Osmanlı'nın 34. padişahı II. Abdülhamid'in ölümünün üzerinden 98 yıl geçti. 10 Şubat’ta vefat eden 113’üncü İslam Halifesi Abdulhamid’in icraatları ve zamanın sınırlarını aşan projeleri birçok tarihçi ve uzman tarafından masaya yatırıldı.

Siyaset soslu tartışmalar bir yana, herkesin hemfikir olduğu bir konu var; O da II. Abdülhamid'in büyük bir reformcu ve akıllı bir stratejist olduğu. Eğitimden, sağlığa, ulaşımdan ordunun modernizasyonuna, birçok konuda modern Türkiye'nin temelleri bu dönemde atıldı.


EĞİTİM İÇİN ARKA ÇIKTI


Osmanlı'nın hem maddi hem de teknolojik olarak Avrupa ülkelerinin gerisinde olduğu bir dönemde yürüttüğü denge politikasıyla önemli toprak kayıplarının önüne geçerken toplumun ve ülkenin yeni yüzyıla daha güçlü girmesi için hazırlamaya çalıştı. İlk kız okulları kendisinin döneminde açıldı. Abdüllatif Suphi Paşa ilk kız sanat okulunu açma konusunda 'tepki alırım' gerekçesiyle çekinceler yaşayınca kendisine arkasında durduğunu söyleyerek destek oldu. 

Döneminde İstanbul'daki ilkokul sayısı 200'den 9 bine çıktı. Modern hastaneler de ülkenin 4 bir yanında kuruldu. Bugün faaliyetteki Şişli Etfal Hastanesi 1899'da II. Abdülhamid tarafından yaptırıldı. 

Coğrafya veya millet ayrımı yapmadan tüm Osmanlı'ya hizmet götürmek için uğraştı. Şam ile Medine arasında inşa edilen Hicaz Demiryolu bunun en güzel örnekleri arasında yer alıyor. II. Abdülhamit bu projenin yerli imkanlarla karşılanmasına özen göstermişti. Hatta hattın her zaman Osmanlı teknolojisinin kontrolünde olması için Avrupa'daki demiryollarına oranla daha dar bir demiryolu inşa ettirdi. II. Abdülhamid'in gerçekleştirdiği projelerin yanında gerçekleştirmeye imkan bulamadığı projeler de bugün hala tüm güncelliğini koruyor. 


SÜVEYŞ'E ALTERNATİF KANAL!


II. Abdülhamid Süveyş Kanalı'na alternatif yaratılması gerektiğine karar verdi. Projeye göre Ölü Deniz kenarında, bugün Ürdün'de bulunan Akabe Körfezi'nde çöküntü alanına su verilerek bir göl oluşturulacaktı. 72 kilometre uzunluğundaki göl, kanallarla Ölü Deniz ve Akdeniz'i birbirine bağlayacaktı. Bu proje gerçekleşemedi. 2005'te Dünya Bankası 11 şirkete fizibilite raporu çıkarması için yetki verdi ancak politik gelişmeler sebebiyle sonuç alınamadı.


HALİÇ KÖPRÜ'SÜ RAFA KALDIRILDI


II. Abdülhamid Haliç'e bir köprü inşa edilmesi için Fransız mimar Antoine Bouvard'a proje hazırlattı. Yıldız Teknik Üniversitesi Sultan II. Abdülhamid Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin projeyle ilgili şu bilgileri yayımladı: "Bouvard'ın projesi, Galata Köprüsü için oldukça modern bir görünüm öneriyor. Sahildeki gezinti yolları, yapının anıtvari boyutlarını vurguluyor. Bouvard, üzerindeki heykelleri ve aydınlatma elemanlarıyla birlikte tasarladığı köprüyü iki büyük kule ile sonlandırmış, meydan girişlerini abideleştirmiştir. Projede oldukça ilerleme kaydedilmesine rağmen, 1909 yılında Sultan Abdülhamid'in hâl edilmesiyle rafa kaldırılmıştır."



MARMARAY'I 19. YÜZYILDA PLANLADI


29 Ekim 2013'te o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan Marmaray Türkiye Cumhuriyetinin gerçekleştirdiği en önemli projelerden biri olarak öne çıkıyor. İki kıtayı Boğaz altından birleştirme projesi ise ilk olarak II. Abdülhamid zamanında oluşturulmuştu. II. Abdülhamid projeyi Fransızlara 1892 yılında çizdirmişti. Tünel-i Bahri veya günümüz Türkçesi ile Deniz Tüneli adı verilen projenin bugün hizmetteki Marmaray gibi Üsküdar-Sirkeci arasına inşa edilmesi düşünülmüştü. Bu projenin o dönem neden rafa kaldırıldığına dair kesin bir bilgi yok. Ancak savaşlarla geçen bir dönemde ileri teknoloji gerektiren bu projeye bütçe ayrılamadığı tahmin ediliyor. 



BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ'NÜN İLK ÇİZİMLERİ


Sultan, İstanbul Boğazı'nın iki yakasını bir araya getirmek istiyordu. Bunun için Fransız ve Osmanlı mühendislerinden oluşan ekibe ilk projeyi çizdirdi. Sultan, köprü ile İstanbul'u Avrupa'dan Asya'ya kesintisiz bir demiryolu ağının en önemli durağı haline getirmek istiyordu. Bu hem ticari hem de stratejik açıdan önemliydi. Söz konusu köprü bugün Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün olduğu yere inşa edilecekti ve 600 metre uzunluğunda oluşacaktı. Kalın duvarları köprülerin ayaklarını düşman tehlikesinden koruyacaktı. Çizilen proje işlevselliği kadar estetiğiyle de göze çarpıyordu. Köprü üzerine konulan kubbeli kuleler İslam ve Türk mimarisinden izler taşıyordu.