BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, merhum Başbakan Adnan Menderes’in memleketi Aydın’da, 27 Mayıs öncesi Menderes’e yapılanların bugün kendisine yapıldığını öne sürerek, "O zaman Menderes’e 'diktatör' dediler şimdi bana diyorlar. 'Hürriyet düşmanı' dediler, bana da diyorlar. 'Gençleri öldürdü' dediler aynısını bana söylüyorlar. Hatta kardeşlerim Menderes’e 'kıyma makinelerinden geçirip cesetlerini' saklıyor dediler en alçakça edepsiz iftiraları attılar aynının şu anda bana yapıyorlar” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Aydın İstasyon Meydanı’nda miting yaptı. Erdoğan, konuşmasına Aydın’ın tüm ilçelerini selamlayarak başladı. Başbakan Erdoğan, Adnan Menderes’in doğduğu yaşadığı kentte 27 Mayıs darbesini anlatarak, CHP’nin bu darbeye destek verdiğini öne sürdü ve o zaman Menderes’e diktatör diyenlerin bugün aynı eleştiriyi kendisine yaptığını söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:
“Merhum Menderes’i Kütahya’da yad ettik. Çünkü Kütahya milletvekili adayı olarak seçime girmiş, 27 Mayıs’ta merhum Menderes orada derdest edilmişti. Kardeşlerim bu seçimde Aydın’a bir mesaj vermek istiyorum. Bu mesajda aynı zamanda ya Adnan Menderes’in verdiği mücadeleye sahip çıkacağız ya da onu şehit edenlerin yanında yer alacağız. Yerel seçim diye bakmayın bu seçime aynı zamanda bu böyle bir seçimdir. Oradan Eskişehir’e gittik Menderes’i yad ettik. İlk demokrasi mitingini son demokrasi mitingini de Eskişehir’de yapmıştı. Ege’nin bir evladıydı. Gönüllerde silinmez bir yer edinen Menderes’in kendi memleketinde Aydın’dayız. Burası Adnan Menderes’in doğduğu büyüdüğü şehir. Yassıada’da yatarken en çok Aydın’ı Çine Çayı'nı özlemişti. Ne demişti biliyor musunuz? 'Hayırlısıyla şuradan bir kurtulayım. Memlekete dönüp oturacağım Çine Çayı’nın kenarına söğüt ağacının dallarının serinliğinin yüzümde dolanmasının saadetiyle yetineceğim.' Menderes Çine Çayı’nın kenarına gelemedi. Milletin kalbinden silip atmak istediler ama başaramadılar.”
“AYNI TUZAKLAR ŞİMDİ BANA KURULUYOR”
Başbakan Erdoğan, zamanında Menderes’e yapılanların bugün kendisine yapıldığını ileri sürerek, şöyle konuştu:
“Onun muhabbetini sevgisi yok eden zihniyet CHP zihniyetiydi. İşçi kardeşlerim 30 Mart’ta CHP’ye verilecek her oy Menderes ve onun eserlerini onun verdiği mücadeleyi yok farz etme anlayışının simgesidir. Menderes’i bugünlerde özellikle hatırlıyor ve hatırlatmaya çalışıyoruz. Hangi tuzaklar kurulduysa aynı oyunlar tezgahlanıyor. 27 Mayıs öncesinde yapılanların aynısı bugün de yapılmak isteniyor. Milletin partisi Demokrat Parti’ye hangi saldırılar yapıldıysa AK Parti’ye de aynı saldırılar yapılıyor. Gazetelerin manşetlerin bakın 27 Mayıs ile aynı manşetler. CHP aynı gerilim siyasetini yürütüyor. Bazı işverenlere bazı STK’lara bakın, bazı gençlik hareketlerine bakın. İnanın birebir 27 Mayıs öncesinde ne varsa bugün de aynısı var. O zaman Menderes’e 'diktatör' dediler şimdi bana diyorlar. 'Hürriyet düşmanı' dediler, bana da diyorlar. 'Gençleri öldürdü' dediler aynısını bana söylüyorlar. Hatta kardeşlerim Menderes’e 'kıyma makinelerinden geçirip cesetlerini saklıyor' dediler en alçakça edepsiz iftiraları attılar. Aynını şu anda bana yapıyorlar. Kim CHP’nin başındaki Kılıçdaroğlu. 30 Mart’ta bunlara hesap sormayacak mıyız? Kapı kapı çalışarak bunları anlatmayacak mıyız? Ağabeylere sesleniyorum. 14 gün kapı kapı dolaşmaya bunları anlatmaya var mıyız? Menderes’e yapılanların hesabını sormayı var mıyız?”
“SENDE TAKKIYE VAR YALAN VAR”
Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eylemlere katılanların cenaze törenlerine katılmasını da eleştirerek, şöyle konuştu:
“27 Mayıs dönemine ilişkin bir olay hatırlatmak istiyorum. 27 Mayıs müdahalesinden hemen sonra 10 Haziran’da darbeciler beş kişilik cenaze töreni düzenlediler CHP’nin düzenlediği törenler gibi. O da düzenliyor ya bir kişi ölsün onun cenaze törenini kaldırma göreve Kılıçdaroğlu üstlendi. Terör örgütü DHKP-C 'ben öldürdüm’ diyor. Kılıçdaroğlu, 'elektrikler söndürüldü. O karanlıkta bu hadise oldu. Hükümet bunu bulup çıkarmalıdır’ diyor. Terör örgütü 'ben öldürdüm’ diyor. 42 kovan bulunuyor. Üç ay önce askerden dönmüş Burak Can şehit oluyor. Utanmadan sıkılmadan bunun faturasını gelip Başbakan’a kesiyorsun. Yine dün bir yerde konuştu. Diyor ki 'ne Burak Can’ı aradı ne Ahmet’i’. Senin zaten kulakların var duymuyorsun gözlerin var görmüyorsun. Sende takkiye var, yalan var, sende iftira var. Akşam başkasın sabah başkasın. Çünkü bunlarda yüz yok.”
“CHP ZİHNİYETİ BU”
Başbakan Erdoğan, 27 Mayıs öncesinde ölen ve 'hürriyet şehitleri’ olarak anılan beş kişinin nasıl öldüğünü anlatarak, CHP’ye şu sözlerle yüklendi:
“27 Mayıs öncesinde hayatını kaybeden beş kişiye 'hürriyet şehitleri’ diyorlardı o zaman CHP’liler. Beş kişinin cansız bedenini gezdirdiler. Anıtkabir’e getirip oraya defnettiler. Günlerce darbeciler bunlardan söz etti. Beş kişinin cansız bedeni üzerinden günlerce istismar yaptılar. Bu beş cansız beden üzerinden günlerce rant elde etti. Bu beş kişi nasıl öldü biliyor musunuz? Biri 27 Mayıs darbesi sırasında kendi askerinin kurşunu ile öldü, biri sabah darbeyi kutlamak için sokağa çıkan babanın 11 yaşındaki çocuğu, bir diğeri 27 Mayıs öncesinde Adnan Menderes’e karşı yapılan saldırıda seken bir kurşundu. Biri Menderes karşıtı gösterilerde tankın üzerinde konuşurken düşüp ölmüştü. Beşincisi darbeye hazırlık yaparken elindeki silahın patlamasıyla öldü. Beşinin ölümünde de hükümetin hiç sorumluluğu yoktu. Biri 11 yaşında olan beş kişiyi propaganda reklam aracı yaptılar. Günlerce kara propaganda yaptılar darbeyi kışkırtmak için kullandılar. Büyük törenlerle bu beş kişiyi defnettiler. 1980 sonrası kemiklerini çıkarıp ailelerine verdiler. O beş kişiyi hiç kimse hatırlamıyor. Kullanıldılar, unutuldular. Kardeşlerim CHP bu, zihniyet bu.”
“AYNAYA BAK İSKİ’Yİ GÖR”
Başbakan Erdoğan, CHP’ye yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Aydın bir değişim dönüşüm yapmak durumunda. Bu CHP’nin idaresi Aydın’da olmamalı. Biz Büyükşehir Yasası çıkardığımızda buna CHP karşı çıktı. Anayasa Mahkemesi’ne götürdüler. Dediler ki 'Aydın’ın bir ucundan bir ucuna bu hizmetler nasıl gidecek?’ Anlamazlar bilmezler onların bütün işi yolsuzluk, yasaklar yoksulluk. CHP’nin tarihine bakın bunları görürsünüz. Kemal Kılıçdaroğlu aynaya bak aynaya sen kime iftara attığının farkında değilsin. Aynaya bak da İSKİ’yi gör. Bir 1994 öncesi İSKİ var bir de 1994 sonrası İSKİ var. Bunlardan bir şey olmaz. Kocaeli’nde ciddi baraj yolsuzluğu oldu. Alavere dalavere zaman aşımına uğrattılar. Kim yaptı o zaman da paralel yapı vardı. Bugünün markası farklı. 0 paralel yapı içindekiler beni mahkum etti. Benim suçum neydi? Ziya Gökalp’ih bir şiirini okudum diye Kemal Kılıçdaroğlu’nun kafa yapısında olan paralel yapı yargıda vardı, kılıfı uydurdular ve beni mahkum ettiler.”
“BİR YERİ KIRMADIM, DÖKMEDİM”
Başbakan Erdoğan, Ziya Gökalp’ın şiirini okuduğu için mahkum olduğunu anlatarak, “Gazi Mustafa Kemal’in duayeniydi Ziya Gökalp. 'Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker’. Sen bunu söyledin yürü bakalım içeriye. Ziya Gökalp söylemiş ben de okudum. Bir yeri kırmadım, yıkmadım, dökmedim. “Sen minarelere neden süngü dedin? Camilere neden kışla dedin?' Camiler bizim kışlamız olmadı mı, müminler askerimiz değil mi? Kemal Kılıçdaroğlu zihniyeti bundan anlamaz ki? İyi oldu bizi ağırladılar ve AK Parti’nin temelleri orada atıldı. Oradan yola çıktık.
GÜLEN HAREKETİ'NE YÜKLENDİ
Başbakan Erdoğan konuşmasının büyük bölümünü yine Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketi’ne ayırdı. Erdoğan şunları söyledi,
“Bu ülkede Said-i Nursi’yi yargıladılar. Sibirya’ya sürdüler ama o orada yaşamadı, fırsatını buldu, ülkesine döndü. 'Ben bu topraklarda öleceğim’ dedi. Onun birçok hatıraları var. Ona bile tahammül edemediler. Ne çileler çektirdiler. Hatta ve hatta ölümünden sonra da onu tuttular aylar yıllar sonra kemiklerini Isparta’ya götürdüler. Kardeşlerim, Said-i Nursi’nin izinden gittiğini söyleyen paralel yapı onun izinden gidiyor mu? Hayır yalan söylüyor takkiye yapıyor iftiraya atıyor. Onun eserlerini bir kenara koyarak güya kendine göre külliyat oluşturan bir zat. O da 1999 yılında tam aksine Türkiye’den kaçıp dünyanın bir ucuna gitti. Neden orada duruyorsun? Madem vatanseversin ülkeni seviyorsun iki yıl önce sana davet yaptım 'gel’ dedim Türkiye’ye üstelik o gün enteresan bir şey de söyledi. Türkçe olimpiyatları sırasında 'Peygamber de oradaydı’ dedi. Ya ne diyeceksin böyle bir insana. Böyle bir şey olabilir mi? Folklorik gösteriler var. 'Peygamberimiz de orada.’ Buna sorarsan olur. Hala bu ifadelerini bile hikmet arayan saf kardeşlerim var. Ne hikmeti ya sen yaradanın hükmüne bak. Bırak bayat senaryolar ve bu senaryolar üzerinden çeşitli tuzaklar var. Bu tuzakları 30 Mart’ta hep beraber bozuyoruz. Artık bu millet çok güçlü. Artık benim milletimin özgüven var. Sandığa demokrasiye başbakanına sahip çıkıyor. Bu alanda ben bunu görüyorum. Buradan ricam var. Aman ha hanım kardeşlerim, sandıklara sahip çıkın, anında raporları tutturun bunlara güvenmeyeceğiz, sağlam duracağız, dik duracağız. 30 Mart’ta gümbür gümbür Aydın’da Türkiye’de AK Parti iktidarını perçinleyeceğiz. Sözün de mührün de kararın da millette olmasını istiyoruz bunun mücadelesini veriyoruz.”
“BU SALDIRI SİZE YAPILIYOR”
Başbakan Erdoğan, yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla hükümete yönelik saldırıların aslında millete yönelik olduğunu öne sürerek,
“Bunlar Gezi olaylarında dümenler çevirdiler 'ağaç, çevre’ dediler onların ardına saklandılar. 17 Aralık, 25 Aralık Türkiye’ye saldırıdır. Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının arkasına saklandılar bu şekilde saldırdılar. Sandıkta yenemedikleri bir iktidarı ayak oyunları kışkırtmalarla bu şekilde yenmek istediler. Sizden aldığımız güçle sizin hayır dualarınızla eğilmedik, bükülmedik taviz vermedik. Yapılan saldırılar sadece bize yönelik saldırılar değil büyük Türkiye hedeflerine Türkiye demokrasisine yapılan saldırılardır. Bu saldırılar bize yapıldığı kadar size yapılmıştır size.”
“NİYE BANA ATATÜRK POSTERİ SALLIYORSUN”
Başbakan Erdoğan, Aydın’da bir kişinin kendisine Atatürk posteri salladığını belirterek, şöyle konuştu:
“CHP tarih boyunca hep darbelerin arkasında durdu bugün de darbelerin arkasında duruyor. Milletim CHP’yi iyi tanıyor. Bunlara oy vermiyor, vermez. İşte böyle belediyelerde zaman zaman belediye başkanlığı kazanıp onunla işi idare ediyorlar. Gelirken bana birileri Atatürk posteri sallıyor. Niye bana Atatürk posteri sallıyorsun? İşleri güçleri bu. Sen laf üretme iş üret iş. Biz bu CHP’yi biliriz. Siz Mustafa Kemal öldü, öldükten sonra paraların üstünden Atatürk resmini kaldırıp İnönü resmini koyan partisiniz. Devlet dairelerinden Atatürk resmini kaldırdınız posta pullarından Atatürk resmini kaldırıp oraya İnönü resmini koyan partisiniz. Bu tür oyunları bırakın geçmişinize bakın. Sizin geçmişiniz kirli geçmişiniz. Bunların hepsi belgeli. Siz değil misiniz ya CHP ezanı aslından ayıran siz değil misiniz? Kuran kurslarını kapatan siz değil misiniz? Adnan Menderes ezanı aslına döndürdü diye idam ettiniz. Camileri ahıra depoya çevirdiniz. Demokrasiye değil darbelere bel bağladınız. Pensilvanya’nın yörüngesine girdiniz. Din istismar ediyorsunuz. MHP de bunların dümen soyuna girdi. Vagon olarak MHP de eklendi. CHP’nin güçlü olduğu yerde CHP, MHP’in güçlü olduğu yerde MHP, BDP’nin güçlü olduğu yerde hep beraber BDP’yi destekleyin mesajları verdiler. Benim milletim bunların hepsini paketler sandığa gömer.”
“SEN NASIL DİN İSTİSMARI YAPARSIN”
Başbakan Erdoğan, paralel yapıya yakın gazetelerin oğlu hakkında yalan haber yaptıklarını öne sürerek, şunları söyledi:
“Bu 14 gün çok önemli. Aydın bu kirli oyunu ittifakı bozacaktır. Adnan Menderes’in şehri aydın’ın büyük Türkiye hedefine güçlü bir şekilde sahip çıkacağına inanıyorum. Çetelerle mücadelede taviz vermeyeceğiz. Paralel yapı çetesini de bitireceğiz tasfiye edeceğiz. Devletimize ulusal güvenliğimize tehdit oluşturan bu yapıyı tasfiye edeceğiz. Bakıyorum yeni yeni iftiralar bunlar sahtekar ya. Kalkmış iki gazete biri paralel yapının gazetesi diğeri de paralel yapının desteklediği bir gazete. Benim oğluma yavruma hiç ilgisi alakası olmayan bir avukat uydurmuşlar. Bir sitede evi olduğuna dair haber yapmışlar. Davayı hemen açtık. Bunlarda iftira var, yalan, takkiye ne ararsan var. İftira at tutmasa da izi kalır diyor. Sen nasıl din istismarı yapıyorsun ya sen nasıl bir Müslümansın ya. Peygamber’e soruyorlar ‘zina yaparsa ne olur’ diyorlar ‘günahkar olur’ diyor. Peygamber’e ‘yalan söylerse ne olur’ diyorlar. Ayağa kalkıyor ve ‘asla diyor yalan topluma zararı olan bir şey’. Biz Ergenekon’la mücadele ettik. Pensilvanya’daki yeni Ergenekonla mücadele edeceğiz. Türkiye’de cuntaların işadamlarının istikamet çizdiği dönem bitmiştir.”
“BELEDİYE BAŞKANI 25 TRİLYON LİRA İLE REKLAMINI YAPTI”
Başbakan Erdoğan, CHP’nin yönetimindeki Aydın Belediyesi’ni şu sözlerle eleştirdi:
“Aydın Belediyesi, 4.5 katrilyon gelire karşı 13 trilyon yatırım yaptılar. Belediyenin borçları azalmak bir yana arttı. Belediyeye gelen para yatırıma gitmiyorsa başka yerlere gidiyor. Belediye başkanı kendi propagandası için 25 trilyon lira harcadı. Aydın’ın kanalizasyonun yüzde 40’ı arıtılmadan Büyük Menderes Nehri’ne bırakılıyor. Yandaşlarını istihdam etmek için kullandıkları belediye şirketine 11 trilyon lira aktardılar. CHP’li belediye Aydın’da doğalgaz şebekesi kurulmasına iki yıl engel oldu. Suyun fiyatı beş yılda 2.5 katına çıktı. Sudan toplanan paralar reklama eş dost istihdamına gidiyor. CHP kafası bu.”

CU(İÖ/AK) (FOTOĞRAFLI)