KASET MONTAJI İŞİNE GİRDİLER
Başbakan Erdoğan, beraberindeki eşi Emine Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Menderes Türel ile birlikte 'Ana' uçağıyla Nevşehir Kapadokya Havaalanı'na geldi. Buradan da helikopter ile Niğde'ye geçen Erdoğan, Hükümet Meydanı'ndaki düzenlenen mitinge katıldı.
Geniş güvenlik önlemi alınan alanda toplanan yaklaşık 10 bin kişiye hitap eden Erdoğan, sözlerine Niğde'yi bugün bir başka güzel gördüğünü anlatarak başladı. Niğdeli marangoz Ahmet Üçer'in 1946 yılında sandığa nasıl götürüldüğünü anlatan Erdoğan, "1946 yılında evinde çalışırken polisler geliyor. Marangoz Ahmet'i alıp sandığa götürüyorlar, seçim var oyunu kullan diyorlar. Marangoz Ahmet Amca oyunu Demokrat Parti'ye vereceğini söylüyor. Onu götürenler Halk Partisi'ne oyunu atacaksın' diyorlar. Ahmet Amca da 'Madem oyumu sizin istediğiniz partiye atacağım beni buraya niye getirdiniz. Siz benim yerime oyumu atsaydınız' diyor o günden sonra Ahmet Amaca da Niğde'de demokrasiden milli iradeden taviz vermedi. İşte bugün de Niğde demokrasiden yana bugün Niğde milli iradeden yana, bugün Niğde milletin partisi Ak Parti'den yana. Bu sevdayı biz biliriz, bir de siz bilirsiniz. Bu sevdayı başka kimse bilmez. Bu sevdayı MHP anlamaz, bu sevdayı CHP anlamaz. Onları irtibatları, onların gönül bağları milletle değil, irtibatları başka yerde. CHP Genel Başkanı, Ak Parti'ye oy verirseniz iki elim yakanızda olur diyor. Sen kimsin ya. Ya sen İstanbul'da geçen belediye seçimlerinde Belediye Başkan adayı oldu. İkamet ettiğin Kağıthane'yi bile unuttun Kağıttepe diyecek kadar zavallısın. O seçimlerde kendine bile oy kullanamadın. Kendi oy pusulasını bile bulamayan adamlar bu ülkeye yönetici olur mu? Böyle bir zavallıdan, bu ülkede idareci olabilir mi? Biz bunun Genel Müdürlüğü'nü de biliyoruz. Bunlar ne sandığı bulabilir ne milleti. Tam aksine milletin elleri bunların yakasında olacak. Diğeri de çıkmış MHP'nin Genel Başkanı, 'Nereye verirseniz verin Ak Parti'ye oy vermeyin' diyor. Bunlar nasıl siyasetçi bunlar bu işi öğrenemediler. Siyaseti millet için yapmayı, hizmet için yapmayı öğrenemediler. Bakınız Bitlis'te 5 parti bir olmuş, duymuşsunuz. CHP, MHP, BDP, DSP bir parti daha vardı. Neyse 5 parti. 5 partinin toplum oyu yüzde 7. Buradan bir şey söyleyeyim mi? 40 kırık çürük yumurtadan bir sağlam yumurta olmaz bunu böyle bilin. Bunu böyle yaparsan netice alırız diyorlar ama alamayacaklar" dedi.
ÜÇ KAFADARLAR MONTAJ KASET İŞİNE GİRDİ
CHP ve MHP'nin ruh ikizi olduğunu belirten Erdoğan bunalar Pensilvanya'nın da eklendiğini belirten sözlerine şöyle devam etti;
"Şimdi 3 kafadar oldular. Bu üç kafadara 3 koyun verin kaybedip gelirler. Bu 3 kafadarın işleri güçleri yoktu. Şimdi kaset işine, montaj işine girdiler. Oradan bir şey kazanacaklar. Günlerdir hukuksuz dinlemeler ve montaj üzerine siyaset üretiyorlar. Kaset siyaseti yapıyorlar. Yakın tarihimizden ibretlik bir hadise anlatacağım. Yıl 1998 çok iyi dinleyin. 17 Aralık günü MHP Milletvekili olan hatta Meclis Başkan Vekili olan 1998'de DYP milletvekiliydi. TBMM basın toplantısı düzenledi. Bir gazete yöneticisinin bazı bakan ve bürokratlarla yaptığı konuşmaları yayınladı. Kim olduğunu anladınız değil mi? O gazete ayağa kalktı dinlenen yazar küplere bindi. Konuşmayı yayınlayan milletvekiline tazminat davası açtı dönemin parasıyla 15 milyar tazminat kazandı faiziyle birlikte 26 milyar lira. Yargıtay tarafından onaylandı. O yazar bu defa kasetler üzerinden bize iftira atıyor. MHP ödenen tazminatı unutmuş, ey MHP yatacak yerin yok. Kasetler üzerinden iftira siyaseti yapıyor. CHP'de varlığını kasetlere borçlu bir yönetim var. Bu Genel Müdür kendi Genel Başkanının kasetiyle başkan olmadı mı? O kaset yayınlanmasaydı o Genel Başkan olabilir miydi? O Genel Başkan da ne dese beğenirsiniz Başbakan'ın da haberi var.'  Sana yazıklar olsun. Benim bundan haberim olsa ben kalkar duymamazlıktan gelir, bunu yarım saat değil; 1 saat, 2 saat, 3 saat o sosyal medyada kalmasını arzu ederdim. Anayasa tartışmalarını yaptığımız mecliste ben bakanıma talimat verdim, yarım saat sürmeden bunu biz sosyal medyadan indirdik.
Aynı konuda MHP'ye yaptılar onları da indirdik. Genel Başkan Yardımcısına yapıldı biz indirdik, bizim kutsallarımızda böyle bir şey yok. Bizim değerlerimizde böyle bir şey yok. Çık meydanda mücadeleni ver, sandık mücadeleni ver, alabiliyorsan neticeyi al. Sabah akşam bunların gündeminde kaset var. Ağızlarında dillerinde montaj var yalan var. Biz bu davaları tek tek açacağız. İnlerine gireceğiz, kaçmak yok. İnşallah illegal dinlemeleri kasetleri bu montajları grup salonlarında dinletenlerden tazminatları toplayacağız. Zaten CHP Genel Başkanı'ndan çok para aldım. Bu adamdan Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı da çok para aldı. Ama bu adam anlamaz. Çünkü iftira at tutmaz iz bırakır. Benim için de iftiralar attı epeyce tazminat aldım."
3 BİNE YAKIN KİŞİ DİNLENMİŞ
Son 3 yıl içinde bir dava dosyası üzerinden 3 bine yakın kişinin telefonlarının dinlendiğini, 450 MHP'linin de telefonlarının dinlendiğini belirten Erdoğan, CHP; MHP, BDP il başkanlarının hukuksuzca dinlendiğini hatırlattı. Bakanların, milletvekillerinin Cumhurbaşkanı'nın Genelkurmay Başkanı'nın ve kendisinin de dinlendiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi;
"Herkesi dinliyorlardı, çok mahrem devlet görüşmelerini dinlemişler bir yere servis etmişler. İşadamlarını dinlemişler, şantaj yapıp haraç toplamışlar. Hakimleri savcıları dinlemişler, onlara şantaj yapmışlar. Gazetecileri dinleyip onlara şantaj yapmışlar. 30 Mart'ta bu telekulak çetesine siz hesap soracaksınız. Gece gündüz demeden 27 gün çalışmaya var mıyız? Yarın kapılarınıza ablalar gelebilir. Hanımefendi be sen hangi yüzle buraya geldin ya. Benim başörtümü füruat olarak nitelendiren o malum zattan dolayı mı buraya geldin? Yahu biz başörtülerimizde dolayı okullarımıza gidemedik. Ak Parti iktidarı okullarımızı bize açtı be. Bu yüzden mi buraya geldin? Biz üniversitelere giremiyorduk öyle mi? Üniversite yollarımız açıldı. Bu yüzden mi buraya geldiniz be. Bunların illerde ablaları, imamları var. Cami imamları değil, meydan imamları bunlarla para toplarlar kapı kapı. Makbuzsuz para toplarlar. Topladıkları paraların akıbeti belli değil bunların hesabını soracağız. Er veya geç. Kapıyı çalanlara şunu deyin başka kapıya. Onlara şunu da söyleyin 'Yüreğiniz var ise CHP'nin gölgesinde değil MHP'nin gölgesinde değil partinizi kurun öyle gelin. Ve partinize Genel Başkan arıyorsunuz Pensilvanya'dakini çağırın gelsin. Türkiye onun vatanı değil mi? Vatanı ise gelsin niye gelemiyor? Onun vatanı Amerika mı? Çıksın Türkiye'ye gelsin. Türkiye'yi Pensilvanya'dan karıştıranlarla hesabımız var bu da sorulacak. Isparta'da anlattım, bu zat kalkıyor Savaş Ay ile bir program yapıyor. Savaş Aş soruyor 'nereye destekleyeceksiniz' diye. 'Ben hayatımda 1 kez oy kullandım siyasetle siyasi partilerle ilgim alakam yok. Hz. Cebrail parti kursa oraya da oy vermem' diyor. Böyle bir ifade kullanılır mı? Bu örgüte destek veren saf kardeşim daha ne kadar bunların yanında olacaksın. Hz. Cebrail parti kursa oyumu vermem diyenle daha ne kadar beraber olacaksın. Hz. Cebrail parti kursa oy vermem CHP ve MHP'ye oy veririm. Şu anda yaptıkları kampanya bu. Gerekli dersi 30 Mart'ta vereceğiz. 27 Mayıs'ta milli iradeye neler yaptıklarını unutmayın. Bugün nasıl sokakları tahrik ediyorlarsa, o gün de sokakları tahrik ettiler. Bugün işverenler, partiler belli sivil toplum kuruluşları nasıl bir araya geldilerse o gün de bir araya geldiler. Merhum Adnan Menderes ve partisine ne yaptılarsa bize de aynısını yapmaya çalışıyorlar. Aziz milletimiz kirli girişime geçit vermeyecek."
GÜÇLÜ DEVLET VURGUSU
Erdoğan, bu yıl sonuna kadar 2, gelecek yıl da 2 olmak üzere 4 Awacs uçağın geleceğini, bu sayede Türkiye'nin hava sahasının kontrol altına alınacağını vurgulayarak güçlü bir devlet inşaa ettiklerini anlattı. Allah'tan başka kimsenin önünde eğilmedikleri sadece rükûda eğildiklerini kaydeden Erdoğan, Türksat A4 uydusunun Kazakistan'da uzaya gönderildiğini hatırlatarak, "Nasıl gittiğine baktım, başörtüsüne takılmadı gitti. Bunca zamandır ne işiniz vardı, benim başörtülü kız kardeşlerimle. Benim başörtülü kız kardeşlerimi niye böyle böldünüz, eğitim öğretim özgürlüğünden mahrum bıraktınız. Ey CHP sen busun. Başörtülü Belediye Başkan adayı göstermişler, İstismar bunlarda biz bunların ciğerini biliriz. Akşam başka sabah başka" diye konuştu.
Göreve geldiklerinde Türkiye'nin milli gelirinin 230 milyar dolar olduğunu da hatırlatan Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
SENDEN TAHTAKALE'DE KASET TÜCCARI OLUR
"79 senede oraya gelmiş. Şu 11 senede milli gelirimize 570 milyar dolar ilave ettik şimdi 800 milyar dolar oldu. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar milli gelirini buradan buraya 11 yılda çıkartabilir mi? Göreve geldiğimizde 79 yılda bölünmüş yol 6 bin 100 kilometreydi. 11 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol ilave ettik. Yolsuzlukların olduğu iktidarda bunları yapabilir miyidiniz? 670 bin tablet bilgisayar dağıtılıyor. 10 milyon tablet bilgisayar ihaleye çıkıyor, artık yavrularımız tablet bilgisayarlarla geleceği okuyacak. CHP'nin gündeminde iftira var kaset ver. Ey CHP'nin Genel Başkanı ey Genel Müdür, senden siyasetçi olmaz. Senden olsa olsa Tahtakale'de kaset tüccarı olur.
Hakaret etmiyorum taltif ediyorum. Tahtakale bu işin yeridir oraya gitmesi gerek. Enflasyon rakamı açıklandı, biz göreve geldiğimizde yüzde 30'du şimdi ne oldu yüzde 7.9. Enflasyona canavar demiyor muyduk. Cebimizdeki para eriyor, 1 milyon liraya tuvalete gidiyorduk. Tuvalet zengin olduk. Bunları gördük, göreve geldiğimde paradan 6 sıfır atacağız dedim. Şu anda köşe yazarlığına devam eden bir zat enflasyon patlar, yapamazlar dedi. Yapabilirlerse ben Taksim Meydanı'nda eşek gibi anırırım dedi hala bekliyorum, anıracak. Enflasyon patlamadı tam akside çatladı."
Başbakan Erdoğan konuşmasının ardından belediye başkan adaylarının tanıtımı yaptı ardından da Niğde Valisi Necmeddin Kılıç'ı makamında ziyaret etti. Erdoğan, Osmaniye mitingine katılmak üzere Niğde'den ayrıldı.

(OA/AAA)(FOTOĞRAFLI)