASINI ÇOK İSTİYORUM"

CHP lideri, "Ahlak ve erdem konusunda ben ilahiyatçıların konuşmasını çok istiyorum. Siyasilerin konuştuklarına halk bir marj koyar ama uzmanların söylediklerine marj koymaz. 'Ben evimi hırsıza teslim etmem' diyor, 'Dükkânımı etmem' diyor ama, 'Devleti bir hırsıza emanet eder misin?' diye sorunca, susuyor" diye konuştu.

"ISLAK İMZALI TUTANAKLARI ALMAYA ÖZEN GÖSTERİYORUZ"

"14 parti bir araya gelip Ekmel Bey'e destek verdik. Doğrudan bazı gençler bizden gözlemci kartı almak istediler. Biz arzu ettikleri oranda gözlemci kartı verdik. Yaz aylarına denk gelmesi, insanların bir kısmının tatilde olması nedeniyle düşük bir yoğunluk var. Islak imzalı tutanakları almaya özen gösteriyoruz. O örnekler geldiğinde, YSK'dan gelen rakamları karşılaştırma imkanımız oluyor."

"18 MİLYON OY PUSULASININ BASILMASINI ANLAMIŞ DEĞİLİM"

Kılıçdaroğlu, "YSK'ya da soruyoruz. 18 milyon oy pusulasının basılmasını anlamış değilim. Biz de bilmiyoruz. AGİT yetkilileri bize kendi düşüncelerini aktarmadılar" dedi.

"TRT İKTİDARIN BORAZANI"

TRT'yi de eleştiren Kılıçdaroğlu, "TRT dediğiniz kurumun tarafsız olması lazım. Geçen bir miting yaptım, 1 kanal verdi, Erdoğan konuştu, 15 kanal verdi. TRT iktidarın borazanı. Özel bir kanal olsa eleştiremezsiniz. Ama TRT benden aldığı vergi ile benim aleyhime çalışıyor. Neymiş, bizim söylediklerimiz haber değilmiş de, Erdoğan'ın söylediği haber değeri taşıyormuş. Hayatımda duyduğum en büyük saçmalık. TRT Genel Müdürü, Demirtaş'a 'Biraz daha konuşursan seni hiç yayınlatmam' deme cüretini gösterdi. Normalde bu adamın 1 dakika tutulmaması lazım. Sen bürokratsın ya. RTÜK, TRT'nin haksızlık yaptığına karar verdi. Normalde görevden alınması lazım" diyerek tepki gösterdi.