GIDA Tarım Ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ise, "Hedefleri Türkiye'de Kürtlere sağlanan demokratik hakların geri alınması, barışın bozulması, tekrar Türkiye'nin kan gölüne çevrilmesi" dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ise barış ortamının ve istikrarın bozulması için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin başından götürülmesi projesi bulunduğunu öne sürdü.

Seçim çalışmaları kapsamında Diyarbakır'a gelen Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık Çermik ve Çüngüş ilçelerinde miting yaptı. İlk olarak Çermik ilçesine giden bakanlar burada seçim otobüsünden partilileri selamladı. Ak Parti Diyarbakır Milletvekilleri Cuma İçten, Oya Eronat, Mine Lök Beyaz, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Galip Ensarioğlu'nun da katıldığı mitingte ilk olarak konuşan Bakan Eker, partilileri Kürtçe selamladı. Diyarbakır'ın huzur, barış ve güvene ihtiyacı olduğunu vurgulayan Bakan Eker sözlerini şöyle sürdürdü:

KÜRT HAKLARININ GERİ ALINMASINI İSTİYORLAR

"Diyarbakır'ın pislikten sokakları geçilmiyor, Diyarbakır'ın belediye hizmetine ihtiyacı var. Diyarbakır sokakları molotof kokteyl istemiyor, Diyarbakır istihdam, huzur ve barış istiyor. Diyarbakır esnaflarına zorla kepenklerin kapattırıldığı bir şehir olmak istemiyor. Diyarbakırlı çocukların ellerine el yapımı bombalar tutuşturuluyor. 13 Yaşındaki çocukların ellerinde bombalar patlatılıyor. Bu bölgede 30 senedir kan gölüne çevirdiler. Yanlış stareteji ve politikalarla, adaletsizliklerle köy yakmalarla annelerin gözyaşları sel oldu, evler köyler yakıldı, yıkıldı. Recep Tayyip Erdoğan barışın Başbakanıdır. O'na tuzaklar kurdular, iftiralar atılar. Hedefleri çözüm süreci başarıya ulaşmasın bunun arkasında bu var. Bu çeteler, komplocular, paralelciler bunların hepsi sayın başbakana tuzak. Hedefleri Türkiye'de Kürtlere sağlanan demokratik hakların geri alınması, barışın bozulması, tekrar Türkiye'nin kan gölüne çevrilmesi."

Ülkede istikrarın bozulmaması için Başbakan Erdoğan'a sahip çıkılması gerektiğine vurgu yapan Bakan Eker, "Bilin ki Recep Tayip Erdoğan, olmazsa onun başında olmadığı hükümet olmazsa, siyasi istikrar bozulursa, Allah korusun Türkiye tekrar 1990'lı yılların kanlı türbülansına geri gitme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. CHP, MHP'si de öteki partileri de alayı bizim icraatlarımıza da çözüm sürecimize ve demokratikleşme paketlerimize hep karşı durdular, karşı çıktılar. Paralelciler de karşı çıktılar. Bakın MİT Müsteşarını gözaltına almaya kalkıştılar niye çünkü, Kürt meselesini çözüyor. Projenin içinde yer alıyor diye. Bunun arkasında kim var çözüm sürecinin mimarı sayın başbakanımızdır. Şimdi 30 Mart'ta sayın Başbakana sahip çıkma günüdür" dedi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ise, gece gündüz çalışarak çok büyük adımlar attıklarını ve büyük yollar kat ettiklerini söyledi. Işık sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diyarbakırımız Türkiye'nin bu gelişmesinden arzu ettiğimiz kadar faydalanamadı. Bunun en temel sebebini siz biliyorsunuz. Huzurun, barışın olmadığı yerde iş olmuyor aş olmuyor. Bunun yerine göç oluyor. Niye Çermik Diyarbakır insanı göç etsin kendi ata yurdunda kazansın ata yurdunda çalışsın kendi yurdunda mutlu şekilde yaşasın bunun için gece gündüz çalışıyoruz. İnşallah bu barış sürecine çözüm sürecini kalıcı bahara çevireceğiz ve Allahın izniyle Diyarbakır sadece Türkiye'nin değil bölgenin en önemli cazibe merkezlerinden biri olacak. İstiyoruz ki bu çözüm süreci barış süreci kardeşlik süreci başarıya ulaşsın bir daha ne bölgemizde ne kan olsun ne gözyaşı olsun ne analar ağlasın. Bu seçim artık Türkiye'de demokrasiye kurulan kumpaslara milletimizin vereceği en önemli tepkinin adresi haline geldi."

HANGİ İSTİHBARAT ÖRGÜTÜ ADINA ÇALIŞIYORSUN

Bu seçimin yerel bir seçim olmaktan çıktığını ifade eden Bakan Işık, "Biz bu ülkede çok vesayet sermayenin askerin vesayetini post modern darbeyi gördük ama paralel vesayeti görmemiştik. Bunu söylerken paralel derken biz bunu söylerken hizmet hareketinin tabanındaki samimi kardeşlerimizi kastetmiyoruz.  Şimdi diyorlar ki biz eğitimle uğraşıyoruz. Eğitimle uğraşan güya bu paralel yapının yargıyı ele geçirmedeki maksadı ne olabilir. Eğitimle uğraşan emniyeti neden ele geçirir. Eğitimle uğraşan TÜBİTAK'ı neden ele geçirmek istesin. Eğitimle uğraşan bu ülkenin Başbakanını neden dinlesin. Bakın bir ülkenin Başbakanını ancak ve ancak gizli istihbarat örgütleri dinler. Yakın zamanda bir skandal ortaya çıkmıştı. Almanya başbakanını Amerikan istihbarat teşkilatı dinlemiş ülkeler arasında büyük bir kriz çıktı. Şimdi bu paralel yapıya soruyorum. Bir başbakanı ancak başka bir ülkenin istihbaratı dinlediğine göre sen hangi istihbarat örgütü adına çalışıyorsun, taşeronluğunu yapıyorsun. Allahın izniyle bu kumpas tutmadı tutmayacak. Bunlara 30 Mart'ta öyle bir şamar atacaksınız ki felekleri şaşacak, bir daha kendilerine gelemeyecekler."

BAŞBAKAN GİDERSE ÜLKE FALEKETE SÜRÜKLENEBİLİR

Birilerinin sürekli yolsuzluktan bahsettiğini belirten Bakan Işık, " 'Yolsuzluk var' diyorlar size tek şunu ifade edeyim. Yolla yolsuzluk bir arada olmaz. Yol varsa demek ki kaynak yola aktarılmıştır. Yolsuzluk yoktur. Eğer yolsuzluk varsa siz yol yapmaya kaynak bulamazsınız. Türkiye 19 bin kilometre yolu yaptıysa yolsuzluk yok, yol var demektir" diye konuştu.

Protokol daha sonra Çüngüş ilçesine geçerek buradaki mitinge katıldıktan sonra Diyarbakır'a döndü.

CA/SS(GG/SSA) (FOTOGRAF)