CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kırıkkale mitinginde yaptığı konuşmada, "Ana muhalefet partisi Genel Başkanı olarak namus sözü veriyorum. Siyasette zenginleşmeyeceğim, halk zenginleşecek" dedi. Hayatı boyunca kul hakkı yiyenlerle mücadele ettiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Hırsızları ortaya çıkardılar diye polisleri, savcıları, hakimleri sürdüler. Herkes biliyor, başımızda bir çete var. Köşeyi döndüler, 7 sülalelerini zengin ettiler. 'Artık yeter' demeyecek mizsiniz?" diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Kırıkkale Cumhuriyet Meydanı'nda yaklaşık 10 bin kişiye konuştu. Kırıkkaleliler'den destek isteyen Kılıçdaroğlu, "Bu ülkede kul hakkı yiyenleri sandıkta devireceğiz, bu ülkede emeklinin, işçinin, memurun, çiftçinin hakkını koruyacağız. Çünkü biz halkın partisiyiz, çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisi'yiz" dedi. Başbakan Erdoğan'ın Kırıkkale'ye 4 Mart'ta geldiğini ve konuşmasını kendisine arkadaşlarının aktardığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ne işçiden, ne emekliden, ne çiftçiden, ne esnaftan, ne sanatkardan, ne taşeron işçiden söz etmiş. Şimdi ben Kırıkkale'nin vicdanına sesleniyorum. Ben Ana Muhalefet Genel Başkanı olarak size namus sözü veriyorum; Siyasette zenginleşmeyeceğim, halk zenginleşecek. Hayatım boyunca kul hakkı yiyenlerle mücadele ettim" dedi.
HÜKÜMETİN, DEVLETİ NASIL SOYDUĞUNA TANIK OLDUK
Kılıçdaroğlu, "Bir vatandaş 'Bu kadar malı götürdü, ne anlatacak acaba' diye AKP mitingine gitmiş. Bir bakmış cüzdan yok, ama korkudan 'Hırsız var' diyemiyor. Dese dayak yiyecek. Onun unvanını herkes biliyor. Kırıkkale bir sanayi kentidir. Makine Kimya Endüstrisi Kırıkkale'ye çok şey verdi. İnsanlar mutlu yaşıyordu, herkesin işi aşı vardı. Son 10 yılda Kırıkkale'nin nüfusu 106 bin eksildi. Şimdi ben Kırıkkaleliler'e sesleniyorum; Neden 106 bin eksildi, neden göç başladı, neden bu insanlar iş bulamaz hale geldi, işsizlik bu boyutlara çıktı? Sandığa giderken elinizi vicdanınza koyun ve düşünün. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk" diye konuştu.
DÜNYANIN HANGİ BAŞBAKANIN OĞLUNUN EVİNDE 30 MİLYON EURO OLUR
Yolsuzluk iddialarını gündeme getirip hükümete yüklenen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Dünyanın hangi ülkesinde bir Başbakan, operasyon yapıldıktan, 'Parayı sıfırla' dedikten bir gün sonra, saat 10.58'de oğluna telefon edip, 'Oğlum Bilal, sıfırladınız mı paraları?' dedeğini duydunuz. Oğlu ne diyor? 'Babacığım bir miktar kaldı. 30 milyon Euro kadar kaldı.' Kırıkkale'nin vicdanına sesleniyorum; Dünyada hangi Başbakanın oğlunun evinde 30 milyon Euro olur. Yani 90 milyar nakit para olur. 'Bunların tamamı yanlış, mondajdır' diyor. Ana Muhalefet Genel Başkanı olarak söylüyorum. Bir ülkenin Başbakanına kimse iftira atmamalıdır. Montajsa, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı yayınladı mı konuşmaları? Eğer Erdoğan namuslu bir adamsa, 'Bana iftara atıyorlar' diyorsa, defalarca çağrı yaptım, o kayıtları yayınlamıyor. Niye yayınlamıyor? Çünkü tamamı doğru. Ben de o da biliyor doğru olduğunu."
İŞİN BAŞINDA BAŞÇALAN VARDI
18 Nisan 2013'de Milli İstihbarat Teşkilatı'nın Başbakan Erdoğan'ının önüne 3 sayfalık rapor bıraktığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"İranlı bir iş adamı var; Reza Sarraf. Senin bakanların ile işbirliği içinde, 'Hükümet zarar görür' diyor. Eğer yüreği varsa, namuslu adamsa inkar eder mi, etmez mi görürüz. Bugüne kadar inkar etmedi. 'Bu raporu niye açıklıyorsunuz?' diyor. Niye açıklamayalım? Biz vatandaşımızı seviyoruz. 17 Aralık, hiçbir şey yapmadı, hiçbir bakana bir şey yapmadı. Niye yapmadı?. İşin başında o var da o da götürüyordu da onun için yapmadı. İşin başında başçalan vardı. Diyelim ki bunların tamamı yanlış. Allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun, düşünün. Bir bakan 'Ben niye istifa edeyim, sen söyledin ben imzaladım, senin talimatınla oldu, İstifa edecek biri varsa sen istifa et' dedi. Hala diyorlar ki 'Efendim bize iftira atıyor'. '17 Aralık'ta darbe yapıldı bize' diyor, paralel devlet darbe yapmış. Kırıkkale'nin vicdanına sesleniyorum. Ekonomi Bakanı'na, o bakanın koluna 700 milyar liralık saati paralel devlet mi taktı? Dört bakanın çocuklarının yatak odalarına boy boy, bir değil iki değil, 5 değil, 7 kasayı paralel devlet mi yerleştirdi? Çocukların yatak odalarında para sayma makinelerini paralel devlet mi koydu? O kasaların içine milyonlarca doları, euroyu, Türk Lirası'nı paralel devlet mi yerleştirdi? İçişleri Bakanı, sabahın 8.30'unda oğluna telefon ediyor, 'Oğlum, evde ne kadar var?' diyor, 'Baba polisler bastı, arama yapıyorlar' diyor. 'Oğlum evde kaç lira para var' diyor, 'Babacığım sen biliyorsun, birkaç kuruş var' diyor. 'Tamam oğlum kaç para var?' diyor, '1 trilyon civarında para var babacığım'' diyor. Kırıkkale'nin namuslu insanının vicdanına sesleniyorum. Bir İçişleri Bakanı'nın oğlunun evinde 1 trilyon nakit para nasıl olur? Yarın sandığa gideceksiniz, helalden yana mı, haramdan yana mı ortak olacaksınız? Helale ortak olursanız, adresiniz belli; Cumhuriyet Halk Partisi. Altı okun böğrüne mührünüzü basın."
KURAN AYETİYLE DALGA GEÇEN ADAM
İranlı Reza Sarraf'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin 4 bakanını satın aldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, "Dört bakan, bir başçalan. Reza Sarraf da 4 bakanı parayla satın almış. Yürüttükleri paranın miktarını söyleyeyim ben size. Bu rakamlar benim rakamlarım değil. Şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bekleyen, üstü kapatılmaya çalışılan, savcılığın iddianamesinde yer alıyor. Ekonomi Bakanı 28 seferde 52 milyon dolar rüşvet almış. Benim rakamım değil, devletin rakamı. İçişleri Bakanı 10 defada 10 milyon doları götürmüş. En azı Egemen Bağış. Kim olduğunu biliyorsunuz. Hani şu Allah'ın kelamıyla dalga geçen o adam. Hani 'Bakara Makara' deyip, Kuran ayetiyle dalga geçen o adam. 'Her cuma ayet indirip sallıyorum' diyen bu adam. Bu adam da 3 seferde 1.5 milyon dolar götürmüş. Bunların hepsi doğru. Niye doğru? 'Mal varlığınızı açıklayın' diyorum, korkudan açıklayamıyorlar" dedi.
ÇİFTÇİYE SÖZÜM VAR, MAZOT 1.5 LİRA
Kılıçdaroğlu, çiftçiye sözünün olduğunu hatırlatırken, "Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında mazot 1.5 lira olacak. Aile sigortasını çıkaracağım. Her ailenin sigortası olacak. Geliri olmayan asgari ücretin altında olanlara kadının banka hesabına para yatırılacak, ihtiyacını karşılayacak. Hiçbir aileyi namerde muhtaç etmeyeceğim. Ben bunları söyleyince diyorlar ki 'Ey Kılıçdaroğlu parayı nereden bulacaksın?' Türkiye büyük bir ülkedir. Kendi bölgesinin en güçlü ülkesidir. Ülkede para var. Götürdükleri para 247 milyar. Eski parayla 247 katrilyon. Medyaya yansıyan rakamla 85 milyar Euro. Bu parayla işsizleri iş, atama bekleyen öğretmenlere maaş, her emekliye eski parayla bir seferde 25 miyar ikramiye verilirdi, Marmaraylar yapılırdı, F-16 uçakları satın alınırdı. İşte geldiğimiz tablo bu" diye konuştu.
10 MİLYON EMEKLİNİN VİCDANINA SESLENİYORUM
Kırıkkale'nin 53 bin emeklisi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de 10 milyon emeklinin vicdanına sesleniyorum. Aldığınız emekli maaşı ile geçinebiliyor musunuz? 247 katrilyonu götürenler emeklinin halini düşünüyorlar mı? Çocuklar ölüyor, 'Yazık oldu canım seramiklere' diyor. Böyle bir anlayış olabilir mi? Esnaf perişan. Esnaf kardeşim senin sorunu çözmediler. 10 yıldır AVM yasasını çıkarmadılar. Senin sırtından, senin oyunla geçiniyorlar. Emeklinin aylığından yüzde 15 sosyal destek primi kesiyorlar. CHP iktidarında o kesintiyi kaldıracağım. Sandığa bayram, demokrasi havasında gidip, haramilerin iktidarını yıkıp, halkını iktidarı için gideceğiz" diye konuştu.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ SOYDUĞU TARİH
Konuşmasının son bölümünde Deniz Feneri olayını da hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Önceden telefon ediyorlar. Hırsıza önceden haber verilir mi? 17 Aralık Şeb-i Arus'dur. Mevlana'nın Hakka yürüdüğü gündür. 17 Aralık, bu hükümetin Türkiye Cumhuriyeti'ni soyduğu bir tarihtir. Bu kapatılamaz, inkar edilemez" dedi.
'Balık baştan kokar' atasözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Birisi torbalarla, birisi sandık sandık, kasa kasa götürüyor. Bu sorunu çözmek sizin elinizde. Vicdanlı her vatandaşıma sesleniyorum, sandığa gideceksiniz, helalden yana mı, haramdan yana mı oy kullanacaksınız? AK Parti'ye oy veren vatandaşlarım üzerine alınmasınlar. Ben onları seviyorum, onlara güveniyorum. Demokrasinin gereğini yaptılar. 'Yolsuzluğu, yasakları, yoksulluğu önleyeceğiz' dediler. 17 Aralık Şeb-i Arus'da bunların maskesi düştü. AK Parti'ye oy veren saygıdeğer vatandaşlarıma sesleniyorum. Temiz siyasetin, ahlaklı siyasetin önünü açın. Hangi dine bakarsanız bakın, özünde ahlak yatar. Hep beraber güzel bir Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz. Sizden bunun güvencesini istiyorum. Söz veriyor musunuz?"
Kılıçdaroğlu, konuşmasını, "Hırsızları ortaya çıkardılar diye polisleri, savcıları, hakimleri sürdüler. Herkes biliyor, başımızda bir çete var. Bu ülkenin esnafı, çiftçisi için ne yaptılar? Köşeyi döndüler, 7 sülalelerini zengin ettiler. 'Artık yeter' demeyecek misiniz? Hanım kardeşlerime sesleniyorum. İster başı açık, ister kapalı olsun. Bütün kadınların benim başımın üzerinde yeri var. CHP iktidarında kapatılan belediyelerin tamamı referandumla, halk istiyorsa açılacak" diyerek tamamladı.
'HIRSIZDAN KAHRAMAN ÇIKMAZ'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, mitingin ardından gazetecilerin Suriye uçağının Türk savaş uçakları tarafından düşürülmesiyle ilgili sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ı eleştirerek, "Bir hırsızdan kahraman çıkmaz. Ülkeyi tehlikeli sularda yüzdürmek istiyor" dedi. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'i de uyaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Eğer angajman kuralları ihlal edilmiş, o kurallara uyulmamışsa o ordunun yaptığı operasyonu saygıyla karşılamamız gerekiyor. Ama burada temel sorun şu; Genelkurmay'ın açıklamasından sonra Başbakanlık koltuğunda oturan kişinin miting meydanlarında bunu dillendirmesi son derece sakıncalıdır. Ve doğru değildir. Buradan kimse kendisine bir zafer çıkarmasın. En büyük endişem, ordunun Suriye'ye girişinin altyapısının oluşturulmaya çalışılmasıdır. Bu konuda defalarca uyarı yaptım. Özellikle Genelkurmay Başkanı'nı uyarıyorum, ucuz işlerin içine girmesin. Ordu kendisini iç siyaset malzemesi haline getirmemelidir. Buna izin vermesi halinde itibar kaybına uğramış olur, uyarı yapmayı görev biliyorum" dedi.
SURİYE TEHDİT DEĞİLDİR
Suriye'nin bir tehdit olmadığını da savunan Kılıçdaroğlu, "Suriye bizim için bir tehdit değildir. Suriye'nin bizim için bir tehdit olmadığını herkes, bütün dünya biliyor. Ama böyle miting meydanlarında kahramanlık satmak doğru değildir. Bir başbakana yakışmaz. Hele hele bir hırsızdan da kahraman çıkmaz. Ülkeyi tehlikeli sularda yüzdürmek istiyor. Oralara götürmek istiyor, bu doğru bir uygulama değil. Çünkü gelecek açısından da büyük riskler taşıyan bir uygulamanın yolu açılabilir. Biz bunu doğru bulmuyoruz" diye konuştu.
CUMHURBAŞKANI GÜL'ÜN DİNLENMESİNE İLİŞKİN AÇIKLAMASI
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dinlenmesi iddialarıyla ilgili yaptığı "İhtimal dışı diyemem. Bir kaygım ve korkum yok ortaya çıkmasında" sözlerine ilişkin de değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı açıklamasıyla 'Ben oğluma telefon edip, oğlum evde kaç milyon euro kaldı, paraları sıfırladınız mı, konuşması yapmadım, benim bütün yaptığım görüşmeler devletin işleriyle ilgiliydi' diyor. Dolayısıyla Erdoğan'ın yaptığı o konuşmanın, bir anlamda doğru olduğunu Sayın Cumhurbaşkanı da kabul etmiş oluyor. 'Yaptığım konuşmalardan ötürü benim dinlenip dinlenmemem bu bağlamda önemli değildir' demek istiyor. Ben bunu anlıyorum."

(AY/SS) (FOTOĞRAFLI)