Mehmet Kayhan YILDIZ- Hasan DÖNMEZ/KONYA, () - DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Ukrayna'nın toprak bütünlüğü anlamında ve Ukrayna'da demokratik sürecin işlemesi, demokratik süreçte bütün kesimlerin temsili anlamında Avrupa değerleriyle uyumlu bir politika takip ediyoruz" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, seçim çalışmalarını bugün memleketi Konya'nın Taşkent İlçesi'nde sürdürdü. Bakan Davutoğlu, burada ulusal bir televizyon kanalının programına katılarak, Ukrayna'daki olayları değerlendirdi. Ukrayna ile ilgili Türkiye'nin benimsediği politikanın Avrupa değerleriyle uyumlu bir politika olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Türkiye her zaman ilkelerin yanında duruyor. İlkelerimiz dediğimizde bölgesel ve küresel barış. Bu çerçevede toprak bütünlüğü ilkesi. Toprak bütünlüğü çerçevesinde her hangi bir ülkede yaşayan etnik ve dini grupların haklarının korunması. Ukrayna bizim için stratejik bir ortak. Biz 4 yıl önce Rusya ve Ukrayna ile aynı anda yüksek düzey stratejik iş birliği konseyi mekanizması kurduk. Hiç aralıksız işledi. Hala Rusya ile bu yıl 4'üncüsünü yapacağız aralıksız işleyen bir mekanizma var. Ukrayna ile aynı şekilde. Yunanistan ile bu şekilde mekanizmalarımız var. Bunu bilinçli olarak geliştirdiğimiz bir anlamda komşu ilişkilerini en üst düzele çıkaran mekanizmalar bunlar. Biz bir kere Ukrayna'nın toprak bütünlüğü anlamında ve Ukrayna'da demokratik sürecin işlemesi, demokratik süreçte bütün kesimlerin temsilinin ön görümse anlamında Avrupa değerleri ile uyumlu bir politika takip ediyoruz. Savunduğumuz değerler Avrupa konseyli değerleri."
AVRUPA KONSEYİ'NDE RUSYA'DA VAR
Avrupa Konseyi'nde Rusya'nın da bulunduğunu hatırlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Sadece Avrupa Birliği'nden kastetmiyorum, Avrupa Konseyi ki içinde Rusya'da var. Burada toprak bütünlüğü esastır. Burada her kesin bir diğerine saygı esasında muamele etmesi esastır. Onun için iki ilkeyi biz hep gerek batılı dostlarımızla müttefiklerimizle görüştüğümüzde gerekse Rusya ile temaslarımızda iki ilkeyi vurguladık, toprak bütünlüğü ve her kesi bünyesine alan kapsayıcı bir hükümet oluşumudur. Tabi toprak bütünlüğü, Avrupa Birliği ve NATO açısından önemli, diğer ilke Rusya'nın bazı taleplerin karşılanması açısından özellikle Rusça konuşan Ukraynalıların sürece katılması açısından önemlidir. Bu ilkesel politikamızı sürdüreceğiz. Bu çerçevede Kırım'da yapılan referandumu uluslararası hukuk açısından da doğru görmedik ve savunduğumuz ilkeler acısından da doğru görmedik."
UKRAYNA, TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ İÇİN ANLAŞMA İMZALADI
Sovyetler Birliği'nin dağıldığı dönemlerde Ukrayna'nın nükleer silahlarını teslim etme karşılığında toprak bütünlüğünü talep ettiğini ve o yönde anlaşma imzalandığını hatırlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Soğuk savaş sonrasında Sovyetler Birliği parçalandığında, belirli ülkelerde nükleer silah vardı. Rusya, Kazakistan, Beyaz Rusya, Ukrayna gibi. Ukrayna, bağımsızlığı ilan ettiğinde nükleer silahı devredilmesi talep edildi. Ukrayna'da bunun karşılığında toprak bütünlüğü garantisi istedi. 1994'de Budapeşte de imzalanan anlaşma ile Ukrayna, toprak bütünlüğü karşılığında nükleer silahlardan feragat etti. Bunun altına Rusya'da ABD, İngiltere imza attı. Rusya acısından burada kendisinin de imza attığı bir anlaşma var. Bu herhangi sıradan determinasyon değil. Bunlara müzakere yoluyla çözüm bulmak gerekir. Kıbrıs'ta biz referandum sonrasında Kıbrıs'ta da sefl determinasyon yaptılar. Mümkün olduğu kadar müzakereleri sürdürerek bütün tarafların benimseyeceği çözüm için çaba sarf etme yoluna gidildi. Ukrayna'da, Kırım'daki etnik Rusların da, Tatar kardeşlerimizin de içinde olduğu daha kapsayıcı hükümet yapılanması şart. O olmadan bu problemi çözmek mümkün değil. Biz bu konuda referandum yaptı oldu bitti demek doğru değil."
BM ÇÖZÜM ALICI BİR TUTUM ORTAYA KOYAMADI
Davutoğlu, Ukrayna'daki olaylarla ilgili Birleşmiş Milletlerin tutumunu eleştirerek, "Maalesef BM, son dönemde karşılıklı kutuplaşmalar sebebiyle hemen hemen hiç bir konuda çözüm alacı bir tutum ortaya koyamadı. Suriye'de böyle oldu. Libya'da başka seyretti. Arkasından Rusya, Libya sonrası özellikle Suriye direnç gösterme politikasını tırmandırdı" dedi.
AGİT GÖZLEMCİ HEYETİ
Ukrayna için çözümün kolay yolunun Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Bütün bunlara bakıldığında çözümün kolay adresi veto olmadığı için Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı. Çünkü orada da Rusya ve bütün ülkeler ABD, AB ülkeleri ve bizde dahil olmak üzere üye. Dolayısıyla yoğunluğumuz oraya verdik. Bir AGİT gözlemci heyeti oluşturulması için çaba sarf ediyoruz. AGİT dönem başkanı ve İsviçre Dışişleri Bakanı Didier Burkhalter ile devamlı temas halindeyiz. Ben Kiev'e ilk gittiğinde, o zaman İsviçre Dışişleri bakanıyla görüştüm ve dönem başkanı olarak AGİT'i, süratle harekete geçirmesini söyledim. Hatta zamanlamasını sordu, hiç vakit kaybetmemek lazım yarın Kırım'da ne olacağını bilemiyoruz demiştim. O zamanlar AGİT içinde bir gözlemci heyeti oluşturulabilseydi, istenmeyen gelişmeler engellenebilirdi" diye konuştu.
SICAK ÇATIŞMA YOK
Davutoğlu, "Şu an da sıcak çatışma konjektörü oluşmuş değil. Diplomasinin kullanılabileceği ciddi araçlar var. Ancak Doğu Ukrayna'da fiili çatışmalar doğar ve Rus askeri orada bir emri vakiye yönelirse ciddi sonuçlar doğurur. Aslında Kırım referandumu ve gelişmeler dahil uluslararası tansiyonu çok yüksetlli. ABD, AB'nin yaptırımları bu çerçevede bir şekilde Rusya'nın politikasının değişmesine sağlamaya yönelik adımlar. Önümüzde bu çerçevede yoğun bir diploması çabasına ihtiyaç var. 9 Bakanla, Rusya dışındaki, G7 ülkeleri, Amerika, Fransa, Kanada, İtalya, Japonya, Almanya, Türkiye, Polonya ve AB arasında sürekli bir telekonferansla temaslar sürüyor" dedi.
DOMİNO ETKİSİ
Ukranya'daki olayların domino etkisi yaratma endişesi içinde olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Domino etkisiyle Karabağ'a yansıması Kafkaslarda durumu çok gerginleştirebilir. şu günlerde Ermenistan'da bazı tahkimatlar yapıldığı bilgisi bize geliyor. Onlar çok tehlikeli tırmandırıcı gelişmeler. Onun için herkesin dikkat etmesi gerekir" dedi.
TATAR SOYDAŞLARIMIZIN HAKLARI İÇİN YOĞUN GİRİŞİMDEYİZ
Kırım'daki Tatar Türkleriyle de ilgili yoğun bir çaba içinde olduklarını ifade eden Davutoğlu, "Gerginlik unsuru olarak bizim acısından ikinci unsurda, Kırım'da Tatar soydaşlarımızın durumu. Orada her hangi bir etnik bir çatışma çıkması, tabi bu Türkiye için kabul edilemez bir durumdur. Her halükarda Tatar soydaşlarımızın haklarının, hukularının, can güvenliğinin sağlanması için bütün dünya nezdin de yoğun girişimde bulunuyoruz ve artırarak sürdürüyoruz" diye konuştu.
AĞZIMDAN ÇIKAN SÖZÜ KULAĞIMDAN KISKANIYORUM
Paralel yapıyı ve telefon dinlemeleri eleştiren, telefonda konuşurken dikkatli konuşmaya çalıştığını belirten Davutoğlu, "Ağzımdan çıkan sözü kulağımdan kıskanıyorum. Bazen o söz çıksın, ama kulağım duymasın. Şimdi benim kullandığım, kıskandığım bir sözü ileri de milli güvenliğimiz bakımında başka konularda bir sıkıntı duymasında diye. Başkası bunu nasıl dinleyebilir. Nasıl yayınlayabilir" dedi.
Dinlendiğine yönelik kuşkulu olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:
"Kriptolu telefonumdan hiç ilişkilerimizin iyi de olmadığı bir ülkeden doğrudan telefonla arandım. O zaman fark ettik ki buna dikkat edelim diye arkadaşları uyardım. Numaralar bilinir ama dinlenemez dediler arkadaşlar ama ben o günden sonra pek gerekli olmadıkça kriptolu telefon kullanmaya özen gösterdim."
Bakan Davutoğlu, ardından düzenlenen ilçede düzenlenen mitingde halka hitap etti.

MKY,HD(İA/SS) (FOTOĞRAFLI)