Mutlu YUCA-Taner BAYAR/DÜZCE, () - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın Mısır'da ölen bir kız çocuğu için ağladığını belirterek, "Senin ülkende, senin talimatınla 8 kişi öldü. En son Berkin çocuk. Peki gözünden bir damla yaş düştü mü? Ağzından bir Allah rahmet eylesin sözü çıktı mı? Bunda vicdan var mı? Ne söyleyeyim" dedi.
Kötü hava koşulları düşünülerek Düzce Anıt Park Meydanı'nın yanında bulunan bir düğün salonunda yapılması planlanan salon toplantısı, havanın iyi olması nedeniyle dışarı alındı. Düğün salonunu dolduranlar düğün salonunun önüne çıktılar. Kılıçdaroğlu otobüsün üzerinden yaklaşık 2 bin kişiye seslendi. Berkin Elvan'ın bugün toprağa verildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Berkin'i bugün toprağa veriyoruz, 15 yaşındaydı Allah rahmet eylesin. Genç bir çocuktu, hayata tutunur dedik, uzun süre hayata tutunmak için mücadele etti. Ama başarılı olamadı, Allah'ın rahmetine kavuştu. Ben isterim ki bu ülkedekiler şöyle durup bir düşünsün, vicdanını yoklasın ne oluyor, neden oluyor, neden 15 yaşındaki bir çocuğu biber gazı öldürüyor? Hangi gerekçeyle birimiz seviniyor, birimiz üzülüyor. Neden arkadaşlar? Çocuklar bizim çocuklarımız. Hangi görüşte olursa olsun, ailesinin, annesinin, babasının hiç önemli değil ama o çocuklar bizim çocuklarımız. O çocukların üzerine titremeliyiz. Onlar bizim gençlerimiz. Onlar umutlarımız, onlara daha iyi bir Türkiye bırakmak için çabalıyoruz" dedi.
DEDELERDİMİZ GÜZEL ÜLKE BIRAKMAK İÇİN ŞEHİT OLDU
Kurtuluş Savaşı'nı anımsatan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bakın Çanakkale'ye babalarımız, dedelerimiz kucak kucağa yatıyor, şehit oldular bize güzel bir ülke bırakmak için. Çocuklarımız güzel ve özgür bir ülkede yaşasınlar diye. Bizim görevimiz de babalarımızın bize bıraktığı ülkeyi biz de çocuklarımıza daha güzel bırakmak durumundayız. Onların huzura ihtiyacı var, onların özgürlüğe ihtiyacı var, bizim çocuklarımız her şeye itiraz edebilirler, adı üstünde delikanlılar. Delikanlı haksızlığa karşı mücadele eder. Gençlerin bireysel arzuları yoktur, toplumun arzularını düşünürler. Gençlerin üzerine titremeliyiz. Bakın şimdi bu kişi Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık koltuğunda oturan bu zat, "Talimatı ben verdim" dedi. Sen talimatı nasıl veriyorsun, 15 yaşındaki çocuğun ölümünden sorumlu değil misin sen? Aynı Yunanistan'da oluyor. Yunanistan'da içişleri bakanı istifa etti. Başbakan özür diledi. Türkiye'nin vicdanına sesleniyorum. Sanki bizim ülkemizde bütün dertler bitmiş Mısır'da bir kız çocuğu öldü diye, bizim başbakan çıktı ağladı. Peki senin ülkende, senin talimatınla 8 kişi öldü. En son Berkin çocuk. Peki gözünden bir damla yaş düştü mü? Ağzından bir Allah rahmet eylesin sözü çıktı mı? Bunda vicdan var mı? Ne söyleyeyim."
HIRSIZ DEYİNCE ONUN ADI AKLA GELİYOR
Başbakanı eleştiren Kılıçdaroğlu, "Biz ne için uğraşıyoruz, o ne için uğraşıyor. Biz bu memleket nasıl huzura kavuşur diye uğraşıyoruz. Biz emekli nasıl daha fazla para alır, işsizliği nasıl önleriz, insanlar nasıl iş bulur onun için uğraşıyoruz. O ne için uğraşıyor, yedi sülalesini nasıl zengin edeceğim diye uğraşıyor. Yüzüne, gözüne, dizine dursun. Şimdi ben ne söyleyeyim bu adama" dedi.
Erdoğan'a asla Başbakan demeyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, çünkü başbakanlık koltuğunun farklı olduğunu, kendisini milletine adamış bir koltuktur olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, "Evlatlarına değil. Cebine dolarları dolduracak dünyayı yönetecek ne olacak bu adamın hali ne olacak? Ya arkadaş kaç lira paraya ihtiyacın varsa çık konuş, vallahi kampanya açacağım. Milletin yakasından düş diye. Artık hırsız deyince onun adı akla geliyor. Herkes bunu biliyor. Türkiye'de hırsız kim derseniz onun adı geliyor. Türkiye Cumhuriyeti böyle bir başbakan görmedi. Böyle bir hükümet de görmedi" diye konuştu.
YALANCIDAN BAŞBAKAN OLMAZ
Halka yalan söyleyen kişiden başbakan olmayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, AK Parti'ye oy verenleri ise aynı kefeye koymadığını söyledi. Çeşitli vaatler karşılığı insanların AK Parti'ye oy verdiğini ifad eeden Kılıçdaroğlu, "AKP'ye oy verdiniz diye hiçbir yurttaşımızı da suçlamadım. Kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, yaşadığı bölgesi neresi olursa olsun insan olduğu sürece benim başımın üstünde yeri vardır. Hiç ayrım yapmadım. Benim için yandaş yok, vatandaş var. Aynı topraklarda yaşıyoruz, aynı mücadeleyi veriyoruz. Daha güzel bir demokrasi, daha güzel bir ülke istiyoruz. Elbette ki herkesin farklı görüşleri olacak, elbette ki farklı siyasi partiler olacak. Hiç bunlara itirazım yok. Halka yalan söyleyen adamdan başbakan olmaz, yalancıdan başbakan olmaz. İki hırsızdan başbakan olmaz, üç hem hırsızdan hem yalancıdan asla başbakan olmaz. Onun için ben bu ülkenin insanlarının vicdanlarına sesleniyorum. Eğer yalancıdan başbakan olmaz diyorsanız, hırsızdan başbakan olmayacaksa indirmemiz lazım, ama nasıl demokratik yollardan. Ben bu ülkenin insanının sağduyusuna inanıyorum, dürüstlüğüne inanıyorum. Ve hep beraber ayın 30'unda sandığa gideceğiz. Bir şey istiyorum, ey ülkem elini vicdanına koy ve oyunu öyle kullan" diye konuştu.
17 ARALIK OPERASYONU
Kılıçdaroğlu, 17 Aralık yolsuzluk operasyonuna değinerek, şöyle konuştu:
"Sen hizmeti kendin ve çocukların için yaptın. 17 Aralık'ta bir operasyon yapıldı. Başbakan 08.02'de oğlu Bilal'i arıyor. Eldekileri sıfırlayın diyor. Ertesi gün 10.53'de oğlum paraları sıfırladınız mı? 30 milyon euro kaldı babacağım diyor. Onu da akşama kadar karanlıkta dağıtacağız diyor. Polisten nasıl şüphelendiklerini anlatıyor. Bunlar doğru değil dedi, bu montaj dedi. Doğru değil ve bir başbakanın sesi montajlandıysa açıkla. TİB var, Türkiye'de 76 milyon yurttaşın konuşmalarını ora tarafından takip ediliyor. Dedim ki senin konuşmaların montaj edildiyse, sen konuşmadığın halde çocuğunla böyle bir konuşma montaj edildiyse TİB kayıtlarını açıkla kim böyle bir şey yaptıysa hesabını soralım. Hangisi doğru hangisi yanlış açıklamıyor. İki, yine kendisine dedim ki bunlar montajsa Amerika'da bu işte uzman olan kuruluşlar var. O kuruluşlardan birine resmi yazı olarak gönder. Montaj olduğunu ya da olmadığını dünyaya göster. Peki gönderdi mi? Efendim biz gönderemiyoruz. İspat et dedim, ispat etmeyen namussuzdur. Ne yaptı korkudan gönderemedi. Üç , sanki Türkiye'nin işini bitirmiş Mısır'la uğraşıyor. Türkiye'de kardeş kavgasını bitirdik, Mısır'la uğraşıyoruz. Türkiye'de işçinin alın terini verdik te Mısır'la uğraşıyoruz. Aslında söylediği şu; benim dört bakanım var, bir tane başçalan."

MY,TB(MÇ/AAA) (FOTOĞRAFLI)