İhsan El Fakih, Türk Press gazetesinde kaleme aldığı makalesinde AK Parti'nin 13 yıllık iktidar döneminde gerçekleştiriği ekonomik ve demokratik kalkınmaya değinerek, 7 Haziran öncesi ve sonrasındaki tablonun herkes tarafından görüldüğünün altını çizdi.


"OYUN NEREYE GİDECEK?"
1 Kasım seçimlerinin Türkiye için ne denli önemli olduğunu vurgulayan Fakih Türk halkına mesaj seslenerek "Sen onurlu vatandaş; oyun nereye gidecek?" diye sordu.

İşte İhsan El Fakih'in kaleme aldığı o makale;

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin devletin idaresini almasından bu yana yaşanan 13 yıldaki hadiseler hiçbir Türk’ün aklından çıkmıyordur. Herkes, son seçimin ardından tekere çomak sokulmadan önce tekerin nasıl düzenli döndüğünü görmüştür. Seçimden sonra ne iktidar partisi -tek başına iktidar olmasını sağlayacak çoğunluğu elde edemeyerek- yoluna devam edebildi ne de partiler koalisyon hükümeti kurabildi. Şimdi ne olacağı kasım ayında yapılacak erken seçime bağlı.

Öncesinde Adalet ve Kalkınma Partisi, Paralel Devlet, PKK veya muhalif güçlerin yarattığı bütün iç krizlere rağmen gemiyi ustalıkla yürütüyordu. Türkiye, yükselişe geçtiği bir döneme girmişti. Hatta zamanla bölgede ve uluslararası toplum içinde daha yüksek bir konuma yerleşmişti.

Ancak dış güçler Türkiye’yi kurcalamak ve AK Parti’nin popülerliğini azaltmak için müdahalede bulundu. Bunun etkisi HDP’nin -kimi zaman rıza, kimi zaman da PKK zoruyla- Kürtlerin oyunu elde etmesiyle arttı.

Birinci sırayı almasına rağmen AK Parti, hükümeti tek başına kuracak çoğunluğu elde edemedi. Türkiye’yi içinde bulunduğu karanlık tünelden çıkaracak bir koalisyonun kurulması için diğer partilerle uzlaşma çabaları da başarısız oldu.

Böylece Türkiye’de siyasi hayat, ülkenin bir dizi terör saldırısına uğramasıyla birlikte durakladı. Bu terör saldırıları safları birleştirebilecekken, hükümeti teşhir etmek ve aczini göstermek amacıyla kullanılır oldu.

Sesimin onurlu her Türk’e ulaşmasını dilerdim. Ona, birlikte düşünerek şu soruyu sormak isterdim: Sence sevdiğin vatanın bu krizden nasıl çıkar?

Erken seçim yola devam etmek için tek mekanizma haline geldi. Peki sen onurlu vatandaş; oyun nereye gidecek?

AK Parti’nin kazanacağı kesin. Zira anketlere göre oyları, PKK’nın gerçekleştirdiği terör saldırıları karşısında olumsuz bir tavır takınan CHP’nin aleyhine, yükselişe geçti. Nitekim CHP’den ayrılacak oyların çoğu AK Parti ve HDP’ye dağılacak.

AK Parti hükümeti tek başına kuracak bir orana ulaşırsa konu zaten çözülmüş demektir. Peki ya daha az oy alırsa?

Şu anki duruma geri döner ve koalisyon hükümeti kurmaya yönelik çabalar bir kez daha başarısız olursa bir kısır döngüyle karşı karşıya kalırız.

Sana soruyorum ey onurlu vatandaş; zaten kazanacağı kesinleşmiş olan bir partiden başka kime oy vereceksin?

Hangisi senin için daha değerli? Partin mi, vatanın mı?

Hangisini yeğlersin: Hem sonucu önceden bildiğin hem de ülkenin ilerleyişinin bir kez daha baltalanacağını bildiğin halde kendi partine oy vermeyi mi, kazanacağı açık olan partiye oy vererek ülkenin yüksek çıkarlarını gözetmeyi mi?

Sen, ey onurlu Türk, vatanın içeriden ve dışarıdan hedef alınmış durumda. Suriye ve İran istihbaratları ülke içindeki güvenliği sarsmaya çalışıyor.

Rusya, Türk Dış Politikası’nın, Türkiye’yi Suriye’de başrol oyuncusu yapacak başarısını durdurmak için Suriye’ye askerî müdahalede bulundu. Rusya, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde tampon bölge oluşturma çabalarını baltalamaya çalışıyor ki bu durum, ülkenin ulusal güvenliğine de yansıyor.

Erken seçimin ana hatları belli, seçenekler ise sınırlı. Vatandaşların, ülkenin yüksek çıkarlarını gözeterek AK Parti’ye oy vermekten başka şansı yok.

Bu sözlerin siyasiler ve partililer için alay konusu olacağını biliyorum; ama ben, sözlerimle, güvenliğin ve ekonominin gerilemesinin getirdiği sıkıntının farkında olan sade Türk vatandaşına sesleniyorum. Zira -Allah korusun- kötüye gidişten ve istikrarsızlıktan ilk etkilenecek olan o’dur.

Vatanını savunmada destan yazan büyük Türk milletine, Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarlarını dar parti çıkarlarının üzerinde tutmak yaraşır.

Ey Türkler! Hedef hâline getirilen ülkenizi savunun ve atalarınızın direnişinden ilham alın!

Benimle birlikte hatırlayın… Ben, Haremeyn’e yakın bir ülkeden gelmiş, Sykes-Picot’u tanımayan, herkesi seven, milletinin sembollerine âşık ve onları bütün kalbiyle hiçbir çıkar gütmeksizin savunan ve ömrünün sonuna kadar da müdafaa edecek olan bir Arap’ım…

Çanakkale kahramanlarını hatırlayın...

Seyit Ali’nin kahramanlıklarını hatırlayın...

Erzurum’da Nene Hatun’un kahramanlıklarını hatırlayın…

Hepsi de vatanları için ellerindekini, hatta fazlasını verdi. Peki sen onurlu Türk, sen neredesin? Savaş şu veya bu şekilde devam ediyor. Şu an yaşanan, şerefli Türklerin vatanın çıkarlarını üstün tutan oylarıyla gelen bir seçim destanı. Onlar oylarını, ilerlemeyi sürdürecek ve ülkeyi durgunluğun ve kötüye gidişin felaketlerinden sakındıracak olana verecekler.

Bu, şerefli olanların oyudur ve yerini bulacaktır…