İnançlı kesimin "Biz karikatür çizemeyiz, mizah yapamayız, film çekemeyiz, yazı yazamayız" şeklinde bir algıya kapıldığını söyleyen Kaçan, "Bu zinciri kırmamızın sebebi tabiî ki toplumun kendi diliyle konuşan bir iktidara sahip olmasıdır. AK Parti iktidarı sayesinde toplum zincirlerini kırmıştır" dedi.

Geçmişte solcu muydunuz?

- Karikatürcülük yıllarım Gırgır dergisinde başladı. Oğuz Aral'ın başında olduğu Gırgır dergisi ve onun bulunduğu ortam ister istemez sol mantaliteyi benimseyen bir ortamdı. Biz onların arasında büyüdük. Gırgır dergisine çocukken girdim ve 17 yaşımdayken profesyonel olarak çizmeye başladım. Biz tabii ki böyle bir ortamda büyüdük. Yani yaklaşımı bakış açısı sol ama kendince bir adaleti olan ve bu memleketin insanlarının değerlerine saygı duyan bir mantaliteyle büyüdük.

Daha sonra bir muhafazakarlaşma, sağ kesime dönüş oldu mu sizde... Kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?

- Allah'tan korkan, kuldan utanan bir insanım. Dindar olmaya çalışıyorum. Bu memleketin değerlerine saygısı olan, böyle yaşayan, bunu yüreğinde hisseden bir insan olmaya gayret ediyorum.

Sanat camiasında bir sol hakimiyeti söz konusu mu?

- Evet... Türkiye'de sanat camiasında sol hakimiyeti tabii ki var. Bunun sebepleri var.

Nedir onlar?

- Bu sebepler 100 yıl öncesine dayanıyor. Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nda bütün entelektüelleri yok olmuş, okuma-yazmayı bilen neredeyse hiç kalmamış bir toplumdan bahsediyoruz. Şimdi bu insanlar son yıllarda hem ekonomik, hem siyasal, hem de sanat alanında bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bunca yıl sanat dünyasına hakim olan sol görüş halen etkin... Bunu kırmak için zaman gerekiyor.

"Müslüman camia sanat, mizah yapamaz, karikatür çizemez" diyorlardı. Bu görüşe katılmıyorum. Müslüman camia, çatır çatır en kralını da yapar. Böyle bir tecrübeyi, birikimi, fırsatı daha yeni yeni yakalıyor. Önceden neredeyse bırak sanatla, edebiyatla uğraşmayı konuşması bile engellenmiş, dili engellenmiş, alfabesi ortadan kaldırılmıştı. Ne zamanki zincirlerinden kurtulmaya başladı bu millet, sanatla da ilgilenmeye başladı.

Müslüman camianın zincirlerinden kurtulmaya başlaması nasıl oldu?

- Geçmişte neredeyse şu anda yaptıklarımızı bile yapamayacağımızı düşünüyorduk. Yani özgüvenimizi almışlardı. 20-25 seneye önce, "Biz karikatür çizemeyiz, mizah yapamayız, film çekemeyiz, yazı yazamayız" diyorduk. Bu zinciri kırmamızın sebebi tabiî ki öncelikle toplumun kendi dili ile konuşan bir iktidara sahip olmasıdır. AK Parti iktidarı sayesinde bir nevi toplum zincirlerini kırmıştır. Bu zamana kadar yapılan işlerde, çekilen sinema filmlerinde, basılan kitaplarda ise bir başarı vardır. Bu durum güzel bir tabloyu bize gösteriyor. İlerde çok daha iyi olacaktır.

HEREDOT CEVDET'E YOĞUN İLGİ

Heredot Cevdet dizisi yeniden yayınlanmaya başladı... Program izleyici tarafından nasıl karşılandı?


- Eskiden beri zaten Heredot Cevdet'i özleyen, bekleyen bir seyirci kitlesi vardı. Şimdi Heredot Cevdet'i yeni gören bir kuşak var. Her ikisinin karışımından yeni bir seyirci kitlemiz oluştu. Şu anda seyircinin ilgisinden ve geri dönüşlerden memnunuz.

15 dakikalık günlük bir programın aldığı reytinglerden memnunuz. Çok şükür yorucu da olsa iyi gidiyor. Neticede karşılığını manevi olarak aldığın işten mutlu oluyorsun. Yani attığın taş yerini buluyor. Bulunca da bu, insana yeniden çalışma, yeni yeni hikayeler yazma şefki veriyor.

CAMİANIN % 90'I SOLCU

Sanat camiasının yüzde kaçı solcu?


- Neredeyse yüzde 90'ı diyebilirim.

Görüşleriniz nedeniyle bir engelleme ile karşılaştınız mı?

- Vallahi 20-25 sene önce, "Kardeşim ben dinimi yaşıyorum. Ben gönlümde ne varsa onu yaşamaya çalışıyorum" dediğimde balta gibi hemen geçmişe ait her şeyimi kestiler. O dönemde Hıbır isimli bir derginin yöneticilerinden biriydim. Arkadaşlarım, "Sen bu halinle bu dergiye zarar veriyorsun" dediklerinde ben ceketimi aldım ve çıktım. Bundan sonra yaklaşık 4 sene çok zor durumlarda kaldım. Hem ben, hem ailem, çocuklarım bir türlü iş imkanı bulamadı. Bütün kapılar yüzümüze kapandı.

Bu konuda beni yetiştiren Oğuz Aral'a gidip, "Ben ne yapacağım? Bütün çoluk çocuğumla ortada kaldım. Kimseye bir zararım yok, kötü bir şey yapmıyorum, sadece gönlümdekini yaşamaya çalışıyorum" dediğimde Oğuz abi; "Bu memlekette hırsız olabilirsin, affedilebilirsin... Dolandırıcı olabilirsin, affedilebilirsin... Şu olabilirsin, bu olabilirsin, her şeyi affederler ama eğer 'Ben dindarım' diyorsan senin işin bitmiştir. Ben bile bir şey yapamam" dedi. Yani düşünün böyle bir Türkiye'den bugünlere geldik.

EFENDİMİZ'İ ÇİZMEK KİMSENİN HADDİ DEĞİL

Peygamber Efendimiz'in karikatürünün çizilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?


- Peygamber Efendimizi kim görmüş? Sahabe görmüş. Sen gördün mü? Görmedin. Ben gördüm mü? Görmedim. Çizen gördü mü? Görmedi. Demek ki Efendimiz'i çizmek kimsenin haddi değildir.

Türk filmlerinde eskiden imamlar olumsuz karakterli oluyordu. Üçkağıtçı, sahtekar, kekeme falan... Bugünlerde bu durum azaldı mı?

- Bahsettiğiniz şeyler 20-25 sene öncesine kadar vardı ama artık tabii ki böyle bir şey yok.

Neden, toplum mu dönüştü?

- Tabiî ki normalleşiyor. Olması gereken yere doğru gidiyor.

Kaynak: Yeni Akit