Bahar DEMİREL / ANKARA, () - CHP'li Haluk Koç, 25 Aralık operasyonunda verilen takipsizlik kararı ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek; "O takibattan kurtulamayacaksınız. O sizin arkanızdan gölgeniz gibi sizi takip edecek. Sen yaşadığın sürece bu iş bitmeyecek" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Haluk Koç, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı esnasında bir basın toplantısı yaptı. Basın mensuplarına yaptığı açıklamada Koç, Ankara'da 5-6 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek CHP 18. Olağanüstü Kurultay ile ilgili bilgiler paylaştı. Takipsizlik kararı verilen 25 Aralık soruşturması ile ilgili olarak ise CHP'li Koç; "17-25 Aralık'ı örttüler. Takibattan çıkardılar. Şu anda cumhurbaşkanı sıfatı ile yurt dışında bulunan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, göğsünü gere gere takipsizlik kararı verildi bu iş bitti. Bu iş bitmedi. Sen yaşadığın sürece bu iş bitmeyecek. Bugün talimat ile kapatabilirsiniz. Bugün talimatla elinizdeki güç ile örter gibi gözükebilirsiniz. O takibattan kurtulamayacaksınız" diye konuştu.

"O TAKİBATTAN KURTULAMAYACAKSINIZ"

25 Aralık soruşturmasına verilen takipsizlik kararı ile ilgili olarak değerlendirmede bulunan Haluk Koç şunları söyledi; "Ak Parti kendi kafasına göre kendi meşrebine göre hakim ve savcı ayarlamakta güçlük çekiyor. Mevcutlar zaten şu anda 17-25 Aralık'ı örttüler. Takibattan çıkardılar. Hiçkimse aklının bir ucuna getirmesin. Şu anda cumhurbaşkanı sıfatı ile yurt dışında bulunan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, göğsünü gere gere takipsizlik kararı verildi bu iş bitti. Bu iş bitmedi. Sen yaşadığın sürece bu iş bitmeyecek. Bugün talimat ile kapatabilirsiniz. Bugün talimatla elinizdeki güç ile örter gibi gözükebilirsiniz. O takibattan kurtulamayacaksınız. O sizin arkanızdan gölgeniz gibi sizi takip edecek. HSYK nasıl yapılanacak göreceğiz. Bence meslek etiğini bağımsız yargı kavramını yargıç teminatını, evrensel hukukun hukuk devleti kapsamında ele alındığı noktaları özümseyen bunları bir vesayet sisteminin esiri olmayan yapacakları göreve yansıtacak olan kadroların işbaşına gelmesini bizler de arzu ediyoruz. Ne 17-25 Aralık kapandı ne diğer süreçler unutuldu."

"OLAY BİR YOLSUZLUK VE RÜŞVET OLAYIDIR"

Koç, Ankara'da 5-6 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek CHP 18. Olağanüstü Kurultay ile ilgili bilgiler paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen konuşmaların ses kayıtları hakkında ortaya atılan yeni iddialar ile ilgili olarak Koç, "Olay bir yolsuzluk ve rüşvet olayıdır. Bunun merkezinde de Bilal Erdoğan vardır. Bilal Erdoğan herhangi bir kimsenin oğlu değildir. O tarihteki Başbakanın oğludur. Babasının organizasyonu olmadan bir iş tutması söz konusu değildir. Montajdı şantajdı düzmeceydi bütün bunların boş olduğu çıkacaktır.Yaşadıkları sürece bu olaylar onların arkasından takip edilerek gelecektir" dedi.

KURULTAYDAKİ KARGAŞA DÜZENSİZLİK DEĞİL, DEMOKRASİNİN YANSIMASIDIR

Haluk Koç, CHP Kurultay'ı ile ilgili olarak şu bilgileri kaydetti: "Divan teşekküründen sonra CHP Genel Başkanlığına aday olmak isteyenlerin 26-27 Şubat 2012 tarihinde yapılan tüzük değişikliğinden sonra o süreçte aday olmayı zorlaştıran koşulların belli bir mücadele ile kaldırılmasından sonra divan önünde kendini belgeleyerek imza atma, bir Genel Merkez yönetiminin önünde esir pozisyonunda imza atma rezaleti diyeyim, kaldırıldıktan sonra dışarıda imza topluyorlar. Yüzde 20 şartı da yüzde 10' düşürülmüştü o kurultayda. Aday olmanın önündeki anti-demokratik süreçler yine bu yönetim tarafından kaldırılmıştı. Bu kazanımlar elde edilinceye kadar sesini çıkartmayanların bugün bu demokratik haklardan faydalanmasını biz memnuniyetle karşılıyoruz. Divan oluştuktan sonra aday ya da adayların topladıkları imzalar divan tarafından değerlendirilecek. Aday ya da adaylar kesinleştirilecek. Divanda çekilecek kuraya göre genel başkan aday ya da adayları konuşmalarını yapacaklar. Ondan sonrasında bir faaliyet raporu görüşmesi yok. Bir hesap raporu görüşülmesi yok. Daha sonra seçimlere geçilecek. Daha önceki kurultaylarda alışılageldiğimiz bir sahne vardır. CHP kurultayları çok sesli olduğundan çok adaylı olduğundan demokratik kendini tanıtma süreci olur. O da bir kargaşaya yol açar. O kargaşa düzensizlik olarak yorumlanır. Tam tersine düzensizlik değil, demokrasinin yansımasıdır. İnsanların kendilerini anlatma gayretidir"

KAZANIMLAR ELDE EDİLİRKEN SESLERİNİ ÇIKARTMAYANLAR BUGÜN HİÇ FEVERAN ETMESİN

Seçimin bin 500 metrekarelik bir alanda 24 sandık ve 72 kabin ile gerçekleşeceğini söyleyen Koç, tüzük değişikliği ile ilgili "Çok sınırlı, teknik anlamda bir iki düzeltmeye açık olan bir tüzük değişikliğinden bahsediyoruz. Hiçkimsenin siyaset olarak kendisine konu etmesini gerektirecek hiçbir boyut yoktur. Bunlar daha sonra mahçubiyet olarak geri döner. Daha öncesinde kazanılmış parti içi demokrasinin genişletilmesine dönük hiçbir maddede bir geri adım söz konusu değildir. Bu kazanımlar elde edilirken seslerini çıkartmayanlar ya da dar elbise giydirilirken alkış tutanlar bugün hiç feveran etmesinler. Çünkü bir geriye dönüş kesinlikle söz konusu değildir" açıklamasında bulundu.

KURULTAY'DA BASINA AKREDİTASYON YASAĞI YOK

Son dönemde yaşanan Gezi Olayları, Uludere Olayı, Soma Olayı gibi toplumsal olaylardan temsilcilerin de kurultaya konuk edileceğini belirten Haluk Koç, "17'ye yakın siyasi parti temsilcisi, konuk olarak gözlemci olarak kurultayımıza katılacaklardır. Önemli sivil toplum kuruluşlarının meslek odalarının yetkililerine de davet gitmiştir" dedi. Basından da yoğun katılım olacağını belirten Koç, "Köşe yazarı, genel yayın yönetmeni, haber müdürleri, Ankara temsilcileri, muhabirler, kameramanlar, canlı yayın ekibi, internet medyası temsilcileri, 905 kişi kurultayı izleyecektir" diye ifade etti. Koç, ayrıca "Havuz medyası diye tabir ettiğimiz çeşitli yayın organlarının cirit attığı bir Türkiye'den bahsediyorsak da hiçbir yazılı ve görsel hiçbir yayın kuruluşuna akreditasyon sınırı getirmemiştir. Özgürlük sonsuzdur" dedi.

BEKAROĞLU CHP'YE TABİ Kİ ÜYE OLABİLİR

Mehmet Bekaroğlu'nun partiye üye yapılıp yapılmayacağı sorulan Koç, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin ilkelerini, Cumhuriyet Halk Partisi'nin programını, Cumhuriyet Halk Partisi'nin gelecekteki mücadelesini omuzlamak isteyen paylaşmak isteyen bu yolda saf tutmak isteyen herkes bu beyandan sonra ilkeler doğrultusunda Cumhuriyet Halk Partisi'ne üye olabilir. Tıpkı basına getirilen akreditasyon sınırlaması gibi CHP'ye üye akredite etmek ya da etmemek lüksü yoktur. CHP bir kite partisidir. Sayın Bekaroğlu da bu kapsamda bir karar verdiyse Cumhuriyet Halk Partisi'ne tabi ki üye olabilir" diye konuştu.

PADİŞAHIN EMİRLERİ DOĞRULTUSUNDA SANDIĞA ATILMA İŞLEMİNDEN İBARET OLMAYAN BİR SEÇİMDEN BAHSEDİYORUZ

Genel başkan seçiminin ardından ilk gün kurultayın tamamlanıp tamamlanmayacağı sorulan Haluk Koç, "Genel başkan seçiminden sonra süreye bağlı. Ama daha önceki kurultay akışlarına göre epey bir zaman tasarrufu olacak çünkü oy verme alanı ayrı olduğundan tekrar oy verme alanı düzenlemesi olmayacağından büyük bir zaman tasarrufu olacak. İlk gün içerisinde tüzük komisyonu çalışmalarını bitirirse teknik boyutlu dar kapsamlı tüzük değişikliği ile ilgili görüşme olabilir. Parti meclisi seçimleri bizde tek yetkili bir padişahın emrettiği yazılı bir blok listenin padişahın emirleri doğrultusunda oraya gelen kullar tarafından delegeler tarafından sandığa atılma işleminden ibaret olmayan bir seçimden bahsediyoruz. Çarşaf listede yer alacak her delegenin en çok 52 en az 47 kişiyi işaretleme özgürlüğüne sahip olacağı seçim" ifadelerini kullandı.

KEMAL KILIÇDAROĞLU, 900'ÜN ÜZERİNDE İMZA İLE ADAY

Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına ilişkin imza sayısı sorulan Koç, "Yaklaşık 900'ün üzerinde bir imza ile Sayın Kılıçdaroğlu'nun genel başkan adaylığı başvurusu divana yapılacak" dedi.

ÇANKAYA KÖŞKÜ SİYASET BAKIMINDAN DA İMAR BAKIMINDAN DA KAÇAR GÖÇER BİR YER DEĞİLDİR



Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni ikamet adresi sorulan CHP'li Koç, "Recep Tayyip Erdoğan deyince benim aklıma hep kaçar göçer bir iş peşinde koşan bu ikamet edeceği alandan tuttuğu işe kadar mutlaka bir kaçarı göçeri olan bir gerçek üzerinde hareket eden kişi aklıma geliyor.Çankaya Köşkü'nün iki anlamı var. kaçak bir yapı değil. Göçer bir yapı da değil. Siyasi anlamda Çankaya Köşkü, cumhuriyetin sembolü ve siyaset açısından da kaçar göçer bir yer değil. Cumhurbaşkanlığı seçiminin resmileşmesi ile yemin etmesi arasındaki süreci anayasa ihlali içerisinde geçiren birinin siyaseten de cumhuriyetin tanımı ile özdeşleşmiş bir Çankaya Köşkü'nde ikamet etmeme istediğinin başka nedenlere dayandırılmak istendiğini hepimiz görüyoruz. Burada oturursa şaşardım. Çankaya Köşkü ne siyaset olarak kaçar göçer bir yerdir. Ne de imar bakımından kaçar göçer bir yerdir. Taşınmak istediği yer imar bakımından mahkemenin usülsüzlük belirttiği bir yerdir. Siyaset olarak da cumhuriyetten kaçan bir anlam ifade etmektedir" şeklinde konuştu.

KOÇ, DEMİRTAŞ'A SESLENDİ: SİLAH BIRAKTILAR MI?

Selahattin Demirtaş'in açıklamalarını değerlendiren Haluk Koç, Demirtaş'a seslenerek "Silah bıraktılar mı? Silah bırakıldı mı ki şimdi silah verilsin de IŞİD'e karşı bir süreç işletilsin gibi bir kavram ileri sürüyor. Türkiye, coğrafya olarak da siyaset olarak da Türklerin de Kürtlerin de birlikte yaşamaya mahkum olduğu bir coğrafya. Sadece coğrafya emir vermiyor tarih de emir veriyor. Herkes bunu kafasına sokacak. Barış, özgürlük, eşit yurttaşlık kavramı, demokrasi ve özgürlük çerçevesinde bu topraklarda yaşayacağız" diye konuştu.

DEVR-İ RECEP TAYYİP

Adli Yıl törenlerinin kaldırılabileceği yönündeki açıklamalar sorulan Koç, "Kişi kendisini padişah zannederse kendisine göre yeni teamüller, kurallar koyma ihtiyacı hisseder. Devr-i Recep Tayyip'te herhalde bu şekilde yeni teamüller oluşturma süreçlerini başka alanlarda da göreceğiz. Niye törensel olmaktan çıksın? Karşılığı olmayan davranışlar" ifadelerini kullandı.

OLAY YOLSUZLUK VE RÜŞVET OLAYIDIR, MERKEZİNDE BİLAL ERDOĞAN VARDIR

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen konuşmaların ses kayıtları hakkında ortaya atılan yeni iddialar sorulan CHP'li Koç, "Bu süreçteki tüm dinlemelerin yasal olduğunu daha önce Sayın Genel Başkanımız da açıklamıştı. Ama savcılık iddianameleri o kadar içleri boşaltılarak savcılar değiştirilerek anlamsızlaştırıldı ki bütün bu tartışmalar ondan sonra gelmeye başladı. Olay açık ve nettir. Olay bir yolsuzluk ve rüşvet olayıdır. Bunun merkezinde de Bilal Erdoğan vardır. Bilal Erdoğan herhangi bir kimsenin oğlu değildir. O tarihteki Başbakanın oğludur. Babasının organizasyonu olmadan bir iş tutması söz konusu değildir. Montajdı şantajdı düzmeceydi bütün bunların boş olduğu çıkacaktır. 17-25 Aralık takipsizlik kararı verildi. Oh ne ala. Yaşadıkları sürece bu olaylar onların arkasından takip edilerek gelecektir. Günü geldiğinde de hukuk gereğini yapacaktır. Bahsettiğiniz kişiler bağımsız yargı karşısında o zamanki sıfatları ne olursa olsun mutlaka karşılıklarını bulacaktır" dedi.

FOTOGRAFLI