Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hastanelerimize ve ambulanslarımıza yönelik tam 11 silahlı saldırı ile 16 taşlı, molotoflu, roketli saldırı düzenlendi. Yine ambulanslarımıza ve içindeki personeline yönelik 16 ayrı alıkoyma hadisesi yaşandı" dedi.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle doktorlarla akşam yemeğinde bir araya geldi. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir yandan acımızı yaşarken diğer yandan doktorlarımıza özel bir gün olan 14 Mart Tıp Bayramı'nda sizlerle bir arada olacağız, beraber bu yolda devam edeceğiz. 14 Mart Tıp Bayramı'nın bu mesleğin ülkemizdeki ve tüm dünyadaki mensupları için hayırlara vesile olmasını diliyorum" dedi.

Erdoğan, "Dün bazı arkadaşlarım akşam geç saatlerde dediler ki 'İptal mi etsek?' Dedim ki 'bu teröristleri mi sevindireceğiz? Biz yolumuza aynen devam edeceğiz.' Ferhat Göçer kardeşimizi dinleyecektik, onu bir başka zaman da dinleriz, ama biz bu birlikteliğimizi bir araya gelerek sürdüreceğiz. Onları da sevindirmeyeceğiz, yolumuza aynı kararlılıkla devam edeceğiz" diye konuştu.
Programda kendi alanlarında dünya çapında başarılara imza atan doktorların yer aldığına dikkat çeken Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı bünyesinde hizmet veren, bizim de kendi sağlığımızı emanet ettiğimiz doktor arkadaşlarımız yine bizlerle birlikteler. Meslek hayatlarında 50 yılı geride bırakmalarına rağmen vatandaşlarımıza hizmet vermeye devam eden hekimlerimiz de bugün bizimle beraberler. Çeşitli tıp fakültelerimizin dekanları, tıp fakültelerinin son sınıflarından öğrenci temsilcilerimiz, özel sektör sağlık kuruluşlarımızın yöneticileri, Sağlık Bakanlığımızın merkez ve taşra teşkilatından sembolik de olsa aramızda temsilciler var. Kendilerine çalışmaları ve hizmetleri için özellikle teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

"SAĞLIK, DEĞERİ KAYBEDİLMEDEN ANLAŞILAMAYAN NİMETLERİN BAŞINDA GELİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğrudan insan hayatına, insanın beden ve ruh sağlığına yönelik bir meslek olması, doktorluğu diğer işlerden, diğer uğraşlardan farklı ve özel bir konuma oturttuğunu vurguladı. Sağlığın, değeri kaybedilmeden anlaşılamayan nimetlerin başında geldiğine işaret eden Erdoğan, "Hani eskilerin bir meseli var, derler ya 'İnsanın canı nerededir?' Bu soruya cevap olarak, 'Neren ağrıyor veya acıyorsa canın oradadır' denir. Gerçekten de sağlığınız yerindeyse taşı sıkar, suyunu çıkartır, hayatınızı da idame ettirirsiniz ama sağlığınızı kaybetmişseniz, tüm dünya sizin de olsa faydası yoktur" dedi.
Doktorların eğitimleriyle, birikimleriyle, gayretleriyle, araştırmalarıyla insanların şifa bulmalarına vesile olmanın mücadelesini vererek dünyadaki en saygın işlerden birini yaptıklarını dile getiren Erdoğan, "Doktorlara ve sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanın her şeyden önce insanlığını sorgulamanın lazım geldiğine inanıyorum" diye konuştu.

Hekimliğin sadece insanın sağlığını değil aynı zamanda ülkenin bağımsızlığını, milletin birliğini, beraberliğini koruma konusunda da çok güçlü duruş sahibi bir meslek grubu olduğuna işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Bugün Tıp Bayramı olarak kutladığımız 14 Mart, aynı zamanda 1919 yılında İstanbul'un işgaline karşı Tıbbiyeli öğrencilerimizin, okullarının iki kulesi arasına astıkları Türk bayrağıyla gösterdikleri direnişin de yıl dönümüdür. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nda doktorlarımızın gösterdikleri kahramanlıklara, yaptıkları fedakarlıklara ilişkin sayısız hikaye, sayısız örnek vardır. Benzeri sahnelere bugün de şahit oluyoruz. Geçtiğimiz yılın Temmuz ayından beri ülkemizde yaşanan terör olaylarında 1 doktorumuz, 1 sağlık memurumuz, 1 eczacımız, 1 ambulans şoförümüz ve hastanede görevli iki memurumuzu hayatını kaybetti. Sağlık çalışanlarımız hizmet kervanında olduğu gibi şehitler kervanında en önde yerlerini aldılar. Bir kez daha şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. O mermilerin arasında, havan topları arasında bakıyorsunuz ambulans, şoförüyle doktoruyla hemşiresiyle yaralıyı almaya gidiyor. Bir taraftan da mermiler geliyor. Bu tabi her yiğidin karı değil, bu bir inanma, bir azim, bir fedayı can etmek için yola çıkma işidir. İşte aynı dönemde hastanelerimize ve ambulanslarımıza yönelik tam 11 silahlı saldırı ile 16 taşlı, molotoflu, roketli saldırı düzenlendi. Yine ambulanslarımıza ve içindeki personeline yönelik 16 ayrı alı koyma hadisesi yaşandı. Sağlık ekiplerimiz 6 defa bu tür çatışmaların arasında kaldı."

"KADİR KIYMET BİLMEYECEKLERİNİ DOĞRUSU HİÇ DÜŞÜNMEDİK"
Tek amaçları vatandaşlara hizmet vermek olan sağlık ekiplerinin defalarca tehdit edildiğini ve görev yapmalarının engellenmeye çalışıldığını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti: "Özellikle Cizre Devlet Hastanemiz tarihte eşine, benzerine az rastlanır bir şekilde terör örgütünün içindeki personeli ve çalışanlarıyla özellikle hedef aldığı bir hastane durumuna gelmiştir. Çeşitli saldırılarda hastane binasına atılan roket sayısı 13, böyle bir şey olabilir mi? Ama bunları biz yaşadık. Bütün bunlara rağmen orada görev yapan doktoruyla hemşiresiyle teknisyeniyle tüm personelimiz canla başla görevlerini yerine getirmişler, terör örgütünün amacına ulaşmasına meydan vermemişlerdir. Buradan o zor günlerde Cizre'de ve bölgedeki tüm sağlık kuruluşlarımızda görev yapan doktorlarımıza ve sağlık personelimize şükranlarımızı şahsım, milletim adına özellikle ifade ediyorum. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yaşayan vatandaşlarımızı her alanda olduğu gibi sağlık alanında da geçtiğimiz 13 yılda çok büyük hizmetlerle kavuşturduk. 2003-2015 yılları arasında bölgede toplam yatırım tutarı eski rakamla 339 trilyon lira olan, 536 adet birinci basamak sağlık tesisi inşa edip halkımızın hizmetine sunduk. Cizre'de hastane yoktu, hastanenin hamdolsun açılışını yapmak bu fakire nasip oldu. Süratle başladık ve orada, Cizre gibi yerde 250 yataklı bir hastaneyi inşa ettik. Ama kadir kıymet bilmeyeceklerini doğrusu hiç düşünmedik. Yani bu hastaneler teröre kurban edilmez diye düşünüyordum. Çünkü onların da hastaları vardır diye düşünüyordum ama demek ki bunlarda böyle bir şey söz konusu değil."

"İŞTE BUNUN ADI YİĞİTLİKTİR, BUNUN ADI KAHRAMANLIKTIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, acil sağlık istasyonu sayısını 55'ten 451'e, ambulans sayısını 77'den bin 52'ye yükselttiklerini ifade ederek, "Biz bunları yaparken terör örgütü de sağlık tesislerini molotofla yakarak, kurşunlayarak, personelimizi tehdit ederek hizmetleri engellemenin çabası içindeydi" dedi.
Bölgede yaşanan terör olayları sırasında bölgede görev yapan sağlık personelinin, çarpıcı hikayelerini paylaşan Erdoğan, şunları söyledi: "Eylül ayında Cizre Devlet Hastanesi'nin Acil Servisi'ne ambulansla karın bölgesine şarapnel isabet etmiş bir güvenlik görevlisi getiriliyor. İlk müdahalenin ardından hastanın daha donanımlı bir hastaneye sevkine karar veriliyor. Hasta sedyenin üzerinde ambulansa götürülürken teröristler acil servisin önündeki polis aracına roketatar bombaları ve uzun namlulu silahlarla ateş açıyorlar. Orada bulunan herkes bu ateşten korunabilecekleri bir yere sığınmaya çalışırken yaralıya müdahale eden doktorumuz, sedyenin başından bir an olsun ayrılmıyor. Doktorumuz çatışmanın arasında kalmasına rağmen yaralıyı ambulansa yerleştirip gitmesi gereken hastaneye ulaşmasını sağlayarak Allah razı olsun hayatını kurtarıyor. İşte bunun adı kahramanlıktır, bunun adı yiğitliktir. Bir başka örnek yine Cizre'den. Çatışmaların yoğun olarak yaşandığı günlerde 112 servisine, çorba tenceresine düşüp yanan bir çocukla ilgili yardım talebi geliyor. Sağlık ekibimiz hayatlarını riske atarak çatışmanın arasından geçip çocuğu alıyor ve hastaneye ulaştırıyor. Cizre Devlet Hastanesi'ndeki ilk müdahalenin ardından bu evladımız ambulans helikopterle Diyarbakır'a nakledilerek hayata tutunması sağlanıyor."

"ARAMIZDA CİZRE DEVLET HASTANESİ'NDEN ARKADAŞLARIMIZ VAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programa Cizre Devlet Hastanesi'nden gelen sağlık personelinin de katıldığını belirterek, şunları kaydetti: "Onların nezdinde bölgede zor şartlarda görev yapan tüm personelimize şükranlarımı sunuyorum. Elbette bölgedeki sağlık personelimizin karşılaştığı tek sorun, terör değildir. Bölge coğrafyasının zorlukları sağlık personelimizin önüne çok ciddi bir engel olarak çok sıkça çıkmaktadır. Örneğin Batman Sason'da doğum vakası için bir köye ulaşmaya çalışan sağlık personelimiz, heyelan sebebiyle saatler süren yoğun ve tehlikeli bir uğraşın ardından hastayı ambulansa alabilmişlerdir. Bu örnekleri saatler boyunca anlatabiliriz. İşte bütün bu olaylar bizi nereye taşıdı, paletli ambulansa taşıdı. Dedik ki biz buralara tırmanabilmek için bizim de paletli ambulanslarımızın olması lazım. Ve bunları aldık. Bu tabi işimizi daha da kolay kıldı. Çünkü her gün Türkiye'nin bir yerinde bu tür fedakarlık örnekleri yaşanmaya devam ediyor. Tabi burada asıl önemli olan insanlarımıza hizmet için gece gündüz çırpınan doktorlarımızın ve diğer sağlık personelimizin kimi zaman şiddete, kimi zaman teröre maruz kalabiliyor olmasıdır. Ama şundan emin olunuz, milletimizle birlikte tüm dünya sizlerin kıymetini çok iyi biliyor. Bugün Türkiye, Avrupa'dan, Asya'nın, dünyanın her yerinden insanların şifa aramak için akın ettikleri bir ülke haline gelmiştir."

"ŞEHİR HASTANELERİNİN SAYISI 20'Yİ AŞTI"
İnşaatları devam eden şehir hastaneleri sayısının 20'yi aştığına dikkat çeken Erdoğan, "İnşallah bunların da hayata geçmesiyle bu trafiğin daha da artacağına inanıyorum. Hedefimiz 2023 yılında sağlık turizminde 20 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmaktır. Halkımızın sağlık hizmetleri konusunda her geçen yıl yükselen memnuniyet oranı, doğru yolda ilerlediğimizi açıkça gösteriyor. İnşallah bu alandaki çalışmalarımızı, sağlık personelimizin memnuniyetini de yükselterek kesintisiz şekilde devam ettireceğiz. Terör örgütleri aracılığıyla bu ülkeyi, bu milleti hedeflerinden uzaklaştırabileceklerini sananlara yanıldıklarını inşallah hep birlikte göstereceğiz" ifadelerini kullandı.
Sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutlayan Erdoğan, huzurlu, güvenli ve sağlıklı günler temennilerini iletti.