Sebile ÇETİN-Mehmet İNAN/ BURSA, () - BURSA’ da konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, siyaset yapmayı un çuvalı taşımaya benzeterek, "Siyaset un çuvalını özenle taşımaktır. Yere düşürüp patlattınız mı siyaset dışı bir şey. Hayatımız böyle geçti. Un çuvallarını çoğu zaman yere düşürdük ve patlattık. Bazen yüzümüz bembeyaz oldu, bazen kıp kırmızı oldu. Ama düşürmeden götürmek lazım" dedi.
Şehrengiz Dergisi 1’nci Bursa’ya Değer Katanlar Ödül törenine katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, siyaset yaşamı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Aktif siyaset hayatımın sonuna yaklaştığını söyleyen Arınç, asker tabiriyle şafak saydığını ifade etti. Siyasetin uzun soluklu bir iş olduğunu kaydeden Arınç, “Başarabilir, sabrederseniz, azmederseniz, heyecanınızı kaybetmezseniz, halkla ilişkiler noktasında iyi bir performans gösterirseniz keyifle yapılan bir şey. Siyaset, seyis dediğimiz atların bakıcılarından kinaye ‘iyi yöneten’ demektir. Siyaseti de siyaset olarak yapmak gerekli. Çok kitaplar yazıp söylenmiş olabilir. Aslında fiilen yapılan yaşanan bir şeydir. Akademik ölçüler içinde kitap yazmakla, rapor hazırlamakla iyi bir siyasetçi olarak yetişmek mümkün değil. Sahaya inmek, halkın arasına girmek lazım. Donanımlı olmak lazım. Ne düşündüğünüzü, vizyonunuzu, ilersi için ne düşündüğünüzü, halkın nasıl bir yaşam içinde daha çok mutlu olabileceğini, nasıl yönetilebilirse çok daha huzurlu bir ortamda olabileceğini düşünmek demektir” dedi.
SİYASET UN ÇUVALINI YERE DÜŞÜRMEMEK
Siyaseti anlatan Mısır’da geçen bir hikayeyi aktaran Arınç şunları söyledi: "Mısırda İskenderiyeli bir alim varmış çok çalışmış yorulmuş bir hava değişimine ihtiyaç duymuş yolculuk için İskenderiye limanına iskeleye yaklaşmış. Un taşıyan hamalları görmüş. Hamalbaşı ‘hadi aslanlar, hadi hamallarım çuvalınızı siyasetle taşıyın’ demiş. Önce hamalbaşına sonrada hamallara sormuş nedenini. Hamallar, ‘Hamalbaşı bize ‘unu yere düşürüp patlatmayın’ diyor cevabını vermiş. Siyaset un çuvalını özenle taşımak. Yere düşürüp patlattınız mı siyaset dışı bir şey. Hayatımız böyle geçti. Un çuvallarını çoğu zaman yere düşürdük ve patlattık. Bazen yüzümüz bembeyaz oldu, bazen kıp kırmızı oldu. Ama düşürmeden götürmek lazım."
YANLIŞ SÖZCÜK KULLANMAMAK İÇİN AĞZIMDAN ZOR LAF ÇIKTIĞI ZAMANLAR OLDU
Arınç, siyasi yaşamı boyunca bir çok zorlukla karşılaştığını fakat en büyük sıkıntıyı hükümet sözcülüğünde yaşadığını belirtti. Karşısında onlarca soru soracak bir gazeteci ordusu ile karşı karşıya kaldığını ifade eden Arınç, "O sorulara siz öyle cevaplar vermelisiniz ki un çuvalı yere düşüp patlamamalı. Çünkü öyle bir şey söyleyeceksiniz ki borsa düşmüşse yükselecek. Yükselen borsayı yerin dibine düşürmeyeceksiniz. Kan, ter içinde kaldığımı, üzerime büyük bir yorgunluk çöktüğünü, yanlış bir sözcük kullanmamak için ağzımdan zorla laf çıktığını sizde fark ediyorsunuz. Halbuki rahat olsam ben bir kelimeden bir saatlik konuşma üreten adamım. Ama hükümet sözcülüğünde söylediğiniz sözler yanlış anlaşılmamalı. Siz yanlış şeyler söylememelisiniz. Dış itibarımız, politikamız var. İçerde güvenliğimiz var. Kanunlar, tasarılar, teklifler var. Her gün yaşanan olaylar var. Sizin sözünüze bakıyor her şey. Eskiden darbeleri cuma günleri yaparlarmış. Şimdi en kötü, zor, haberleri cuma günü borsa kapandıktan sonra veriyorlar. Halbuki biz pazartesileri bakanlar kurulunu yapıyoruz. Her şeyin açık olduğu bir zamanda. Her olayı sükunete erdirebilecek, herkesin gönlüne, vicdanına hitap edebilecek, hükümetimizin politikasını tersine çevirmeyecek şeyler söylememiz lazım. Bu bizi terbiye ediyor" dedi.
Bursa’da katıldığı Çerkezlerin Haluz gecesine önüne konulan Rusya’daki olimpiyatları protesto eden kağıtlar nedeniyle nota aldıklarını kaydeden Başbakan Yardımcısı Arınç, iç ve dış siyasette bu yüzden dikkatli olmak gerektiğini söyledi.
HERKES SİYASETÇİYİ TAŞLAR
Türkiye’nin yönetmesi zor ülkelerden birisi olduğuna dikkat çeken Arınç, konuşmasını şöyle tamamladı: "Çok şükür artık Türkiye yönetilebilir ülkelerden biri olarak liyakatle anılıyor. Bazı olaylar bu gölgeliyor. Siyasetçileri korunmalı, teşvik etmeliyiz. Siyasetçi siyasetçinin dostu olmalıdır. Herkes herkesi korur, ama siyasetçiyi taşlar. Siyasetçinin de en büyük rakibi karşısındaki siyasetçilerdir. Herkes onlar için bir şey söyler, eleştirir. Kendi mesleğinden kim ne yaparsa yapsın gözünü kapatır ama siyasetçiye ‘vurun abalıya’ kabilinden herkes bir şey söyler. Herkesin ağzına biber sürmek mümkün değil. Ama siyasetçi, kolay yetişmeyen siyasetçileri korumak ve kollamak zorundadır. Hatalarına ortak olarak değil. Onları uzum ömürlü bir siyasetçi haline getirmek gerekli." Konuşmaların ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a devlet adamlığının yanı sıra vakıf eserlerini koruma ve yaşatmada gösterdiği çabalardan dolayı ödül verildi. 

SÇ,Mİ (FK/RT) (FOTOĞRAFLI)