CHP Cezaevi İzleme ve İnceleme Komisyonu, 'Tutuklu Milletvekilleri Raporu'nu açıkladı.
Raporu kamuoyuna açıklamak için düzenlenen toplantıda konuşan CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nin 16'ncı maddesinin "Hakların güvence altında olmadığı, kuvvletler ayrılığının bulunmadığı ülkelerde demokrasi yoktur" olduğunu dile getirerek; "Türkiye'ye baktığımızda kağıt üzerinde Anayasa dediğimiz bir metin olduğunu görüyoruz, ancak bu metin bireylerin hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bir metin değildir. Bu metin, özgürlüklerin güvencesi olan kuvvetler ayrılığını sağlayan bir metin değildir. Ancak kuvvetler ayrılığının olduğu ülkelerde bireyin özgürlükleri güvence altına alınır. Çünkü, yargı yürütmenin özgürlük alanına müdahale konusunda bireyin en büyük güvencesidir. Ancak Türkiye'de maalesef özellikle AKP hükümetlerinin son dönemlerinde yargı özgürlüklerin güvencesi olmaktan çıkmış, özgürlüklerin önünde bir engel olmaya başlamıştır. Tutuklu ve hükümlü milletvekilleri, bu nedenle Türkiye'de bir özgürlük sorunu olarak ele alınmak zorundadır. Yargının, millet iradesine aykırı kararler verdiği bir süreçte, parlementoya düşen görev, millet iradesini teşekkül ettirmektir" diye konuştu.
"MECLİS'İN 7 DAMARI TIKALI"
Toplantıda konuşan CHP Malatya Milletvekili ve Cezaevi İzleme ve İnceleme Komisyonu sözcüsü Veli Ağbaba, şimdiye kadar 130'un üzerinde cezaevi gezdikleriniş ve bunlarla ilgili 30 rapor yayımladıklarını dile getirdi. "Meclis'in 7 damarı tıkalı" diyen Ağbaba şunları kaydetti; "Halkımızın iradesi cezaevlerinde hapsedilmiş durumda. Bugün 7 milletvekilinin cezaevinde bulunması TBMM'nin sorunudur. Meclis, kendi sorununu çözemeyen bir meclis konumundadır. Dünyada başka hiçbir parlementoda tutuklu milletvekili sorunu yoktur. Silivri, Sincan, Mardin, Diyarbakır ve Şanlıurda cezaevlerini tek tek gezdik. Tutuklu milletvekilleriyle yüzyüze görüştük. Raporu, Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a, TBMM Başkanı'na, Adalet Bakanlığı'na, İngilizce çevirisinide uluslararası kurum ve kuruluşlara göndereceğiz."
"SUÇLAMA: SUÇLANAN BAŞKA BİR KOMUTANLA AKRABA OLMAK"
Tutuklu milletvekilleriyle ilgili suçlamalardan bazılarını paylaşmak istediğini söyleyen Ağbaba; "Yöneticisi olduğu partinin etkinliklerine katılmak, üyesi olduğu partisinin, PM üyesini ağırlamak, ölümlerden sonra taziye ziyaretlerine gitmek, Türkçe, Kürtçe ve diğer dillerde müzik dinlemek, bölgeye özgü yerel kıyafetleri basın açıklamalarında giymek, bir üst komutanlıktan gelen emre itaat ederek bir toplantıya katılmak, suçlanan başka bir komutan ile akrabalık bağının bulunması, gazeteci olarak devletin yöneticileriyle görüşmek, Halepçe katliamını kınamak, fidan dikme kampanyasına katılmak, Diyarbakır Cezaevi hakkında yayınlanmamış bir kitabı yazmak. Meclis Başkanlığı ve Başkanı, tutuklu milletvekili sorununu adeta görmezden gelmektedir" dedi.
Toplantıya katılan Manisa Milletvekili, Özgür Özel, gazeteci Mustafa Balbay'ın kalemini gösteren Özel, Balbay'ın silahının bu kalem olduğunu söyledi.
"MİLLİ İRADENİN MECLİS'E TAM YANSIMASI ENGELLENMİŞTİR"
CHP'li Özel, Balbay'ın gönderdiği mektuba değindi. Özel, Balbay'ın mektubunda şunları söylediğini dile getirdi; "Türkiye'nin yakın tarihinde hapisteyken milletvekili seçilen herkes serbest bırakıldığı halde ilk kez bunun tersine karar verildi. Mahkeme tutukluluğa devam kararı verirken Anayasa'yı 'özgürlükleri kısıtlayıcı' yönde yorumlamış ve şu iki gerekçeye kararda yer vermiştir: 1) Milletvekili seçilmesi yurtdışına kaçma ihtimalinin ortadan kalktığı anlamına gelmez. 2) Serbest bırakılması öteki tutuklu sanıklara karşı eşitsizlik olur. 4 temel hak ihlali var. Mesleki faaliyetlerimden terör suçu üretilerek basın özgürlüğü ihlal edilmiştir. Tüm gazetecilere yönelik bir tehdit oluşturulmuştur. Mesleğimi özgürce sürdürmem, bildiğim doğruları halka yansıtmam engellenerek ifade özgürlüğü ihlal edilmiştir. Yukarıdaki iki ihlal beraberinde halkın bilgi edinme hakkını ihlal etmiştir. Milletvekili seçilmeme hukuk önünde hiçe sayılmış, milli iradenin Meclis'e tam yansıması engellenmiştir."
"BDP İL BİNASINA GİTMEM SUÇ OLARAK GÖSTERİLDİ"
Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım'ın da sözlerine değinen CHP'li Özel, Yıldırım'ın tutuklu olmasından dolayı milletvekilliğimi yapamadığını söylediğini kaydetti. CHP'li Özel, Yıldırım'ın görüşmede şunları kaydettiğini belirtildi; "Halka hizmet veremiyorum. Aldığım oyların hakkını veremiyorum. 54 bin oy aldım. İçerde olmama değil, aldığım oyların karşılıksız kalmasına üzülüyorum. Tutuklu kalarak bana verilen oylar yok sayıldı. Dosyamda hiçbir şey suç unsuru olarak gösterilemez. Cezaevinde kalmanın sebebi halkın oyları ile seçilmiş bir milletvekili olmam. BDP olarak tüm siyasi faaliyetlerim KCK'nın çalışmaları olarak gösterildi. BDP merkez ilçe başkan yardımcısı olarak BDP İl binasına gitmem dahi suç gösterildi."
"TUTUKLU VEKİLLERİN YAŞADIKLARI SORUNLAR"
Raporda, tutuklu milletvekillerinin cezaevinde karşılaştıkları sorunlar ve hak ihlalleri de bir başlık altında toplandı. Buna göre, milletvekillerinin cezaevlerinde yaşadıkları sorunlar ve ihlaller şöyle sıralandı; " Koğuşlarda kapasitelerin üstü mahpus bulunması, milletvekili yakınları taciz düzeyinde aranıyor. Rencide edici, onur kırıcı, ince arama yapılıyor. Çıplak aramalarda kadınlar iç çamaşırına kadar aranıyor, Kürtçe yayınlar, Kürtçe yazılan mektuplar emniyete götürülüp uzun süre (bazen aylarca) el konuluyor. Her türlü demokratik eylem ve tepki, keyfi disiplin cezasıyla sonuçlanıyor ve sürekli soruşturma açılıyor. Revire çıkmak üzere verdikleri dilekçeler ya kayboluyor ya da haftalar sonra cevaplanıyor. Karavana usulü gelen yemeklerin içinden çivi, tırtıl, sinek, kıl, saç vb. çıkıyor. Hastaneye sevk edilen hastalar bazen 6-7 ay sonra götürülmektedir."
"DEMOKRASİ BENCE EŞİTTİR FARKLILIK VE EŞİTLİK"
Gazeteci ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın eşi Gülşah Balbay'da bir konuşma yaptı. Demokrasinin temel konuşunun halkın iradesi olduğunu söyleyen Gülşah Balbay; "Alfabeye x'ler, q'lar eklenirken Mardin, Şanlıurfa, Şırnak milletvekili içeride. Bunun neresi inandırıcı? Demokrasiyi bir denklem halinde söylemek istersem Demokrasi bence eşittir farklılık ve eşitlik. Bu yüzden iktidara seslenmek istiyorum, farklılıklardan, farklı seslerden lütfen ürkmeyin. Çünkü bu farklılıklar ne kadar artarsa ve bu farklılıklar arasında eşitlik sağlanırsa gerçek demokrasi de ülkemize o şekilde gelebilir. Tüm tutuklu vekillerin en kısa sürede özgürlüklerine kavuşmalarını diliyorum" diye konuştu.