AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Hüseyin Çelik, IŞİD'in Musul Konsolosluğu'nu basıp çalışanların rehin alınmasıyla ilgili, "Musul'daki tek diplomatik yer olması nedeniyle orayı işgal ederek sesini duyurmaya ve resmen muhatap alınmak istiyor gibi bir intiba var. Buradan dünyaya ses duyurmayı çalışıyorlar" dedi.
Uydu üzerinden Kürtçe yayın yapan Rudaw televizyonuna konuşan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Irak'taki gelişmeler ile ilgili açıklamalarda bulundu. Çelik, Musul'da vatandaşların, şoförlerin rehin alınması ve konsolosluğun basılmasının hoşlarına gitmeyen, son derece nahoş ve kınadıkları bir olay olduğunu belirterek, "Öncelikle oradaki vatandaşlarımızın kılına dokunulmadan ailelerine dönmesi için ciddi bir çaba veriyoruz" dedi.
"ABD'NİN TAŞLARI OTURTMADAN ORAYI TERK ETMESİ KAOS YARATTI"
Irak'ın içerisinde bulunduğu durumun kendilerini son derece üzdüğünü, hem komşu hem de iyi ilişkileri olan bir ülke olarak yaşananlara üzüldüklerini söyleyen Çelik, şöyle konuştu:
"Irak fiili olarak 3'e bölünmüş durumda. Ortada Sünni bölge, güneyde Şii bölgesi ve Kuzey'de Irak Kürdistanı olmak üzere Irak böyle bir bölünmüş görüntü sergiliyor. Tabi ki özerk yapılar, eyalet sistemi olabilir, bu bunu yadırgamıyoruz. Dünyada siyasetin ve devlet yönetimlerinin kabul ettiği bir modellerdir. Ama, Irak'ta merkezi bir otorite yok. Maalesef Maliki hükümeti mezhepçi politikaları ile mezhepçi yaklaşımları ile Irak'a bir çatışmanın eşiğine getirdi. ABD'nin bütün taşlar yerinden oturmadan orayı terk etmesi büyük bir kaos yarattı. Şimdi siz insanların meşru yöntemlerle kendilerini ifade etmelerine izin vermezseniz, başka yapılar ortaya çıkar. IŞİD gibi radikal yapılanmalar ortaya çıkan radikal sonuçlardır, asla tasvip edilemez. Şu anda fiili olarak hükümeti olmayan bir ülkeden bahsediyoruz. Orada bir dağınıklık var ve Irak parlamentosunda 10'un üzerinde bir siyasi parti var. Bölük pörçük, küçük küçük parçalara ayrılmış güçsüz bir siyaset var. Irak Kürdistan'ının her geçen gün istikrarını büyütmesi bizi keyiflendiriyor. Yaptığımız ticaretin yüzde 70'i Irak Kürdistanı üzerinden gerçekleştiriyor. Merkezi hükümetin buna da engel olduğunu görüyoruz. Son olarak Başbakan'ın Barzani ile Van'da yaptıkları bir anlaşma var. Kuzey Irak ile aramızda 5 yeni kapı açılıyor. Bizim ticari alışverişimiz çok daha ileri boyuta ulaşacak buda merkezi yönetimde sıkıntıya yol açıyor."
"IŞİD'İ DESTEKLEDİĞİMİZ İDDİALARI GÜLÜNÇ BİR DURUMDUR"
Çelik, Irak'ta toprak bütünlüğünün ve otoritenin sağlanmasını Türkiye-Irak ilişkileri açısından da önemli bulduklarını ifade ederek, "Irak'ta kimin eli kimin cebinde belli değil. IŞİD'i desteklediğine dair belli söylentiler var. Biz Suriye diktatörün elbette devrilmesini istiyoruz. Yıllardır halkına zulüm yapan liderin devrilmesi Türkiye'nin gizlemediği bir durumdur. Biz Özgür Suriye Ordusunu destekliyoruz. IŞİD, bir taraftan el Nusra, bir taraftan PYD ile bir tarftan ise Özgür Suriye ordusu ile çatışıyor. Bizim hem Özgür Suriye Ordusunu, hem de IŞİD'i desteklememiz gülünç bir durumdur" dedi.
IŞİD'in Musul'daki Türkiye Konsolosluğu'nu basmasına sözü getiren Çelik, şöyle dedi:
"Musul'da sadece Türkiye'nin Başkonsolosluğu var. 16.5 milyar dolarlık ticaret hacmimiz var. Bu da önemli bir şey. Tek diplomatik yer olması nedeniyle orayı işgal ederek sesini duyurmaya ve resmen muhatap alınmak istiyor gibi bir intiba var. Başka ülkelerin konsoloslukları olsaydı oraların da işgal edilmesi muhtemeldi. Ama sadece bizim olduğu için orayı işgal etmişler. Buradan dünyaya ses duyurmayı çalışıyorlar. Uluslararası dünya bu meselede Türkiye ile beraberdir. Ve temenni ederiz ki bu ilk ve son olur. Ve Irak sükunete kavuşur ve Türkiye bundan zarar görmez. IŞİD, her halde babalarından aldıkları cep harçlıkları ile bu silahları almıyorlar. Bu kaynak nereden geliyor. Siz kendi aklınızı kiraya vermeye talip olduğunuzda kiracı bulunuyor. İslam aleminin başına ne kadar felaket ve musibet gelirse, biz hep sorumluluğu başka taraftan ararız. Irak eskiden beri petrolü açısından iştahı kabarık olanların iştahını celp ediyor. Osmanlı devletinden sonra Kerkük Musul nasıl bu hale geldi. İngiltere ve Fransa ilgileniyor. Maalesef Irak da bir savaşın eşliğindedir. Zaten Irak harap olmuş durumundadır. Şimdi işin içene IŞİD girdi. Onlar da yapıyorlar. Irak maddi olarak güçlü bir ülke, olmayan şey istikrar ve gerçek bir demokrasidir."
İCAZETLE İŞ YAPACAK ÜLKE DEĞİLİZ
Çelik, başından itibaren Irak Kürdistan'ındaki petrolün Türkiye'den gönderilmesi karşı olan büyük güçlerin olduğunu, bunu açıkça belirtiklerini de ifade ederek, "Başkalarının icazetini alarak iş yapacak bir ülke değiliz. Bizim Irak Kürdistanı ile ilişkilerimiz var. Irak Kürdistanında yaşayan insanlar bizim milyonlarca insanlarımızın akrabalarıdır. Onlarla ticaret yapmamız birilerini rahatsız edebilir. Hiç bir ülkenin bir karış toprağında güzümüz yoktur. Irak'ın sınırlarına saygılıyız ve muhafaza edilmesini isteriz. Biz gazlamalarla hareket eden bir iktidar değiliz. Biz ülkeyi aklımızda ve menfaatlerimizin gerektiğine göre dostların ve komşularımızın menfaatlerine göre hareket edeceğiz" dedi.
"TEMENNİMİZ IRAK'IN IRAK OLARAK KALMASIDIR"
Mesut Barzani'nin Irak'ta işlerin iyi gitmemesi durumunda bağımsızlıklarını ilan edecekleri ile ilgili sözlerinin hatırlıtılması üzerine Çelik, şöyle konuştu:
"Mesele şudur; Irak'ta yaşayan Kürtlerin nerede hangi isim altında, hangi statü altında yaşayacaklarına onlar belirler. Türkiye belirlemez. Irak Kürdistanındaki insanlar bizim dostlarımızdır. Biz onlara her meselede bugüne kadar yardımcı olduk bugüne kadar. Bundan sonra da böyle olur, bizim onlarla hasmane bir tutumumuz olmaz. Dolayısıyla Irak'ta bir otorite sağlanamaz ise Irak kendi iç problemlerini eğer çözemez ise Irak zaten şu anda fiili olarak 3'ü bölünmüş. Ama adı konmamış. Ama eğer günün birinde bu bölünme resmileşirse, bunun adı konacaksa elbette orada yaşayan insanların her ülkedeki insanların kendi kaderini belirleme hakkı vardır. Irak halkının da böyle bir hakkı vardır. Ama dediğim gibi bizim temennimiz Irak'ın Irak olarak kalmasıdır. Ama herkesin insan haklarına saygılı olması, demokratik hak ve taleplere saygılı olması özerk yapıların kazanımlarına da saygılı olması da bizim arzumuzdur. Kürdistan bölgesinin talepleri olduğu zaman Türkiye bugüne kadar yanında olmuştur."

FOTOĞRAFLI