ADANA'DA IŞİD VE ERDOĞAN'A YÜKLENDİ
Cumhurbaşkanı Adayı ve HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, Adana mitinginde terör örgütü IŞİD'in saldırılarını lanetledi ve rakibi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenlenen mitinge yaklaşık 15 bin kişi katıldı. Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı mitinge katılanlar çalınan Türkçe, Kürtçe ve Arapça şarkılarla eğlenip, halay çekti. Abdullah Öcalan posterlerinin taşındığı ve lehine sloganların atıldığı mitingde açılan, 'Homofobiye ve Transfobiye hayır' ve 'Kadınlar kahkahalarıyla Selahattin Demirtaş'ı destekliyor' pankartları dikkat çekti.
'IŞİD'IN BARBARLIĞINI KINIYORUM'
Yaklaşık 1,5 saat gecikmeli olarak meydana gelen Selahattin Demirtaş, terör örgütü IŞİD'in Suriyeli ve Irak'taki saldırılarını lanetledi. Demirtaş, şunları söyledi: "Öncelikle Ortadoğu'yu, halklar mezarlığına, kültürler, inançlar mezarlığına çevirmeye yemin etmiş IŞİD vahşetini, barbarlığını kınayarak başlamak istiyorum. Buradan Şengal halkına, katliam tehdidi altında bulunan halkımıza dayanışma duygularımızı gönderiyoruz. Kobaniye, Rojova'ya selamlarımızı gönderiyoruz. Adı IŞİD ama İslam'la, Allah'la, Kuran'la alakası yok. Adını bu şekilde telaffuz ediyor olmasına bakmayın. Asla İslam'la, dinimizle yan yana sayılamayacak kadar barbar ve vahşi örgütün önünde sadece ve sadece yok olma gibi bir durum vardır. İnşallah oradaki YPG ve Peşmerge, onları oradan söküp atacaklar. İnsanlığın başına bela olmuş IŞİD'i yok edecekler. Bir tarafta barbarlık IŞİD tarafından gerçekleştiriliyorsa diğer tarafta Gazze de İsrail tarafından gerçekleştiriliyor. Aynı duygularımızı Filistinli halklar için paylaşıyoruz. Adana meydanından Filistin'e, Gazze'de direnen halklara bin selam olsun."
NASIL BİR CUMHURBAŞKANI OLMALI?
Demirtaş, düşünceleri paralelinde cumhurbaşkanı profilini çizip, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin her yerinde büyük bir heyecan var. Seçime az bir süre kaldı. Yıllardır kalıcı barış, gerçek kardeşlik, radikal demokrasi gelsin diye bu meydanları çok doldurduk. Mücadeleyi, bedelini ödeye ödeye çok yürüttük. Etnik kimliğimizi, mezhebimizin bu kadar ayrımcılığa uğradığı, bizleri düşman haline getirdikleri tam da bugün de Türkiye'nin geleceği için bir meşale yaktık. Kürtlüğümüzle yaşamak, dilimizle eğitim yapmak istiyoruz. Alevi, Sünni, Yezidi, birbirinden korkmadan, devlet tarafından hakarete uğramadan özgür yaşasın istiyoruz. Bu isteklerimiz evrensel hukuk kurallarıyla örtüşen isteklerdir. İçerde toplumsal ve Kürt sorununda barış istiyoruz. Bunları aynı anda savunacak, bir başörtülünün hakkıyla, bir Alevi'nin, Yezidi'nin, Musevi'nin aynı hakkını savunacak bir cumhurbaşkanımız olsun istiyoruz. Nerede bir ezilen, hor görülen biri varsa, onun hakkını savunacak bir cumhurbaşkanı olsun istiyoruz. Gerçekten halk seçecekse, o halde halkın içinden çıkmış, gerçek bir halk temsilcisini oraya göndererek bunu başarabiliriz."
ERDOĞAN'I IRKÇILIKLA SUÇLADI
Rakiplerinin tarif ettiği cumhurbaşkanı profiliyle örtüşmediğini savunan Demirtaş, şöyle devam etti: "İki adayın da bunları temsil edecek durumları yok. Ne halkı, ne adaleti, ne barışı, ne de kardeşliği temsil ediyorlar. Hele hele 12 yıldır başbakanlık yapan bir cumhurbaşkanı adayı var ki, laf lafa geldiğinde 'ben 76 milyonun başbakanıyım' diyor. 'Bana Gürcü'sün dediler diyor. Hani yaradılanı yaradandan ötürü seviyordun. Gürcü olsan ne fark eder, Ermeni olsan ne fark eder. Sen Gürcü olmaktan utanırken, saklanırken, bunu inkar ederken hangi birimize kardeşimiz diyebilirsin. Etnik kimliklerin bizim nazarımızda bir kıymeti yok. Biz etnik kimliklerimizle, mezhebimizle meydanlara çıkmadık, insanlığımızla, bütün insanlara eşit yaklaşımımızla çıktık. Ne kimliğimizi sakladık, ne de kimliğimizi diğerlerinden üstün tutarak buralara geldik. Kendisi ırkçılıkta, mezhepçilikte maşallah rekora gidiyor. Bu şekilde yüzde 50'yi daha rahat elde edeceğini düşünüyor. Irkçılık, mezhepçilik yaparak koltuğun sevdasına düşüyor. Geri kalan halkların mezheplerini zerre kadar düşünmediği ortaya çıkıyor. Bu şekilde davranırsan, diğer insanlar senden korkacak!.. Öyle bir hale geldi ki Alevi Sünni'den, Türk, Kürt'ten korkuyor. Aynı binada oturamaz, komşuluk yapamaz hale geldik. Koltuk uğruna bu çirkin siyaset yaparak şimdi cumhurbaşkanlığı seçimine doğru yürüyor. Buna karşı ne yapmalıyız değerli kardeşlerim? Ya onun gibi davranacağız, ırkçı olacağız, onun dayattığı tek mezhebi kabul edip, onursuzlaşacağız, ya da bizim ortaya koyduğumuz yeni yaşam etrafında el ele tutuşacağız. İşte yeni yaşam bu nedenle onurlu çizgiyi temsil ediyor. Irkçılıktan, fazişmden uzak kardeşliği temsil ediyor."
'FORMUL DEMİRTAŞ'
Türkiye'nin dört bir yanında tüm ezilen halkların hep birlikte 'Demirtaş' dediğini, soyadının ezilen esnaf, çitçi, kadın demek olduğunu iddia eden Demirtaş, "Ege, Trakya, Karadeniz, İç Anadolu, Doğu, Güneydoğu tüm ezilen halklar hep birlikte Demirtaş diyorlar. Çünkü Demirtaş onların, hepsinin adı oldu artık. Benim adım olmaktan çıktı, hepimizin, her birimizin adına dönüştü. Demirtaş sadece Kürt demek değil. Demirtaş ezilen esnaf, çiftçi, kadın demektir. Demirtaş artık soy ismim olmaktan çıktı. Pırıl pırıl halkların özgür geleceğini temsil eden bir anlayışa, bir birlikteliğe dönüştü. Biz artık Türkiye'de birlikte, bir arada yaşamanın bu kadar güçlü inancını ortaya koyduysak bütün ezilen halklar da bu eli tutmalıdır. Türkiye bölünmesin parçalanmasın, birbirimizden nefret etmeyelim, kimliklerimizi hor görmeyelim, ortadan kaldırmayalım. Formül, Demirtaş'ın Çankaya'ya yürüyüşüyle harekete geçecek. O koltuğa halk oturacaksa, toplum kardeş olarak yaşayacak" dedi.
MEZHEPÇİLİK PROVOKASYONUNA GELMEYİN
Demirtaş, seçime sayılı günler kala mezhep üzerinden yapılacak provokasyonlara karşı vatandaşları uyardı. Demirtaş konuşmasının devamında şunları söyledi: "Ortak vatanda, ortak demokratik devleti inşa ederek, bütün sorunları çözme şansına sahibiz. Bunların yaptığı mezhepçilik provokasyonuna gelmeyin. Emekçisiniz, yoksulsunuz, işsizsiniz, aç perişansınız, ama birbirinize düşmanlık yaparak bu açlığı, yoksulluğu yenemezsiniz. Adana, Türkiye'nin işsizlikte birinci sıradaki şehridir. Bu kadar tarımsal imkana rağmen kaynaklara rağmen işsizlikte birinci sıradadır. Yoksulluk, hırsızlık düzenini bozacak bir güç var elimizde. Yeni yaşam çağrımız budur. Sizler oyunuza sahip çıkacaksınız. Seçimin kaderini siz belirleyeceksiniz. Kadına her gün hakaret eden bir anlayış kadınların cumhurbaşkanı olamaz. Kadınlar olarak ona öyle bir ders verin ki bir daha kadınlara hakaret edemesin. Siz başarabilirsiniz. Kadının yüreği barıştan, özgürlükten, kardeşlikten yanadır. Türkiye'de barış gelecekse, müzakere süreci kalıcı barışla sonuçlanacaksa, sizin elinizdedir. Yemin billah savaşları erkekler çıkarıyor, barışa oy verin. Sandığa sahip çıkın. Seçime birkaç gün kala birileri provokasyon yapma derdinde olabilir asla biz bundan fayda görmedik. Tek bir oyumuza zarar gelmemesi için sandıkların başında özgürlük bekçisi olarak durun. Oylarımız her saat her dakika artıyor. Önemli olan oylarımızı koruyabilmektir. Oylarımız Türkiye'yi değiştirebilecek kadar çoğalmıştır. Önümüze koydukları barajlar tarumar olmuştur. Baraj falan tanımıyoruz. Yeter ki oylarımıza sahip çıkın."
Konuşmasının sonunda halkı selamlayan Demirtaş, meydandan ayrıldı.

FOTOĞRAFLI