Hasan KIRMIZITAŞ- Ali LEYLAK- Hadi KURT- Mehmet SEZGİN- Ahmet Hamdi ÇİÇEK- Ömer PINAR- Ömer ŞULUL/ŞANLIURFA, () - BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda bile çözüm sürecinden geri adım atmayacaklarını söyledi. Türkiye'nin ve annelerin değiştiğini, çocuklarının elinden alınmasına itiraz ederek yüreklerini ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, HDP'nin ise sessiz kalmasına tepki gösterdi. 1,5 yıldır dağlardan acı haber alınmadığını ancak anneleri ağlatmak için uğraşıldığını kaydeden Erdoğan, "Ama anneler artık eski anneler değil, Türkiye eski Türkiye değil. İşte Diyarbakır'da anneler itiraz ediyor. HDP'den ses var mı? Niye ses çıkarmadılar? Hani demokrasiydi, hani özgürlük, barıştı. Annelerin evlatlarını zorla ellerinden alarak mı demokrasi olacak? Bu insanlık dışı eyleme göz yumarak, sessiz kalarak mı olacak? Dağa giderken susanlar, cenaze gelince sahtekarca feryat ederek timsah gözyaşı dökerler. HDP böyle bir şey, bunların oyununa gelmeyin. 'Biz Kürtlerin temsilcisiyiz' diyorlar, hadi canım. Benim Kürt kardeşime ne hizmet verdin onu söyleyin. Gözyaşından başka ne hizmet verdiniz?" diye konuştu.

Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos'ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi düzenlenen mitinge katılmak üzere Şanlıurfa'ya geldi. Eşi Emine Erdoğan ile birlikte gelen Başbakan Erdoğan, 1,5 saat gecikmeli olarak Topçu Meydanı'nda yapılan mitinge katıldı. Burada toplananlara hitap eden ve AK Parti iktidarında Türkiye ve Şanlıurfa'ya yapılan hizmetleri anlatan Başbakan Erdoğan, isim vermeden cumhurbaşkanı adayları İhsanoğlu ile Demirtaş'ı eleştirdi.

ŞANLIURFA KARARINI VERMİŞ

Yerel seçimlerde AK Parti olarak yüzde 62 oy aldıklarını ve gördüğü kalabalığın kendisini 10 Ağustos önce de mutlu ettiğini ifade eden Erdoğan, "Buraya 9 Mart'ta geldik, unutulmaz muhteşem miting yaptık, ardından Şanlıurfa'da 30 Mart'ta sandığa gitti; sonuç yüzde 62 AK Parti. Şanlıurfa 30 büyükşehir belediyesi arasında yüzde 62 oy oranıyla Türkiye'de ikinci oldu. 81 il içinde de Şanlıurfa; Rize ve Konya'dan sonra 3'üncü oldu. Şanlıurfa bir kez daha farkını ortaya koydu, kendisinden bekleneni, yakışanı, yarışanı yaptı. Partimize, davamıza ve bu kardeşinize verdiğiniz destekten dolayı teşekkür ediyorum. Şimdi önümüzde bir seçim var ve 10 Ağustos'ta tekrar sandığa gidiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin 12'nci cumhurbaşkanını Allah'ın izniyle bu sefer sandıkta belirliyoruz. Şanlıurfa cumhurun başına kimin geleceğini şimdiden tayin etmiş. Ancak Şanlıurfa'dan sıradan bir sonuç beklemiyorum. Yine rekor bekliyorum. 81 il arasında Şanlıurfa'dan birincilik bekliyoruz. Şanlıurfa'ya bu yakışır, çalışırsak çalışırsanız Konya ve Rize'yi geçersiniz" dedi.

ÇATISI AKAN ADAYA OY ÇIKMAZ

Konuşmasında çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu ve HDP adayı Selahattin Demirtaş'ı isim vermeden eleştiren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şanlıurfa'da CHP ve MHP'nin ısmarlama çatısı akan adayına zaten oy çıkmaz, ben bunu biliyorum. İnanıyorum ki Şanlıurfa'dan HDP adayına da oy çıkmayacak. Bakın biz yıllardır ne diyoruz; 'Bu HDP, Doğu ve Güneydoğu'nun CHP'si olmaya çalışıyor. Model aldıkları parti CHP. Dahası var cumhurbaşkanı adayları belirlenirken, şu anki adayı gidip CHP ile pazarlık yapıyor ve bunu kendisi itiraf etti. Ne dedi; 'eğer CHP şu anda milletvekili olan Rıza Tülmen'i aday gösterseydi CHP ile birlikte hareket edecektik' diyor. HDP'ye gönül verenler belki bunu duymamıştır, siz söyleyin. CHP ile pazarlık yaptığını söyleyin. CHP'yi, Doğu ve Güneydoğulu kardeşim çok yakından tanır. CHP demek; dikta yönetimi, inkar, ret, asimilasyon, yasak, yoksulluk, yolsuzluk, ezanı Türkçe okutmak, Kuran'ı yasaklamak, başörtülüye zulmetmek, milli ve manevi değerleri çiğnemek, Türk, Kürt, Alevi, Sünni her türlü hakları yok saymak, farklılıkları yok saymak demektir. Böyle bir CHP ile HDP ittifak arayışına giriyor. Bu nasıl iş, CHP hem HDP hem MHP ile ittifak yapıyor. HDP olmuyr, MHP ile yapıyor. Bunlarda her numara var. Sosyal medyada bunlarla ilgili güzel bir tasarım yapmışlar. Bunlarda darbecilikte, başörtüsü düşmanlığı, ulusalcılık, Esedçilik ne ararsan var. İnanın Şanlıurfa'nın Kapalı Çarşısı'nda bu kadar çeşit yok. Onun için hem Şanlıurfa'da hem Türkiye genelinde CHP'ye, MHP'ye, MHDP'ye oy verenlerin de bizi destekleyeceklerine yürekten inanıyorum. 10 Ağustos'ta seçmen sadece cumhurbaşkanı seçmeyecek, bu ilkesiz partilere de sandıkta büyük ders verecek."

BİZDE AYRIMCILIK YOK

Cumhurbaşkanlığı vizyon belgesini açıkladıkları toplantı salonunda Türkiye'nin tüm renklerinin yer aldığını ifade eden Erdoğan, ayrımcılık yapmadıklarını ve yapmayacaklarını ifade ederek, "Toplantı salonumuzda siyasetçiler, sanatçılar, sporcular, yazarlar gazeteciler, STK temsilcileri, işçiler, esnaf, memur, çiftçi herkes oradaydı. Vizyon belgemizde ne dedik; demokrasi, siyasi ve toplumsal normalleşme, refah toplumu, öncü Türkiye. 2023'e kadar yine çok çalışacak, Türkiye'de demokrasinin standartlarını daha ileri seviyelere çıkaracağız. 77 milyonun kardeşliği için gayret edeceğiz. Biz; Türk, Kürt, Arap, Laz, Çerkez, Gürcü, Boşnak, Romanıyla biriz, beraberiz, kardeşiz hep birlikte Türkiye'yiz. Zira biz birbirimizi yaradandan ötürü seviyoruz. Yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Parası, pulu, makamı, mevkisinden, ırkından dolayı değil sadece beni yaradan Allah onları da yarattığı için seviyoruz. Bizde ayrımcılık yok, ayrı gayrı yok, bu yola böyle çıktık böyle devam edeceğiz." dedi.

HDP TİMSAH GÖZYAŞLARI DÖKÜYOR

AK Parti iktidarı öncesi Türkiye'de var olan yasakları kaldırdıklarını ve terör sorununun çözümü için çabaladıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, Diyarbakır'da çocukları PKK'ya giden annelerin yaptığı eyleme HDP'nin sessiz kalmasını eleştirdiği konuşmasını şöyle sürdürdü:

"12 yıl önce Türkiye'sini hatırlayalım. Bu ülkeye çok ağır bedeller ödettiler. Son derece gereksiz, lüzumsuz tartışma ve yasaklarla çok ağır faturalar yüklediler. Bir genç kız üniversitede başörtüsüyle okusa ne olurdu? Bundan kime ne zarar gelirdi? Bir anne evladıyla Kürtçe, Arapça konuşsa ne olurdu? Bugün olduğu gibi bundan önce de televizyonlarda 24 saat Arapça, Kürtçe yayın olsa ne olurdu? Bugün olduğu gibi bundan önce de herkes düşündüğünü özgürce konuşsa, yazsa, ifade etse kim ne zarar görürdü? Türkiye yoksulluk içindeydi, bunlar ezan Türkçe mi Arapça mı olsun bunu konuştular. Şehirlerimizde yol, su, hastane yoktu bunlar gittiler başörtülüler üniversitede okusun mu okumasın mı bunu konuştular. Şanlıurfa Şivan Perver şarkılarını dinletmediler, 38 yıl vatan toprağını yasakladılar, ilçelerin gerçek isimlerini yasakladılar, on yıllar boyu bu ülkeye yazık ettiler. Bu ülkenin enerjisini, kaynaklarını, toplumsal barış ve kardeşliğini törpülediler. Biz geldik tüm bu yasakları ortadan kaldırdık. Başörtülü de insan istediği yerde okuyacak dedik. Meslek liseli, İmam Hatipli de insan istediği yerde okuyacak dedik. Türkçe, Kürtçe, Arapça her türlü kökende insan kendilerini ifade edecek, kültürünü koruyacak, herkes istediği gibi inancını özgürce yaşayacak dedik. Benim yavrularım İmam Hatip mezunu ama yavrularım katsayı ve başörtüsünden dolayı burada okuyamadı, yurtdışına gitti. Amerika'da başörtülü okuyor burada okuyamıyor. Hale bak; öz yurdunda garipsin. Böyle şey olabilir mi? Ne oldu; şu anda başörtülü kızlarımız istedikleri üniversiteye gidiyor, başörtülü olarak okuyor, devlet dairelerinde çalışabiliyor mu? Ne oldu ülke bölündü mü? Millet birbirine düştü mü? İşte buyurun başörtülü de, başı açığı da var ama bunlar korktular. Bakın şair Ahmet Arif Urfa Siverek'te ilkokulu okumuştu. Geçen aylarda o okulun ismini Ahmet Arif İlkokulu olarak değiştirdik, ne oldu kıyamet mi koptu, ülke bölündü mü, parçalandı mı, kardeşlik zedelendi mi? Tam tersine Türkiye büyüdü, güçlendi, daha özgür, demokratik, öncü bir ülke oldu. Bütün o yasakların, baskıların, zulmün, inkarın Türkiye'ye fayda değil zarar verdiği ortaya çıktı. İşte 1,5 yıl geçti dağlarımızdan artık acı haber almıyoruz. Ne Şanlıurfa ne Çankırı'da anneler evlatları için ağlamıyor. Ama anneleri ağlatmak için uğraşanlar var. Annelerinden çocukları, çocuklarından anneleri koparmak isteyenler var. Ama anneler artık eski anneler değil, Türkiye eski Türkiye değil. İşte Diyarbakır'da anneler itiraz ediyor; 'bizim çocuklarımızı elimizden alamazsınız, bizim çocuklarımızı kendi kirli çıkarlarınıza alet edemezsin' diye yüreklerini ortaya koyuyor. HDP'den ses var mı? Niye ses çıkarmadılar? Hani demokrasiydi, hani özgürlük, barıştı. Annelerin evlatlarını zorla ellerinden alarak mı demokrasi olacak? Bu insanlık dışı eyleme göz yumarak, sessiz kalarak mı olacak? Dağa giderken susanlar, cenaze gelince sahtekarca feryat ederek timsah gözyaşı dökerler. HDP böyle bir şey, bunların oyununa gelmeyin. 'Biz Kürtlerin temsilcisiyiz' diyorlar, hadi canım. Benim Kürt kardeşime ne hizmet verdin onu söyleyin. Gözyaşından başka ne hizmet verdiniz?"

SANATÇILARA DESTEK VERDİ, AHMET KAYA'YI HATIRLATTI

Başbakan Erdoğan, Vizyon belgesi toplantısına katıldıkları için sosyal medyada eleştirilen sanatçılara da sahip çıkarak, "Sosyal medyada toplantıya katılan sanatçılara CHP, MHP, HDP hepsi birden linç uyguluyorlar. Bu devirler geçti, sanat kimsenin elinde değil, sanatçı da kimsenin kölesi değil. Sanatçı dostlarıma sesleniyorum; artık eski Türkiye'de yaşamıyoruz. Size bu hakareti yapanların hepsi o hakaretleriyle baş başa kalacak, siz sanatınızla ülkenin geleceğine yön verecek sahip çıkacaksınız. Spor, fikir hayatı, medya kimsenin tekelinde değil, demokrasi, özgürlük kimsenin tekelinde değil. İsteseler de istemeler de yeni Türkiye kuruluyor, kurulacak. Bunu hazmedecek, milli iradeyi er ya da geç saygı duyacaklar. Bir zamanlar Ahmet Kaya vardı. Bunlar Ahmet Kaya'ya ödül töreninde çatal, tabak ellerinde ne varsa fırlattılar. Kimdi bunlar, bunlar da sanatçıydı. Yazar ve düşünürler vardı ve Ahmet Kaya orada mutfaktan kaçırıldı. Ondan sona Fransa'da hayata gözlerini yumdu. Kendi vatan topraklarında değil o Ahmet Kaya ki; gerçekten özgürlük mücadelesi veren adamdı. Beni cezaevine uğurlamaya gelen adamdı, Kazlıçeşme'de şarkılarıyla beni uğurlayanlar arasındaydı" diye konuştu.

PENSİLVANYA İLE MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR

Pensilvanya ile mücadelenin bundan sonraki süreçte de süreceğini ifade eden ve cemaatin okullarına giden öğrencilerin alınması için ailelere çağrıda bulunan Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:

"Pensilvanya ile ihanet şebekesiyle mücadelemiz sürüyor, bundan sonra da kesintisiz sürecek. Bunların okulunda çocuklarınız varsa alıp devletin okullarına, meslek liselerine, İmam Hatip'lere verin. Hafta sonları cumartesi pazar devlet olarak takviye kurslar vereceğiz. Yavruları geleceğe böyle hazırlayacağız. Hem para vereceğiz hem sömürecekler buna artık fırsat vermeyeceğiz. 30 Mart'ta destek ve yetki verdiniz bu işi yarım bırakmayacak, bırakılmasına izin vermeyeceğiz. Pensilvanya, Saidi Nursi'nin dirisine ve ölüsüne rahat vermeyen CHP ile işbirliği yapıyor. 30 Mart'ta derslerini aldılar ama ibret almadılar. 10 Ağustos öncesi CHP, MHP, HDP, Pensilvanya işbirliği halindeler. Kirli ittifakın bedelini tekrar ödeyecek. Milli manevi ve tüm kutsal değerlere ihanet içinde olanlar milletten bir daha gereken cevabı alacaklar. Durmadık, durmayacağız tüm çeteleri temizlediğimiz gibi paralel çeteyi de temizleyeceğiz."

ÇÖZÜM SÜRECİNDEN TAVİZ YOK

Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde de projeleri takip edeceğini ve çözüm sürecinden geri adım atmayacağını anlatan Erdoğan, "Çözüm sürecinden asla taviz vermeyeceğiz, geri adım atmayacağız. Bu yola biz canımızı koyduk, Kürt kardeşlerim için başımızı bu yola koyduk. Cumhurbaşkanı seçilirsem çözüm süreci hız kazanacak, hızlı ve kararlı şekilde devam edeceğiz. TBMM'de bu noktada önemli bir yasa çıkardık, çözüm sürecinde sabırla, sağduyuyla hareket edecek kan ve gözyaşına son vereceğiz" dedi.

KILIÇDAROĞLU HİJYENİK DEĞİL

Bir televizyon kanalında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürlüğü dönemine ilişkin yapılan bir programı izlediğini anlatan Eroğan, "Bir televizyon kanalında SSK Genel Müdürlüğü dönemindeki hastanelerin rezillik içinde olduğu anlatan program var ve bunu izleyen Kılıçdaroğlu gülüyor. Ey CHP'ye gönül veren kardeşlerim; bu belgeseli izlemenizde fayda var, görün bu adam nasıl bir adamdır. Bu adamdan bu ülkeye bir şey olmaz. O hastanelere sağlam girsen hasta çıkarsın. Böyle rezillik olabilir mi, hastane deyince akla hijyen gelir Kılıçdaroğlu'nun kendisi hijyenik değil. Durum berbat ve milletim bunu görüyor. Temizlik, sağlık, sağlıklı olmak başka bir şey" diye konuştu.

İSRAİLLE NORMALLEŞEMEYİZ

Konuşmasının son bölümünde 10 Ağustos'ta yapılacak seçimlerde destek isteyen Başbakan Erdoğan, Filistin'e saldırılarından dolayı İsrail'i eleştirerek şöyle devam etti:

"Biz ramazanı bu şekilde geçirirken Filistin, Mısır, Suriye, Irak böyle geçirmiyor. Bakın şu anda 5 gün içinde Filistin'de 200e yakın şehidimiz, 700 yaralımız var. İnsani yardım noktasında yardım gitmiyor ve dünyanın sesi çıkmıyor. Cidde'de bu konuda yapılan toplantıya Başbakan Yardımcısı olarak sadece Türkiye Başbakan Yardımcısı gönderdi, Katar Dışışleri Bakanı, bir ülke daha bakan gönderdi. Diğer İslam ülkeleri sadece temsilci gönderdi. Bu bizim ne durumumda olduğumuz u gösteriyor. Batı ise ses çıkarmıyor. BM Genel Sekreteri, devlet başkanlarının hepsiyle konuşuyorum. Bakıyorsunuz hepsi hala İsrail'e hak veriyor. 400 ton bomba indiriyor bomba. Leblebi çekirdeği atmıyor, terör estiriyor terör. Mavi Marmara gemimize uluslararası kara sularında bunlar saldırdılar, 10 şehidimiz oldu. Araya Avrupa, Amerika batılı ülkeler girdi. Ben, 'özür dileyecek, tazminat ödeyecek, Filistin'e olan ambargoyu kaldıracaksınız' dedim. Özür dilediler, tazminatı ödediler, Filistin'e yönelik ambargonun kaldırılmasını kabul ettiler dedikleri sırada bomba haberleri gelmeye başladı. İsrail'le bizim normalleşme sürecini başlatmamız mümkün mü? Değil. Her gün sesleniyorum; Ey Netanyahu sen bu bombaları durdurmadıkça yalnızlığa mahkum olacaksın. Türkiye ile dost olman, normalleşmen mümkün değil. Elindeki orantısız gücü o mazlum insanlara kullandıkça hiçbir zaman normalleşme sürecini Türkiye ile İsrail yaşayamaz. Zulme rıza zulümdür. CHP niye sesin çıkmıyor? MHP niye sesin çıkmıyor? HDP niye sesin çıkmıyor? Hadi siz gidin Esed'le beraber kahvaltı yapın. Netanyahu'yla da beraber yapabilirsiniz. Zulme rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. Kim olursa olsun. Bizimle hak yolda yürüdükçe doğruluk üzeri yürüdükçe, dostluğu kardeşliği devam ettiririz ama sapılırsa yolları ayırırız."

FOTOĞRAFLI

MİTİNG NOTLARI

49 DAKİKA KONUŞTU

Başbakan Erdoğan daha önce 17,30'da başlayacağı açıklanan mitinge gecikmeli olarak geldi. Saat 18.00 sıralarında kente gelen Başbakan Erdoğan, miting alanı olan Topçu Meydanı'ndaki platforma saat 18.39'da çıktı. Sık sık Şanlıurfa ve Şanlıurfalılara verdiği destekten ötürü teşekkür eden ve övgüler yağdıran Erdoğan, 49 dakika kaldığı platformdan 19.28'de indi.

MÜSLÜM GÜRSES'İ UNUTMADI

Başbakan Erdoğan kalabalığı selamlayarak başladığı konuşması sırasında kentte kaldığına inanılan peygamberlerin yanı sıra vefat eden Şanlıurfalı sanatçılar Kazancı Bedih ile Müslüm Gürses'i de hatırlattı.

42 DERECEDE FISKİYELİ SERİNLİK

Başbakan Erdoğan'ın mitingine katılmak üzere saatler öncesinden miting alanına gelen binlerce kişi, 42 derece sıcakta bekledi. Miting alanında uzun süre bekleyen kalabalıktaki bazı kişiler zaman zaman baygınlık geçirirken, alanda bulunan görevliler içine buz atılmış su ve gül suyunun bulunduğu fıskiyeleri kalabalığın arasında dolaştırıp sıkarak serinlik sunmaya çalıştı. Sıcaktan bunalan ve fıskiyelerden sıkılan soğuk su ile serinlemeye çalışan kalabalığın ise sevgilerini Türkçe, Kürtçe ve Arapça yazılı dövizler ile Erdoğan'a göstermeye çalıştığı görüldü.

2 BİN 500 POLİS GÖREV YAPTI

Başbakan Erdoğan'ın konuşma yaptığı Topçu Meydanı ile çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı. Saatler öncesinden alana çıkan yolların kapatıldığı kentte, miting alanı ile çevresinde 2 bin 500 polis görev yaptı. Miting alanı çevresindeki yüksek binalara keskin nişancıların yerleştirildiği görülürken, alanda ise AK Parti Gençlik Kolları üyesi 300 kişi görevli olarak olası izdihamı engellemeye çalıştı.

KİMLER KATILDI

Başbakan Erdoğan'ın Şanlıurfa mitingine eşi Emine Erdoğan'ı yanı sıra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, AK Parti Şanlıurfa Milletvekilleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile çevre illerden gelen partililer katıldı.