"GENÇLİK, ÜLKÜCÜ OLANI OLMAYANI BU ÜLKENİN EVLADI"
Kaman’ın ardından Kırşehir’e gelen MHP lideri Devlet Bahçeli, Sanayi ve Ticaret Odası'nı ziyaret etti. Daha sonra halka hitap eden Bahçeli’nin hedefinde bu kez Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de vardı. Başbakan Erdoğan’dan 'Edep ve terbiyeden uzaklaşmış şahsiyet' diye söz eden Bahçeli, şöyle dedi:
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan her fırsatta MHP’yi suçluyor. Her türlü ağzına ne gelirse söyleyen, edep ve terbiyeden uzaklaşmış şahsiyet ülkücü gençliği karalamaya, başka yere çekmeye çalışıyor. Gençlik, ülkücü olanı olmayanı, bu ülkenin evladıdır. Geleceğinin teminatıdır. Gençlik her türlü davranışını sergileyebilir, eğlenebilir, bazıları alkol kullanabilir, bazıları başka türlü davranabilir. Ama gençliği karalamak için bir camide içki içtiler diye gençliği kötülemek kimsenin hakkı ve haddi değil. Hiçbir vatan evladı elinde 6 aylık çocuğuyla yolda giderken baş örtülü diye saldırmaz. Türkün geleneğinde, ahlakında bu yoktur. Bir otobüse binersiniz oturursunuz, o sırada kucağında çocuğuyla bir hanımefendi gelir. Hangi partiden olduğu önemli değil, gözünün içine baktığınızda bu milletin aziz evladı olduğu belli olan kişi, hemen ayağa kalkar 'Yenge, abla gel buyur, sen otur' der. Başörtülü olsa da aynısını yapar başı açık olsa da aynı yapar. Gençliği 'başörtüsüne saldırıyorlar' diye kendini masum hale getirme. Sen masum değilsin. O yüzden sayın Recep Tayyip Erdoğan herkesi tahrik etmekten vazgeç. Haşhaşiler diye birilerini örgüttür diye takdim etmekten vazgeç. Çifte devletten bahsetmekten vazgeç. Zaten milleti 36’ya bölmeye, ülkeyi parçalamaya çalışıyorsun. Şimdi de devleti üniter yapıdan çıkartıp, paralel devlet gibi gelecekteki bir tuzağa milleti alıştırıyorsun. Bu paralelliğiniz mi vardı, hep beraber dün devlettiniz şimdi ne oldu?"
"SAYIN CUMHURBAŞKANI, MİLLETİ KANDIRMAYA HAKKINIZ YOK"
Cumhurbaşkanı'nın, internet yasasını onaylamasıyla yönetimde paralellik olduğunun da iki gün önce tespit edildiğini öne süren MHP lideri Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yönetimde paralellik olduğu dün tespit edildi, İnternet yasası MHP’nin muhalefeti, AKP’nin çoğunluğuyla TBMM’de kabul edildi. İçlerinde çok yanlış maddeler var. Halk, sivil toplum kuruluşları bu maddeler nedeniyle genel kurulda ve genel kurul dışında da olsa itirazlarını sürdürdüler. Bundan sayın Cumhurbaşkanı da etkilenmiş oldu. 'İnceleteceğim, hassasiyetle duracağım' sözleriyle basının sorularını geçiştirdi. Macaristan ziyareti oldu. Dönüşünde ne kadar inceledi onu bilemiyoruz onayladı. Arkasından Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhurbaşkanlığıyla görüşerek, 'Siz onayladınız ama bazı maddelerden de rahatsızlıklarınız var. Yine siz onaylamadaki kararlılığınızı devam ettirin. Hangi maddeleri işaret ediyorsanız genel kurulda o maddeleri değiştirelim. Şimdi genel kurulda o maddeler görüşülüyor. Sayın Cumhurbaşkanı bunu ya onaylayacaksın, yahut onaylamadığın maddeleri meclise iade edeceksin. Senin görevin bu. Bugüne kadar alışkanlık da bu. Eğer gönderdiğin maddeler genel kurulda kabul edilmezse, bu değişiklik önerilerin kabul edilmiyorsa o zaman önünde bir fırsat var. Ya Anayasa Mahkemesi’ne gidersin. Ya da değişiklik aynen geldiği zaman anayasaya göre onaylamak durumunda kalırsın. Şimdi neyin görüşmesini yaptın? Paralel devlet Türkiye’de varken insanın akına paralel yönetim gelmeye başladı. Siz AKP’den sürgünsünüz. Biriniz Cumhurbaşkanı, biriniz Başbakansınız. Çok kritik günlerde örtülü olarak anlaştığınız ortaya çıkıyor. Öyleyse paralel yönetim var. Cumhurbaşkanıyla Recep Tayyip Erdoğan başbakan olarak birlikte hareket ediyorsunuz. Birlikteliğiniz üstünü örtmek için 'Ben onaylıyorum. Ama söz verin, itiraz ettiklerimi genel kurulda tekrar değiştirerek çıkartın. Böylelikle anlaşalım.' Sayın Cumhurbaşkanı, milleti kandırmaya hakkınız yok. Eğer milleti kandırmak gibi bir niyetiniz yoksa, o zaman sana kurulan tuzaktan da haberin olsun."