ADALET Bakanı Bekir Bozdağ, "Bizim hukukumuzda tutuklama bir tedbirdir. Maalesef bazı uygulamalarda istisnai tedbir olan bir husus sanki bir kural olarak uygulandı. Bu fevkalede yanlış uygulamadır. Bizim dileğimiz insanların her hangi bir suç isnadı olduğunda, istisnai son derece sınırlı bazı hususlar hariç yargılamaların tutuksuz yapılmasıdır. Suçları sabit olduğu zaman cezaların infazı için cezaevine girmeleri doğru olandır" dedi.
Yozgat'ın Çekerek İlçesi'nde partisinin seçim irtibat bürosunun açılışına katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bozdağ, 26'ncı Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tahliyesi konusunda şunları söyledi:
"Sayın Başbuğ’un tahliye kararı hayırlı uğurlu olsun. Kendisine 'Geçmiş olsun' diliyorum. Esasında bizim hukukumuzda tutuklama bir tedbirdir. Maalesef bazı uygulamalarda istisnai tedbir olan bir husus sanki bir kural olarak uygulandı. Bu fevkalede yanlış uygulamadır. Biz dileğimiz insanların herhangi bir suç isnadı olduğunda istisnai son derece sınırlı bazı hususlar hariç yargılamaların tutuksuz yapılmasıdır. Suçları sabit olduğu zaman cezaların infazı için cezaevine girmeleri doğru olandır. Esasında tutuklama yerine adli kontrol tedbiri uygulanabilir. Yasa koyucu adli kontrolü getirilirken tutuklama halinin şartlarının olduğu halde dahi mahkemelere, hakimlere başkaca tutuklama dışında bir tedbir uygulama imkanı da getirdi. Bu yasa koyucunun iradesini yansıtan önemli düzenlemedir. Snuçta bu konularda karar verme yetkisi tamamen mahkemelere aittir. Tedbir kararını kaldırmak veya uygulamak onlar mahkemelerin karar vereceği hususlardır. Sayın Başbuğ’a tekrar geçmiş olsun diyorum." 
Türkiye’de dinlemelerin insanları rahatsız ettiğinin bir gerçek olduğunu belirten Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsanlar artık telefonlarını yanında taşıyamıyor, sohbet ederken telefonlarını başka yerlere koyma gibi bir alışkanlık edinmeye başladı. Sıradan vatandaşlar dahi 'Acaba bizi birileri dinliyor mu?' diye telefonda konuşmamayı hatta oturma odalarında iş yerlerinde dahi konuşmamaya başladı. Bu fevkalade kötü bir durumdur. Bir hukuk devletinde insanların özel hayatlarına dahil böyle bir endişeye kapılmaları kabul edilemez, izah edilemez. Böylesi bir olumsuzluğa hiç kimsenin sebebiyet vermeye hakkı yoktur. Dinleme kararları, bizim hukukumuz içerisinde bir usul dairesinde elbette alınabilir. Ama bizim düzenlemelerimiz dinlemelerin en son çare olarak başvurulmasını öngörüyor. Sadece belli suçlarla ilgili bunun yapılmasını öngörüyor. Geçenlerde emekli bir istihbarat müdürünün açıklaması gazetede yer aldı. Orada adeta itiraf ediyor. Diyor ki, 'Eskiden Türkiye’de işkence, kötü muamele vardı, şimdi ortadan kalktı. Çünkü o zaman şüphelileri konuşturmak için kötü muameleye başvuruluyordu, şimdi dinlemeler yapılıyor. Kötü muameleye başvurma ihtiyacı bundan kalktı' anlamına gelecek değerlendirme yapılıyor. Son çare olarak ancak belli suçlarla ilgili başvurulması gereken bir usulün her hangi bir suç soruşturmasında yapılan ilk uygulama, ilk işlem haline dönüştürüldüğünü gösteriyor ki bu fevkalade hukuk devleti bakımından bizim insanımız bakımından, insan onur ve haysiyetini koruma bakımından tehlikeli ve sakıncalı bir durumdur. Bizim hukukumuzda dinleme tedbiri ilk uygulanacak usul hükmü asla değildir. En son çare olarak uygulanacak bir hükümdür."
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ortaya çıkan kayıt, verilerin, gerçekte dinleme konusunda yasalarda belirtilen sınırların aşıldığını, sınırların yasaya rağmen genişletildiğini gösterdiğini bunun da, çok tehlikeli bir durum olduğunu anlattı. Bozdağ, "Savcıların veya bu kararı verenlerin herkesten daha çok hukuka insanların haklarına özel hayatına insanların onuruna insanların masuniyet ilkesine lekelenmeme hakkına herkesten daha çok riayet etmeli gerektiği de bir gerçektir"diye konuştu. Adalet Bakanı Bozdağ, muhalefetin de özel hayata, kişi ve haberleşme özgürlüğüne, özel hayatın gizliliğine, insan onurunun ihlaline dikkat etmesi gerektiğini ifade ederken "Bir takım böylesi ahlaksız hukukun dışında olan veya hukukun sınırları aşılarak yapılan hadiseler ortaya çıktığında bu işlerin odağında olanlar farklı diye farklı muamele takınmaları ve siyasi etik açısından doğru değildir" dedi. Bozdağ, şöyle konuştu:
"Hep beraber bir ahlaksızlık varsa onun karşısında olacağız, ahlaktan yana tavır koyacağız. Bir hukuksuzluk varsa onun karşısında olup hukuktan yana tavır koyacağız. Ancak bizim muhalefetimiz siyaset kurumumuz malesef henüz bu noktaya gelmemiştir."
Bozdağ, bir gazetecinin Başbakan Erdoğan’ın "Facebook ve Yotube’yi kapatabiliriz" sözleri hatırlatılınca buna yanıt vermekten kaçındı  

HG(ÜK/İD) (FOTOĞRAFLI)