CUMHURBAŞKANI adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dün Kadıköy'deki Yoğurtçu Parkı'nda yapılan foruma katıldı.

Demirtaş'tan önce de sahneye çıkan Kardeş Türküler mini bir konser verdi. Alana girerken alkışlarla karşılanan Selahattin Demirtaş, kısa bir süre konseri dinledi.

"BU SEÇİMİN EN BÜYÜK EKSİĞİ KADIN ADAY EKSİĞİYDİ"

Konserden sonra kalabalığa seslenen Demirtaş, "Bu seçimin en büyük eksiği kadın aday eksiğiydi. Giderilmesi bu seçim açısından imkansızdır. Bizim çizgimize düşen şey, kadın özgürlük mücadelesini kendi ilkelerimizin başına koyarak, en azından diğer iki adaya ve diğer çizgiye nazaran, kadın özgürlük çizgisini bizim kampanyamızda görünür kılmak temel hedefimiz olmalı. Kadın fabrikada, tarlada, dağda, ovada barikatta, her yerde özgürlük mücadelesini sürdürüyor. Ve bugün parlamentoda kadın arkadaşlarımız kendi mücadeleleriyle bu görünülürlüklerini, bu farkındalıklarını büyütüyorlar. Biz de bu kampanyada elimizden geldiğince elbette ki kadın özgürlük çizgisini öne çıkaracağız. Hedef şu olmalı. Bir sonraki seçimde kadın adaydan söz etmiyorum. Bir kadın cumhurbaşkanı seçebilmeliyiz. Şimdiden bence bunun hazırlığını yapmalıyız. Yok sayılan, '3 çocuk yapın onun dışında başka bir şeye de karışmayın. Karşınıza ilk çıkan kısmete de fazla uzatmadan evet deyin' diyen bir anlayışa karşı, herhalde en büyük cevabı siz vereceksiniz. Türkiye'nin tüm kadınları, bence bu adama bir cevap vermeli. 'Biz 3 çocuk yapmıyoruz ama bir çocuğa oy vereceğiz. O senin hakkından gelir' deyin" dedi.

Teklik yerine birliği esas alacaklarını vurgulayan Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ama birlik içerisinde çoğulculukla çok kültürlülükle çok dillilikle çok inançlılıkla bir arada durmayı başararak bunu göstereceğiz. Aynı mesaj her yerde aynı karşılık buluyor. Çünkü konuştuğumuz dil ezilenlere dair dildir. Öteki olarak asıl bu toprağın bu ülkenin gerçek sahibi olanlara dair dildir. Herkes artık bu mesajı bekliyor. Hepimiz bunu özledik aslında. Yani bütün Türkiye'nin ezilenleri olarak, bunu özledik. Bir arada durabilmeyi özledik. Ezenlere karşı bizi yok sayana karşı. Çuvalla valizle para götürüp de bir türlü sıfırlayamayanlara karşı bir arada olmak istedik"

Cumhurbaşkanlığı seçimi bittiğinde işlerinin bitmeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, "Bu kapitalist moderniteye karşı, yeni demokratik bir moderniteyi birlikte yaşam kültüründen bir arada durma kültüründen başlayarak, yeni bir siyasal anlayışı yeni bir devlet modelini yeni bir yaşam tarzını inşa etmek mücadele ister. Cumhurbaşkanı seçilirsem işimiz biraz daha kolaylaşmış olur. Seçilemezsem durmak yok elbette ki. Bu mücadele benimle başlamadı. Benimle bitmez. Cumhurbaşkanlığı için zaten mücadele etmiyorduk. Zaten onunla da her halde hayal kırıklığına uğrayacak halimiz yok. Bütün bunlara karşı birlikte seçimi kazansak iyi olur fena da olmaz. Yani illa kaybedelim demiyorum tabi ki" diye konuştu.



"CUMHURBAŞKANI OLARAK HOPA'YA GELİRİM"

Demirtaş konuşmasının ardından alanda bulunan bazı katılımcıların sorularını yanıtladı. "Seçim kampanyanız sürecinde Hopa'ya gelecek misiniz?" sorusuna Demirtaş, "Arkadaşlarımız Karadeniz turumuzun ayarlamalarını yapıyorlar. Eğer gelemezsek de, bir bakarsınız Cumhurbaşkanı olarak Hopa'ya gelirim. Daha iyi olur" şeklinde cevap verdi.

"ÇOCUKLAR İÇİN NASIL ÇALIŞMALAR DÜŞÜNÜYORSUNUZ?"

Bir kız çocuğunun "Çocuklar için nasıl çalışmalar düşünüyorsunuz?" sorusuna Demirtaş şu yanıtı verdi:

"Sizin şu ana kadar en azından devlet kademesinde sahip olabildiğiniz tek makam 23 Nisan'da 5 dakikalığına oturduğunuz koltuktur. Dolayısıyla ben seçilirsem, bir yıl boyunca 5 dakika ben o koltukta oturayım. Geri kalan zamanlarda çocuklar olarak siz rahatlıkla oturabilirsiniz. Ama asıl çocuklar için yapılması gereken şey, içinde doğup büyüdüğü kültürü tanıyarak kendi ana dilinde eğitimini alarak bilimsel bir şekilde resmi ideolojinin pompalamadığı yalan yanlış tarihle çarpık bir anlayışla eğitim almamış, çocuklar bizim gerçek güvencemiz. Cumhurbaşkanı olarak çocuklarla ilgili yapacağım ilk iş eğitim sistemini, eğitim müfredatını değiştirsinler diye öncülük yapmak."

"Nasılsınız, kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Mutlu musunuz?" soru üzerine Demirtaş esprili bir şekilde, "Gecenin en zor sorusu oldu" dedi. Demirtaş daha sonra soruyu şu şekilde cevapladı:

"İşin doğrusu, benim açımdan çok zor bir durum. Çok arzuladığım kendimi hazırladığım bir durum değil. Ama milyonlarca insanın, halkların, ezilen kesimlerin ihtiyaç duyduğu nefes alamaya soluklanmaya ihtiyacı vardı. Bu baskı ortamında giderek zulme dönüşen bu ortamda bir umut ışığı yakmak gerekiyordu. Herkes bu yapılsın diye aslında elinden gelen gayreti gösteriyordu. Birinin de çıkıp bu meşaleyi tutması gerekiyordu. Bana bu görevi verdiler. Kolay değil. Çünkü beklentiler çok yüksek. Çok farklı kesimler, çok farklı birbirine bugüne kadar dokunmamış, dokunamamış, ama birbirine temas etse birbirini çokça sevecek insanları aynı anda temsil etmeye çalışıyorum. Hepsinin aynı anda dertlerini, taleplerini dile getirmeye çalışıyorum. Onurlu ve zor bir görev. Ama hakikaten zor kısmı daha fazla. Mevcut adaletsiz yarış içerisinde bu olanaksızlıklara rağmen yürüttüğümüz bu mücadeleye bütün dostlarımızdan bütün yoldaşlarımızdan çalışma emek açısından katkı gelirse bu beni çok mutlu eder. Evet kendimi kötü hissetmiyorum ama kaygılıyım, bütün bu talepleri beklentileri karşılayabilecek bir çabayı, emeği, çalışmayı temsiliyeti ortaya koyabilecek miyim."

Demirtaş daha sonra alkışlar eşliğinde sahneden inerek konuşmasını sonlandırdı.

FOTOĞRAFLI