KILIÇDAROĞLU, İŞADAMLARI VE ESNAFLARLA BİR ARAYA GELDİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Konya'daki programının akşamki bölümünde ise 'CHP İş Dünyası Diyalog ve Dayanışma Birimi İş Dünyası ve Meslek Örgütlerinin Sorunları ve Çözüm Yolları' konulu programda işadamları ve esnaflarla bir araya geldi. Dedeman Otel’de düzenlenen toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, sanayicilere gereken önemin verilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin bilgi toplumunu yakalaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''20'nci yüzyılın başında dünya bilgi toplumuna geçti. Dünyanın en stratejik ürünü insan beynidir. Biz bilgi toplumunu yakalayamadığımız sürece orta gelir düzeylini aşamayız" dedi.

Güney Kore’yi örnek vererek konuşmasını sürdüren Kılıçdaroğlu, Güney Kore’nin araştırma ve geliştirmeye ayırdığı yüksek pay ile bu duruma geldiğini kaydetti.

''ÖDEDİĞİMİZ VERGİLERİN HESABINI SORMUYORUZ''

Türkiye’deki toplumun, ödediği vergilerin hesabını sormadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Ödediğimiz vergilerin hesabını sormuyoruz. Bu bizim demokrasimizin en zayıf noktası. O yüzden batılılar bizim demokrasimize kibrit demokrasi diyor'' dedi.

Türkiye’nin aydınlığa çıkartmanın, bilim toplumu yapmanın, eğitimden geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Hindistan yazılım sektöründe dünya birincisi. Bir arkadaşımız Hindistan’a gitti ve sorguladı. Nedeni daha kreş yaşındaki çocuklara oyun içinde matematik öğretiyorlar. Mukayeseyi kıyaslamayı öğreniyor. İnsan oğlunun doğasında hayatı sorgulamak vardır. Hayatı çevreyi dünyayı sorgulamak vardır. Eğer bunu yapabilir ve çocuklarımızı böyle yetiştirirsek bilgi toplumunu yakalayabiliriz. Ama yapmıyoruz'' diye konuştu.

2 YILDIR MECLİSE SAYIŞTAŞ RAPORU GELMİYOR

5 yıldır, 3 ayda bir toplanması gereken ekonomik konseyin toplanmadığını da belirten Kılıçdaroğlu, ödenilen vergileri denetleyen Sayıştay’a da 2 yıldır rapor gelmediğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''TBMM adına kamusal harcamaları denetleyen kurumun adı Sayıştay'dır. Bu bir Anayasal kurumdur. Sizin ödediğiniz vergilerin nerelere harcandığını meclis adına o denetler. O raporunu hazırlar, rapor TBMM’ye bütçe kanunuyla gelir, biz milletvekilleri olarak bakarız ona ve ondan sonra evet veya hayır deriz. 2 yıldır Sayıştay raporları gelmiyor. Bu tam bir felaket. Vatandaşın ödediği verginin doğru harcanıp harcanmadığını kimse bilmiyor. Çünkü Sayıştay raporu gelmiyor.'' 

Ülkeyi yönetmeye talip olan insanların hesap vermek gibi sorumluluklarının olduğunun bilincinde olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Ben oyumu alırım. Hesap vermek mi, niye hesap vereyim. Hesap vermeyi onurlu görev kabul eden bir siyaset anlayışına bizim ihtiyacımız var" dedi.

Adaletin çok önemli bir kavram olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, ''Adaleti olmayan bir toplum büyüme ve güven verme şansı yoktur. Adalet mülkün temelidir. Adalet bütün dünyanın üzerine titrediği bir kavramdır. Hakim vicdanına göre karar verir ve herkes ona saygı duyar. Adaleti körelttiğiniz andan itibaren toplumu çürütürsünüz. Siz hiçbir zaman bir siyasetçi olarak yargıca, hakime, savcıya talimat veremezsiniz. Yasalar vardır, Anayasa vardır. Herkes yasalar çerçevesinde görevini yapar. Demokrasilerde kural budur. Bu konuda herkes hassastır. Bizim de hassas olmaya ihtiyacımız var" diye konuştu.

Bütün sorunları aşmak için öndeki tek engelin siyaset kurumu olduğunu da belirten Kılıçdaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Sabahtan akşama birbirimizi yiyoruz. Doğru değil. Daha farklı bir şeyler yapmamız lazım. Siz siyasetin emrinde hakim olsun istermisiniz. Hakimin yakasında partinin rozeti olmaz. Parti rozeti olduğu zaman ona hakim mi deriz. O olduğu zaman onun verdiği kararlara biz inanırmıyız. O nedenle yeniden sağduyu ile düşünmek zorundayız. Yanlışlardan arınmak zorundayız. Temiz siyasete, temiz Türkiye'ye güzel Türkiye'ye ihtiyacımız var.''

Gelirler İdaresi'nin özerk olması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Vergi denetimi, siyasi amaçla kullanılmaz. 12 yıl hesap uzmanlığı yaptım. Hayatımda bir kez aramalı, inceleme yaptım. İskenderun da bir fabrikada. Şimdi aramalı incelemeye davul zurna ile gidiliyor. Türkiye’nin büyük firmasına gidiliyor. Bu yanlış. Vergi denetimini bir mükellef bir siz bilirsiniz. Başka kimse bilmez. Eğer siz vergi denetimini siyasi baskı aracı olarak kullanırsanız, bu yanlıştır, doğru değildir. Herkes denetlenebilir. Ama onu siyasi baskı aracı olarak kullanırsanız vatandaşın devlete güveni sarsılır. Bunu yapamazsın ve yapmaya hakkınız yok. Eğer bu oluyorsa bu yanlıştır. İş adamı rahatlıkla hükümeti muhalefeti eleştirebilmeli. Siyasette görüşünü açıklayabilmeli ve bizler de ders almalıyız. Bizim eleştiriye ihtiyacımız var. Gerçekleri siz dile getireceksiniz, biz öğreneceğiz. Sanayicinin derdini siyaset koltuğunda oturan bilmez. O işin koltuğunda oturan sanayici bilir. O derdini dile getirecek eksiğimiz varsa söyleyecek'' diye konuştu.