CUMHURBAŞKANI adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde halkın belirlediği tek adayın kendisi olduğunu söyledi. AK Partinin adayı Başbakan Erdoğan'ın ileri demokrasi örneği göstererek kimseye sormadan kendini aday gösterdiğini iddia eden Demirtaş, 'çatı aday' İhsanoğlu için ise iki genel başkanın belirlediği aday diye hitap etti. Demirtaş, "Halkın önemli ölçüde belirlediği tek bir aday var. Kimse kusura bakmasın ama o da benim. Benim dışımda tabanın belirlediği aday yok. Eğer halk seçiyorsa tek adayla seçime giriyoruz. Diğerleri kendi kendilerini seçtiler. Kendi kendilerini aday ilan ettiler" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçim çalışmaları kapsamında Gaziantep'e geldi. Sivil toplum kuruluşu üyeleri ve kanaat önderleri ile partilileriyle bir otelin toplantı salonunda bir araya gelen Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. HDP Genel Başkan Yardımcısı Ali Ürküt ve HDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici'nin de katıldığı toplantıda Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın kendi kendini aday gösterdiğini iddia etti. Başbakan Erdoğan'ın kimseye danışıp konuşmadan adaylığını açıkladığını ifade eden Demirtaş, 'çatı aday' Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ise iki genel başkan tarafından belirlendiğini vurguladı.
Halkların belirlediği iki adaya karşı bir alternatif olduğunu hatırlatan Selahattin Demirtaş, adaylığının demokratik işleyişle belirlendiğini kaydetti. Demirtaş, şunları söyledi:
"İlk defa Cumhurbaşkanını halk seçecek ama takdir ederseniz ki, ilk defa bu kadar adaletsizlik ve büyük bir eşitsizlikle yarışa başlıyoruz. Cumhurbaşkanının ilk defa halk tarafından seçildiği seçimde gerçek bir demokrasiyi halk önüne koyabilmiş değiliz. Üç adayın belirlenme sürecini yakından izlediniz. AKP'nin adayını kendisi belirledi, kendi kendini aday ilan etti. Son derce ileri demokrasi örneği sergileyerek, hiç kimseye danışmadan sormadan tek kişilik bir iradeyle milletin adamı benim, başkan olmaya karar verdim, Cumhurbaşkanı adayı benim dedi. Şimdi bu halkın Cumhurbaşkanını seçtiği ve seçeceği yöntemle asla demokrasiyle alakası olmayan bir aday belirleme yöntemiydi. Öbür aday yine bir kişi tarafından değil, daha yüksek katılımla iki kişi tarafından belirlendi. İki genel başkan, o adayı belirledi. Şimdi biz buna ilk defa halkın Cumhurbaşkanını seçeceği seçim diyoruz. Yani iki adayı toplam üç kişi belirlemiş. Halkın önünde başka seçenek yok. Dolayısıyla biz eğer halkların ortak adayını çıkarmasaydık, durumun ne kadar büyük bir kaosa dönüşeceğini, halklar açısından bunalıma dönüşeceğini iyi hesaplaması lazım."
'DEVLETÇİ GELENEK İKİ ADAY ÇIKARDI'
Halkın belirlediği tek adayın kendisini olduğunun iddia eden Selahattin Demirtaş, devletçi geleneğin iki aday çıkardığını söyledi. Her kesimi temsil eden 10- 20 adaylı bir seçime girmeyi arzuladıklarını belirten Demirtaş, şöyle konuştu:
"Herkes elini vicdanına koyup düşünmeli, şu anda Cumhurbaşkanını halk mı seçiyor? Halkın önemli ölçüde belirlediği tek bir aday var. Kimse kusura bakmasın ama o da benim. Benim dışında tabanın belirlediği aday yok. Eğer halk seçiyorsa tek adayla seçime giriyoruz. Diğerleri kendi kendilerini seçtiler. Kendi kendilerini aday ilan ettiler. Ortada bir halkın tercihte bulunacağı yoğunlukta, çoğunlukta bir aday profili yok. Bütün ezilenler, emekçi kimlikler, yoksullar, kadınlar ve gençler adına başka bir adayımız yok ki, şu anda 80 yıldır bu ülkeyi ve halkları teslim almaya çalışan egemen devletçi anlayışla yarışıyoruz. Biz halkın adaylarıyla yarışmıyoruz. Benim karşımda halkın adayları yok ki, keşke olsaydı. Keşke alternatiflerimiz, seçeneklerimiz çok olsaydı, toplumun farklı kesimlerinin göstereceği 10 adayla 20 adayla Cumhurbaşkanlığı seçimine girmiş olsaydık. Halk o zaman kendine yakın hissettiği adaya o verseydi. Ama şimdi öyle değil. Bir taraftan devletçi gelenek iki aday çıkardı, bir taraftan halklar tek adayla seçime giriyor. Biz şu anda halkların, ezilenlerin adayını doğru değerlendiremezsek, ne yaparsak yapalım, birinci tur ya da ikinci tur, devletçi geleneğin değirmenine su taşımış olacağız. İki aday da bu açıdan birbirinden farklı değil. Adayların geçmişi farklı olabilir. AKP'nin adayı birçok suça ve günaha bulaşmıştır. Bu halkın karşısında elbette ki suçludur. Diğer adayın kişiliğinden bağımsız onu destekleyenlerin bulaştığı suç az mıdır? Çatı adayın kişiliğinden bağımsız ifade ediyorum. Örneğin bir Alevi; Maraş, Çorum, Sivas katliamından sorumlu olan kişilerinde desteklediği bu adaya nasıl oy verecek. Merak ediyorum."
'ÇANKAYA ONUN YA, BİZİM ADAYLIĞIMIZA BİLE TAHAMÜLÜ YOK'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine tahammül edemediğini öne süren Selahattin Demirtaş, Başbakanı koltuk sevdalısı olarak tanımladı. Başbakan Erdoğan'ın her konuşmasında kendilerine hakaret ettiğini de söyleyen Demirtaş, şunları dedi:
"Türkiye, bu Cumhurbaşkanlığı vesilesiyle bir yol ayrımına, kavşağa geldi. Dokuz gün sonra yapılacak tercihle ya bu kavşak özgürlüğe giden yola sapacak ya da otoriter bir anlayışla tek adam yaratıp başımıza bela edeceğiz. Aday olmamızı bile içine sindiremeyen bir anlayış var. 'Nereden çıktı bu, o koltuk benim' kendisinin tapulu malı ya, yıllardır ayırmışız beyefendi gelip oturacak. Çankaya onun ya, bizim adaylığımıza bile tahammülü yok. Her konuşmasında bize hakaret ediyor. Hareket eden biri nasıl Cumhurbaşkanı olacak, halkın başkanı olacak. 3 milyon oy almış bir partinin genel başkanıyım ben, bana 'terbiyesiz, satılmış' diyebilecek kadar seviyesi düşük bir adam, milletin başkanı, halkın başkanı olabilir mi? Sen o 3 milyon kişiye o lafı söylemiş oluyorsun. Aileleriyle birlikte 10 milyon kişiye 'terbiyesiz' demiş oluyorsun."
'PADİŞAHIM ÇOK YAŞA'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine oy vermeyenleri düşman gördüğünü ve herkesin kendisine biat etmesini istediğini iddia eden Selahattin Demirtaş, Erdoğan'ın herkesin kendisine 'padişahım çok yaşa' demesini istediğini öne sürdü. Demirtaş, şunları kaydetti:
"Ona göre, oy vermeyen düşmandır, bu ülkeyi terk etmeli. Bu ülke kendisinin özel mülküdür çünkü, kafa budur. Ama bunu ileri demokrasi diye satmayı başaran iyi bir tüccardır. Bu konuda yeteneklidir. Bugüne kadar faşizmi, tekçiliği, ırkçılığı bu kadar süsleyip demokrasi diye paketleyip millete sunan başka bir Başbakan gelmedi. O gürlediğinde, herkes önünü iliklesin herkes Tayyip Erdoğan etrafında biat edip kendisine 'padişahım çok yaşa' desin. Bunu söylemeyen onun açısından yok edilmesi gereken bir tehdittir. O yüzden hazzetmiyor bizden. Biz diyorlar ki; onlara bakın neler yaptık, halen biat etmiyorlar, teşekkür etmiyorlar. Ne yaptın? Bunlar diyor; eskiden cezaevinde anneleriyle Kürtçe konuşamıyorlardı, ben izin verdim diyor. Ben de kendisine dedim; Allan sana da nasip etsin, cezaevinde yakınlarınla anadilinde konuş. Kürt halkının bugün kendi evladının etrafında birleşme günüdür. Irkçının, hırsızın etrafında değil, kendi içinden çıkmış evladının etrafında birlik olma günüdür. Bugün birlik olmayacaksak, ne zaman olacağız?"
'BAŞBAKANI BAŞBAKAN OLARAK SEVİYORSANIZ, ONA OY VERMEYİN'
Konuşmasının devamında Ak Partililere de seslenen Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Başbakanın, Başbakanlık görevinde kalması gerektiğini ve bunun için ona oy verilmemesini istedi. Demirtaş, "Ayrım gözetmeksizin devleti, herkesin devleti yapacağız diyoruz. Ben Cumhurbaşkanı olursam AKP'ye kan kustururum anlayışla aday olmadım. Yanlışlarını engellerim" dedi.  
'HDP İKTİDARDA OLSA, YANLIŞ YAPSA ONU DA ENGELLERİM'
Selahattin Demirtaş, kendisinin Cumhurbaşkanı, HDP'nin ise iktidarda olma durumunu da göz önüne alarak açıklamalarını sürdürdü. Demirtaş, "Yarın bir gün ben Cumhurbaşkanı olduğumda benim partim HDP iktidarda olsa, yanlış yapsa onu da engellerim. Çünkü bu bizim için ilkesel bir durumdur" diye konuştu.
'BAŞBAKAN MAAŞI DIŞINDA BİRŞEYLE GEÇİNMEMELİ'
Konuşmasının son bölümünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mal varlığını eleştiren Selahattin Demirtaş, "Servetlerinin haddi, hesabı yok, açıklamıyorlar da. Bir Cumhurbaşkanı düşünün bizim gibi, bir Cumhurbaşkanı düşünün servetini bilmiyor onun gibi. Kimse bilmiyor. Kendisi biliyor mu ondan da emin değilim. Muhtemelen kendisi de bilmiyor ne kadar parası olduğunu. Ortaya çıkan rakamlar, iddialar, ortaklıklar, eşinin, çocuğunun, damadının ticaretteki muazzam servetleri, başarıları bunlar Başbakan olmuş biri için utanç verici. Biz siyasete girdiğimizden beri siyasetle, para kazandıracak işlerle uğraşmadık. Ahlaksızlık olur dedik. Bir Başbakan, maaşı dışında hiçbir şeyle asla geçinmemeli. Ticaretle uğraşmamalı. Başbakanın ticaretle uğraşması, kendisi istese de istemese de, ranta ve hırsızlığa yol açar. Kendileri bunu yaptı. Şimdi halkın Başbakanı olacaksın, halk senin paranı bilmiyor, servetini bilmiyor" dedi.

FOTOĞRAFLI