TBMM Genel Kurulu'nda internetle ilgili 'Torba Tasarı'nın görüşmeleri sırasında söz alan MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Başbakan Erdoğan ile bir haber kanalının yöneticisine ait olduğunu iddia ettiği telefon görüşmesini dinletti. Dinleme olayları ile ilgili olarak Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Dinleme hadiseleriyle ilgili ben şuna inanıyorum: Genel bir tutum almamız gerekiyor. Siyaset kurumu olarak ve bu devletle ilgili, bu milletle ilgili sorumluluk hisseden insanlar olarak genel bir tutum almamız gerekiyor" dedi. HALAÇOĞLU : BUNDAN HEPİMİZİN UTANMASI LAZIM

MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, iddia ettiği telefon görüşmesini dillettiği sırada Meclis tutanaklarına yansıyan konuşmasında ise şunları söyledi; "Değerli milletvekilleri, aslında ne yasası görüştüğümüzü anlamaya çalışıyorum. Sözde yasa görüşüyoruz ama şu an İnternet'e düşmüş bir ses kaydı herhâlde hepinizin dikkatini çekecektir. Sayın Başbakan Habertürk'ün yönetmeni Fatih Saraç'a telefon ediyor. Başbakanın Tunus gezisi sırasında Sayın Bahçeli'nin Cumhurbaşkanıyla yaptığı görüşmeden sonraki Habertürk'teki alt yazılı haberlerin, televizyondan çekilmesi talimatını veriyor. Aynen şu şekilde -isterseniz dinletebilirim, yarın dinleteceğim ayrıca- ama burada ilginç olan şey Sayın Başbakan, Fatih Saraç'ı arıyor: "Buyurun Başbakanım." diyor. "Fas'ta televizyon izliyorum burada."

"Mehmet Fatih Saraç: Evet efendim.

Recep Tayyip Erdoğan: Şimdi Bahçeli'nin bütün konuşmalarını, altta şimdi bant olarak da ayrıca geçiyor konuşmanın…"

Bu sırada, CHP Milletvekili Sinop Milletvekili Engin Altay, "İleri demokrasi" dedi. Daha sonra ise CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, "Dikkatli dinleyin, artık her şeyin bittiği nokta, her şeyin bittiği yer bu arkadaşlar" dedi.

Konuşmasına devam eden Yusuf Halaçoğlu, sözlerini sözle tamamladı : "Sansürden tutun da yarın görüşeceğimiz İnternet görüşmelerine kadar herhâlde bir skandalı hepiniz gözler önünde görebilecek durumdasınız. Aslında her şey iflas etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler iflas etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetenler aynı zamanda kendi dikta rejimlerini nasıl kurduklarını ortaya koymuştur ve maalesef, bu ülkeye yazık ama bütün basının nasıl kontrol altına alınarak, iktidar tarafından nasıl kontrol altına alınarak, nasıl bir dolap çevrildiğini gözler önüne sermektedir. Yani düşünebiliyor musunuz, bir muhalefet partisinin konuşmalarının ve beyanlarının alt yazı bile olarak geçmesine tahammül edemeyenler ileri demokrasiden bahsediyorlar. Sizin ileri demokrasinizi sevsinler! Ayıptır. Ondan sonra da diyorsunuz ki: "Adam gibi muhalefet yapın." Adam gibi iktidar olmayınca adam gibi muhalefet işte böyle yapılmıyor. Bundan utanmanız lazım hepinizin, hepinizin utanması lazım. Böyle bir skandalı tarih daha yazmamıştır ama maalesef sizin Başbakanınız adına yazmaktadır tarih artık. Helal olsun size! Hepinize saygılar sunuyorum." BAKAN CEVDET YILMAZ : DİNLEME HADİSELERİYLE İLGİLİ GENEL BİR TUTUM ALMAMIZ GEREKİYOR

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Meclis'te söz aldığı sırada CHP Milletvekili Emin Haluk Ayhan ile tartıştı. Bakan Yılmaz , "Sayın Milletvekilinin kullandığı üslubun hiçbir şekilde tasvip edilemeyeceğini belirtmek isterim" dedi. CHP'li Emin Haluk Ayhan ise "Ben küfür falan etmedim" diye yanıt verdi.

Bir süre daha devam eden sözlü tartışmaların ardından Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Değerli milletvekilleri, dinleme hadiseleriyle ilgili ben şuna inanıyorum: Genel bir tutum almamız gerekiyor. Siyaset kurumu olarak ve bu devletle ilgili, bu milletle ilgili sorumluluk hisseden insanlar olarak genel bir tutum almamız gerekiyor. Ben şu kanaatteyim: Bu tür…Bir dinleyin lütfen… Bir dinleyin lütfen, yine konuşun.Sayın Başkan, dinleyeceklerse konuşalım. Bunların tek tek, tek tek bu işlerin detayına inersek, tek tek dinleyenlerin, konuşulanların, insanların mahrem hayatlarına girersek ben bu işten bir çıkış yolu olduğunu görmüyorum. Devletimizin bekası adına da, siyaset kurumunun saygınlığı adına da bir çıkış yolu olduğunu görmüyorum. Burada hukuki ve ahlaki bir tavır almamız lazım. Kendimizin de bir özeleştiri yapması lazım, ben buna da inanıyorum. Geçmişe dönüp bakarak biz de bir özeleştiri yapmalıyız ve buralarda içeriden veya dışarıdan birtakım çevrelerin, birtakım kesimlerin, insanların özel hayatlarına girerek, en mahrem ortamlarına girerek bunları elde etmeleri… Bunun da doğru olup olmadığını bilmiyoruz tabii. Bugünkü dünyada montaj imkânları da var, bin türlü numara yapma imkânları da var. Sizin suretinizi alırlar bir başkasına yapıştırırlar, sesinizi alırlar bilmem bir başka yere kopya ederler. Ben hiç kimseyi… Dolayısıyla araştırmadan, incelemeden de kabul edemem hiçbir bir belgeyi. Diğer taraftan genel bir hukuki tavır ve ahlaki tavır olarak biz topyekûn bütün partiler olarak, bir siyaset kurumu olarak biz buna karşı bir tavır almazsak, biz bunların önüne geçmezsek, bunların detaylarında boğulursak ülkemizin geleceği adına sürekli bir şekilde bu tehditlerin altında yaşamaya devam ederiz. Bugün "A" şahsına olur, yarın "B" şahsına, bugün birine olur, yarın bana olur, öbür gün size olur. Buralarda akil insanların değişik partilerden, değişik görüşlerden insanların bu konulara karşı genel bir -az önce söylediğim gibi- hukuki ve ahlaki tavır geliştirmesi lazım. Ben buna inanıyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum" dedi. HALAÇOĞLU : "DEĞİŞİK PARTİLERDEN KASETLER ÇIKTIĞI ZAMAN ÂDETA SEVİNDİNİZ"

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın ardından MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, söz aldı. Halaçoğlu, "Yani birtakım kasetler ortaya çıktığı zaman, değişik partilerden kasetler çıktığı zaman âdeta sevindiniz, bunu siyaseten kullandınız. Ama, aradan zaman geçti, size yönelik birtakım hadiseler ortaya çıkınca bu defa bunların hakkaniyete sığmadığını… İşte, az önceki konuşmada şunu söylediniz: "Efendim, hiç mi bunu dinleyenlerin suçu yoktur." dediniz. Aslında tabii ki, hem onu dinleyenlerin suçu vardı hem de bu işi yapanların suçu vardı. Yani şimdi Sayın Başbakanın bir konuşması dinlenmiş, Habertürk'e verdiği bu talimatlar üzerine de birtakım sansür uygulanmış ve televizyonlardan Sayın Bahçeli'nin beyanatları kaldırılmış. Şimdi, bakın, sadece ikisi suçlu değil, hem dinleyen hem de bu talimatı veren değil yani sadece Başbakan suçlu değil veya onu dinleyen suçlu değil. Aslında biraz haysiyet olsaydı o televizyonun bunu uygulayan mensupları da aynı şekilde bunu yapmazlardı ve suçlu duruma düşmezlerdi, onlar da kendi haysiyetlerini ortaya koymazlardı bu şekilde. Şimdi, dolayısıyla, bakın, eğer bir…Şimdi, yolsuzluklarla ilgili aynı şeyler olduktan sonra ortaya çıktınız. Bakın, bir sürü kaset çıkarıldı, ondan sonra insanlar beş sene, altı sene içeride tutuldu ve mahkûm edildiler, aileleri rencide oldu, çocukları rencide oldu. Bu insanların hak ve hukukunu kim koruyacaktı? Siz koruyacaktınız yürütme olarak ama siz bunları o zaman yapmadınız, ardından iş size dönünce "Millî orduya kumpas kuruldu." dediniz, paralel devletten bahsettiniz, derin devleti paralel devlet hâline getirdiniz. Yani bir konu…Bir konu sizin başınıza geldiği zaman değil, tüm zamanlarda bunu değerlendirmeniz gerekirdi. Dolayısıyla hukuk devletinin gereği de, icabı da budur, devlet adamlığının gereği de budur" diye konuştu.