52 sivilin şehit olduğu Reyhanlı saldırısı iddianamesi mahkemece kabul edildi. Saldırının ‘Suriyeli muhaliflere kucak açan Türkiye’yi cezalandırmak için yapıldığı’ anlatılan iddianamede, planlanması aşamasında Esad ailesinin bizzat yer aldığı anlatıldı.

REYHANLI’DA 52 SİVİL KATLEDİLMİŞTİ

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan Reyhanlı katliamı iddianamesi, Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İddianamede, 52 vatandaşımızın şehit olmasına neden olan çifte bombalı araçla yapılan sadırının  THKP-C Acilciler Terör Örgütü lideri Mihraç Ural tarafından organize edildiği, saldırı planının Suriye istihbaratı El Muhaberat’ın Lazkiye’deki en üst yöneticileri Hilal Esed ve Semih Esed’le yapılan görüşmelerde şekillendiği anlatılan iddianamede, sanıklardan Yusuf Nazik’in de saldırıdan önce Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la 1 saat 45 dakika görüştüğü belirtildi.

Ural, rejim adına savaşıyor

Saldırının bir numaralı faili olarak gösterilen Acilciler grubunun lideri Mihraç Ural’ın, Suriye’deki iç savaş sonrasında, Suriye rejiminin desteğiyle Mukaveme Suriyyi adında silahlı askeri birlik kurduğu, Suriye yönetimine bağlı güçlerle birlikte muhaliflere karşı savaştığı belirtildi. Suriye istihbarat örgütü yetkilileri ile yakın irtibat içinde olduğu belirlenen ve El Muhaberat’ın talimatlarını yerine getirdiği belirtilen Ural’ın, saldırıdan bir gün önce 10 Mayıs 2013’te Facebook hesabında yayınladığı bir tehdit yazısında, Suriyeli sığınmacılara iyi davranan Antakya halkını açık tehdit ettiği anlatıldı. İddianamede, hain saldırının nedeni şöyle özetlendi: “Suriye’deki iç savaş sırasında Suriye rejimine bağlı güvenlik ve istibahrat birimleriyle birlikte hareket eden Acilciler  lideri Mihraç Ural savaştan kaçan Suriyeli muhaliflerin ülkemizde barınması, onlara sahip çıkılması sebebiyle ülkemizi hedef alan terör saldırısı planlandı.”

İki Esad’la birlikte planlandı

İddianamede, Mihraç Ural’ın saldırı için ilk önce Suriye sınırında kaçakçılık yapan Yusuf Nazik’le irtibat kurduğu anlatıldı. Eylemin Türkiye ayağını yönetecek Nasır Eskiocak’la 2012 yılının son aylarında irtibata geçildiği anlatılan iddianamede, 2013 Ocak ayı başından itibaren Yusuf Nazik ve Yusuf Büyükkasım’ın yaklaşık 1 ay Suriye’de kalarak eylem talimatlarını aldıkları ifade edildi. Nasır Eskiocak’ın daha sonra Mehmet Genç’i plana dahil ettiği vurgulanan iddianamede, Eskiocak ve Genç’in Suriye’ye geçerek Mihraç Ural, Hacı lakaplı El Muhaberatçı ile birlikte El Muhaberat’ın Lazkiye’deki en üst yöneticisi ve Beşar Esad’ın akrabası olan Hilal ve Semih Esad’la görüştükleri anlatıldı. edildi.

Beşar Esad’la 1 saat 45 dakika

Eylem planlamasının yapıldığı dönemde, firari sanık Yusuf Nazik’in, Mihraç Ural aracılığıyla Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’la görüştürüldüğü tespit edildi. Yusuf Nazik’in, Yusuf Büyükkasım’ı 2 Ocak 2003 günü Suriye’ye götürdüğü belirlenirken, iki sanığın burada El Muhaberat elemanları ve Mihraç Ural’la görüştükleri, buralardaki kampları gezdikleri belirlendi. El Muhaberat elamanlarıyla Nazik, Büyükkasım ve Mihraç Ural’ın bir arada oldukları sırada Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la Yusuf Nazik’in görüşmeleri için Mihraç Ural’ın telefonla randevu istediği belirlenirken, bu telefon görüşmesinden 3-4 gün sonra saldırının planlamasında köprü görevi gören Yusuf Nazik’in Beşar Esad’la 1 saat 45 dakika görüştüğü belirlendi.

Şam’la doğrudan bağlantılı

THKP-C Acilciler terör örgütünün Suriye güvenlik güçleriyle doğrudan doğruya birlikte hareket ettiğinin açıkça görüldüğü anlatılan iddianamede “Saldırı planlamasında THKP-C Acilciler terör örgütüyle Suriye güvenlik güçlerinin doğrudan doğruya birlikte hareket ettiklerinin açıkça görüldüğü, bu tespitin faaliyetleriyle ilgili samimi açıklamalar yapan şüpheliler Nasır Eskiocak ve Yusuf Büyükkasım’ın savunmalarına da yansıdığı...” vurgulandı.

‘ACIKTIM’ SON ŞİFRELERİ OLDU

Saldırının asıl faillerinden Nasır Eskiocak, saldırı emrinin şifreli olarak geldiğini söyledi. Eskiocak, “Suriye’de Yusuf Nazik ile görüştüğümüz sırada telefonla sana ‘Cengiz’in yanına yemeğe git’ şeklinde şifreli olarak söylediğinde patlayıcıların oraya gönderileceği anlamına geleceğini söyledi. Şifreli konuşmadan sonra Cengiz patlayıcıları getirdi. 60-70 kiloluk 3 çuvalı depoya götürdük. Olaydan 3-4 gün önce Yusuf’u arayıp herşeyin hazır olduğunu söyledim” dedi. Eskiocak, bombalı araçların hazır olduğunu ve patlatıcalacak yere bırakıldığını da Yusuf Nazik’e yine yifreli olarak bildirdiğini anlattı. Eskiocak, “11 Mayıs’ta telefonla Yusuf Nazik’i arayıp ‘acıktım’ diyerek araçların belirlenen yere bırakıldığını söyledim. Yusuf’ta bana tekrar ‘gerçekten acıktın mı?’ dedi. Ben de ‘Acıktım, beni geri götürecek araba hazır mı?’ diye sordum” diye konuştu.

Reyhanlı saldırısı ihbarı 2 gün önce gelmiş

9 Mayıs günü saat 16.00 sularında ihbarda bulunan bir kişi, Ankara’ya 2 araçla saldırı yapılacağı bilgisi ile saldırıda yer alan kişilerin isimlerini verdi. Soruşturma ve teknik takip başladı ancak saldırı önlenemedi.

REYHANLI’DA 52 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısının, patlamadan 2 gün önce 9 Mayıs günü saat 16.00 sıralarında Hatay Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne telefonla ihbar edildiği belirlendi. Acilciler terör örgütü ve örgütün lideri Mihrac Ural hakkında bilgi vermek isteyen şahıs ile yapılan görüşmede, Suriye istihbaratı ile bağlantılı olan Acilciler terör örgütünün Türkiye’de bombalama eylemi hazırlığı içerisinde olduğu belirtiliyor.

Bomba için 2 minibüs aldılar

İddianamede, ‘X’ adı verilen ihbarcı şahıs, Ankara’da yapılacak bombalama olayı ile ilgili “Tamir D. isimli şahsın 09.05.2013 günü tahminen 22.00-24.00 saatleri arası, Yayladağı Sınır Kapısından giriş yapacağı, Tamir D.’yi, Yusuf Nazik veya Nasır Eskiocak’ın gelip alacağı ve daha önceden hazırlanan araçların olduğu yere götüreceği” bilgisini verdiği belirtildi. Daha önceden bombalama işinde kullanılmak üzere 2 adet transit minibüs alındığı, bu araçlara Harbiye’de Mehmet G. adlı kaportacıda gizli bölmeler yapıldığını söyleyen ihbarcı X’in anlattıkları iddianamede şöyle anlatıldı:

“Araçların şuan Harbiye’de olduğu ancak tam yerini bilemediği, 1 hafta kadar önce, 25-30 kiloluk paketler içerisinde toplam 1000 kg kadar C-3 bomba malzemesinin Samandağ Meydan Köyü yakınlarında denizyolu ile balıkçı Cengiz diye biri aracılığıyla geçirilerek Hatay Harbiye Beldesine getirildiği, bu bombaların perşembe gecesi araçlara yüklenerek Ankara’ya hareket edeceği, minibüsler için Hatay’dan 2 şoför ayarlandığı, ancak adlarını öğrenemediği,”

‘Hedef Kocatepe Camisi’ dedi

“Ankara önceden Kocatepe Camii olarak planlanan hedefin bir AVM olarak değiştirilebileceği ve Cuma günü (10.05.2013) bombaların Ankara’da patlatılacağı, bu işler için 2 hafta kadar önce Lazkiye’de Yusuf Nazik ve Nasır Eskiocak isimli şahıslara, 4-5 milyon Suriye parası ile bomba eğitimi verildiği, Lazkiye’den yüklenen bombaları bizzat gördüğünü, bunu Lazkiye’de olan Acilciler lideri Mihraç Ural ve yanında kalan Hacı kod adlı birinin planladığını...”

Tedbirlere rağmen önlenemedi

İhbarın emniyet tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirilmesi üzerine soruşturma başlatıldığı, adı geçen kişilerin adres ve iletişim bilgilerinin tespitinin yaptırıldığı,  tüm güvenlik ve istihbarat birimlerinin uyarıldığı ifade edilen iddianamede, 09.05.2013 günü adli soruşturmaya ve teknik takibe başlandığı, tüm çalışma ve önlemlere rağmen 11 Mayıs günü saldırının olduğu anlatıldı.

Muhalifler döve döve öldürecekti

Nasır Eskiocak, nasıl yakalandığını anlattı. Eskiocak, Suriye’ye kaçtıktan sonra kaldığı evi Suriyeli muhaliflerin bastığını belirterek “Eve 20 kişilik bir Suriyeli muhalif grup geldi. Adımı sordular. Mehmet dedim. 3-4 saat sonra yine geldiler, ‘Senin ismin Mehmet değil doğruyu söyle’ dediler. İsmimin Nasır Eskiocak olduğunu, Türkiye’de içki ve sigara kaçakçılığı yaptığımdan dolayı arandığımı söyledim. Bunun üzerine 20 kişi beni darp ederek ‘sen Türkiye’de bulunan muhalif askerleri kaçıran kişisin, seni tanıyoruz’ dediler. Ben de kesinlikle öyle bir şeye yanaşmadığını söyledim. Türkiye’de bulunan Suriye uyruklu muhalif subayların isimlerini sordular, bilmediğimi söyledim. Yine beni darp ettiler, içlerinden birisi, ‘Ben bunun fotoğrafını televizyonda gördüm, Reyhanlı patlaması ile alakası var onun için kaçıyor’ dedi. Doğru olup olmadığını sordular. ‘Reyhanlı eylemini ben yaptım. Adım Nasır Eskiocak’ dedim. Beni Türkiye’ye  teslim ettiler” diye konuştu.

‘Bu aslan Türkiye sınırında sıkışan 600 askerimizi kurtardı’

Bombalı saldırının planlayıcılarından Yusuf Büyükkasım ifadesinde, firari sanık Yusuf Nazik ile birlikte Suriye’de askeri bir birliğe gittiklerini burada kendilerini Beşar Esad’ın amcasının oğlu olduğunu öğrendiği üzerinde askeri elbise olan rütbeli Semih Esad’ın karşıladığını söyledi. Nazik ile ayrıca Ali Kiyali kod adlı Mihrac Ural’ın kaldığı eve gttiklerini belirten Büyükkasım, “Evin bahçesinde yaklaşık 15 kişilik silahlı bir koruma grubu bulunuyordu. Mihrac Ural askeri kıyafetliydi. Yusuf Nazik, Mihraç’a ‘dayı’ diye hitap ediyordu. Birlikte, korumalar eşliğinde bir aziye yerine gittik. Mihrac, Yusuf Nazik’i kast ederek kalabalığa ‘Bu aslan oğlum sıkışan 500-600 askeri kurtaran kişidir”‘ şeklinde tanıttı. 300 kişilik bir gruba Mihraç Ural, ‘bu savaş devam edecek, ölen ile ölünmez’ şeklinde konuşma yaptı” dedi.

Saldırı için yemin edip adak horoz kesmişler

Reyhanlı sanıklarından Mehmet Genç, Nasır Eskiocak’ın kendisini “Birlikte ticaret yapacağız” diyerek kandırdığını ileri sürerek, saldırı öncesi yemin edip, horoz kurban ettiklerini anlattı. Genç, “Nasır bizi patlamadan 4-5 gün önce öğle saatlerinde Harbiye’de bulunan türbeye götürdü. Burada kutsal değerler üzerine yemin ettirdi. ‘Ben sizi hiçbir şekilde yalnız bırakmayacağım’ dedi. Ne amaçla yemin ettiğimizi sorduğumda ise ‘Bana güvenmiyor musun’ dedi. Ben de güvendiğimi, kendisini ağabey olarak gördüğümü söyledim. Bunun üzerine türbede kurban olarak horoz kesip, ayrıldık”  dedi.


Kaynak : Star Gaztesi