Balıkesir Barosu'nun yeni hizmet binası açılışına katılan Yargıtay Başkanı Cirit, Meclis'te bulunan tüm siyasi partilerin bir araya gelerek Anayasanın HSYK ile ilgili 159'uncu maddesinin düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da, 'Gelin HSYK'yı, evrenseli yakalamış bir anayasa değişikliğiyle düzeltelim' dedik. Ama maalesef yine olmadı. Korkarım önümüzdeki dönemde o başka yanlışları da birlikte yaşayacağız" dedi.

Balıkesir Barosu'nun yeni hizmet binası, bugün Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, mesleği avukatlık olan Balıkesir eski milletvekilleri Önder Kırlı, Baki Ataç, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda avukat katıldı. Açılıştaki bazı etkinlikler Fransa'da yaşanan terör saldırısı nedeniyle iptal edildi. Açılış öncesi, tüm dünyada terör olaylarında hayatını kaybeden insanlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Balıkesir Baro Başkanı Yaşar Meyvacı, konuşmasında yer temininden projesine, bina yapımından donatımına kadar maddi ve manevi destek veren Barolar Birliği'ne teşekkür etti. Balıkesir'in Kurtuluş Savaşı dönemindeki kahramanlıklarına da dikkat çeken Başkan Meyvacı, "Balıkesir Barosu olarak sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Hiç kimse unutmasın ki; bizim kurucularımız Kuvay-i Milliye kahramanları avukat İbrahim Etem Akıncı, avukat Mustafa Necati ve arkadaşları ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dava arkadaşlarıyız" dedi. Meyvacı'nın bu sözleri uzun süre alkışlandı.

'78 MİLYON AYNI GEMİDEYİZ'

"Bugün Kuvayi Milliye'nin topraklarında, bu Kuvayi Milliye ruhuyla bir arada bulunmak bizim için çok büyük mutluluk" diyerek sözlerine başlayan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise, "El birliğiyle ne kadar güzel işler yapabileceğimizi bugün bir kez daha gösterdik. Hepimiz aynı gemideyiz. Bu ülke başarırsa birlikte başaracağız, başaramazsa birlikte sonuçlarına katlanacağız. 78 milyon aynı gemideyiz. 100 bin avukat, 15 bin hakim, savcı aynı gemideyiz. İnanıyorum ki; tamamımız Türkiye için en doğrusunu, en güzelini istiyor. 'Doğru nedir' konusunda farklı düşüncelerimiz olabilir; zaten olmalı. Çoğulcu, katılımcı demokrasi, bu farklı düşüncelerin varlığını şart koşar. Ancak bir şartı daha vardır çoğulcu, katılımcı demokrasinin. Bu farklı düşüncelerin tartışılması gerekir. Bunları ortaya koyup tartışmazsak, düşüncelerimizi çarpıştırmazsak, daha sonra çarpışan başka şeyler olur. Biz konuşmalı, anlaşmalıyız ki; bu ülke için gerçekten en doğru neyse o gerçekleşsin" dedi.

'KORKARIM ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE BAŞKA YANLIŞLARI DA BİRLİKTE YAŞAYACAĞIZ'

Yüksek yargının yapılanmasına ilişkin son kanunun yanlışlığını kendi bakış açılarından ortaya koyduklarını vurgulayan Feyzioğlu, "Yüksek yargının yeniden yapılanması konusunda da farklı düşünceler olabilir. Yan yana geleceğiz, konuşacağız, tartışacağız. Tabi gönül ister ki bu değişiklikler yapılırken istişare edilsin, tartışma ortamı sağlansın. 2010 referandumu öncesinde 2009'dan itibaren demiştik ki; eğer referandumda önümüze konan taslak bu şekilde geçerse, korkarız yargı yabancı yapılara teslim edilir. Maalesef dediğimiz oldu. Korktuğumuz başımıza geldi. O dönemde bize elbirliğiyle, koro halinde saldıranlar, bugün sanıyorum farklı düşüncedeler. 2011'de Yargıtay üyelerinin sayısı, İstinat Mahkemeleri yürürlüğe gireceği bilindiği halde yüzde 50 arttırılırken 'yapmayın' demiştik. Korktuğumuz başımıza geldi. 2014'te 'cemaat yapılanmasıyla başa çıkmanın yolu, Yargıtay'ın, Danıştay'ın üye sayısını bir kez daha yüzde 50 arttırmak değil' demiştik, korktuğumuz başımıza geldi. 2016'da da yargıya yabancı yapıları ayıklamanın yolu bu değildir, 'gelin HSYK'yı evrenseli yakalamış bir anayasa değişikliğiyle düzeltelim' dedik. Ama maalesef yine olmadı. 'Bu yol, yol değil' dedik. 'Çünkü bu yol başka yanlışlara yol açar' dedik. Korkarım önümüzdeki dönemde o başka yanlışları da birlikte yaşayacağız. Hep birlikte, aynı gemide olduğumuzu unutmadan toparlamamız lazım." dedi.

'ADALET PAYDASINDA KUCAKLAŞMALIYIZ'

Türkiye'nin her anlamda birlik ve beraberlik içerisinde olması gerektiğini belirten Feyzioğlu, "Türkiye duygusal anlamda her hatlarına bölünmüş ve travmatik bir sürecin içine sürüklenmişken; 78 milyon vatandaşımızı bir arada tutmanın yolu adalet paydasında kucaklaşmayı sağlamaktır" şeklinde konuştu.

'HAKİM GİBİ HAKİM, SAVCI GİBİ SAVCI İSTİYORUZ'

Yargının tarafsızlığının ve bağımsızlığının sağlanmasını en önemli sorun olarak gördüklerini belirten Feyzioğlu, "Şu halde biz avukatların bir numaralı sorunu bu ülkede hukukun üstünlüğünün sağlanmasıdır. İşte bir ekmek, bu AŞ ve avukatlık mesleğinin tartışılmaz geleceğini ilgilendiren bir mesele olarak şunu ifade ediyorum; yargının tarafsızlığının ve bağımsızlığının sağlanması bizim en önemli sorunumuzdur. Yargı taraflı ve bağımlı olur, yargı siyasetin etkisine açık kılınırsa bu avukatlık mesleğinin ve avukatlıktan ve emekten, alın terimizle para kazanmaktan vazgeçmemiz demektir. İşte o sebeple öncelikli sorunumuz hukukun üstünlüğüdür. Biz açık söyleyeyim; hakim gibi hakim, savcı gibi savcı, avukat gibi avukat istiyoruz. Derdimiz budur. Yargıda cemaatçi yapılanmayı da istemiyoruz; şucu, bucu yapılanmayı da asla kabul etmiyoruz. Üstümüze düşeni yapmaya da elbette hazırız. Her türlü işbirliğiyle; ülkemiz için hazırız" dedi.

'ANAYASANIN 159'UNCU MADDESİNİN DÜZELTİLMESİ GEREKİR'

Balıkesir Barosu'nun yeni hizmet binasının açılış törenine katılmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit ise, "Biz de 380 bin metrekarelik bina yapımının proje aşamasını bitirdik. Temel atma aşamasına geldik. Yani Büyük Türkiye'ye layık bir Yargıtay binası yapılacak" dedi.

Balıkesir'in Burhaniye İlçesi'nden olduğunu anımsatan ve salondakilere 'Hemşerilerim' diye seslenen Cirit, dayısı Mehmet Emir'in, Kurtuluş Savaşı'nda cephe komutanlığı ve ardından üç dönem milletvekilliği yaptığını söyledi. "Bu toprak insanları iyi ama biz hep müşterekler üzerine konuşmuyoruz" diyen Cirit, "Ayrıldığımız konularda çok tartışma yapıyoruz. Yani şu milletin yüzde 90 birleştiği konular vardır, yüzde 10 da farklı oldukları konular vardır. Biz sürekli farklılıklar üzerinden tartışıyoruz. Onun için çok daha fazla bir araya gelmeli, birbirimizi anlamak ve çok daha fazla konuşmak zorundayız. Tartışmalarımızda da düzgün bir dil kullanmalıyız. Biz bunu oluşturamazsak Türkiye'nin geleceğini inşa edemeyiz. Gelişmiş, ilerlemiş demokratik ülkeler hukukta, adalette nasıl yapmışlarsa biz de öyle yapmalıyız. Amerika'yı tekrar keşfetmenin gereği yok. Hukukun üstünlüğü, hakim bağımsızlığı, hakim teminatı ve hakim kararsızlığı hemen bugün olacak işler değil. Bunun yüzyıllar önce geçmişi var ve bir mücadele sonucunda en iyi model olarak ortaya konulmuştur. Biz de hukukun üstünlüğünü, hakim bağımsızlığını, hakim teminatını ve hakim bağımsızlığı konusunda ödün vermeksizin çaba göstermeliyiz. Belli şeyler kurgulanıyor ve o kurgular üzerinden saldırmalar oluyor... 2010 yılında referandum olduğunda yargıya seçim getirildiğinde bunun sıkıntılarının olacağını hep birlikte söyledik ve söylemeye devam ediyoruz. Anayasamızın 159'uncu maddesi Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu tarif eder. HSYK'dan ilk derece yargının seçim suretiyle idare edilmesinin şu anda da sıkıntılarını yaşıyoruz. Bunun muhakkak düzeltilmesi gerekir. Meclis'te bulunan tüm siyasi partilerin bir araya gelerek Anayasanın 159'uncu maddesinin düzeltilmesi gerekir" dedi.

'YILDA 1.1 MİLYON DAVAYA BAKIYORUM'

Yargıtay'ın bir yılda 1 milyon 100 bin davaya baktığını söyleyen Cirit, "Dünya Yargıtaylarını toplasanız 1 milyon 100 dava yok. En fazla dava Fransa'da 21 bin civarında. Orada altı tane hukuk dairesi var, bunların 21 tanesi avukatlık bürosu marifetiyle temyiz yazısı yazabiliyor. Bunun haricinde 7-8 bin de cezalarda var. Toplasanız 30 bin civarında dava var. Bizde ise 1 milyon 100 bin. Geçtiğimiz yol 450 bin cezaya, 650 bin de hukuklara dava geldi. Hukuk devleti mi yapıyoruz, esas devleti mi yapıyoruz. Her ikisini birlikte yapıyoruz. Bu konuda da oldukça zorlanıyorduk. Bütün ileri demokratik ülkelerde; hatta geri kalmış üçüncü dünya ülkelerinde dahi istinatlar var. Bu olması gereken mi? Biz olması gerekenin peşine düşeceğiz. Olması gereken ne ise bunun peşine düşeceğiz. Yani bu istinatların olması mı gerekiyor, olmaması mı gerekiyor? Evet, olması gerekiyor. İstinatlar faaliyete girdiğinde 450 bin dosyanın yüzde 9'u temyize gelecek. Hukuklarda da yüzde 12 civarında dosya gelecek. Yani senede Yargıtay'a 1 milyon 100 bin gelen dosya sayısı 100 bine inecek. Bu da Türkiye'de içtihat birlikteliğini sağlayacak" diye konuştu.

Konuşmaların ardından Balıkesir Barosu'nun yeni hizmet binası hizmete açıldı