Ümit KOZAN / ANKARA () - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Mor rengin pek çok tonları vardır. Yalova seçiminden sonra mor rengin tonlarını görmek istiyorsanız, Erdoğan'ın yüzüne biraz dikkatli bakacaksınız. Bütün tonları orada göreceksiniz. Hala kalkmış diyor ki seçimlerde biz başarılıyız. 2 milyon oy kaybettin. Senin dışında oy kaybeden bir parti olmadı. Hala diyor biz başarılıyız. Yalancıdan Başbakan, adam olmaz" dedi.

Kılıçdaroğlu, "İstanbul'da Fatih'ten daha zeki biri var çünkü otomobili denizde yürütüyor. Erdoğan bir mucit. Neydi Erdoğan, jinekolog, merkez bankası başkanı, psikolog, vantrolog şimdi de bir mucit. Denizin üzerinde giden bir dolmuş" dedi.

Nazım Hikmet'in vasiyet şiirini okuyan Kılıçdaroğlu, "51 yıl önce bugün hayatını kaybetti. Büyük acılar çekti. Şiir yazdığı, özgürlüğü, demokrasiyi savunduğu için. O bir Kuvayi Milliyecidir. Bir vatanseverdir. Nazım Hikmet, Vasiyetinde 'çınar ağacının altına gömün' diyor. 76 milyonun bu vasiyeti yerine getirmesi gerekir. Bana sorarsanız, Gezi Parkı'nda olmalıdır. Bir çınar ağacının altında" dedi.

Nazım Hikmet'in vasiyet şiiri olan "Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni" isimli şiirini okuyarak konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, "51 yıl önce bugün hayatını kaybetti. Büyük acılar çekti. Şiir yazdığı, özgürlüğü, demokrasiyi savunduğu için. O bir Kuvayi Milliyecidir. Bir vatanseverdir. Nazım Hikmet, Vasiyetinde 'çınar ağacının altına gömün' diyor. 76 milyonun bu vasiyeti yerine getirmesi gerekir. Bana sorarsanız, Gezi Parkı'nda olmalıdır. Bir çınar ağacının altında. Neden? Gezi'ye gidenler kendilerini bir ağaç gibi tek ve hür yaşamak istiyorlardı. Ve onlar kavgadan, kutuplaşmadan değil barıştan uzlaşmadan yanaydılar ve diyorlardı ki 'bir orman gibi kardeşçe yaşamalıyız.' Onun vasiyetini yerine getirmeliyiz. Nazım'ı tekrar rahmetle anıyoruz. Onu her zaman yaşatacağız" diye konuştu.

"BİR İÇ SAVAŞ ÇIKARMAYI BİLE GÖZE ALDI"

Gezi olaylarının Türkiye'nin tarihini değiştirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Gezi Türkiye'de tarihi değiştiren bir olaydır. Eğer zulme ve baskıya karşı direniyorsanız siz insan olmanın gereğini yapıyorsunuz. Zulme karşı sessiz duran dilsiz şeytandır. Gezi sırasında bir diktatör bozuntusunun karizması çizildi. Ve bunu içine sindiremedi ve hala içinde bir kin var. Ne kadar çok insan ölürse o kadar zevk alıyor. Kandan şiddetten bu kadar zevk alan bir başka politikacı yoktur herhalde 21. yy'da. Bir iç savaş çıkarmayı bile göze aldı. Halka açıkça yalan söyledi. "Camide içki içiyorlar" dedi. Niye bunu söylüyor insanları birbirine düşürmek için. Yetmedi bir de "Başörtülü bacıma saldırdılar" dedi. Gerçek ortaya çıktı ki böyle bir şey yok. Merak ediyorum iç çatışma olsaydı yüzlerce insan ölseydi ne kazanacaktı acaba. Hep söyledim, söyleyeceğiz yalancıdan başbakan olmaz. 30 - 40 kişi bir kadına saldıracak ve hiç kimse ses çıkarmayacak. Görüntülerini yayınlayacaktı ne oldu yayınladı mı? 76 milyon vatandaşımızın vicdanına sesleniyorum: Size açıkça yalan söyleyen bir başkanının hala arkasında duracak mısınız? Hala yalanın arkasında duruyor. 14 yaşındaki Berkin Elvan'ı terörist diye miting meydanlarında tanıttı. Ekmek almaya gitmişti" ifadelerine yer verdi.

"RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN YENİ TERÖRİSTİ HAVVA İSİMLİ KADIN"

Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni teröristi bu arkadaşlar diyerek Rize İkizdereli Havva isimli bir kadının fotoğrafını gösteren Kılıçdaroğlu, "Başörtülü bir Anadolu kadını. Bu Anadolu kadının başına ne geldi onu anlatacağız. Rize İkizdere'de HES yapılıyor. Köy susuz kalıyor. "Bizim suyumuzu kesmeyin" diyorlar. Siz misiniz yolun kenarında oturan. Havva, bakın ne diyor: "Yapılması planlanan santral için zaten az olan suyumuzu elimizden almak istiyorlar. Karayolunun kenarında bekliyorduk. 20 kadın oturuyorduk. Kalkmamız için hiçbir uyarı yapmadılar. "Komutanın saldırın" dediğini duydum. Sonra copla bize vurmaya başladılar. Ben artık askere de polise de güvenmem. İfademi de böyle verdim." ifadelerine yer verdi.

"BAŞÖRTÜLÜ BACIMIZI NE HALE GETİRDİKLERİNİ GÖRÜYOR MU ACABA?"

Başbakan Erdoğan'ı eleştiren Kılıçdaroğlu, "Havva Bir, bir Anadolu kadını. Bizim büyüğümüz. Suyuna köyüne sahip çıkmak istiyor. Coplarla üzerine gidilip dövülüyor. "Başörtülü bacımıza saldırdılar" diyordu değil mi? Başörtülü bacımızı ne hale getirdiklerini görüyor mu acaba? Seçimlerden önce inşaat yapmayacağız. Seçimlerden sonra her türlü darp şiddet. Üstelik sözü Erdoğan köyün muhtarına veriyor. Vatandaşlarımıza sesleniyorum: Anadolu kadınını gördünüz köyünün suyuna sahip çıkmak istiyor. Cop, dayak var mı var. Bunlara karşı çıkmak hepimizin görevi. Bütün Anadolu kadınlarına sesleniyorum: Havva'nın başına gelenler yarın sizin başınıza da gelebilir. Dayak, sopa doktor raporu var. Hiç çıkıp demiyor "benim başı örtülü bacıma saldırdılar" diye. Hayatından çok memnun. Onun için kendisine benzer düşünenler dost diğerleri düşman" diye konuştu.

"TİPİK BİR ÖRNEĞİ YALOVA'DA ORTAYA ÇIKTI"

Kılıçdaroğlu, "Dayağı yiyen sadece Rizeli köylüler mi? Soma'nın devamıdır bu. Özel kalem müdürü gitti tekme attı. Kendisi gitti Somalı işçiye tokat attı. Özür dilemesi lazım. Dilemiyorsa Başbakanlık koltuğunda oturmaması lazım. Ben neden diktatör bozuntusu diyorum. Bu nedenlerle. Bütün bu haksızlıklara rağmen hep beraber direneceğiz. Umutsuzluğa düşmeyeceğiz. Tipik bir örneği Yalova'da ortaya çıktı" dedi.

"GÖRMEZ’İN SOMA SÖZLERİ GÜZEL BİR KONUŞMAYDI"

Soma maden kazasına "İktidar kader" dedi diyerek eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Diyanet ne diyecek diye bekledim. Ve nihayet konuştu. Çok güzel bir konuşmaydı. Diyanet İşleri başkanı Sayın Görmez, "Bu tür faciaların olmaması için her türlü tedbirin alınmasında dini ahlaki vicdani hatırlatmaları yaparak sonuçların felakete dönüşmesini önlemeye çalışmak gerekmektedir. Dini istismar eden yorumlar karşısında hakikati söyleme mecburiyetimiz vardır. Yaratıcının sonsuz kudretini yok saymak ne kadar yanlışsa insanın kusurlarına ilahi mazeret üretmek de o kadar yanlıştır. İlahi adalete gölge düşüren tez ve yorumlardan kaçınmak gerekir. Mazlumların, mağdurların yanında olmak onların hakkını hukukunu korumak peygamberi bir misyondur" dedi. Bunları söylemek için bu kadar beklemeye gerek yoktu. Daha erken söylenmeliydi" ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE'DEKİ İŞ KAZALARI

Türkiye'deki iş kazalarına değinerek önlem alınmamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Tipik örneklerini vereceğim: 23 Temmuz 2004'te hızlandırılmış trende 41 kişi öldü. Dava zaman aşımına uğradı. Ölenler öldükleriyle gittiler. Uludere'de 34 kardeşimiz öldürüldü. Ne oldu? Ailelere para verdiler. Aileler hala bekliyor failler ne zaman çıkacak diye. 9 Eylül 2009’da Ayamama deresi taştı 38 kişi hayatını kaybetti. Ne oldu hiçbir şey olmadı. 31 Ocak 2008’de Davutpaşa'da ruhsatsız işyerinde onlarca kişi öldü ne oldu hiçbir şey. 12 Mart 2012’de Esenyurt'ta naylon çadırda çıkan yangında işçiler öldü. Öldükleri gün sigortaları yapıldı. 17 Mayıs 2010’da Zonguldak’ta grizu patladı. 30 madenci öldü. Madende ölen maden mühendisleri suçlu gösterildi. Dava kapatıldı. 5 Eylül 2012'de Afyon'da patlama oldu. 25 asker öldü. Aileleri hala adalet arıyor" açıklamasında bulundu.

"DİYANETİN AÇIKLAMASINDAN SONRA CÜBBENİ ÇIKAR SİYASETE GİR DİYECEK Mİ DİYE MERAK ETTİM"

Kılıçdaroğlu, "13 Mayıs 2014 Soma. Tüm bunlardan sonra Diyanet bu açıklamayı yapıyor. Çok merak ettim. Bu açıklamadan sonra Erdoğan cübbeni çıkar siyasete gir diyecek mi diye ama herhangi bir ses çıkmadı" dedi.

"YENİ İSTANBUL'DA FATİH'TEN DAHA ZEKİ BİRİ VAR ÇÜNKÜ OTOMOBİLİ DENİZDE YÜRÜTÜYOR"

Kılıçdaroğlu, "Fatih Sultan Mehmet 29 Mayıs 1453'te İstanbul'u fethetti. O aynı zamanda bilime sanata büyük önem bir devlet adamıydı. 500'ün üzerinde mimari esere imza attı. Müthiş yaratıcı zekaya sahipti. Bir devleti imparatorluğu dönüştürdü. İlk üniversitelerin kuruluşuna da imza attı. Yeni İstanbul'da Fatih'ten daha zeki biri var çünkü otomobili denizde yürütüyor. Biliyorsunuz yürütme konusunda çok başarılı. 17 ve 25 Aralık’ta devlet hazinesinin nasıl yürütüldüğünü hep beraber gördük. 30 yıldır İstanbul'u yönetiyorlar. İşte gelinen nokta. Fatih Haliç'in çevresinde koyun otlatmayı bile yasaklamıştı İstanbul'un güzelliğine halel gelmesin diye. İstanbul’u parsellediler. Farklı bir İstanbul ile karşı karşıyayız" diye konuştu.

"ERDOĞAN BİR MUCİT"

Kılıçdaroğlu, "Erdoğan bir mucit. Neydi Erdoğan, jinekolog, merkez bankası başkanı, psikolog, vantrolog şimdi de bir mucit. Denizin üzerinde giden bir dolmuş" dedi.

"YALOVALILAR'A TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Yalova seçim sonuçlarından duyduğu memnuniyeti dile getirerek Yalovalılara teşekkür eden Kılıçdaroğlu, "Yalova’ya gittim. Her tarafta Erdoğan’ın posterleri. Belediye başkan adayı yok. Recep Tayyip Erdoğan’a karşı bir yarış vardı orada. Milli irade rüşveti kabul etmedi. Ama Yalovalılar dik durdular onurlu durdular hepsine yürekten teşekkür ediyorum. Rüşvete teslim olmadılar. "Erdoğan geldi miting yaptı" dediler. Yalovalılar orada vizyonsuzluk gördüler. Erdoğan, üstü kapalı pazar yeri vaat etti. Vizyonsuzluğa bakın. Adamın ufku bu kadar. İnatla dirençle durabilirsek çalışırsak başarıyı elde edebiliriz. Hepimiz çalıştık hepimiz çaba harcadık. Güzel şeyler anlatıldı. Tek tek evlere gittik" açıklamasında bulundu.

"SOMA SÖZCÜĞÜ YOKMUŞ OKU KARDEŞİM"

Parti olarak Meclis'e verdikleri Soma araştırma önergesine değinen Kılıçdaroğlu, "Arkadaşlarımız Soma faciasından önce bir araştırma önergesi vermişti. Çıktı dedi ki içinde Soma sözcüğü yok. Okuma yazma bilmiyor desem haksızlık olacak. Biliyor. Okumamış. Oku kardeşim. Orada Soma sözcüğünün geçtiğini göreceksin. Ama yalan söylüyor. Yalan söylüyor. Bu kadar kolay yalanı nasıl söyler? İnsanda biraz Allah korkusu, vicdan olur" ifadelerini kullandı.

"BALYOZ RAPORUMUZU DA OKUMAMIŞ"

Balyoz raporunun okunmadığını söyleyen Kılılçdaroğlu, "Balyoz raporumuzu eleştirmiş. Ama onu da okumamış. Yalan söylüyor. Diktatörlerin iki özelliği vardır. Birincisi korkak olurlar ikincisi yalan söylerler. Efendim bizi neden suçluyorsunuz diyor. İyi de ülkeyi sen mi, yönetiyorsun başkaları mı yönetiyor. Yalancıdan Başbakan olmaz elbette" dedi.

"YALANCIDAN CUMHURBAŞKANI HİÇ OLMAZ"

Kılıçdaroğlu, "Yalancıdan cumhurbaşkanı hiç olmaz. Hırsızdan devleti soyandan başbakan da cumhurbaşkanı da olmaz. Ahlaklı insan yalan söylemez. Erdoğan’ın en tipik özelliği korkak ve yalancı olmasıdır" dedi.

"MORUN TONLARINI GÖRMEK İSTİYORSANIZ ERDOĞAN'IN YÜZÜNE BAKACAKSINIZ"

Kılıçdaroğlu, "Mor rengin pek çok tonları vardır. Yalova seçiminden sonra mor rengin tonlarını görmek istiyorsanız, Erdoğan’ın yüzüne biraz dikkatli bakacaksınız. Bütün tonları orada göreceksiniz. Hala kalkmış diyor ki seçimlerde biz başarılıyız. 2 milyon oy kaybettin. Senin dışında oy kaybeden bir parti olmadı. Hala diyor biz başarılıyız. Yalancıdan Başbakan, adam olmaz" diye konuştu.

() (ÜK/HT) (FOTOĞRAFLI)