Hakan TÜRKTAN- Saadet KEFAL/ESKİŞEHİR, ()- BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, "Yolsuzluklar konusunda toleranslı olmayız, asla olamayız. Bunu da çok açık bir şekilde ortaya koyduk" dedi.

Eskişehir'de Sanayi Odası, Ticaret Odası ve Ticaret Borsası tarafından düzenlenen 'Ekonomide Güven Ortamı ve İstikrar' konulu konferansa konuşmacı olarak Ali Babacan katıldı. Hasan Polatkan Kültür Merkezi'nde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Vali Güngör Azim Tuna, Ak parti milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can ile çok sayıda kişinin izlediği konferansta konuşan Ali Babacan Türkiye'nin geçen 11 yıllık dönemde pek çok konuda önemli gelişmeler sağladığını söyledi. Babacan, "Türkiye 11 yıl öncesine göre demokrasisini çok daha ilerleten Türkiye'deki temel hak ve hukukunda ki uygulamalar daha öncekine göre çok daha güzel noktalara geldi. Bu yıllar içerisinde Türkiye hukuk devleti olabilme mücadelesi verdi" dedi.

SİYASİ İSTİKRAR EKONOMİK İSTİKRARIN OLMAZSA OLMAZI

İstikrarın bir ülke için son derece önemli olduğunu vurgulayan Ali Babacan, "İstikrar olmadığı dönemlerde Türkiye'nin neler kaybettiği Türkiye'nin toplum olarak, sanayi olarak neler kaybettiğini en çok bu salondaki insanlar bilir. Şöyle bir 2009 krizini hatırlayalım. Aslında o dönemlerde aslında sadece ekonomik krizler değil, siyasi krizlerin de yaşandığı bir dönemdi. Dolayısıyla siyasi istikrar ekonomik istikrarın da olmazsa olmazı. Ekonomik yapı siyasi iktidar istikrar üzerine olur ise bu anlamda ekonomik istikrarda arkasından gelir" diye konuştu. 

YAŞANANLAR, YARGI REFORMUNA NE KADAR İHTİYAÇ OLDUĞUNU İSPATLADI

Ali Babacan son yaşanan olayların yargı reformuna ne kadar intiyaç olunduğunu ispatladığını belirterek şöyle dedi:

"Son 3 aydır yaşadıklarımız aslında Türkiye'nin ne kadar şiddetle hukuk konusunda yargı konusunda reform ihtiyacı olduğunu ispatlar biçimde. Biz de 10 tane yargı reformu paketi çıkardık. Bunları çıkardıktan sonra da şunu söyledik, bu son değil. Birileri ya da birileri kendi içinde bulunan grubun yararına ve temel bağımsızlık alanını kendi için kullanırsa da biz bunu da izin vermeyiz. Son 3 aydır yaşadıklarımız maalesef bununla alakalı sıkıntılı konular. Bu denge kolay bir denge değil. Ama yargı mekanizmasını amacı dışında kullanan insanların önüne önemli bir engeli koyduk. Önümüzdeki dönemde yargı reformu paketlerimize devam edeceğiz. Çünkü şunu açıksa söylemek gerekirse Türkiye genel anlamda hukuk devleti olmazsa ileri bir demokrasi devleti olamaz."

HER KURUM ŞEFFAF OLMALI

Devlet sorumluluğu olan her kurumun mutlaka şeffaf olması gerektiğini söyleyen Babacan, "Bütün bu son 3 aydır yaşadıklarımızda en çok dillendirilen konulardan da bir tanesi yolsuzluk konusu. Şunu açıkça da ifade etmek istiyorum. Bunu iş dünyamızın da bilmesi gerekiyor. Biz iktidar partisini kurarken, ben ki kurucu üyelerinden bir tanesiyim. Ak ismini verirken bu da aslında 1990'larda son derece sıkıntılı bir dönemde bir krizden bir başka krize giden ülkemizi bir cevap olarak ve o yanlışlıkları görerek ismi verdik. Ne demektir. Temiz, beyaz, tertemiz. İşte bunun içindir ki yolsuzluklar konusunda toleranslı olmayız asla olamayız. Bunu da çok açık bir şekilde ortaya koyduk. Mutlaka yanlışlar eksikler olabilir. Ama bunlar da tespit edildiğinde bunlara da nasıl çözüm ürettiğimiz de son derece önemlidir" dedi.

HEDEF BAŞBAKAN DEĞİL BÜTÜN ÜLKE

Son olaylarda hedefin Başbakan değil, bütün ülke olduğunu öne süren Başbakan Yardımcısı Ali Babacan şöyle devam etti:

"Bu kişilerin devlet mekanizmalarına sızlamalarına ve yerleşmelerine de izin vermemiz mümkün değil. Burada son olaylarda sanki hedef hükümet iktidar partisi sayın başbakanımız gibi gözüküyor. Ama sonuçlarına bakalım sonuçları itibariyle hedefin bütün ülke olduğu ve milletimiz olduğunu devletimiz olduğunu da maalesef gördük. Burada mutlaka da yanlış içerisinde olanlarda kendilerine çeki düzen verecekler. Eğer hukuki sorun doğuracak kadar da yanlış içerisine düşerlerse de onlar hukuk karşısında da elbet mutlaka hesap vereceklerdir. Yanlışların hataların kanunsuz uygulamaların içinde olamazsınız. Çünkü kanun koyuyorsunuz kural koyuyorsunuz kurallara uymadığınız bakıyorsunuz hiç bir şey olmuyor o zaman kanun çalışmaz kural çalışmaz. Şu ana kadar bu güven ortamını istikrar ortamını korumaya çalıştıysak inşallah bundan sonrada en önemli özelliklerimiz den biriside olmaya devam edecek. Ama kendi içimizde birbirimize düştüğümüzde kendimize büyük zararları olabilir. Dışarıdan gelecek zararın çok daha büyüğünü kendi kendimize verebiliriz. Aslında bu fitneler, fesatlar, maalesef yanlış çalışmalar bunların hepsine mutlaka çok dikkatli yaklaşmamız lazım. Dik durmamız lazım, asla bir oyuna gelmemiz lazım. Tuzaklar, komplolar karşısında da hep beraber direnmemiz lazım. Türkiye kendi içerisinde ne zaman problemler yaşarsa, ne zaman aileler içerisinde bile bölünmeler, parçalanmalar başlarsa o zaman Allah korusun çok sıkıntılı günler görebiliriz."

HT,SK(EK/SSA)  (FOTOĞRAFLI)