CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM Grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, "İşte bu dikizci zihniyet bu ülkeye demokrasi, özgürlük, laiklik getiremez. Sadece Dolmabahçe'de dikizlese tamam. Telefonlarımızı da dinliyor. Özetle dikizciden Başbakan olmaz" dedi.
Eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in vefatının 7. yılında rahmet ve şükranla andıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Bir liderimiz vardı adı Bülent Ecevit. 7. Ölüm yıldönümünde onu andık. O bir halk adamaydı, gönül dostuydu. Katıksız bir Sosyal demokrattı. Halkına inanırdı. Ülkenin çıkarlarına odaklanıp, ödün vermedi. Kıbrıs’a çıkamazsın dediler. Kıbrıs'a çıktı. O aynı zamanda bizim bir milli kahramanımızdır. Onu tekrar rahmet ve şükranla anıyoruz" dedi.
"ACIYI KİNE DÖNÜŞTÜRMEMEK LAZIM"
Hasdal Askeri Cezaevinde, Kezban Merey ile evlenen tutuklu Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin nikah şahidi olmasını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Genç bir teğmenin nikahına katıldım. Tek anormal şey nikahın hapishanede yapılmasaydı. Özellikle cezaevi komisyonunu uluşturan milletvekillerinden rica ediyorum. Hukukçu milletvekillerinden rica ediyorum. Bu davanın takipçisi olacaksınız. Mazlumun takipçisi olacaksınız. Bunu bekliyorum sizden. Nikaha katıldım. İnsanın içi sızlıyor. Vicdanı sızlıyor. Kaldıramıyoruz. Gözlerimiz doluyor. İsyan etmemek mümkün değil. Başarılı olacaksınız. Sizin bilginiz dışında cep telefonunuza yükleme yapacaklar. Sizi hapise atacaklar. Bunu kaldırmak mümkün değil. Bu toplumsal bir acıdır. Bu çok derin bir acıdır ve hepimizin gönlündedir. Acıyı kine dönüştürmemek lazım" diye konuştu.
"BUNLAR CHP’NİN MAYASINDA OLAN TEMEL KAVRAMLARDIR"
Kılıçdaroğlu, "Demokrasi, özgürlükler ve Cumhuriyet konusunda Cumhuriyet Halk Partisi’ni hiç kimse eleştiremez. Bunlar CHP’nin mayasında olan temel kavramlardır" dedi. Hak ve özgürlüklere vurgu yapan Kılıçdaroğlu kadına yönelik şiddetti eleştirerek, "Dövülen kadın, öldürülen kadın, sürülen kadın, kusura bakmayın AKP’ye oy verenler de bazı kadınlar. Onlar da artık dirensinler. Kadının bedeni ve giysisi üzerinden siyasete son. Kadın nasıl giyinecekmiş? Sana ne kardeşim. Nasıl isterse giyinir. Kadının giysisi üzerinden hep bununla kadınları meşgul ettiler. Cambaza bak. Kadının haklarını parça parça elinden aldılar. Şimdi kadınların uyanma zamanı. Demokrasi, geriye gidiyorsa, bunun en ağır faturasını bu ülkenin kadınları ödeyecektir. Sizi eve hapis eden bir zihniyetten kadınların kendisini kurtarması gerekiyor. Yeni bir atılım ve anlayış" dedi.
"BOYUNDAN UTAN BÖYLE YALAN SÖYLENİR Mİ?"
Kadınların çalışma yaşamına değinen Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Efendim Kabataş İskelesi’nden türbanlı bir kadın, 6 aylık bir çocuğu var. 50, 60, 70 kişi birden saldırmış. Kadın bayılmış. Üstüne idrar daha neler neler…ne demiştim; yalancıdan Başbakan olmaz. Niye bu tahriki yapıyor? Efendim başı örtülü kadına bak bu ülkede böyle yapılıyor. Utan utan boyundan utan. Böyle yalan söylenir mi? İnsanda biraz vicdan olur. Her tarafta mobese kamerası var. Burada yok. Kadınlara sesleniyorum; sizin kaç çocuk doğuracağınıza bir adam karar veriyor. Niye şunu söylemiyorsunuz; sana ne kardeşim. Nasıl doğum yapacağınıza bir kişi karar veriyor. Niye sesiniz çıkmıyor. Sana ne kardeşim demiyorsunuz. İstanbul’un merdiven altında binlerce baş örtülü çalışan kadın var. Onlara biz sahip çıktık. Sigortaları yok. Kayıt dışı çalışıyorlar. Siz hiç Recep Tayyip Erdoğan’ın ağızından kayıt dışı çalıştırılmaz diye bir laf duydunuz mu? Kabataş İskelesi’ni söylüyor. Yalan söylüyor. Efendim doğum yaparsa süresi şu kadar olur. Yeni gittikçe uzayan süreler. Hiç işe gitmeden para alacaklar. İşveren para verecek. Hangi iş veren çalıştırır. Yok öyle bir şey. Amaç ne? Sağ gösterip sol vurmak. Bak size bu hakkı getirdim. Kim bu hakkı size verecek? İş verene zorla diyebilir misiniz kadın istihdam edeceksin. Hayır öyle bir şey yok. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, kadınların çalışma yaşamında daha fazla yer almasını mı istiyorsun? Evet diyorsan, adam gibi bir öneri getiriyorum. Kim kadın istihdam ediyorsa, onun sigorta primlerinin bir kısmını, Devlet ödeyecek. Bu kadar basit."
"TÜRKİYE’Yİ ORTADOĞU ÜLKESİ HALİNE GETİRMEK İSTİYORLAR"
Türkiye'de demokrasi açığının büyüdüğünü savunan Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın 'Kız ve erkek yurtlarının ayrıştırılması gerekiyor' sözlerini eleştirdi. Kılıçdaroğlu, özgürlük alanının daraldığını iddia ederek, "Kalkmış demeç veriyor. Şu hale bakın. Kız ve erkek öğrenciler aynı yurtta kalmayacak. Zaten kalmıyor ki. Kızların yurdu ayrı, erkeklerin yurdu ayrı. Hayatı boyunca yurdun önünden geçmeyen biri, bu kadar ağır bir eleştiriyi getirebilirsin sen. Senin derdin yurt sorunu değil. Senin derdin 'karma eğitimi ben nasıl yok ederim.' Bu ülkede yurt sorunu varsa bunun sorumlusu kim? TOKİ neden öğrencilere yurt yapmıyor? Ne engel var? Bunlar ülkenin sorunlarını bilmeyen insanlar. Türkiye'yi bir Ortadoğu ülkesi haline getirmek istiyorlar. Özellikle kadınların bunu bilmesi lazım. Suudi Arabistan'da kadınlar araba kullanmak için mücadele ediyorlar. Yarın sizin için de böyle bir yasak gelirse hiç şaşmayın" diye konuştu.
"100 BİN LİRALIK DAVA AÇMIŞ SEVSİNLER SENİN DAVANI"
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın 'Dolmabahçe'de Kadıköy'den gelenlerin durumunu görüyorum. Bunlar benim değerlerimle uyuşan şeyler değil' sözlerini hatırlatarak, "Nedir senin değerin? İnsanı sevmek değil mi? 'Dikizci’ dedim diye dava açmış. 100 bin liralık dava açmış. Sevsinler senin davanı. Sen istediğin kadar dava aç. Açmazsan namertsin. Türk Dil Kurumu sözlüğüne baktım. Dikizlemek ne diye? Gözetlemek diyor bir şeyi. Ne var bunda? Ama niyet önemli. Senin niyetin farklı. İnsan olarak bakmıyorsun. Senin niyetin farklı. Yoksa bu ülkenin insanlarını hepimiz seviyoruz. Dikizci dedim. Vallahi haklıyım. Samimi söylüyorum haklıyım. Bundan en ufak bire endişe de duymuyorum. Sen bu ülkenin insanlarına nefret dolu bakamazsın. Ön yargılarından arın biraz. Adam ol adam. İnsanları sev biraz. 60 yaşlındasın. Kadınlara nasıl böyle bakıyorsun? Beğenmiyormuş beyefendi" dedi.
"DAMDAN NASIL DÜŞTÜĞÜNÜ ANLATMASINI İSTİYORUM"
Kılıçdaroğlu, "Öğrenci yurtlarıyla ilgili bugün bir laf daha etmiş. 'Ben damdan düştüm. Bunu biliyorum( diyor. Bu damdan nasıl düştüğünü anlatmasını istiyorum. Ne oldu neyi yaşadı bu? Geçmişinde ağır travma tik bir sorunları olmayanların öyle bir ifada kullanması mümkün değil. Bir sorunumuz var burada. İşte bu dikizci zihniyet, bu ülkeye, demokrasi, özgürlük, laiklik getiremez. Sadece Dolmabahçe’de dikizlese tamam. Telefonlarımızı da dinliyor. Özetle dikizciden Başbakan olmazö dedi. Kılıçdaroğlu sözlerinin sonunda demokrasi ve laiklik vurgusu yaparak, “Bugün Türkiye’de?temel sorun Güçler ayrılığı ilkesinin sadece Anayasada yazılı olması hayatta olmamasıdır. Yargı siyasallaştı. Demokratik, laik, sosyal hukuk devletini yeniden kuracağız" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önce CHP Milletvekili Şafak Pavey partililer tarafından ayakta alkışlandı.