HALKLARIN Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, seçim güvenliğinin olmaması ve seçim güvenliğinin sağlanmaması nedeniyle Türkiye hükümetinin uyarılması konusunda Avrupa Güvenlik İşbirliği Topluluğu’na başvuru yapacaklarını söyledi.
Oluç, partisinin Genel Maden İşçileri Sendikası’nda düzenlenen aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşmasında, 30 Mart yerel seçimlerde alacakları sonuçların kendileri için önemli bir işaret olacağını söyledi. Oluç, şöyle dedi:
"Bir tanesi çok kısa zamanda hazırlandık bu yerel seçime. Bunun sonuçlarını göreceğiz. İkincisi bir maya attık aslında. Bu maya tuttu mu onun sonuçlarını göreceğiz. Bunun için de çok önem veriyoruz. Bu seçim sonunda ortaya çıkan tabloyu BDP ve HDP ortaklığının aldığı sonuç nedir bunu göreceğiz. Bu seçimlerde HDP-BDP ortaklığı aslında Türkiye’nin bu seçimden en başarılı çıkan yapıları olacak. 30 Mart akşamı olduğunda iki şey görülecek. Bir tanesi Türkiye’nin her tarafında BDP-HDP ortaklığının ciddi bir güç kazandığı görülecek. İkincisi de yerel yönetimler açısından baktığımızda da Ak Parti'nin yerel yönetimlerdeki iktidarına karşı alternatifin ve ciddi muhalefetin aslında BDP-HDP ortaklığı olduğunu göreceğiz. Eğer genel seçimlerle Cumhurbaşkanlığı seçimlerini birleştirmezlerse 2015 yılında Türkiye’nin siyasi tablosunun değişmesine, eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için barış için mücadele edenlerin bu siyasi tabloda belirleyici bir güce ulaşmalarına yol açacak bir sonuç olacaktır."
Son günlerde partilerine yönelik yapılan saldırılara da değinen Oluç, sözlerini şöyle tamamladı:
"Biz eleştirilebiliriz. Herkes her türlü eleştiriyi yapabilir. Kimse bizi sevmek zorunda değil, beğenmek zorunda da değil. Fikirlerimiz, politikalarımız, projelerimiz var. Bunları tartışabiliriz. Eleştirileri dinleriz. Herkesin söyleyeceğinden bir şeyler öğreniriz, varsa yanlışlarımız bunları düzeltmeye çalışırız. Ama bütün bunları demokratik bir ortamda, medeni bir şekilde birbirimizle konuşarak kimi zaman öfkelenirsek sesimizi de yükseltebiliriz ama birbirimizi dinleyerek ve konuşarak yaparız. Saldırmak neyin nesi. Saldırmakla ne amaçlanıyor. Taş atmakla, seçim otobüsümüzün bütün camlarını kırmakla ne amaçlanıyor? Türkiye’de özgürlük, demokrasi ve eşitlik mücadelesi verenler ne zaman bu tür şeylerle yıldılar, ne zaman bu mücadeleden vazgeçtiler, ne zaman bu mücadelenin gerisine düştüler. Ne zaman ırkçıların bu saldırıları bizi yıldırabildi. Hiçbir zaman yıldıramadı. Biz bu saldırılarla ilgili iki kere hükümeti uyardık. Dedik ki, ‘seçim güvenliğini sağlamak zorundasınız’. Fakat gördük ki bu konuda gereken hassasiyet gösterilmiyor. Bazı yerlerde polis güvenliği sağlıyor saldırganlığı önlüyor. Ama bazı yerlerde görüyoruz ki polisle işbirliği içerisinde bu saldırıyı yapıyorlar. İki uyarımızı yaptıktan sonra şu kararı aldık. Avrupa Güvenlik İşbirliği Topluluğu’na başvuru yapacağız. Seçim güvenliğinin olmadığını ve seçim güvenliğinin sağlanması için gereken uluslar arası adımların atılması gerektiği ve Türkiye hükümetinin uyarılması konusunda bütün yasal prosedürleri yerine getireceğiz ve bu konuda başvurumuzu yapacağız."

DS(EE/SS) (FOTOĞRAFLI)