DİYARBAKIR Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Mardin'in Nusaybin İlçesi'nde Türkiye-Suriye sınırında örülmek istenen duvar ile ilgili konuşurken, "Bunu bütün dünya bilmelidir ki, sınırda örülen duvar, Kürtlerin kaderi üzerine inşa edilecek bir duvardır. Kürt halkı buna rıza göstermiyor, rıza göstermeyecektir" dedi. BDP Genel Başkan Yardımcısı Demir Çelik ise, "Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünün bizzati şifresi ve çözüm yolu Rojava'da atıyor" diye konuştu.
Diyarbakır'da Yerel Yönetimlerden sorumlu BDP Genel Başkan Yardımcısı Demir Çelik Başkanlığında bir araya gelen BDP'li Belediye Başkanları, Türkiye- Suriye sınırında örülmek istenen duvar ve bunu karşı ölüm orucuna giren Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan ile ilgili basın açıklaması yaptı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, bugün Türkiye ve Ortadoğu halklarının kaderini en yakından ilgilendiren ve geleceğini etkileyecek olan hadiselerden bir tanesinin Suriye ve Rojava meselesi olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Her şeyden önce yerel yönetimler, Belediye başkanları olarak çok iyi idrakindeyiz ki, bilincindeyiz ki, barış yüzyılımızın olmazsa olmazıdır. Yaşayarak, bire bir tanığı olarak biliyoruz ki çatışmalar, savaşlar en çok yerleşim birimlerinin, kentlerin, kasabaların, şehirlerin ve her yerde yaşayan insanlarımızın yaşamını derinden etkiliyor. Tam da bu noktada yerel yönetimler Belediyeler, Belediye başkanları, seçilmişler, barışın ve barışı inşa etmenin en önemli araçları aktörleri ve çaba göstericileri olmak durumundadır."  SINIRDA ÖRÜLEN DUVAR
Baydemir, Suriye'de ve Rojava'da eşitlik, özgürlük temelinde bir arada kardeşçe yaşama temelinde barışın inşasının kendilerininde kaderinin bir parçası olduğunun farkında olduklarını ifade ederek şöyle devam etti:
"Rojava özgürlüğüne kavuşmadığı müddetçe Suriye'de özgürlük, onurlu bir barış tesis edilmediği müddetçe, bizler de burada kendimizi özgür hissedemeyiz. Barış umutlarının yükseldiği bir atmosfer içerisinde Ortadoğu halklarının bir arada yaşayabileceği bir sürecin inşası çabası güdülürken, bunu zemin hazırlama çabası ortaya konulurken, hemen yanı başımızda, Rojava'da sınırda adata Berlin utanç duvarı gibi bir utanç duvarı inşa ediliyor. 21'inci yüzyılın en büyük ayıplarından bir tanesidir böylesi bir duvarı inşa etmek. Her şeyden önce Ortadoğu'daki sınırlar halklara rağmen çizilen sınırlardır. 21'inci yüzyılda sınırlar anlamını yitirirken, sınırların esnetilmesi gerektiği savunulurken, tartışılırken, yeniden duvarlar örmek, mayınlı arazilerin temizlenmesi çabası verilirken yeni duvarlar örmek, gelecek perspektifi ile ters düşmektedir. Bunu bütün dünya bilmelidir ki sınırda örülen duvar Kürtlerin kaderi üzerine inşa edilecek bir duvardır. Kürt halkı buna rıza göstermiyor, rıza göstermeyecektir." 
ÇÖZÜMÜN ŞİFRESİ VE YOLU ROJAVA'DA ATIYOR'
BDP Genel Başkan Yardımcısı Demir Çelik de 7 Kasım'da tüm seçilmişlerin halk ile birlikte Nusaybin'de olacaklarını belirterek şunları söyledi:
"El Nusra ve El kaide üzerinden gerçekleştirdikleri katliamlarla yetinmeyen, utanç duvarları ile 1'inci Dünya savaşında Kürdistan'ın bağrına sapladıkları demir yolu ve mayın tarlaları ile yetinmeyip, utanç duvarları ile Kürdistan'ı yeniden ayrıştırmak ve işgal etmek isteyen Türk sömürgeciliğe karşı orada Rojava'nın yanında, Rojava halkının yanında olacağız. İnsanlık, 1989 yılında Berlin duvarları şahsında utanç duvarlarını yıkmışken, üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen Türkiye'nin bir kez daha buna tennezül ediyor ve hevesleniyor alması kabul edilebilir değildir. Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünün bizzati şifresi ve çözüm yolu Roaja'dava atıyor. Bu nedenle Türkiye El Nusra El Kaide ile orayı boğmak, orayı utanç duvarları ile gölgelemek istiyor. Bu utancı kabul etmek istemiyoruz."