GÜNEYDOĞU Uluslararası Sağlık Federasyonu (GUSAF), 17 Aralık'ta yapılan 'rüşvet ve yolsuzluk' operasyonunun ardından yaşanan süreçle ilişkili açıklama yaptı. Mahkeme kararı olmadan insanların peşinen suçlandığı ifade edilen açıklamayı okuyan GUSAF üyesi Mehmet Gül, "Hukuk önünde, somut delillerle ispat edilmeyen, soyut ifadelerden öteye geçmeyen paralel devlet, paralel yapı gibi söylemlerin doğru olmadığını düşünüyoruz. Bunun yanında her devlet memuru çalıştığı kurumda, amirleri konumundaki kişiler dışında kimseden emir alamaz, almamalıdır" dedi.
GUSAF üyelerinin katılımıyla bir otelde düzenlenen basın toplantısında konuşan Mehmet Gül, son 10 yılda kazanılan demokratik hakların yok olma endişesi taşıdığını söyledi. Emniyet ve adliyede yapılan değişiklikleri eleştiren Gül, şunları söyledi:
"Mahkeme sonuçlanmadan bazı insanlar peşinen suçlu ilan edilebiliyor. Unutmayalım ki; iddia edilen suç hukukla sabit olmadan hiç kimseyi veya hiçbir zümreyi peşinen suçlayamayız, mahkum edemeyiz. Hal böyleyken belirli kesimlerde bir nefret söylemi almış başını gidiyor. Ancak kimse bu nefret söylemlerinin toplumun barış ve huzuruna, geleceğine bomba koymakla eşdeğer olduğunu düşünmüyor. Bazı medya kuruluşları ve sosyal medyada yalan, iftira haberlerle masum insanlar zan altında bırakılıyor."
"Herkesin başkasını suçlamak yerine biz nerede yanlış yaptık demesini ve sağduyuyla hareket etmesini bekliyoruz" diyen Mehmet Gül, şöyle devam etti:
"Türkiye Cumhuriyeti devleti yasama, yürütme ve yargı erkleriyle demokratik bir hukuk devletidir. Kuvvetler ayrılığı olmazsa olmazımızdır. Ancak son zamanlarda yargıya yapılan müdahaleler kuvvetler ayrılığına aykırı bir görüntü vermektedir. Bu müdahaleleri doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyoruz. Bunun yanında yargının da tarafsız olması gerekmektedir. Yargının tarafsızlığına aykırı davranışlarda bulunanların varlığı kabul edilemez. Tarafsız yargı hukuk devletinin ve demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hukuk önünde, somut delillerle ispat edilmeyen, soyut ifadelerden öteye geçmeyen paralel devlet, paralel yapı gibi söylemlerin doğru olmadığını düşünüyoruz. Bunun yanında her devlet memuru çalıştığı kurumda, amirleri konumundaki kişiler dışında kimseden emir alamaz, almamalıdır. İdarecilerimizde böyle bir algı varsa suçun şahsiliği prensibince bu kişiler hukuk içerisinde kalınarak tespit edilmeli ve mahkemelerde delilleriyle birlikte yargılanmalıdır. Ancak delil olmadan zanla bir kesimin peşinen suçlanması, toplu halde hedef tahtasına konması, dışlanması, ötekileştirilmesi milyonlarca masum insanı derinden üzmekte ve endişeye sevk etmektedir. Toplumun aynası olan siyasilerimiz, aydınlarımız, sivil toplum kuruluşu temsilcilerimiz son zamanlarda zirve yapan nefret söylemlerinden uzaklaşmalı, insanımızı kutuplaştırıcı değil birleştirici rol oynamalıdırlar. Çocuklarımıza bırakacağımız dil ve söylem; nefret olmamalıdır. Gün milletçe bir ve beraber olmamız gereken gündür. Bu karışık ortamda, demokrasimizin önemli kurumlarından olan sivil toplum kuruluşlarımızdan bazıları, delilsiz algı operasyonlarıyla zan altında bırakılmak istenmektedir. Hangi meşrepten veya camiadan olursa olsun sivil toplum kuruluşlarına karşı yapılan bu algı operasyonlarına izin verilmemelidir. Yanlış yapan varsa delilleriyle hukuk önüne çıkarılmalıdır. Bilerek veya bilmeyerek milletimizin temel dinamiklerinden yardımlaşma, dayanışma, insanlığa ve milletimize hizmet duyguları köreltilmemelidir. Hangi meşrep ve camiadan olursa olsun tek dertleri ülkesine ve insanlığa hizmet olan insanlar; zan altında bırakılmamalıdırlar."